İşgalcilerin sözde yasaklama davasının ikinci duruşması

Kırım’daki sözde savcılık tarafından açılan ve Kırım Tatar Halkı Meclisi'nin aşırıcı (radikal) bir örgüt olduğunu öne sürerek Kırım’da ve Rusya Federasyonu'nda  faaliyetlerini yasaklamak istedikleri davanın ikinci duruşması 10 Mart 2016 tarihinde gerçekleşecek. 

Sözde savcılığın idari davasının herhangi bir delile dayanmayan suçlamalarıyla mevcut mevzuata ve uluslararası hukuka aykırı olduğu biliniyor. Birleşmiş Milletler beyannamesinde yerli halkların kendi temsil organlarını teşkil etme hakları teyid edildiği ve devletlerin bu kurumlarla işbirliği yapmaları istendiği halde, sözde savcılık köklü halkların uluslararası hukuktaki haklarını göz ardı ederek Kırım Tatar halkının seçilmiş temsil organı olan Meclis’i ısrarla kamu kuruluşu olarak adlandırmaya devam ediyor. Buna bağlı olarak Birleşmiş Milletler'in Ukrayna’daki İnsan Hakları Gözlem Misyonu Başkanı, Kırım’daki işgalci yetklilerce açılan Meclis’i yasaklama davasının kaldırılması için çağrıda bulunmuştu.

Kırım Tatar Milli Meclisi'nin sayfasında ifade özgürlüğünün, barışçıl toplanmanın ve gösteri yapmanın sınırlandığı, aynı zamandan sivil aktivistlerin ve kamu kuruluşlarının faaliyetlerinin sıkı denetim içinde bulunduğu bir ortamda, Meclis'in Kırım Tatar halkının temsil organı olarak, işgalci devletin isteklerinin aksine Kırım’da ve Kırım’la ilgili meydana gelen olaylara, insan hakları ihlallerine karşı olmaya ve Kırım Tatar hakının çıkarlarını korumaya devam ettiği belirtildi. Ayrıca Meclis'in, Rusya Federasyonun ideolojisine aykırı olan ve uluslararası normlar çerçevesinde belirtilen, Kırım’ın köklü halkının kendi kaderini tayin hakkını gerçekleştirmek üzere çalışmalarını sürdürdüğü de bildirildi.

İşgalin başlamasından beri işgalci yetkililerin Meclis'i kendi isteklerine boyun eğdirmeye çalışmaları başarısız olunca şimdi faaliyetlerini yasaklama amacı güttükleri biliniyor. Bu nedenle sözde mahkeme yasağıyla Meclis’in faaliyetlerinin yasaklanması sadece uluslararası hukuk ihmali olmayacak, ayrıca Kırım'un köklü halkının binlerce temsilcisinin takip ve soruşturulmasına fırsat teşkil edecektir.