
Eski Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt arasında yaşanan sözlü tartıştıma bir anda tarihi bilgilerin çarpıtılmasıyla iç siyaset konusundan farklı bir alana taşındı.
Eskişehir yerel medyasından İstikbal Gazetesi köşe yazarlarından Ali Baş'ın gündeme taşıdığı habere göre Yılmaz Büyükerşen, Kazım Kurt'a yönelik olarak "Kırım’ın Giray hanları gibi davrandı" ifadesini kullandı. İç siyasi tartışmalarda Kırım Tatarlarına yönelik gerçek dışı yakıştırmalar yapılması ise Kırım Tatar diasporası tarafından büyük tepki ile karşılandı. Büyükerşen'in söz konusu ifadeleri sonrasında Kırım Tatar Teşkilatları Platformu, Kırım Hanlığı’ndan günümüze uzanan tarihi süreci ve Türkiye Cumhuriyeti ile olan sarsılmaz bağları hatırlatan kapsamlı bir bildiri yayımladı.
Kırım Tatar halkının tarih boyunca Türk ve İslam dünyasına hizmet ettiği, hiçbir zaman siyasi çekişmelerin malzemesi yapılamayacağı vurgulanan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
0Kırım Hanlığı ve Kırım Tatar halkının, Hanlığın hüküm sürdüğü 342 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun sarsılmaz dostu ve müttefiki olduğu tarihsel bir hakikattir. Her iki güç, başta siyasî ve askerî alan olmak üzere bilim, kültür, düşünce ve sanat alanlarında işbirliği yaparak eşsiz başarılar elde etti. Tarih kitapları bu başarılarla doludur. Şu husus da unutulmamalıdır ki Osmanlı İmparatorluğu ve Kırım Hanlığı, el ele vererek Türk ve İslam dünyasına muhteşem eserler kazandırmışlardır.
II. Viyana Muhasarası sırasında Polonyalı ve Avusturyalı askerlerin saldırdıkları Sadrazamın otağını ve Hz. Peygamberin sancağını (Sancak-ı Şerif) kurtaran Hacı Giray ve 600 Kırım atlısıydı. Bu kahramanları kim yok sayabilir?
Kırım Hanlığı’nın lağvolunmasından sonra geçen yüzyıllar boyunca Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti’ne göç etmek zorunda kalan Kırım Tatarları, devletimizin sadık ve güvenilir vatandaşları olmuşlardır. Bürokraside görev alan memurundan tarlada çalışan ırgatına kadar tüm Tatar halkı, hem Osmanlı İmparatorluğu’nun hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin kalkınmasına, gelişmesine, muasır medeniyetler seviyesine yükselmesine canını dişine takarak çalışmıştır, ter dökmüştür.
Milli Mücadele’de Kuva-yı Milliye ve düzenli ordu saflarında savaşmak üzere eşsiz Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın çağrısına uyan binlerce Kırım Tatarını kim unutabilir? Yaşı kırk beş olan, saçı sakalı ağarmış, büyük düşünür Yusuf Akçura’nın yedek kurmay yüzbaşı rütbesiyle Alagöz Karargâhında Başkomutanla birlikte mücadelesini kim yok sayabilir?
Bugün, Kırım ve Kırım Tatarlarının millî haklarının korunması Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından siyaset üstü nitelikte bir devlet politikası olarak kabul edilmiştir.
Ne yazık ki zaman zaman siyaset sahnesindeki bazı aktörlerin sırf şahsi siyasi hesapları nedeniyle Kırım Tatarlarına yönelik tarihi hakikatlere uymayan yakıştırmaları bizleri ziyadesiyle üzmüştür.
Gerek Türkiye’de gerekse dünyadaki Kırım Tatarları arasında büyük itibar gören Odunpazarı Belediye Başkanımız Kazım Kurt, mensubu olduğu Kırım ve Kırım Tatar halkının sorunları noktasında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kabul gören politikasına uygun olarak siyaset üstü faaliyetler yürütmekte ve imkanı dahilinde her alanda destek olmaktadır. Kıymetli Belediye Başkanımızın bu tutumu bizler için unutulmazdır.
Bu vesile ile, iç siyasi çatışma ve çekişmelerin orta yerinde bütün Kırım Tatar halkına yönelik uygunsuz ve mesnetsiz yakıştırmalar yapılarak, tarihi hakikatlerin farklı boyutlara taşınmasını, siyasi ahlaka, vefa ve dostluk ilişkilerine yakışmayan davranışlar olarak not alındığının bilinmesini rica ediyoruz.
Saygılarımızla."