''Bosna Kasabı''nın geride bıraktığı ülkede gözyaşı hiç dinmedi
''Bosna Kasabı''nın geride bıraktığı ülkede gözyaşı hiç dinmedi
Haber Giriş Tarihi: 01.06.2011 11:13
Haber Güncellenme Tarihi: 01.06.2011 11:13
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
SARAYBOSNA (A.A) - Ömer Çetres - Lahey'deki uluslararası savaş suçları mahkemesince 16 yıldır aranan ve geçen hafta yakalanan Bosna'daki Sırpların eski askeri komutanı Ratko Mladiç'in emriyle Srebrenitsa'da işlenen soykırımın 16. anma yıl dönümü törenlerinde 500 kurbanın cenazesi toprağa verilecek. Sırbistan'ın Zrenyanin kenti yakınlarında Lazarevo köyüne 26 Mayıs'ta düzenlenen operasyonda yakalanan ve Belgrad Yüksek Mahkemesi Savaş Suçları Bölümünün tutukevinde kaldığı sırada, "çilek, televizyon ve kızının mezarını görmeyi" talep eden, sağlık koşullarını öne sürerek Lahey'e gitmemek için çeşitli bahaneler bulan Mladiç'in Bosna'da sebep olduğu acı ve gözyaşı hiç dinmedi. Mladiç, Bosna'da işlediği katliamları öğrenmesi üzerine 1994 yılında intihar eden 23 yaşındaki kızının mezarını dün ziyaret etme şansı elde etti. Ancak Mladiç'in emriyle Temmuz 1995'te Srebrenitsa'da işlenen soykırımda katledilen kurbanların birçoğunun kemiklerine dahi ulaşılamadı. Geride kalanlar ise her açılan toplu mezarda kendi yakınlarının bir kemiğini bulup onu mezarına defnetmenin umuduyla yaşıyor. Bu umut bazen yılları alıyor, bazen ise bu uzun yıllara kurban yakınının ömrü yetmiyor. Toplu mezarlardan çıkarılıp kimlik tespiti yapılan kurbanların cenazeleri ise her yıl Srebrenitsa'da 11 Temmuzda düzenlenen anma törenleriyle mezarlarına defnediliyor. Geçen yıl 775 kurbanın cenazesinin defnedildiği törenlerde, bu yıl 500 kurbanın cenazesi toprağa verilecek. Tuzla'daki DNA merkezi yetkilileri, şu anda 361 kurbanın cenazesinin kimliğinin tespit çalışmasının tamamlandığını, Srebrenitsa'da 11 Temmuz'da yapılacak törenlere kadar toplam 500 kurbanın kimliğinin tespit edilerek cenazelerinin oradaki törenlerde toprağa verileceğini açıkladı. Potoçari Anıt Merkezinin Müdürü Mersed Smayloviç de 11 Temmuz'da yaklaşık 500 soykırım kurbanının toprağa verilmesi için hazırlıkları başlattıklarını kaydetti.
-4 BİN TORBA KEMİK KİMLİK TESPİTİ BEKLİYOR -
Avrupa'da İkinci Dünya Savaşından sonra en büyük katliamın yapıldığı Srebrenitsa'da öldürülen 14 yaş ve üstü 8 bin erkeğin cesedi, katilleri tarafından "bir daha bulunmamak üzere" toplu mezarlara gömüldü. Savaşın ardından Bosna-Hersek devleti bünyesinde kayıp insanların bulunması amacıyla kurulan Toplu Mezarları Araştırma Komisyonu, Srebrenitsa'da katledilen kurbanlardan yaklaşık 6 bininin cesedine ulaştı. Ancak cesetlerin birçoğunun parçalanmış olması, üzerlerinden kimlik çıkmaması, bu komisyonun çalışmalarını çok güç durumda bıraktı. Kurbanların kimliklerinin tespiti konusundaki zorluk üzerine dönemin ABD Başkanı Bill Clinton'un girişimleriyle Uluslararası Kayıp Kişiler Komisyonu (ICMP) bünyesinde Tuzla kentinde 1996 yılında DNA Laboratuvarı kuruldu. Laboratuvar, 14 yıldır Bosna savaşında yakınlarını kaybeden aileler için kimlik tespiti konusunda umut oldu. Şu ana kadar ülke genelinde 407 toplu mezardan çıkartılan yaklaşık 20 bin cesedin kimlik tespiti Tuzla'daki bu laboratuvarda yapıldı.
