Ukrayna dış istihbaratı: Ukrayna'ya yönelik tehditlerin ana kaynağı Rusya olmaya devam edecek

Ukrayna dış istihbaratı: Ukrayna'ya yönelik tehditlerin ana kaynağı Rusya olmaya devam edecek

Haber Giriş Tarihi: 29.01.2021 20:13
Haber Güncellenme Tarihi: 29.01.2021 20:13
https://www.qha.com.tr/

Ukrayna Dış İstihbarat Servisi, modern koşullarda iç istihbarat çalışmalarını tanımak için ulusal, bölgesel ve uluslararası güvenliğe yönelik temel tehditlerin değerlendirmesini kamuoyuna aktarmak için hazırlanan Beyaz Kitap- 2021'i yayımladı. Söz konusu bültende, Rusya'nın önümüzdeki yıllarda Ukrayna ve çevresindeki güvenlik ortamına yönelik tehditlerin ana kaynağının Rusya Federasyonu olacağı vurgulandı.

Ukrayna Dış İstihbaratı, Ukrayna’ya yönelik tehditlerin analizini ve önümüzdeki yıllara ilişkin tahminlerinin yer aldığı "Beyaz Kitap- 2021" bültenini kamuoyuyla paylaştı. Koronavirüs pandemisinin neden olduğu mevcut küresel krizi şiddetlendirdiği ve mevcut küresel tehditleri yeni bir düzeye taşıdığı kaydedilen bültende, “Gelen yıllarda dünyadaki durumun gelişimi yeni bir dünya düzeninin oluşmasıyla belirlenecektir. Kovid-19 salgınının ekonomik sonuçları, Amerika Birleşik Devletleri ile Çin arasındaki artan çatışmanın temelini oluşturacak, jeopolitik liderlik, doğal kaynaklara erişim (enerji kaynakları, içme suyu, tarım arazisi vb.) ana ulaşım yolları ve iletişim kanalları üzerinde kontrol için küresel ve bölgesel oyuncuların mücadelesini katalize edecek.” öngörülerine yer verildi.

RUSYA, AVRUPA’DAKİ GÜVENLİK İSTİKRARSIZLIĞINI KRİZ SÜREÇLERİNİ KIŞKIRTMAK İÇİN KULLANACAK

Avrupa'da var olan güvenlik istikrarsızlığı, açık ve donmuş çatışmaların Rusya tarafından kriz süreçlerini kışkırtmak için kullanılacağı belirtilen bültende, etkili bir Pan-Avrupa güvenlik sisteminin yokluğunda, güvenlik alanının bölünerek tampon bölgelerin oluşturulması tercih edileceği kaydedildi. Bu bağlamda, AB politikasının, AB'nin diğer küresel ve bölgesel oyunculara minimum bağımlılığı anlamına gelen "stratejik özerkliğe" yöneleceği, Ukrayna'nın başlıca Avrupalı ​​müttefikleri ve ortaklarının, iç sorunlarını çözmeye odaklanmak zorunda kalacağı belirtildi.

Avrupa ülkelerinin Rusya-Ukrayna çatışmasına olan ilgilerinin zamanla bir şekilde zayıflayabileceği ve bu ülkelerden bazılarının Rusya Federasyonu ile ilişkileri serbestleştirme yolunda adımlar atabilieceği kaydedilen bültende, “Önümüzdeki yıllarda Ukrayna'nın ulusal güvenliğine ve Avrupa güvenliğine yönelik ana tehdit kaynağı, Rusya yönetimi tarafından seçilen küresel oyuncu statüsünü pekiştirme yolu ve sözde "Rus çıkarlarını” kabul ettirmek olacak.” denildi.

Bunun yanı sıra NATO’nun, Avrupa'nın önde gelen savunma örgütü olmaya devam edeceği, Kuzey Atlantik İttifakının, Ukrayna için açık kapı politikası sergileyeceği, güvenlik ve savunma sektörünün güçlendirilmesi için Ukrayna ile iş birliğini artıracaği belirtilirken, Rusya, hem Ukrayna toplumunda NATO üyeliği konusunda bir bölünmeyi provoke ederek hem de Ukrayna’yı İttifaka kabul etme konusundaki birliği zayıflatarak bu tür iş birliğini engellemeye çalışacağı uyarısında bulunuldu.

