
Kırım’daki insan hakları savunucuları, işgal altındaki yarımadada kadınlara yönelik baskı ve hukuksuzlukların son iki yılda dramatik biçimde arttığını bildiriyor. Kırım Tatar Kaynak Merkezinin, 25 Kasım 2025 tarihinde yaptığı açıklamaya göre, 2024-2025 döneminde kadınlara karşı açılan 41 yeni yasa dışı ceza davası tespit edildi. Bu sayı, işgalin başladığı 2014’ten bu yana kaydedilen toplam vakaların yarısından fazlasını oluşturuyor.
Merkezin verilerine göre, 2014’ten bu yana Kırım’da en az 63 kadın hukuksuz şekilde ceza takibine uğradı. Ancak baskıların özellikle son iki yılda yoğunlaştığı belirtiliyor. Söz konusu 41 yeni vakanın, Rus işgal yönetiminin kadınlar üzerindeki baskısını sistematik olarak artırdığını gösterdiği ifade edildi.
Kırım Tatar Kaynak Merkezi, 2024-2025 döneminde en az 10 kadının mahkûm edilerek cezaevlerine gönderildiğini, ikisinin ise gıyabında yargılanmaya başlandığını belirtti. Hak savunucuları, kadınların hiçbir kanıt olmadan alıkonulduğunu, uzun hapis cezalarına çarptırıldığını, çoğu kez onur kırıcı koşullarda tutulduğunu vurguluyor. Birçok kadının küçük çocuklarının bulunduğu, annelerinden koparılan ailelerin ağır travmalar yaşadığı aktarıldı. Bazı kadınların ise yalnızca siyasi görüşleri veya etnik kimlikleri nedeniyle özgürlüklerinden edildiği kaydedildi.
Açıklamada, bu baskı artışının tesadüfî değil, “kasıtlı bir devlet politikası” olduğu ifade edilerek, “Her bir isim mahvedilen bir hayat, parçalanmış bir aile demek. Ancak aynı zamanda, Rus baskısının yok edemediği bir direniş ve onurun göstergesi.” denildi.
Hak savunucuları, uluslararası toplumu Rusya üzerindeki baskıyı artırmaya; Ukrayna toplumunu ise bu kadınların sesini duyurmaya davet ederek, “Sessizlik de bir baskı aracıdır; onların hikâyelerini duyurmalıyız.” şeklinde vurguladı.