
Kırım Tatar halkının milli lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım meselesinin yine dünya toplumunun gündeminde olduğunu ve Kırım’ın Ukrayna’ya dönüşünü sağlamak için çabaları birleştirmek ve koordineli hareket etmek gerektiğini, bu konuda dünya toplumunun desteğini beklediklerini ifade etti.
Kırım Tatar Milli Meclisi yönetimi, diplomatik misyonların ve Ukrayna'da kayıtlı uluslararası kuruluşların temsilcileriyle görüştü.
Kırım Tatarlarının milli lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun 2011 yılında başlattığı ve Kırım Tatar Milli Meclisi’nin her sene düzenlediği geleneksel görüşmenin dördüncüsü bu yıl 15 Aralık 2015 tarihinde Ukrayna'nın başkenti Kiev'de Hyatt Regency Kyiv otelinde gerçekleştirildi.
Görüşmenin konusu “Kırım’ın Rus işgali koşullarında insan haklarının ihlali ve Kırım Tatar halkı temsilcilerinin uğradığı takibat: Ukrayna ve uluslararası toplum tarafından sağlanabilecek olası koruma imkânları” oldu.
Ukrayna Devlet Başkanı'nınKırım Tatarlarından Sorumlu Yetkilisi, Ukrayna milletvekili, Kırım Tatar halkının milli lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı, Ukrayna milletvekili, Dünya Kırım Tatar Kongresi Başkanı Refat Çubarov, Kırım Tatar Milli Meclisi üyeleri, aktivistler ve Kırım Tatar devlet görevlilerinin katıldığı görüşmeye 28 büyükelçilik ve Ukrayna’da faaliyet gösteren uluslararası kuruluşların temsilcileri iştirak etti.
Kırım Tatar halkının liderleri, Rus işgali altında bulunan yarımadadaki durum, Kırım Tatarlarına yönelik insan hakları ihlalleri, Kırım Rus yönetimi tarafından yapılan Türkiye karşıtı propaganda ve Türkiye vatandaşlarının yarımadadan sınır dışı edilmesi ile ilgili bilgi verdi.
QHA, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun görüşme sırasında yaptığı konuşmanın tam metnini dikkatinize sunuyor:
Saygıdeğer hanımefendiler, beyefendiler!
2011 yılından itibaren her yıl düzenlenen Kırım Tatar Milli Meclisi yönetiminin diplomatik misyon ve Ukrayna’da kayıtlı uluslararası kuruluşların temsilcileri ile görüşmesine hoşgeldiniz! Zaman bulup görüşmeye geldiğiniz için size şükranlarımı sunuyorum.
Bizim için bu görüşmeler çok önemli. Bu görüşmelerde biz, Kırım ve Kırım Tatar halkımızın durumu, halkımızın sürgün yerlerinden dönüşünden sonra karşılaştığı sorunlar hakkında bilgi veriyor, Kırım’ın köklü halkının haklarının iade edilmesi meselesi, 2. Dünya Savaşı’nın sonuçlarının ve komünist rejimin suçlarının aşılması meselesinin sadece Ukrayna’nın iç meselesi değil de, tüm demokratik dünya toplumunun işi olduğundan yola çıkarak bu sorunların çözüm yollarını görüşüyoruz.
Geçen iki görüşme sırasında biz Kırım ve Kırım Tatarlarının sorunları ile ilgili Uluslararası Forum’un yapılması gerektiğini görüşmüş ve bu konuda hemfikir kalmıştık. AGİT, Uluslararası Forum’un konsepti ve sorunların çözüm haritasını hazırlayan AGİT Milli Azınlıklardan Sorumlu Yüksek Komiseri, AB Genişlemeden Sorumlu Yüksek Komiseri Stefan Füle’nin büyük desteği sayesinde söz konusu forumun düzenlenmesi için herşey hazırdı, sadece Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç’in onayı eksikti.
