
Dünyanın 2. büyük tuz gölü olan Güney Azerbaycan'daki Urmiye Gölü, su kaynaklarının yanlış yönetilmesi ve gölün üzerine kurulan 23 barajın inşası nedeniyle kurudu.
Güney Azerbaycan medyası GünAz TV'nin 8 Eylül 2025 tarihinde gündeme taşıdığı habere göre; bölgede bol su tutumlu ekimi yapılan şeker pancarının yetiştirilmesinin yanı sıra, göl havzasındaki ek su kaynakları da Mahabad (Soyuqbulaq) Şeker Fabrikası’nın kullanımına ayrıldı.
Uzmanlara göre, bu durum Urmiye Gölü’nün yeniden canlandırılmasına yönelik umutları azaltıyor.
İRAN REJİMİ GÖLÜN KURUMASINA ALDIRMIYOR!
Öte yandan gölü yeniden canlandırmak, Hasan Ruhani başta olmak üzere göreve gelen Cumhurbaşkanlarının seçim vaatlerinden biri olduğu biliniyor. Buna karşın Hasan Ruhani döneminde Güney Azerbaycan’ın yerel olmayan Valisi Muhammed Mehdi Şahriari, Urmiye Gölü Kurtarma Komitesinin kurallarına aldırmadan, fabrikanın Meşhed’den Mahabad’a taşınmasına karar verdi.
ARTIK URMİYE GÖLÜ DEĞİL, URMİYE ÇÖLÜ!
Tebriz medyası, daha önceki dönemlerde mayıs ayında gölün su ve alanında böyle bir azalmanın kaydedilmediğini bildirimişti. Nisan ayında yapılan açıklamada ise göldeki ekolojik sorunun devam ettiği, son mevsim yağışlarına rağmen Urmiye Gölü'ndeki su hacminin şu an 1 milyar 340 milyon metreküp olduğu kaydedildi. Ayrıca göldeki su seviyesinin bin 270,28, gölün alanının ise bin 140 kilometrekare olduğu bildirilmişti.
URMİYE GÖLÜ NEDEN KURUYOR?
Dünyanın 2. büyük tuz gölü olan Urmiye Gölü'nde son 20 yıldır su seviyesi son derece azalmış durumda. İran'ın kuzeyinde yaşayan Güney Azerbaycan Türkleri ise bu durumdan İran rejimini sorumlu tutuyor.
Güney Azerbaycanlı aktivistler Urmiye Gölü'nün kurumasında İran rejiminin kasıtlarına dair birçok örnek sıralıyor. Öncelikli nedenlerden biri olarak Urmiye Gölü havzasındaki nehirlerin üzerine hesapsızca inşa edilen barajlar olarak görülüyor. İran rejiminin göle akan nehirler üzerine tam 25 baraj inşa ettiği biliniyor. Ayrıca gölün ortasına inşa edilen köprü yolunun gölü kuzey ve güney olarak ikiye ayırırarak su geçişini kısıtladığı, bu nedenle gölün güney kısmının kurumasının hızlandığı vurgulanıyor. Yine tarım amaçlı açılan derin su kuyularının göle akan yeraltı kaynaklarını kuruttuğu belirtiliyor.
Tüm bunları 2000'li yılların başından beri ifade ettiklerini belirten Türk aktivistler ve çevreciler verilen sözlerin yerine getirilmediğini aktarıyor. Özellikle bu konu hakkında yapılan tüm gösterilerde yüzlerce insanın tutuklamalara tabi olduğu belirtiliyor. Urmiye Gölü meselesi Güney Azerbaycanlıların Türk dili ve kimlik meselesinden sonra en çok itirazda bulunduğu konu olarak görülüyor.