-SREBRENİTSA KURBANLARI İÇİN ÖZEL KİMLİK TESPİT MERKEZİ-
DNA Laboratuvarı bünyesinde, sadece Srebrenitsa kurbanları için açılan Podrinye Kimlik Tespit Merkezi bulunuyor. Podrinye Merkezi Proje Sorumlusu Emina Kurtaliç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kurbanların yakınlarının en çok kaybettikleri değerlere mezar yeri hazırlamak istediklerini belirtti. "Aileler, katledilen yakınlarını, insana yakışır gibi toprağa vermeyi istiyor" diyen Kurtaliç, şu bilgileri verdi: "Biz de çalışmalarımızla ailelere bu konuda yardımcı oluyoruz. Ancak kimlik tespit süreci bazen 1-2 yıl sürüyor. Bir kişiye ait kemik parçalarını farklı toplu mezarlarda buluyoruz ya da sadece 1 kemik parçasını bulabiliyoruz. Çünkü katiller öldürdükleri kişilerin cesetlerini buldozerlerle farklı farklı bölgelere taşıyarak cesetleri parçalamışlar. Toprağın üzerinde kalan ceset parçalarını da vahşi hayvanlar farklı yerlere götürmüş. Biz farklı noktalarda bulunan cesetleri DNA çalışmalarıyla bir araya getirip ailelere teslim ediyoruz. Bu süreç elbette kolay değil." Kurtaliç, kayıp kişilerin yakınları için DNA analizinin önemli olduğunu, ancak kurbanların üzerindeki kıyafet parçalarının veya yanlarında bulunan eşyanın, çalışmalarına çok yardımcı olduğunu belirtti. Kurtaliç, şu ana kadar Srebrenitsa kurbanlarından yaklaşık 6 bin kişinin kimliğini tespit ettiklerini ifade ederek, Podrinye Kimlik Tespit Merkezi'nde halen Srebrenitsa kurbanlarına ait olan, ancak kimlik tespitleri henüz tamamlanamayan 4 bin torba kemik parçaları bulunduğunu sözlerine ekledi.
-TOPLU MEZARLARI ARAŞTIRMA KOMİSYONU-
1992-1995 yılları arasındaki savaşta Bosnalı Sırp birliklerinin komutanlığını yapan Ratko Mladiç'in emriyle işlenen katliamlar Srebrenitsa ile sınırlı kalmadı. Ülke genelinde savaşın ardından kayıp oldukları belirlenen 27 bin kişi tespit edildi. Bosna Hersek'in eski Devlet Başkanı merhum Aliya İzzetbegoviç'in yakın çalışma arkadaşı olan Amor Maşoviç'in başkanlığında 15 yıldır çalışma yürüten Toplu Mezarları Araştırma Komisyonu, bu kayıpların katledilerek toplu mezarlara gömüldüğünü tespit etti. Maşoviç, AA muhabirine, şu ana kadar açtıkları toplu mezarlarda 20 bin kişinin cesedine ulaştıklarını ve çalışmalarını ülke genelinde devam ettirdiklerini kaydetti. Boşnakların, tarihlerinde 11 kez büyük katliamlara ve soykırımlara maruz kaldıklarını belirten Maşoviç, 1992-1995 yıllarındaki katliamlar dışındakilerin "kayıt altına alınmadığı için" resmiyet kazanmadığını söyledi.