RUSYA’NIN DEZENFORMASYON FAALİYETLERİ

Bilgi teknolojisinin gelişmesiyle birlikte, her şeyden önce saldırgan ülke Rusya’nın enformasyon etki faktörünü artıracağı belirtilen bültende, Moskova’nın, yanlış ve önyargılı bilgileri yaymak için özel servisler aracılığıyla başta Avrupa'da olmak üzere geçici sahte platformlar oluşturma pratiğini geliştireceği, siber terörizmin, uluslararası güvenliğe karşı tartışılmaz bir tehdit oluğturacağı ve saldırıların ana hedeflerinin devlet kurumları, kritik altyapı, sanayi kuruluşları, ilaç ve finans sektörü olacağı vurgulandı.

UKRAYNA’YA YÖNELİK RUSYA KAYNAKLI TEHDİTLER

Önümüzdeki yıllarda Ukrayna ve çevresindeki güvenlik ortamına yönelik tehditlerin ana kaynağının Rusya Federasyonu olacağı belirtilen bültende şu ifadelere yer verildi: “Stratejik düzeyde, Rusya'nın Ukrayna ile ilgili hedefleri değişmeden kalacak ve münhasır Rus etkisinin yörüngesinde kalmasını ve devletimizin Avrupa ve Avrupa-Atlantik hareketinin engellenmesini sağlayacaktır. Bu, Rusya'nın olumsuz genel uluslararası durumuna ve bir dizi yeni faktörün ortaya çıkmasına rağmen değişmeden devam ediyor. Joe Biden'in ABD başkanlık seçimlerinde kazandığı zaferden, hidrokarbon piyasalarındaki türbülanstan, ülke ekonomisindeki yıkıcı olaylardan ve Rusya'da olası bir güç değişiminden (geçiş) bahsediyoruz. Böylece, Putin'in sağlığıyla ilgili giderek artan sorunlar, Rusya'da devlet başkanının kamu görevlerini fiziksel olarak yerine getirmesinde gözle görülür bir zorluk nedeniyle iktidar devri dönemi fiilen başladı… Putin olsun ya da olmasın Rusya'da orta vadede temel "Putinizm" devlet modeli senaryosunun sürdürülmesi öngörülüyor.”

Ayrıca Rusya’nın, eski Sovyet cumhuriyetlerinin yer aldığı "kendi stratejik çıkarları bölgesi"ni kontrol etmekten de vazgeçmeyeceği kaydedildi.

UKRAYNA’NIN SOSYO-POLİTİK YAŞAMINI İSTİKRARSIZLAŞTIRMA HEDEFİ

Rusya’nın Ukrayna'daki iç durumu istikrarsızlaştırma çalışmalarına hız kesmeden devam edeceğini kaydeden Dış İstihbarat Servisi, Moskova'nın, Ukrayna’daki yasama ve yürütme organlarının kontrolünü ele geçirebilecek Rus yanlısı güçleri desteklemeye devam edeceğini, şu anda erken parlamento seçimleri için gerekli koşulları yaratmaya çalıştığını vurguladı.

Rusya'nın siyasi hedefinin, Ukrayna’daki sosyo-politik yaşamı istikrarsızlaştırmak, Ukrayna'nın "hayatta kalmasını" garanti altına alması için tek seçeneğinin "Kremlin'in yardımı" olacağı bir noktaya getirmek olduğu belirtildi.

Aynı zamanda Kremlin’in, Batı'da "Ukrayna'dan bıkkınlık" etkisi yaratmaya çalıştığı kaydedilirken, “Aynı zamanda, Batı ülkelerindeki Rus yanlısı güçlerin ilgili lobi faaliyetleri ve yıkıcı Ukrayna karşıtı faaliyetleri, ülkemizde Avrupa entegrasyon reformlarını gerçekleştirmedeki zorluklar ve AB içinde krizin derinleşmesi gibi nesnel faktörlere ustaca ekleniyor ki, bu da Brüksel'i Doğu Avrupa meselelerinden uzaklaştırıyor.” denildi.

