Kırım camilerinde gözetim: Rusya Kırım Tatarlarını izliyor

İşgal altındaki Kırım’da birçok camiye güvenlik bahanesiyle kameralar yerleştirildi. Kırım Tatarları, din görevlileri ve insan hakları savunucuları, ibadet alanlarının gözetim altına alınmasının inanç özgürlüğüne açık bir müdahale olduğunu belirtiyor.

Haber Giriş Tarihi: 09.10.2025 17:48
Haber Güncellenme Tarihi: 09.10.2025 17:48
https://www.qha.com.tr/

İşgal altındaki Kırım’da artık ibadethaneler de gözetim altında. İşgalci Rus yönetimi, “güvenlik önlemi” bahanesiyle camilere güvenlik kameraları yerleştirdi. Ancak Kırım Tatar halkına göre bu adım, güvenlikle değil, inançla savaşın yeni cephesiyle ilgili. Müslümanların secdeye eğildiği anların bile kayıt altına alınması, işgalin yalnızca toprakları değil, insan ruhunu da kontrol altına alma çabasının bir sembolüne dönüşmüş durumda.

Kırım Tatar yurttaş gazeteci ve insan hakları savunucusu Lutfiye Zudiyeva, ekim ayının başında, Rus işgal güçlerinin Kırım'daki camilere video gözetim kameraları taktığını bildirdi. Zudiyeva, işgalcilerce "güvenlik ve iç kontrol" olarak açıklanan bu uygulamanın, cemaatin dini yaşamının izinsiz takibi için kullanılabileceği uyarısında bulundu. İnsan hakları savunucularına göre bu adım, Müslümanların dini yaşamını izleme ve toplumu baskı altında tutma amacı taşıyor.

Konu ile ilgili açıklama yapan Kırım Özerk Cumhuriyeti Müslümanları Dini İdaresi (Kırım Müftülüğü), camilere kamera yerleştirmenin ibadethanelerin ruhuna aykırı olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:

Cami Allah’ın evidir, kışla ya da karakol değildir. Namaza durduğunuzda başınızı eğiyor ve biliyorsunuz ki, o an bir kamera sizi izliyor. Bu, inanç özgürlüğüne doğrudan bir müdahaledir.

"RUSYA ÖZGÜRLÜĞE VE KİMLİĞE KARŞI SAVAŞIYOR"

Kırım Müftülüğü, söz konusu uygulamaların Müslümanları sindirme ve dini hayatı tam anlamıyla kontrol altına alma çabasının parçası olduğunu vurguladı. Açıklamada, “Rusya sadece Ukrayna’ya karşı değil, özgürlüğe, kimliğimize ve inancımıza karşı da savaş yürütüyor. Camiyi bir gözetleme mekanına dönüştürmeye çalışıyorlar. Ama ruhumuzu ve inancımızı asla kontrol edemeyecekler. Kırım Müslümanları her zaman Ukrayna'nın yanındaydı. Zulüme ve baskıya rağmen, özgür Ukrayna halkının bir parçası olmaya devam ediyoruz.” denildi.

Kırım’da onlarca kişinin sözde “Hizb ut-Tahrir’e üyelik” gibi uydurma suçlamalarla mahkûm edildiğini hatırlatan Kırım Müftülüğü, bu gözetim uygulamalarının Müslümanlara yönelik sistematik baskının devamı olduğunu vurguladı.

“KIRIM’DAKİ İSLAM GELENEĞİ RADİKAL DEĞİL”

Kırım Haber Ajansına (QHA) konuşan Sivil Özgürlükler Merkezi Uzman Konseyi Üyesi Vyaçeslav Likhaçov, kameraların kurulumunun güvenlik önlemleriyle ilgili olmadığını dile getirdi.

Likhaçov, Kırım'daki İslam'ın geleneksel olarak ılımlı olduğunu ve radikalleşme potansiyeli taşımadığını belirterek, “‘Hizb ut-Tahrir’ gibi gruplar bile Kırım’da ağırlıklı olarak eğitim amaçlı faaliyet gösteriyordu. İşgalin devam ettiği on yılı aşkın süredir Kırım’da hiçbir radikal İslamcı terör yapısının varlığına dair kanıt bulunmadı.” dedi.

“KIRIM TATARLARI İŞGALİ DESTEKLEMEDİ”

“Umma” (Ümmet) Ukrayna Müslümanları Dini İdaresi Müftüsü Murat Süleymanov, Rusya’nın bu gözetim hamlesini, Kırım Tatarlarının işgale karşı duruşuyla ilişkilendirerek şunları kaydetti:

Kırım Tatarları Kırım’ın Ukrayna'ya ait olduğunu biliyor. Geniş çaplı işgal başladığında, camiye giden Kırım Tatarları savaşı desteklemedi. Aksine, insanlara bunun haksız bir savaş olduğunu ve saldırganın Rusya olduğunu anlatmaya çalışıyorlar.

Süleymanov, İslam dininin zulme ve tiranlığa destek vermeye izin vermediğini vurgulayarak, “Elbette bazı insanlar korkudan susmak zorunda kalıyor ama hiçbir Müslüman işgali ya da Rusya’nın adaletsizliğini onaylamaz. Hepimiz Suriye’de, Kırım’da ve işgal altındaki diğer bölgelerde Rusya’nın ne yaptığını biliyoruz.” dedi.