Fakat, Yanukoviç’i sorunların çözümü ilgilendirmiyor ve Forumun yapılması için izin vermiyordu. Komşu ülkedeki yöneticileri ve hamilerinin verdiği akılla bunun, Batı ülkelerinin Ukrayna’nın iç işlerine karışması olacağını ve Yanukoviç’in Kırım’da kendisinin yolsuzluk rejimine muhalif en önemli organize güç olarak gördüğü Kırım Tatar halkının temsil organı Kırım Tatar Milli Meclisi’nin nüfuzunu arttıracağını düşünüyordu.
Şimdi ise Yanukoviç rejimi artık yok ama yeni bela geldi. Bizim toprağımız işgal edildi ve Kırım’da Yanukoviç rejiminden çok daha kötü olan bir rejim kuruldu. Bu rejim, Kırım Tatarlarının temel vatandaşlık hakları, kendi vatanında yaşama hakkı için onyıllar devamında mücadele ettiği totaliter Sovyet rejiminden bile daha kötü. Toplu aramalar, saçma suçlamalarla tutuklamalar, insan kaçırma ve öldürme olayları, insan onurunu kırma, insanların herhangi bir davranıştan dolayı değil, sadece düşüncelerini dile getirdikleri için takibata uğramaları olayları işgal altındaki yarımadada gündelik olaylar haline geldi.
Kırım Tatarları ve onlar tarafından seçilen temsil organı Kırım Tatar Milli Meclisi işgal ve ilhaka karşı koyan esas organize güç olduğu için tabii işgalciler tüm öfkesini daha çok onlara yöneltti. Rus İmparatorluğu ve SSCB’nin şoven politikaları yüzünden Kırım’ın köklü halkının sayısı yarımada nüfusunun sadece yaklaşık yüzde 13’ünü oluşturmasına rağmen işgalden sonra yapılan yaklaşık 200 aramanın yüzde 90’ından fazlası Kırım Tatarlarının evlerinde, okul ve camilerinde yapıldı, hapse atılanların, para cezası kesilenlerin, kaçırılan ve öldürülenlerin, vatanını terketmek zorunda kalan yaklaşık 35 bin kişinin çoğunu yine Kırım Tatarları oluşturuyor.
Zenofobi, hoşgörüsüzlük ve şovenizm düzeyi yakın geçmişte Türkiye hava sahasında Rus savaş uçağı ile ilgili olaydan sonra da arttı. Kırım Tatarları Türkiye halkıyla çok yakın ve kardeş halk olduğu için Putin’in yönettiği Türkiye karşıtı vahşi kampanya Kırım Tatarlarına da dokundu. Kırım Tatarlarıyla evli olanları dahil onlarca Türk aileleri Kırım’dan sürgün ediliyor, Türk şirketleriyle iş yapan işadamları iflasın eşiğine geldi. Eskiden suç örgütünün başı olan şimdi de işgal edilen Kırım’ın “Başbakanı” Aksyonov, Kırım Tatarlarının, özellikle Türkiye’de eğitim görmüş olanlarının Türk istihbaratının etkisi altında olduğunu ya da artık Rusya’ya düşman olan bu devletin ajanı olduğunu açık açık söylüyor. Bu da en az 500 genç demek.
Bu nedenle şimdi bizim için en önemlisi Kırım’ın işgalden kurtarılması meselesidir. Kırım’dan Kiev’e gelen yurttaşlarımızın bize ilk olarak “Bu kabus ne zaman bitecek? Bu işgal ne zaman son bulacak? Bunun için dünyada ne yapılıyor? İhanete uğramaz mıyız? Öfkeli ve acımasız saldırganın karşısında bizi yalnız bırakmazlar mı? Ukrayna’nın güvenliği ve toprak bütünlüğünü garanti eden Budapeşte Memorandumu’nun altına attığı imzadan vazgeçmezler mi? Yaptırımlarını hafifletmezler mi? Ukrayna’nın kendisi toprağını kurtarmak için ne yapıyor? Müttefiklerimiz, diplomalarının tanınmadığı işgalcilerin şoven eğitim programlarına göre okumak istemeyen çocuklarımızın kendi üniversitelerinde eğitim görmesi konusunda yardımcı olabilirler mi?” sorularını soruyorlar.