Ayrıca Rusya’nın, Kıyiv ve komşu AB üye devletleri arasındaki ilişkilerde sürekli olarak çatışmalar provokje ettiği kaydedilirken, “Moskova için özellikle önemli olan, "Ukrayna" sorununun uluslararası güvenlik söyleminin gündeminden düşürülmesi ve Rusya'nın Kırım'ı işgali konusunu bu söylemin dışında tutmak. Diğer şeylerin yanı sıra, Rusya'nın, yabancı ülkelerde Rus yanlısı lobiyi kullanarak, eşzamanlıkarşı girişimler (Kırım Dostları Platformu gibi) başlatarak Ukrayna'nın uluslararası "Kırım Ukrayna'dır" platformunu gözden düşürme (itibarını sarsma) girişimlerine devam etmesi bekleniyor." ifadeleri kullanıldı.

UKRAYNA’YA KARŞI GENİŞ ÇAPLI TİCARİ VE EKONOMİK SAVAŞ

Bunun yanı sıra Rusya'nın Ukrayna'ya karşı geniş çaplı ticari ve ekonomik savaş yürüteceği tahmin ediliyor.

Rusya’nın, Ukrayna'ya yönelik yaptırımları genişleteceği, mali baskıyı, enerji şantajını, transit ve ulaşım ablukasını artıracağı, Ukraynalı üreticileri geleneksel pazarlardan çıkaracağı, Ukrayna şirketlerini uluslararası pazarlarda itibarsızlaştıracağı ve sahte yapılar aracılığıyla yatırım yaparak Ukrayna pazarlarına sızacağı kaydedilen bültende, Azak Denizi'nde Ukrayna limanlarını bloke eden Rusya'nın bu uygulamayı Karadeniz limanlarına taşımaya hazır olduğunun gözlemlendiği, bunun da Ukrayna’nın ekonomik potansiyelini zayıflattığı vurgulandı.

Bültende, Rusya’nın, Ukrayna üzerinden doğal gaz transitini engellemek için inşa ettiği Kuzey Akım-2 projesini tamamlamak için çaba sarf ettiği vurgulanırken, “Kuzey Akım-2 projesi gibi Ukrayna’yı bypass edecek yeni doğalgaz hatlarını inşa ederek Ukrayna üzerinden doğalgaz tedarik yollarının kapatılması yoluyla Ukrayna'ya enerji ambargosu fikri, uzun yıllar teşvik edilecek. Kremlin, Kuzey Akım-2 projesini bir an önce tamamlamak için önemli çabalar sarf ediyor. Rus diplomasisi ve istihbarat servisleri aktif olarak uluslararası politikada lobi yapıyor. Yaptırımları aşmanın ve "inşaat ortaklarını" korumanın yolları aranıyor.” denildi.

Bunun yanı sıra, Rusya’nın, Avrasya Ekonomik Birliği'ndeki uydu devletleri EAEU pazarlarında Ukraynalı şirketlere karşı ayrımcılık yapmak için kullanmaya devam edeceği tahmininde bulunuldu.

KIRIM’IN MİLİTARİZASYONU

Azak Denizi-Karadeniz bölgesi, Moskova tarafından Akdeniz, Ortadoğu ve Afrika kıtasındaki yayılmacılığı için önemli bir sıçrama tahtası olarak görüldüğü vurgulanan bültende, “İşgal altındaki Kırım'ın militarizasyonu, özellikle NATO'nun bölgedeki hareket özgürlüğünü kısıtlayacak bir sistem oluşturarak, Karadeniz bölgesindeki askeri-politik güç dengesini değiştirmede kilit bir rol oynamaktadır.” İfadesine yer verildi.

İşgal yılları boyunca, Moskova'nın, iddialarının aksine, Kırım'ı ekonomik (endüstriyel, tarımsal, turistik veya insani) potansiyelini geliştirmeyi asla düşünmediğini doğrulamak için yeterli sayıda bilgilere sahibiz.

