
İstanbul Kültür Yolu Festivali kapsamında Rami Kütüphanesi F1 salonunda açılan “Zaman Ötesi İmgeler” sergisi, aralarında Türk, Kırım Tatar, Ukrayna, Kırgız, Uygur, Özbek ve İnguş sanatçıların bulunduğu 16 sanatçının eserlerini sanatseverlerle buluşturdu. Kültür ve Yaşayan Sanat Miras Derneği (KÜYAM) tarafından hazırlanan sergi, hafızanın silinmeyen sayfalarını bugünün sanat diliyle yeniden yorumlamayı amaçlıyor.
"KÜLTÜREL MİRASI GÜNÜMÜZE AKTARMAK İSTEDİK"
Küratör Sıddı Zübeyde Atan Bülbül, Kırım Haber Ajansına (QHA) yaptığı açıklamada, “Zaman Ötesi İmgeler projemiz somut olmayan kültürel miras taşıyıcısı olan sanatçıların zamanın siyah beyaz karelerindeki ustalarını eserlerimizin içine koyarak günümüz sanatçılarla, yeni yorumlarla görsel hafızaya tekrar taşıdık. Buradaki amacımız fotoğraf karelerindeki somut olmayan kültürel miras ustasının yaptığı işin aynısını eserlerin üzerine de aktarılması bizim için esas olandı. Burada on altı ülkeden Türkiye, Ukrayna ve Türk Cumhuriyetlerinden birçok sanatçımız var. Keçe, seramik, nakış, batik gibi birçok branşta çalışan sanatçılar her biri kendi branşları ve sanatlarıyla bu görsellere yorum katarak eserlerini oluşturdular. Sergimiz kırk parçadan oluşuyor. Amacımız kültür ve kültürel mirasın günümüze aktarılması ve sürdürülebilirliğini sağlamak. Aynı zamanda yeni nesle, geçmişin izlerinden yola çıkarak neler yapılabileceğini ve çağa nasıl uyum sağlayabileceklerini göstermek; onlara ışık tutmak, güven ve cesaret vermek de serginin ana amaçları arasında yer alıyor.” şeklinde konuştu.
HALKIN BİRLİĞİNİ TEMSİL EDEN ESER
Kırım Tatar seramik ustası Elvisa Tatar, sergi için hazırladığı eserlerden biri olan “Zamanın Kalbi” eserini anlatırken şunları kaydetti:
Bu eserimdeki her bir sürahi bir insanı temsil ediyor. Bu dünyada yaşayan her bir insan kendi genlerini, özelliklerini taşıyor ama halk olarak biz bir bütünüz. Çok küçük farklı sürahilerden oluşan bu büyük sürahi ortak geçmişe sahip, ortak amacı ve geleceği olan halkımızı temsil ediyor."
Sergiye farklı ülkelerden sanatçıların katıldığını belirten Tatar, “Bu sergi aracılığıyla geçmiş ve gelecek arasında bir köprü kurarak geçmişteki değerlerinin hala bizim için önemli olduğunu göstermek istedik.” dedi.
SÜRGÜNÜN İZLERİ: VENERA KURMAYEVA’NIN ÇALIŞMALARI
Kırım Tatar sanatçı Venera Kurmayeva eserlerinde, Kırım Tatar halkının en büyük trajedisi olan 1944 Sürgününü ve bu sürgünün olumsuz etkilerine dikkat çekti.
Sergide sergilenen “Hafızanın Işığı. Atalar” eseri hakkında bilgi veren Venera Kurmayeva, eserinde atalara duyulan saygı ve hafızanın korunması temasını işlediğini vurguladı.
Çalışmasının çıkış noktasını Kırım’a gömülmek isteyen yaşlıların vasiyetleri oluşturduğunu belirten sanatçı, “Vatanından sürülen büyüklerimiz bizden hiçbir şey istemedi, sadece atalarının yanında Kırım’da gömülmek istediler. Çünkü dediler ki, atalarımız bize güç verdi, biz de size güç vereceğiz. Bu yüzden eserdeki üçgenler, kökleri simgeleyen formlar, nar taneleri ve yapraklar hep ataları anlatıyor.” dedi.
"RENKLER VE NESİLLER DEĞİŞİYOR AMA BÜTÜN AYNI"
“Eserin merkezinde geleceğe uzanan sağlam bir gövde var, ışık da o gövdeden geleceğe akıyor. Alt bölümler geçmişi, orta kısımlar bugünü, üst dallar ise gelecek kuşakları simgeliyor.” ifadelerini kullanan sanatçı ayrıca her neslin kendi rengini ve kimliğini taşıdığını belirterek, “Biz geleneklerimizi ve değerlerimizi aktarırız ama her kuşak kendine özgüdür. O yüzden renkler de değişiyor. Bu bir mozaik; her parça, her nesil halkımızın tarihine bir taş koyuyor.” şeklinde konuştu.
Eserlerin, sürgün ve geçmişin acılarını da arka planda taşıdığını belirten sanatçı en son hazırladığı “Temelin Temeli” isimli eser hakkında da şunları kaydetti:
“Bu çalışmada geçmişi, bugünü ve geleceği bir araya getirmeyi amaçladım. Ama en önemlisi geleceğe bakarken köklerimizden kopmadığımızı göstermekti.”
UKRAYNALI SANATÇIDAN KUŞAKLAR ARASI BAĞA VURGU
Ukraynalı ressam Anna Polat, çalışmalarında hafıza, kökler ve kuşaklar arası bağı işlediğini belirtti. Sanatçı, “Nesillerin Halayı” adlı panosunda hem eski Ukrayna sembollerine hem de modern figürlere yer verdiğini, “bereginya” kadın sembolü ile genç kadın figürünü ipek üzerine batik tekniğiyle resmettiğini anlattı.
Polat, büyükannesinin işlemeli geleneksel bir tür kumaş olan Ruşnık’ını eserine kattığını belirterek, “Bu kompozisyon zamanları, gelenekleri ve kalpleri birleştiriyor. Renklerimi doğadan aldım: toprak, terakota, yeşil, kırmızı ve keten grisi. Bu eser hayat zincirinin kopmayan bir parçası olduğumuzu anlatıyor.” dedi.
“Zaman Ötesi İmgeler” sergisi, 5 Ekim 2025 tarihine kadar ziyaretçileriyle buluşmayı bekliyor.