SREBRENİTSA'DA KATLEDİLEN 8 BİN ERKEĞİN GERİDE KALAN EŞLERİ VE ANNELERİ, KATLİAM EMRİNİ VEREN MLADİÇ'İN TUTUKLANMASINI VE LAHEY'E SEVK EDİLMESİNİ "BURUK BİR SEVİNÇLE" KARŞILADI
Bosna-Hersek'in Srebrenitsa kentinde Temmuz 1995'te katledilen 8 bin erkeğin geride kalan eşleri ve anneleri, katliam emrini veren Bosnalı Sırpların eski komutanı Ratko Mladiç'in yakalanmasını ve Lahey'e sevk edilmesini "buruk bir sevinçle" karşıladı. Avrupa'nın İkinci Dünya Savaşından sonra yaşadığı en büyük trajedi olan Srebrenitsa soykırımı, Sırbistan'ın Zrenyanin kenti yakınlarındaki Lazarevo köyüne 26 Mayıs'ta düzenlenen operasyonda yakalanan Ratko Mladiç'in emriyle işlendi. Belgrad Yüksek Mahkemesi Savaş Suçları Bölümünün tutukevinde kaldığı sırada sağlık koşullarını öne sürerek Lahey'e gitmemek için çeşitli bahaneler bulan Mladiç'in Srebrenitsa'da sebep olduğu acı ve gözyaşı hiç dinmedi. Mladiç'in emriyle 14 yaş üstü 8 bin erkeğin katledilmesi, Boşnak toplumu üzerinde adeta bir "travma" yarattı. Mutlu hayatlarının yok edildiği kente her şeyi göze alarak dönen Srebrenitsalı anneler, Mladiç'in yakalanıp Lahey'e teslim edilmesi karşısında "buruk bir sevinç" yaşıyor. Her biri ayrı tarihte çocuklarını doğuran, her biri farklı yaşta olan bu anneler, Mladiç'in emriyle ailelerindeki erkeklerin tamamına yakınını kaybetti. Srebrenitsa Anneleri Derneği Başkanı 58 yaşındaki Hatice Mehmedoviç, katliamda eşini, 2 çocuğunu ve yakın akrabaları arasında bütün erkekleri kaybederek yapayalnız kaldı. Mehmedoviç, "Mladiç'in tutuklanması" konusunda AA muhabirine görüşlerini açıklarken, aslında çok şey hissettiğini, ancak o hisleri kelimelere dökemediğini ifade etti. Mladiç'le Temmuz 1995'te Srebrenitsa'nın işgali sırasında kameraların önünde konuşan kadının kendisi olduğunu söyleyen Mehmedoviç, o günü şöyle anlattı: "Mladiç orada kameralar karşısında bana, Boşnaklara hiçbir şey yapmayacaklarını, bizi güvenli yere götüreceklerini söyledi. Ardından çocuklara çikolata dağıttı. Bir süre sonra 'Kapatın kameraları' dedi. Kameraların ışıkları sönünce bizim de aslında orada hayat ışığımız sönmüş oldu. Çünkü gerçek yüzü, kameralar kapatılınca ortaya çıktı." Eşi ile 2 oğlunun katledildiğini ifade eden Mehmedoviç, kocası ile 1977 doğumlu Almir'in toplu mezarda bulunan parçalanmış cesetlerini 2007 yılında, 1974 doğumlu oğlu Azur'un cenazesini de geçen yıl Potoçari'deki mezarlığa defnettiğini kaydetti. Mladiç'in bu dünyada yargılanmasının önemli olduğunu kaydeden Mehmedoviç, "Ancak bu katilden ve diğerlerinden esas hesabı öbür dünyada Allah'ın huzurunda soracağım" dedi. Srebrenitsa ve Jepa Anneleri Derneği Başkanı Munira Subaşiç de Mladiç'in yakalanması haberini 16 yıldır beklediklerini ifade ederek, "Aslında 1995 yılında hepimiz öldürüldük, sadece bazılarımız hala toprağa gömülmedi. Onlar da mücadele vererek katillerin yakalanmasını sağlıyor. Konuşmak belki riskli, ama susmak da günahtır. Bizler haykırmasaydık belki dünya çoktan burada yapılanları unutmuştu" diye konuştu. Srebrenitsa Kadınları Derneği Başkanı 66 yaşındaki Hayra Çotiç de 11 Temmuz 1995 tarihinde kocası Yunus ve o sırada Srebrenitsa'da gazetecilik yapan 1969 doğumlu oğlu Nihad'ı kaybetti. Çotiç, 16 yıldır gömüldüğü toplu mezarı bildiği oğlunun cenazesine, alanın mayınlarla çevrili olması yüzünden ulaşamadığını ifade ederek, "Bosna Sırp Cumhuriyeti yetkilileri burada mayınların temizlenmesi için gerekli izni vermiyor. Her gün oğlum rüyalarıma giriyor. 