Kırım'da nükleer silah:Ukrayna'dan çok Batı'ya yönelik bir tehdit
Kırım'da nükleer silah:Ukrayna'dan çok Batı'ya yönelik bir tehdit
Rusya, yakın zamanda ABD’nin yeni seçilen Başkanı Donald Trump’ı dünyanın paylaşımı için müzakere masasına oturtmak için askeri gücü ile baskı uygulamaya ve Ukrayna’nın itibarını zedelemeye çalışacak.
Haber Giriş Tarihi: 08.12.2016 23:09
Haber Güncellenme Tarihi: 08.12.2016 23:07
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Ordu, Dönüşüm ve Silahsızlanma Merkezi Müdürü Valentin Badrak, QHA’ya yaptığı açıklamada, Rusya’nın işgal ettiği Kırım’a nükleer silah yerleştirmiş olabileceği ihtimalini yorumladı. Valentin Badrak, Rusya’nın işgal ettiği Kırım’a nükleer silah göndermesinin Ukrayna’ya yönelik tehditten çok Batı'ya yönelik bir tehdit olduğu fikrini paylaştı. Badrak, bunun Rusya’nın söz konusu bölgede konumunun güçlendirilmesi için ve gelecekte Kırım’ın Ukrayna’ya iadesi meselesinin gündeme getirilmemesi için yapıldığını ifade ederek bununla birlikte Rusya’nın nükleer silaha sahip ABD’ye ve yeni Başkanın idaresine mesaj gönderdiğini belirtti.
- Dün (7 Aralık) Ukraynalı diplomatlar NATO yönetimine Rusya tarafından işgal edilen Kırım’da nükleer başlıkların olası konuşlandırılması ile ilgili raporu iletti. Bunun dışında geçtiğimiz günlerde Kırım Tatar halkının milli lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada, Rusya’nın Kırım’a 6 nükleer başlık konuşlandırdığını bildirdi. Bundan önce Ukrayna, Batı’ya Kırım’ın Rusya tarafından militarizasyonuna tepki gösterme çağrısı yapmıştı. Avrupa toplumundan nasıl bir tepki beklenebilir?
- Batılı ülkelerin Ukrayna’dakilerine göre daha gelişmiş kendi istihbarat sistemleri var ve onlar Kırım’ın militarizasyonunu takip ediyor. Ukrayna’nın da kendi verilerini sunması, siyasi açıdan iyi ve doğru bir adım, ama Avrupa ülkeleri başta olmak üzere batılı ülkelerden “endişelerinden” fazla bir tepki bekleyemeyiz.
Maalesef Avrupa ülkeleri,Rusya’nın Kırım’da nükleer silahı olacağı veya şimdi olduğu ile ilgili bilgileri alarak siyasi düzeyde belirli bir açıklamalar dışında hiçbir şey yapamıyor.
- Rusya gerçekten de Kırım’da taktik nükleer silah konuşlandırmış ise veya yakın zamanda bunu gerçekleştirmeyi planlıyorsa, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’nı ihlal ediyor ve Ukrayna yanı sıra Avrupa için bir tehdit oluşturuyor.
- Evet, öyle ve Rusya’nın taktik nükleer silahın Kırım’a konuşlandırılmasının olabildiği kadar hızlı şekilde yapılması için gerekli şartları oluşturmuş olabileceğini düşünüyorum.
Kırım, Rusya’nın askeri üssüne dönüştü, Rusya Kırım sakinlerinin menfaatlerini ve potansiyel turistik bölge ve tatil tesisi olarak yarımadanın çıkarlarını görmezden geliyor. Rusya, yarımadada Ukrayna'ya yönelik tehdit oluşturmak dışında başka amaçları güden askeri üs kuruyor. Rusya Kırım’ın militarizasyonunu, Kırım'ın Ukrayna’ya iadesi meselesinin ortaya koyulmaması için Batı’yı tehdit etmek amacıyla ve bölgede kendi konumunu güçlendirmek amacıyla kullanıyor.
- Yani Avrupa'nın tepkisi yine “ciddi endişeler"le sınırlı kalabilir. Dünyanın nükleer silaha sahip olan diğer en büyük devlet, ABD nasıl tepki gösterebilir?