Rusya’nın, işgal ettiği Kırım yarımadasındaki asker ve silah sayısını arttırdığına dikkat çekilen bültende şöyle denildi:

“Kırım Yarımadasının işgalinden bu yana Rusya, yarımadada Rusya Silahlı Kuvvetlerinin saldırı yeteneğini aktif olarak artırıyor, asker sayısını artırıyor ve onları yeni silahlar ve askeri teçhizatla donatırken, nükleer yeteneklerini güçlendirmek için koşullar yaratıyor. Ana hedef, Rusya Federasyonu'nu Karadeniz bölgesinde egemen bir devlet haline getirmektir.

Rusya, Kırım'da kara, hava ve deniz bileşenlerini kapsayan ve yaklaşık 32,5 bin askerden oluşan güçlü bir ordu oluşturdu. Rus tarafı, nükleer silahların, parçalarının ve taşıyıcılarının işgal altındaki Kırım’a konuşlandırılması için koşullar yaratıyor ve Ukrayna’nın ulusal güvenliğine tehdit oluşturan nükleer altyapıyı eski haline getirmek için çalışıyor.”

Ayrıca, Rusya'nın Karadeniz ve Azak Denizi’nde askeri ve siyasi hakimiyet sağlamaya yönelik önlemlerinin, bölgedeki Rus olmayan enerji, ulaştırma, lojistik ve güvenlik projelerinin uygulanmasının engellenmesini de öngördüğü, bunun da Ukrayna'yı ve bölge ülkelerini önemli ölçüde olumsuz etkileyeceği ve Avrupa entegrasyonunu baltalayacağı vurgulandı.

İŞGALİ KABUL ETMEYEN KIRIM TATARLARI UKRAYNA’NIN ANA KISMINA VE TÜRKİYE’YE İTİLİYOR

Rusya’nın aynı zamanda sosyal boyut da dahil olmak üzere gerekli tüm faktörleri dikkate alarak Kırım'ı kapsamlı bir şekilde tek bir büyük askeri üs haline dönüştürme çalışmaları yürüttüğü belirtilirken, yarımadanın nüfus yapısının değiştirildiği, işgali kabul etmeyen Kırım Tatarlarının, nüfusun “istenmeyen” kısmı olarak kasıtlı şekilde Ukrayna ana karası veya Türkiye’ye itildiği kaydedildi.

Bunun yanı sıra, Kırım'da çocuklara ve gençlere zorunlu askeri eğitiminin getirilmesiyle eğitimin aktif militarizasyonunun devam ettiği ifade edilirken, böylelikle, her şehirde / ilçede işgal yönetiminin, askeri eğitim, uygulamalı askeri sporların geliştirilmesi için ayrı programlar geliştirdiği ve onayladığı, sözde müfrezeler yarattığı, "Yunarmiya" (Genç Ordu) ve diğer militarist yönelimli çocuk ve gençlik örgütleri oluşturulduğu belirtildi.

UKRAYNA İÇİN EN BÜYÜK TERÖR TEHDİDİNİ RUSYA TEŞKİL EDİYOR

Ukrayna ve vatandaşlarına yönelik en büyük terör tehdidini saldırgan devlet Rusya’nın teşkil ettiğini belirten Dış İstihbarat Servisi bülteninde, “Bu tür faaliyetlerin sonucu, Donbas'ta öldürülen ve yaralanan on binlerce Ukrayna vatandaşı ve milyonlarca geçici olarak yerinden edilmiş kişi oldu. Rusya, Ukrayna topraklarındaki silahlı oluşumlara para, silah, askeri teçhizat ve askeri eğitmen ile uzmanları tahsis ederek kapsamlı destek sağlıyor. 2020 yılında Ukrayna'nın doğusunda aktif çatışmaların olmamasına rağmen, Rusya bu desteği sağlamaya devam ediyor. Yabancı ülke vatandaşları da Rusya Federasyonu'nun terör eylemlerinden zarar gördü.” denildi.