11 Temmuz 1995 günü her şeyimi kaybettim. O tarihten sonra güldüğümü hatırlamıyorum" dedi. Mladiç'in tutuklanmasının önemli olduğunu ifade eden Çotiç, "Ancak onun Bosna'da işlediği suçlar hiçbir zaman unutulmayacak" diye konuştu. Srebrenitsa ve Jepa Anneleri Derneğinde görev yapan oğlunu ve yakın ailesinden tam 56 kişiyi kaybeden Kada Hotiç de oğlunun cesedine hala ulaşamadığını söyledi. Hotiç, "Ratko Mladiç'in tutuklanması benim yaşadıklarım karşısında çok büyük anlam ifade etmiyor. Mladiç, uzun yıllar serbestçe, rahatlık içinde yaşadı. Srebrenitsa'da yaptıkları için vicdanı hiçbir şekilde sızlamadı. Dünya katilleri ve onların ideolojilerini yargılayana kadar asla susmayacağız" diye konuştu. Srebrenitsa yakınlarında dağlık alandaki evinde yalnız yaşayan ve katliamda 3 çocuğu ile eşini kaybeden 66 yaşındaki Nura Mustafiç de 1973 doğumlu oğlu Aliya ile 1975 doğumlu oğlu Esad'ın kemiklerinin bir kısmının bulunduğunu, ancak çocuklarının yaşları birbirine çok yakın olduğu için halen DNA sonuçlarında kimlik tespitinin yapılamadığını belirtti. Mustafiç, üçüncü oğlu Mirsad'ın cesedinin bulunması halinde diğer çocuklarının kimlik tespitinin yapılmasının kolaylaşacağını belirterek, Mladiç'in yakalanmasının kendisi için çok bir anlam ifade etmediğini, çünkü onun neden olduğu acılarla hala uğraştığını söyledi. Srebrenitsa'da Potoçari Mezarlığına bakan bir tepenin yamacındaki tek katlı evde yalnız yaşayan 57 yaşındaki Nezira Süleymanoviç de 2 oğlunu ve 1 kızını savaşta yitirdiğini ifade ederek şöyle konuştu: "Mladiç için en iyi adalet, aslında onun bize teslim edilmesidir. O en yakınlarımızı öldürdü, bizleri bu topraklardan sürdü. Ancak biz her türlü zorluğa rağmen, topraklarımıza tek başımıza da olsa döndük. Mladiç ise korkakça yıllarca saklandı, sonra ağladı. Bunların cesareti işte bu kadar. Ben ise tek başıma olmama rağmen, sırf bu toprakları onlara bırakmamak için Srebrenitsa'ya döndüm ve 3 yıl kömürlükte yaşadım. Burada aslında inat için yaşıyorum. Çünkü istesem Saraybosna'da daha rahat bir yaşam sürdürürüm."
-SAVAŞ ÖNCESİ VE SONRASI SREBRENİTSA-
Srebrenitsa Belediye Başkan Yardımcısı Çamil Durakoviç de AA muhabirine yaptığı açıklamada, Srebrenitsa'nın savaştan önce çok güçlü bir belediye, şimdiyse halkıyla birlikte bir savaş kurbanı olduğunu belirtti. Durakoviç, savaştan önce kentte 28 bini Boşnak olmak üzere, 36 bin 666 kişinin yaşadığını ifade ederek, şu anda kentte 4 bin Boşnak, 6 bin Sırbın yaşadığını, Boşnak nüfusunun önemli kısmını erkeklerin katledilmesinden dolayı kadınların oluşturduğunu söyledi. Durakoviç, Srebrenitsa'ya Temmuz 1995'te Ratko Mladiç'e bağlı birliklerin saldırmasıyla binlerce insanın katledildiğini ve Boşnaklara ait 6 bine yakın evin yıkıldığını ifade ederek şunları kaydetti: "Altyapısı yok edilen, binaları yıkılan, insanları katledilen bir kentte belediyecilik yapmak çok zor. Srebrenitsa'da savaş öncesinde okullarda okuyan 11 bin öğrenci vardı, ancak bu sayı şu anda sadece bin civarında. Savaşın en acı boyutu bu sayıyla ortaya çıkıyor." Durakoviç, şu anda Srebrenitsa'nın en önemli ihtiyacının yatırım olduğunu belirterek, "Çünkü buradaki fabrikalar Sırplar tarafından işletiliyor ve Boşnak gençlerin iş bulması çok zor burada. O nedenle gençlerimiz burayı terk ediyor. Tek isteğimiz, Türk işadamlarının burada istihdama yönelik yatırım yapmalarıdır" diye konuştu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
''Bosna Kasabı''nın geride bıraktığı ülkede gözyaşı hiç dinmedi
Sırbistan'ın Zrenyanin kenti yakınlarında Lazarevo köyüne 26 Mayıs'ta düzenlenen operasyonda yakalanan ve Belgrad Yüksek Mahkemesi Savaş Suçları Bölümünün tutukevinde kaldığı sırada, "çilek, televizyon ve kızının mezarını görmeyi" talep eden, sağlık koşullarını öne sürerek Lahey'e gitmemek için çeşitli bahaneler bulan Mladiç'in Bosna'da sebep olduğu acı ve gözyaşı hiç dinmedi.
