
Rusya’nın nükleer enerji sektörü ciddi bir mali krizle karşı karşıya. Ülkenin 11 nükleer santralini işleten ve Rusya’nın elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 20’sini karşılayan devlet kurumu Rosatom, yeni projelerini sürdürebilmek için devletten kredi sübvansiyonu ve “özel” kaynaklar talep etti.
Ukrayna’ya bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi tarafından yapılan açıklamada, Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom şirketinin bağımsız olarak dış finansman sağlayamadığı için 2027'den sonraki yeni projeler için Rus yetkililere sübvansiyon çağrısında bulunduğunu bildirildi. Şirketin talebinin ardında, Ukrayna’ya karşı başlatılan topyekûn savaşın ve beraberindeki devasa askerî harcamaların oluşturduğu ciddi mali kaynak yetersizliği olduğu kaydedildi. Şirket, uluslararası yaptırımlar, yüksek faiz oranları ve küresel piyasalardaki kısıtlamalar nedeniyle dış finansmana erişimini neredeyse tamamen kaybetti.
Rosatom daha önce düşük kapasiteli enerji blokları ve yüzer nükleer santrallerin devlet bütçesiyle finanse edilmesi çağrısında bulunmuş ancak bu girişimler sonuçsuz kalmıştı. 2024 yılında şirketin bu projeler için ayrı bir devlet programı talep ettiği, aksi takdirde ekonomik olarak uygulanabilirliklerinin bulunmadığı ifade edilmişti.
KRİZ DERİNLEŞİRKEN AFRİKA’YA AÇILIM GİRİŞİMİ
Tüm bu sıkıntılara rağmen Moskova, nükleer alanda küresel hedefler açıklamaya devam ediyor. Rosatom’un yakın zamanda Nijer Enerji Bakanlığı ile “barışçıl atom” kullanımı hakkında bir mutabakat zaptı imzaladığı duyuruldu. Ancak Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, bu tür iş birliklerinin arkasında yaptırımları delme çabaları, Afrika uranyum kaynaklarına erişim ve Rus teknolojilerine bağımlılık yaratma hedefinin bulunduğunu vurguladı.
Bununla birlikte, Rus ekonomisinin birçok kilit sektörünün; kömür madenciliğinden Gazprom’a, demiryollarından metalurji ve ormancılığa kadar büyük ölçüde devlet destekleriyle ayakta kaldığına dikkat çeken merkez yaptığı açıklamada, “Sistemsel gerileme ve iddialı projeleri hayata geçirememe, Rusya'nın derin teknik ve ekonomik çöküşünün göstergesidir.” ifadelerine yer verdi.