- ABD, bambaşka bir mesele. Çeşitli olaylar, Kremlin tarafından baskı, Kırım’a nükleer silah konuşlandırılmasının ihtimali veya Ukrayna vatandaşlarının tutuklanması ve casus ilan edilmesi, Ukrayna’ya karşı imalar, bunların hepsi bir şeye bağlı. Bunların hepsi ABD’nin yeni seçilen Başkanı’nın idaresine Rusya’nın, dünyanın yeniden paylaşımı, fiilen ABD ile yeni ilişki formatı konusunda eşit haklarda müzakere masasına oturmak istediği ile ilgili bir hatırlatma.
Bundan dolayı Donald Trump günümüzde ikilemle karşı karşıya. Trump, ya Batı koalisyonuna başkanlık yapabilir, kendisini lider olarak göstererek Rusya ile görüşme formatının değiştirilmesi üzerinde ısrar edebilir. Bu bağlamda, ABD’nin ve İngiltere’nin görüşme sürecine katılmaya hazır oldukları ile ilgili açıklamaları unutulmamalı. Formatın değiştirilmesi Trump için durumu biraz değiştirirdi.
Diğer seçenek ise doğrudan Putin ile anlaşma seçeneği. Bu yol, Ukrayna için daha yıkıcı.
- Uluslararası siyasi “çatışmada” Yakın zamanda belirli açıklamaların yapılacağı beklenebilir mi?
- Ukrayna’nın siyasi düzeyde yaptığı Rusya’nın Kırım’da nükleer silah konuşlandırdığı ile ilgili tüm açıklamaları ve Rusya’nın karşılıklı açıklamaları, yeni görüşmelere hazırlık yapıldığına dair siyasi adımlardır. Bu konunun önümüzdeki yılın Şubat ayının ortasına doğru daha anlaşılır duruma geleceğini düşünüyorum (QHA: Trump’ın resmen ABD Başkanlığı görevine başlamasından sonra). Şubat ayının ortasına kadar sadece konumlandırma, askeri çatışmaların sürdüğü bölgelerde izin verilen/yasak silahların kullanılması ve benzeri konuların ele alınacağı kanaatindeyim, yani Ukrayna’ya tüm düzeylerde baskı yapılacak. Rusya, Ukrayna’yı bir devlet olamayan, kendi kendisini yönetemeyen bir ülke olarak göstermeye çalışacak ve buna, olası gelecek görüşmeler için belirli kozları oluşturmak amacıyla askeri baskı da eşlik edebilir.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Kırım'da nükleer silah:Ukrayna'dan çok Batı'ya yönelik bir tehdit
Rusya, yakın zamanda ABD’nin yeni seçilen Başkanı Donald Trump’ı dünyanın paylaşımı için müzakere masasına oturtmak için askeri gücü ile baskı uygulamaya ve Ukrayna’nın itibarını zedelemeye çalışacak.
Ordu, Dönüşüm ve Silahsızlanma Merkezi Müdürü Valentin Badrak, QHA’ya yaptığı açıklamada, Rusya’nın işgal ettiği Kırım’a nükleer silah yerleştirmiş olabileceği ihtimalini yorumladı. Valentin Badrak, Rusya’nın işgal ettiği Kırım’a nükleer silah göndermesinin Ukrayna’ya yönelik tehditten çok Batı'ya yönelik bir tehdit olduğu fikrini paylaştı. Badrak, bunun Rusya’nın söz konusu bölgede konumunun güçlendirilmesi için ve gelecekte Kırım’ın Ukrayna’ya iadesi meselesinin gündeme getirilmemesi için yapıldığını ifade ederek bununla birlikte Rusya’nın nükleer silaha sahip ABD’ye ve yeni Başkanın idaresine mesaj gönderdiğini belirtti.
- Dün (7 Aralık) Ukraynalı diplomatlar NATO yönetimine Rusya tarafından işgal edilen Kırım’da nükleer başlıkların olası konuşlandırılması ile ilgili raporu iletti. Bunun dışında geçtiğimiz günlerde Kırım Tatar halkının milli lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada, Rusya’nın Kırım’a 6 nükleer başlık konuşlandırdığını bildirdi. Bundan önce Ukrayna, Batı’ya Kırım’ın Rusya tarafından militarizasyonuna tepki gösterme çağrısı yapmıştı. Avrupa toplumundan nasıl bir tepki beklenebilir?
- Batılı ülkelerin Ukrayna’dakilerine göre daha gelişmiş kendi istihbarat sistemleri var ve onlar Kırım’ın militarizasyonunu takip ediyor. Ukrayna’nın da kendi verilerini sunması, siyasi açıdan iyi ve doğru bir adım, ama Avrupa ülkeleri başta olmak üzere batılı ülkelerden “endişelerinden” fazla bir tepki bekleyemeyiz.