Mladiç, Bosna'da işlediği katliamları öğrenmesi üzerine 1994 yılında intihar eden 23 yaşındaki kızının mezarını dün ziyaret etme şansı elde etti. Ancak Mladiç'in emriyle Temmuz 1995'te Srebrenitsa'da işlenen soykırımda katledilen kurbanların birçoğunun kemiklerine dahi ulaşılamadı.
Geride kalanlar ise her açılan toplu mezarda kendi yakınlarının bir kemiğini bulup onu mezarına defnetmenin umuduyla yaşıyor. Bu umut bazen yılları alıyor, bazen ise bu uzun yıllara kurban yakınının ömrü yetmiyor.
Toplu mezarlardan çıkarılıp kimlik tespiti yapılan kurbanların cenazeleri ise her yıl Srebrenitsa'da 11 Temmuzda düzenlenen anma törenleriyle mezarlarına defnediliyor. Geçen yıl 775 kurbanın cenazesinin defnedildiği törenlerde, bu yıl 500 kurbanın cenazesi toprağa verilecek.
Tuzla'daki DNA merkezi yetkilileri, şu anda 361 kurbanın cenazesinin kimliğinin tespit çalışmasının tamamlandığını, Srebrenitsa'da 11 Temmuz'da yapılacak törenlere kadar toplam 500 kurbanın kimliğinin tespit edilerek cenazelerinin oradaki törenlerde toprağa verileceğini açıkladı.
Potoçari Anıt Merkezinin Müdürü Mersed Smayloviç de 11 Temmuz'da yaklaşık 500 soykırım kurbanının toprağa verilmesi için hazırlıkları başlattıklarını kaydetti.
-4 BİN TORBA KEMİK KİMLİK TESPİTİ BEKLİYOR -
Avrupa'da İkinci Dünya Savaşından sonra en büyük katliamın yapıldığı Srebrenitsa'da öldürülen 14 yaş ve üstü 8 bin erkeğin cesedi, katilleri tarafından "bir daha bulunmamak üzere" toplu mezarlara gömüldü.
Savaşın ardından Bosna-Hersek devleti bünyesinde kayıp insanların bulunması amacıyla kurulan Toplu Mezarları Araştırma Komisyonu, Srebrenitsa'da katledilen kurbanlardan yaklaşık 6 bininin cesedine ulaştı. Ancak cesetlerin birçoğunun parçalanmış olması, üzerlerinden kimlik çıkmaması, bu komisyonun çalışmalarını çok güç durumda bıraktı.
Kurbanların kimliklerinin tespiti konusundaki zorluk üzerine dönemin ABD Başkanı Bill Clinton'un girişimleriyle Uluslararası Kayıp Kişiler Komisyonu (ICMP) bünyesinde Tuzla kentinde 1996 yılında DNA Laboratuvarı kuruldu.
Laboratuvar, 14 yıldır Bosna savaşında yakınlarını kaybeden aileler için kimlik tespiti konusunda umut oldu. Şu ana kadar ülke genelinde 407 toplu mezardan çıkartılan yaklaşık 20 bin cesedin kimlik tespiti Tuzla'daki bu laboratuvarda yapıldı.
-SREBRENİTSA KURBANLARI İÇİN ÖZEL KİMLİK TESPİT MERKEZİ-
DNA Laboratuvarı bünyesinde, sadece Srebrenitsa kurbanları için açılan Podrinye Kimlik Tespit Merkezi bulunuyor.
