
Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Nariman Celâl, Türkiye ile stratejik ortaklığın güçlendirilmesi, Serbest Ticaret Anlaşması süreci ve Kırım Tatarlarına yönelik destek konularında Kırım Haber Ajansına (QHA) özel açıklamalarda bulundu.
Celâl, Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi olarak göreve başladığı tarihten bu yana Türkiye Cumhuriyeti’nden ilgili siyasi isimlerle yaptığı görüşmelerde, Türkiye’nin Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine desteğini açıkça ifade edildiğini belirtti. Büyükelçi, “Herkes aslında bizim stratejik ortaklığımızı daha güçlendirmekle, geliştirmekle ilgileniyor.” dedi.
“CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN DURUŞU BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ”
Celâl, Rusya’nın Ukrayna’da zafer kazanmasının bölgeyi istikrarsızlaştırabileceğini vurgulayarak, “Böyle bir durum Kafkasya’yı ve Doğu Avrupa’yı etkileyecek. Türkiye, Avrupa ve bölgedeki diğer devletler bunu istemiyor.” ifadelerini kullandı. Azerbaycan örneğini de paylaşan Celâl, ülkenin egemenliğini ve bağımsızlığını koruma konusundaki kararlılığını hatırlattı.
Büyükelçi, Ankara’da yabancı diplomatlarla enerji, ticaret, savunma sanayi, kültür ve eğitim gibi pek çok alanda görüşmeler gerçekleştirdiğini ve bu desteğin yalnızca Ukrayna için değil, tüm bölge ve dünya için önem taşıdığını belirterek, “Ancak bizim gerçek bir ortağımız olan Türkiye Cumhuriyeti’nin, tüm hükûmeti ve özellikle Cumhurbaşkanı’nın kararlı duruşu bizim için büyük önem taşıyor. Ankara’da birçok yabancı diplomatla da görüştüm; Avrupa ve Asya ülkeleriyle enerji, ticaret, savunma sanayi, kültür ve eğitim gibi farklı konuları ele aldık. Ancak Ukrayna’ya siyasi, askerî ve ekonomik desteğin her zaman öncelikli olduğunu vurgulamak gerekir. Bu destek yalnızca Ukrayna için değil, tüm bölge ülkeleri ve dünya için de kritik öneme sahiptir.” dedi.
"TÜRKİYE’NİN LİDER POZİSYONU KRİTİK ROL OYNUYOR"
“Türkiye’nin tüm uluslararası projelere, koalisyonlara ve özellikle Kırım Platformu’na katılımı, hem bizim için hem uluslararası toplum için büyük önem taşıyor.” diyen Celâl, “Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB), İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) gibi uluslararası platformlarda Türkiye’nin lider pozisyonu kritik rol oynuyor. Bu süreçte çok sayıda müzakere gerçekleştirildi ve Türkiye, Ukrayna’ya desteğini güçlendiren kararlar aldı, siyasetini genişletti. Savunma sanayi, enerji projeleri ve diplomatik-barış süreçleri etrafında da önemli adımlar atıldı.” şeklinde konuştu.
ZELENSKIY ERDOĞAN'I UKRAYNA'YA DAVET ETTİ
Celâl, Türkiye ile Ukrayna arasındaki stratejik ortaklığın güçlendirilmesi ve Serbest Ticaret Anlaşması'nın yakın gelecekteki sürecine dair değerlendirmeler yaptı. Celâl, “Bu anlaşma hem iki devletin ekonomik ilişkileri hem de siyasi iş birliği açısından büyük önem taşıyor. Ukrayna hükûmeti tüm prosedürleri tamamladı ve parlamentodaki komitelerde süreç devam ediyor. Sayın Cumhurbaşkanı Zelenskıy, Sayın Erdoğan’ı ülkemize davet etti; bu ziyaret sırasında parlamentomuzun anlaşmayı onaylaması bekleniyor. İki devletin iş dünyası da bu süreçten olumlu etkilenecek, ekonomik ilişkilerimiz daha da güçlenecek.” dedi.
“GÜVENİLİR MEDYA ORTAKLARIMIZLA ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Türkiye’deki basınla ilişkilerini güçlendirmek ve Ukrayna’nın politikalarını doğru şekilde aktarmak için çeşitli çalışmalar yürüttüklerini dile getiren Celâl, “Bu, Cumhurbaşkanımızın ve Dışişleri Bakanımızın (Andriy Sıbiha) da istediği bir görev. Medya bizim için gerçek bir partnerdir ve doğru bilgilendirme yapmak için onlarla yakın ilişkiler yürütüyoruz.” dedi. Öte yandan Celâl, propaganda amaçlı medyalarla çalışmayacaklarını, ancak güvenilir basınla iş birliği yapacaklarını vurguladı.