Maalesef Avrupa ülkeleri, Rusya’nın Kırım’da nükleer silahı olacağı veya şimdi olduğu ile ilgili bilgileri alarak siyasi düzeyde belirli bir açıklamalar dışında hiçbir şey yapamıyor.
- Rusya gerçekten de Kırım’da taktik nükleer silah konuşlandırmış ise veya yakın zamanda bunu gerçekleştirmeyi planlıyorsa, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’nı ihlal ediyor ve Ukrayna yanı sıra Avrupa için bir tehdit oluşturuyor.
- Evet, öyle ve Rusya’nın taktik nükleer silahın Kırım’a konuşlandırılmasının olabildiği kadar hızlı şekilde yapılması için gerekli şartları oluşturmuş olabileceğini düşünüyorum.
Kırım, Rusya’nın askeri üssüne dönüştü, Rusya Kırım sakinlerinin menfaatlerini ve potansiyel turistik bölge ve tatil tesisi olarak yarımadanın çıkarlarını görmezden geliyor. Rusya, yarımadada Ukrayna'ya yönelik tehdit oluşturmak dışında başka amaçları güden askeri üs kuruyor. Rusya Kırım’ın militarizasyonunu, Kırım'ın Ukrayna’ya iadesi meselesinin ortaya koyulmaması için Batı’yı tehdit etmek amacıyla ve bölgede kendi konumunu güçlendirmek amacıyla kullanıyor.
- Yani Avrupa'nın tepkisi yine “ciddi endişeler"le sınırlı kalabilir. Dünyanın nükleer silaha sahip olan diğer en büyük devlet, ABD nasıl tepki gösterebilir?
- ABD, bambaşka bir mesele. Çeşitli olaylar, Kremlin tarafından baskı, Kırım’a nükleer silah konuşlandırılmasının ihtimali veya Ukrayna vatandaşlarının tutuklanması ve casus ilan edilmesi, Ukrayna’ya karşı imalar, bunların hepsi bir şeye bağlı. Bunların hepsi ABD’nin yeni seçilen Başkanı’nın idaresine Rusya’nın, dünyanın yeniden paylaşımı, fiilen ABD ile yeni ilişki formatı konusunda eşit haklarda müzakere masasına oturmak istediği ile ilgili bir hatırlatma.
Bundan dolayı Donald Trump günümüzde ikilemle karşı karşıya. Trump, ya Batı koalisyonuna başkanlık yapabilir, kendisini lider olarak göstererek Rusya ile görüşme formatının değiştirilmesi üzerinde ısrar edebilir. Bu bağlamda, ABD’nin ve İngiltere’nin görüşme sürecine katılmaya hazır oldukları ile ilgili açıklamaları unutulmamalı. Formatın değiştirilmesi Trump için durumu biraz değiştirirdi.
Diğer seçenek ise doğrudan Putin ile anlaşma seçeneği. Bu yol, Ukrayna için daha yıkıcı.
- Uluslararası siyasi “çatışmada” Yakın zamanda belirli açıklamaların yapılacağı beklenebilir mi?
- Ukrayna’nın siyasi düzeyde yaptığı Rusya’nın Kırım’da nükleer silah konuşlandırdığı ile ilgili tüm açıklamaları ve Rusya’nın karşılıklı açıklamaları, yeni görüşmelere hazırlık yapıldığına dair siyasi adımlardır. Bu konunun önümüzdeki yılın Şubat ayının ortasına doğru daha anlaşılır duruma geleceğini düşünüyorum (QHA: Trump’ın resmen ABD Başkanlığı görevine başlamasından sonra). Şubat ayının ortasına kadar sadece konumlandırma, askeri çatışmaların sürdüğü bölgelerde izin verilen/yasak silahların kullanılması ve benzeri konuların ele alınacağı kanaatindeyim, yani Ukrayna’ya tüm düzeylerde baskı yapılacak. Rusya, Ukrayna’yı bir devlet olamayan, kendi kendisini yönetemeyen bir ülke olarak göstermeye çalışacak ve buna, olası gelecek görüşmeler için belirli kozları oluşturmak amacıyla askeri baskı da eşlik edebilir.
Tatyana İvaneviç
EN ÇOK OKUNANLAR