Podrinye Merkezi Proje Sorumlusu Emina Kurtaliç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kurbanların yakınlarının en çok kaybettikleri değerlere mezar yeri hazırlamak istediklerini belirtti.
"Aileler, katledilen yakınlarını, insana yakışır gibi toprağa vermeyi istiyor" diyen Kurtaliç, şu bilgileri verdi:
"Biz de çalışmalarımızla ailelere bu konuda yardımcı oluyoruz. Ancak kimlik tespit süreci bazen 1-2 yıl sürüyor. Bir kişiye ait kemik parçalarını farklı toplu mezarlarda buluyoruz ya da sadece 1 kemik parçasını bulabiliyoruz. Çünkü katiller öldürdükleri kişilerin cesetlerini buldozerlerle farklı farklı bölgelere taşıyarak cesetleri parçalamışlar. Toprağın üzerinde kalan ceset parçalarını da vahşi hayvanlar farklı yerlere götürmüş. Biz farklı noktalarda bulunan cesetleri DNA çalışmalarıyla bir araya getirip ailelere teslim ediyoruz. Bu süreç elbette kolay değil."
Kurtaliç, kayıp kişilerin yakınları için DNA analizinin önemli olduğunu, ancak kurbanların üzerindeki kıyafet parçalarının veya yanlarında bulunan eşyanın, çalışmalarına çok yardımcı olduğunu belirtti.
Kurtaliç, şu ana kadar Srebrenitsa kurbanlarından yaklaşık 6 bin kişinin kimliğini tespit ettiklerini ifade ederek, Podrinye Kimlik Tespit Merkezi'nde halen Srebrenitsa kurbanlarına ait olan, ancak kimlik tespitleri henüz tamamlanamayan 4 bin torba kemik parçaları bulunduğunu sözlerine ekledi.
-TOPLU MEZARLARI ARAŞTIRMA KOMİSYONU-
1992-1995 yılları arasındaki savaşta Bosnalı Sırp birliklerinin komutanlığını yapan Ratko Mladiç'in emriyle işlenen katliamlar Srebrenitsa ile sınırlı kalmadı.
Ülke genelinde savaşın ardından kayıp oldukları belirlenen 27 bin kişi tespit edildi. Bosna Hersek'in eski Devlet Başkanı merhum Aliya İzzetbegoviç'in yakın çalışma arkadaşı olan Amor Maşoviç'in başkanlığında 15 yıldır çalışma yürüten Toplu Mezarları Araştırma Komisyonu, bu kayıpların katledilerek toplu mezarlara gömüldüğünü tespit etti.
Maşoviç, AA muhabirine, şu ana kadar açtıkları toplu mezarlarda 20 bin kişinin cesedine ulaştıklarını ve çalışmalarını ülke genelinde devam ettirdiklerini kaydetti.
Boşnakların, tarihlerinde 11 kez büyük katliamlara ve soykırımlara maruz kaldıklarını belirten Maşoviç, 1992-1995 yıllarındaki katliamlar dışındakilerin "kayıt altına alınmadığı için" resmiyet kazanmadığını söyledi.
SREBRENİTSA'DA KATLEDİLEN 8 BİN ERKEĞİN GERİDE KALAN EŞLERİ VE ANNELERİ, KATLİAM EMRİNİ VEREN MLADİÇ'İN TUTUKLANMASINI VE LAHEY'E SEVK EDİLMESİNİ "BURUK BİR SEVİNÇLE" KARŞILADI
Bosna-Hersek'in Srebrenitsa kentinde Temmuz 1995'te katledilen 8 bin erkeğin geride kalan eşleri ve anneleri, katliam emrini veren Bosnalı Sırpların eski komutanı Ratko Mladiç'in yakalanmasını ve Lahey'e sevk edilmesini "buruk bir sevinçle" karşıladı.