“İKİ MİLLETİ BİRBİRİNE TANITMAYI VAZİFEMİZ OLARAK GÖRÜYORUZ”
Büyükelçi, Ukrayna’nın yalnızca savaş odaklı bir ülke olmadığını, kültürel, teknolojik ve ekonomik potansiyele sahip büyük bir devlet olduğunu şu ifadelerle vurguladı:
Bizim istediğimiz sadece savaşla ilgili değil; Ukrayna’nın kültürel, teknolojik ve ekonomik açıdan büyük bir potansiyele sahip bir devlet olduğunu, Türk milleti ve tüm dünya tarafından bilinmesini istiyoruz. Ukrayna gerçekten büyük, meraklı ve yüksek potansiyelli bir devlettir, herkes bunu bilsin. Ayrıca bir mesele daha var: Konu sadece Ukrayna ve Rusya değil; biz ayrı bir milletiz ve ayrı bir devletiz, önümüzde hâlâ önemli işler var. Maalesef Türkiye’de hâlâ bazı insanlar Ukrayna ve Rusya’yı eski Sovyet perspektifiyle görüyor. Bu durumu düzeltmek ve Ukrayna’yı doğru şekilde anlatmak bizim görevimizdir. Mutlaka sizin de yardımlarınızla, Ukrayna Türkiye’de daha iyi anlaşılacak, Ukrayna'da da Türkiye daha iyi tanınacaktır. Birbirimizi daha iyi anlamak için gerekli adımları atmak bizim vazifemizdir.
BÜYÜKELÇİDEN KIRIM’A VE KIRIM TATARLARINA ÇAĞRI
Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Celâl, QHA aracılığıyla Kırım ve Kırım Tatarlarına seslendi. Celâl mesajında şunları kaydetti:
Öncelikle, ana vatan Kırım’daki gelişmeleri yakından takip ediyorum. Her gün tüm haberleri okumaya çalışıyor ve Kırım’da yaşayan insanlarla görüşerek bilgi almaya gayret ediyorum. Bizler, işgal altında kahramanca direnenleri de ruhunu ihanete satanları da biliyoruz. Allah’a şükür, direnenlerin sayısı çok, hainler ise parmakla sayılacak kadar azdır. Vatandaşlarıma bir kez daha seslenmek istiyorum: Siz yalnız değilsiniz. Bütün dünya Kırım meselesini, sizlerin yaşadığı şartları ve Kırım Tatarlarının karşılaştığı zorlukları biliyor. Siyasi tutuklularımız hakkında da sağ olsun, dünyanın çeşitli ülkelerindeki insanlar, siyasetçiler, hukukçular ve gazeteciler çalışıyor. En önemlisi şudur: Ukrayna devleti Kırım’ı asla bırakmadı ve bırakmayacak. Bunun hem politikası hem stratejisi vardır. En önemlisi de Kırım’ı özgürleştirme iradesi ve niyetidir. ‘Olacak mı, olmayacak mı?’ diye kendinize sormayın. Belki yarın, belki birkaç yıl sonra… Bunu sadece Allah bilir. Ama bizler elimizden geleni yapmalıyız. Elbette Kırım’da birinin silah alıp özgür Ukrayna’daki gibi topraklarını savunması mümkün değildir; hemen baskı uygulanır. Böyle cesur insanlarımız var ama onlar da baskı altında kalıyor. Sizin vazifeniz ise başkadır: Dilinizi, dininizi, kültürünüzü ve kimliğinizi korumaktır. Bunu kendi içinizde, çevrenizde, akrabalar arasında, aile içinde ve en önemlisi çocuklarda yapmalısınız. Çocuklarımız 11 yıl boyunca eğitim görürken, önce Kırım Tatarı olduklarını, ama aynı zamanda Ukrayna vatandaşı olduklarını unutmamalıdır. Bu çok önemli bir görevdir. Eğer bu görevi yerine getirirsek, mutlaka özgürlüğe kavuşacağız. Hepimize özgür Kırım’da, kendi hayatımızı yaşayabilmeyi ve lezzetli kahvemizi içmeyi Allah nasip etsin. Ayrıca tüm dostlarımızı ve ortaklarımızı özgür Kırım’da bekliyoruz. Benim evimin kapıları da her daim açıktır; sizleri davet ediyorum.