Ünlü insan hakları savunucusu Semyon Gluzman, “Merkezi yönetim ülkesiyle meşgul olsa Ukrayna için Kırım Tatar sorunu bu kadar kritik olmazdı” dedi. Ünlü insan hakları savunucusu, eski rejim muhalifi ve siyasi mahkum, Ukrain-Amerikan İnsan Hakları Savunma Bürosu Müdürü, Uluslararası Savaş ve Totaliter Rejim Kurbanları Tıp Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Semen Gluzman, 10 Aralıkta kutlanan BM İnsan Hakları Bildirgesinin kabulünün 60. yıldönümü dolayısıyla “Novosti-Ukrayna”ya verdiği röportajda Ukrayna Toplumunda Kırım Tatarlarının sorunlarıyla ilgili görüşlerini bildirdi. BM tarafından kaydedilen Kırım Tatarlarının kendi kaderini tayin etme hakkı ile ilgili soruyu cevaplarken Gluzman, “ Burada mutlak kararlar yok ve biz bunu Kafkas bölgesi, Osetya, Gürcistan örneğinde de görebiliriz. Bunlar zor meseleler. Demokratik Batı da bunları çok iyi anlıyor ve bu konulara yüklenmemeye çalışıyor. Bu yüzden bence Kırım Tatar sorusunu uluslararası belgelere bağlı olarak ele almamak lazım. “Köklü halk” spekülasyonu başlarsa ne yapmalı. Hadi “beyaz”, “siyah”, “pembe” ve diğerlerini Amerika’dan çıkaralım ve birkaç bin Kızılderili kalsın. “Bildirge” kelimesine sığmayan şeyler de var. Bildirgeyi katı bir şekilde uygularsak meydana gelenlerden daha kötü olaylar doğurur. Kırım Tatarlarıyla ilgili durum önce daha netti. İnsanlar zorla sürgün edilmeden önce bulundukları yerde yaşama hakları var. Bugün onlar Kırım’dalar. Bu çok zor bir durum ve bence bugün itibarıyla çözülmesi imkansız bir durum. Çünkü kendi topraklarına dönünce onlar mülklerini, evlerini geri alma talebinde bulunmadı, onlar tamamen farklı şeyi talep etti. Bu konuda komünistlerin spekülasyonu var. Eğer Ukrayna merkezi yönetim kendi ülkesiyle uğraşsaydı, bu durum gergin ama daha yumuşak olurdu diye düşünüyorum.Yakında Kırım’da bulundum ve Kırım Tatarlarıyla ilgili anlam veremediğim olaylarla karşılaştım. Örneğin bir Kırım Tatar yöneticisi kadroyu sadece Kırım Tatarlarıyla dolduruyor. Orada olay çıkar mı bilemiyorum, umarım çıkmaz, en azından bilge Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve yandaşları bu süreci kontrol ettiği sürece; yine tekrarlıyorum, en kötüsü, merkezi yönetim Kırım Tatar sorununa kayıtsız kalıyor. Ama aynı zamanda merkezi yönetim bizim poliklinik, hastanemiz gibi diğer sorunlarla da ilgilenmiyor. Cumhurbaşkanı uçakla sağlık muayenesi için İsviçre’ye gidiyorsa niye ilgilensin ki? Ben de muayene için İsviçre’ye gitmek istiyorum ama o beni götürmüyor.” dedi. Anife İbragimova-Esma Kasar QHA
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Gluzman: Merkezi yönetim ülkesiyle ilgilenmiyor
Ünlü insan hakları savunucusu, eski rejim muhalifi ve siyasi mahkum, Ukrain-Amerikan İnsan Hakları Savunma Bürosu Müdürü, Uluslararası Savaş ve Totaliter Rejim Kurbanları Tıp Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Semen Gluzman, 10 Aralıkta kutlanan BM İnsan Hakları Bildirgesinin kabulünün 60. yıldönümü dolayısıyla “Novosti-Ukrayna”ya verdiği röportajda Ukrayna Toplumunda Kırım Tatarlarının sorunlarıyla ilgili görüşlerini bildirdi.
BM tarafından kaydedilen Kırım Tatarlarının kendi kaderini tayin etme hakkı ile ilgili soruyu cevaplarken Gluzman, “ Burada mutlak kararlar yok ve biz bunu Kafkas bölgesi, Osetya, Gürcistan örneğinde de görebiliriz. Bunlar zor meseleler. Demokratik Batı da bunları çok iyi anlıyor ve bu konulara yüklenmemeye çalışıyor. Bu yüzden bence Kırım Tatar sorusunu uluslararası belgelere bağlı olarak ele almamak lazım. “Köklü halk” spekülasyonu başlarsa ne yapmalı. Hadi “beyaz”, “siyah”, “pembe” ve diğerlerini Amerika’dan çıkaralım ve birkaç bin Kızılderili kalsın. “Bildirge” kelimesine sığmayan şeyler de var. Bildirgeyi katı bir şekilde uygularsak meydana gelenlerden daha kötü olaylar doğurur. Kırım Tatarlarıyla ilgili durum önce daha netti. İnsanlar zorla sürgün edilmeden önce bulundukları yerde yaşama hakları var. Bugün onlar Kırım’dalar. Bu çok zor bir durum ve bence bugün itibarıyla çözülmesi imkansız bir durum. Çünkü kendi topraklarına dönünce onlar mülklerini, evlerini geri alma talebinde bulunmadı, onlar tamamen farklı şeyi talep etti. Bu konuda komünistlerin spekülasyonu var. Eğer Ukrayna merkezi yönetim kendi ülkesiyle uğraşsaydı, bu durum gergin ama daha yumuşak olurdu diye düşünüyorum.Yakında Kırım’da bulundum ve Kırım Tatarlarıyla ilgili anlam veremediğim olaylarla karşılaştım. Örneğin bir Kırım Tatar yöneticisi kadroyu sadece Kırım Tatarlarıyla dolduruyor. Orada olay çıkar mı bilemiyorum, umarım çıkmaz, en azından bilge Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve yandaşları bu süreci kontrol ettiği sürece; yine tekrarlıyorum, en kötüsü, merkezi yönetim Kırım Tatar sorununa kayıtsız kalıyor. Ama aynı zamanda merkezi yönetim bizim poliklinik, hastanemiz gibi diğer sorunlarla da ilgilenmiyor. Cumhurbaşkanı uçakla sağlık muayenesi için İsviçre’ye gidiyorsa niye ilgilensin ki? Ben de muayene için İsviçre’ye gitmek istiyorum ama o beni götürmüyor.” dedi.
Anife İbragimova-Esma Kasar
QHA
Son Haberler