Avrupa'nın İkinci Dünya Savaşından sonra yaşadığı en büyük trajedi olan Srebrenitsa soykırımı, Sırbistan'ın Zrenyanin kenti yakınlarındaki Lazarevo köyüne 26 Mayıs'ta düzenlenen operasyonda yakalanan Ratko Mladiç'in emriyle işlendi. Belgrad Yüksek Mahkemesi Savaş Suçları Bölümünün tutukevinde kaldığı sırada sağlık koşullarını öne sürerek Lahey'e gitmemek için çeşitli bahaneler bulan Mladiç'in Srebrenitsa'da sebep olduğu acı ve gözyaşı hiç dinmedi. Mladiç'in emriyle 14 yaş üstü 8 bin erkeğin katledilmesi, Boşnak toplumu üzerinde adeta bir "travma" yarattı.
Mutlu hayatlarının yok edildiği kente her şeyi göze alarak dönen Srebrenitsalı anneler, Mladiç'in yakalanıp Lahey'e teslim edilmesi karşısında "buruk bir sevinç" yaşıyor.
Her biri ayrı tarihte çocuklarını doğuran, her biri farklı yaşta olan bu anneler, Mladiç'in emriyle ailelerindeki erkeklerin tamamına yakınını kaybetti.
Srebrenitsa Anneleri Derneği Başkanı 58 yaşındaki Hatice Mehmedoviç, katliamda eşini, 2 çocuğunu ve yakın akrabaları arasında bütün erkekleri kaybederek yapayalnız kaldı.
Mehmedoviç, "Mladiç'in tutuklanması" konusunda AA muhabirine görüşlerini açıklarken, aslında çok şey hissettiğini, ancak o hisleri kelimelere dökemediğini ifade etti.
Mladiç'le Temmuz 1995'te Srebrenitsa'nın işgali sırasında kameraların önünde konuşan kadının kendisi olduğunu söyleyen Mehmedoviç, o günü şöyle anlattı:
"Mladiç orada kameralar karşısında bana, Boşnaklara hiçbir şey yapmayacaklarını, bizi güvenli yere götüreceklerini söyledi. Ardından çocuklara çikolata dağıttı. Bir süre sonra 'Kapatın kameraları' dedi. Kameraların ışıkları sönünce bizim de aslında orada hayat ışığımız sönmüş oldu. Çünkü gerçek yüzü, kameralar kapatılınca ortaya çıktı."
Eşi ile 2 oğlunun katledildiğini ifade eden Mehmedoviç, kocası ile 1977 doğumlu Almir'in toplu mezarda bulunan parçalanmış cesetlerini 2007 yılında, 1974 doğumlu oğlu Azur'un cenazesini de geçen yıl Potoçari'deki mezarlığa defnettiğini kaydetti.
Mladiç'in bu dünyada yargılanmasının önemli olduğunu kaydeden Mehmedoviç, "Ancak bu katilden ve diğerlerinden esas hesabı öbür dünyada Allah'ın huzurunda soracağım" dedi.
Srebrenitsa ve Jepa Anneleri Derneği Başkanı Munira Subaşiç de Mladiç'in yakalanması haberini 16 yıldır beklediklerini ifade ederek, "Aslında 1995 yılında hepimiz öldürüldük, sadece bazılarımız hala toprağa gömülmedi. Onlar da mücadele vererek katillerin yakalanmasını sağlıyor. Konuşmak belki riskli, ama susmak da günahtır. Bizler haykırmasaydık belki dünya çoktan burada yapılanları unutmuştu" diye konuştu.
Srebrenitsa Kadınları Derneği Başkanı 66 yaşındaki Hayra Çotiç de 11 Temmuz 1995 tarihinde kocası Yunus ve o sırada Srebrenitsa'da gazetecilik yapan 1969 doğumlu oğlu Nihad'ı kaybetti.
Çotiç, 16 yıldır gömüldüğü toplu mezarı bildiği oğlunun cenazesine, alanın mayınlarla çevrili olması yüzünden ulaşamadığını ifade ederek, "Bosna Sırp Cumhuriyeti yetkilileri burada mayınların temizlenmesi için gerekli izni vermiyor. Her gün oğlum rüyalarıma giriyor. 11 Temmuz 1995 günü her şeyimi kaybettim. O tarihten sonra güldüğümü hatırlamıyorum" dedi.
Mladiç'in tutuklanmasının önemli olduğunu ifade eden Çotiç, "Ancak onun Bosna'da işlediği suçlar hiçbir zaman unutulmayacak" diye konuştu.
Srebrenitsa ve Jepa Anneleri Derneğinde görev yapan oğlunu ve yakın ailesinden tam 56 kişiyi kaybeden Kada Hotiç de oğlunun cesedine hala ulaşamadığını söyledi.
Hotiç, "Ratko Mladiç'in tutuklanması benim yaşadıklarım karşısında çok büyük anlam ifade etmiyor. Mladiç, uzun yıllar serbestçe, rahatlık içinde yaşadı. Srebrenitsa'da yaptıkları için vicdanı hiçbir şekilde sızlamadı. Dünya katilleri ve onların ideolojilerini yargılayana kadar asla susmayacağız" diye konuştu.
Srebrenitsa yakınlarında dağlık alandaki evinde yalnız yaşayan ve katliamda 3 çocuğu ile eşini kaybeden 66 yaşındaki Nura Mustafiç de 1973 doğumlu oğlu Aliya ile 1975 doğumlu oğlu Esad'ın kemiklerinin bir kısmının bulunduğunu, ancak çocuklarının yaşları birbirine çok yakın olduğu için halen DNA sonuçlarında kimlik tespitinin yapılamadığını belirtti.
Mustafiç, üçüncü oğlu Mirsad'ın cesedinin bulunması halinde diğer çocuklarının kimlik tespitinin yapılmasının kolaylaşacağını belirterek, Mladiç'in yakalanmasının kendisi için çok bir anlam ifade etmediğini, çünkü onun neden olduğu acılarla hala uğraştığını söyledi.
Srebrenitsa'da Potoçari Mezarlığına bakan bir tepenin yamacındaki tek katlı evde yalnız yaşayan 57 yaşındaki Nezira Süleymanoviç de 2 oğlunu ve 1 kızını savaşta yitirdiğini ifade ederek şöyle konuştu:
"Mladiç için en iyi adalet, aslında onun bize teslim edilmesidir. O en yakınlarımızı öldürdü, bizleri bu topraklardan sürdü. Ancak biz her türlü zorluğa rağmen, topraklarımıza tek başımıza da olsa döndük. Mladiç ise korkakça yıllarca saklandı, sonra ağladı. Bunların cesareti işte bu kadar. Ben ise tek başıma olmama rağmen, sırf bu toprakları onlara bırakmamak için Srebrenitsa'ya döndüm ve 3 yıl kömürlükte yaşadım. Burada aslında inat için yaşıyorum. Çünkü istesem Saraybosna'da daha rahat bir yaşam sürdürürüm."
-SAVAŞ ÖNCESİ VE SONRASI SREBRENİTSA-
Srebrenitsa Belediye Başkan Yardımcısı Çamil Durakoviç de AA muhabirine yaptığı açıklamada, Srebrenitsa'nın savaştan önce çok güçlü bir belediye, şimdiyse halkıyla birlikte bir savaş kurbanı olduğunu belirtti.
Durakoviç, savaştan önce kentte 28 bini Boşnak olmak üzere, 36 bin 666 kişinin yaşadığını ifade ederek, şu anda kentte 4 bin Boşnak, 6 bin Sırbın yaşadığını, Boşnak nüfusunun önemli kısmını erkeklerin katledilmesinden dolayı kadınların oluşturduğunu söyledi.
Durakoviç, Srebrenitsa'ya Temmuz 1995'te Ratko Mladiç'e bağlı birliklerin saldırmasıyla binlerce insanın katledildiğini ve Boşnaklara ait 6 bine yakın evin yıkıldığını ifade ederek şunları kaydetti:
"Altyapısı yok edilen, binaları yıkılan, insanları katledilen bir kentte belediyecilik yapmak çok zor. Srebrenitsa'da savaş öncesinde okullarda okuyan 11 bin öğrenci vardı, ancak bu sayı şu anda sadece bin civarında. Savaşın en acı boyutu bu sayıyla ortaya çıkıyor."
Durakoviç, şu anda Srebrenitsa'nın en önemli ihtiyacının yatırım olduğunu belirterek, "Çünkü buradaki fabrikalar Sırplar tarafından işletiliyor ve Boşnak gençlerin iş bulması çok zor burada. O nedenle gençlerimiz burayı terk ediyor. Tek isteğimiz, Türk işadamlarının burada istihdama yönelik yatırım yapmalarıdır" diye konuştu.
AA
EN ÇOK OKUNANLAR