Polonyalı uzman: Türkiye-Ermenistan sürecinde en kazançlı Rusya çıkacak
Polonyalı uzman: Türkiye-Ermenistan sürecinde en kazançlı Rusya çıkacak
Haber Giriş Tarihi: 13.11.2009 10:40
Haber Güncellenme Tarihi: 13.11.2009 10:40
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Ermenistan ve Türkiye arasındaki normalleşme süreci uzman ve analistlerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Polonya’daki Polska Zbrojna sitesi uzman Marcin Rzepka’nın “Ermenistan-Türkiye: berabere kaldı” adlı makalesini yayınladı. Makalede yazar, iki tarafında uzlaşmaya vardığını, bunun uzun uğraşlar sonucu elde edildiğini belirtiyor. Rzepka, protokollerin Türkiye ve Ermenistan parlamentosunda onaylanmasından sonra başarıdan söz etmenin mümkün olacağını ve protokollerin onaylanmasının her iki ülke için de kârlı olacağını yazıyor. Uzmana göre, sınırların açılması halinde Ermenistan’da ekonomik durumun iyileşmesi, söz konusu ülkeye yatırım ve askeri yardım yapmanın yanı sıra büyük krediler veren Rusya’nın işine gelecek. Bu süreçten en karlı Rusya’nın çıkacağı fikrini belirten Rzepka, Ermenistan-Türkiye sürecinden pek hoşnut olmayan Azerbaycan’ın siyasette daha çok Rusya’ya dönmeye başladığını yazıyor ve Ermenistan-Türkiye protokolleri imzalandığı zaman Azerbaycan’ın fikrinin dikkate alınmadığını hatırlatıyor. Rzepka, “Uzlaşmaya varılması için Ermeni tarafı Ermeni soykırımının kabul edilmesi konusundan vazgeçti, Türk tarafı ise Karabağ sorununun çözümüne baskı yapmaktan vazgeçti. Ancak söz konusu iki ülkenin parlamentosunda yapılan tartışmalar sırasında bu sorunlar tekrar dile getirilecektir” diyor ve bu bölgede Azerbaycan’ın tek başına kaldığını ileri sürüyor. Uzman, Ermenistan ve Türkiye cumhurbaşkanlarının 14 Ekim günü futbol maçını seyrettikleri an, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Rusya’ya gaz satma sözleşmesini imzaladığını belirtti ve “Protokollerin kaderinin belirlenmesinde gaz kilit pazarlık unsuru olarak kullanılacak gibi. Rusya’ya gaz satışı ve ileride Bakü’nün “Güney Akım” Doğalgaz Boru Hattı’na katılması. NABUCCO projesinin uygulanmasında sorun yaratabilir” dedi. Öte yandan Rzepka, Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesine karşı olan ve Ermenistan yönetiminin yeterliliğini şüphe altında bırakan Ermeni diasporasının davranışına dikkat çekiyor. Ancak uzmana göre, diasporanın hareketleri protokollerin kaderini etkilemese de, diyasporanın memnuniyetsizliği Ermenistan’daki soydaşlarına yapılan maddi yardım miktarını etkileyecek. Marcin Rzepka makalenin sonunda, Ermenistan ve Türkiye arasında anlaşmaya varıldığı takdirde Kafkas’ta durumun nasıl olacağını tahmin etmeye çalışıyor ve konuyla ilgili, “İyimser versiyon-onaylama, Türk ve Ermenilerin barışının başlangıcı niteliğinde olan sınırların açılması. Bu da Türkiye’nin Dağlı Karabağ sorunun çözümünde aracı rolünü üstlenmesi anlamına gelecektir. Eğer Karabağ ve Ermeni-Türk barışı birşetirilebilseydi bu ideal senaryo olarak Güney Kafkasya’da barışın garantisi olurdu. Ancak böyle bir senaryonun gelişmesinin ihtimali çok düşük” dedi. Elmas Kaplan QHA
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Polonyalı uzman: Türkiye-Ermenistan sürecinde en kazançlı Rusya çıkacak
Rzepka, “Uzlaşmaya varılması için Ermeni tarafı Ermeni soykırımının kabul edilmesi konusundan vazgeçti, Türk tarafı ise Karabağ sorununun çözümüne baskı yapmaktan vazgeçti. Ancak söz konusu iki ülkenin parlamentosunda yapılan tartışmalar sırasında bu sorunlar tekrar dile getirilecektir” diyor ve bu bölgede Azerbaycan’ın tek başına kaldığını ileri sürüyor. Uzman, Ermenistan ve Türkiye cumhurbaşkanlarının 14 Ekim günü futbol maçını seyrettikleri an, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Rusya’ya gaz satma sözleşmesini imzaladığını belirtti ve “Protokollerin kaderinin belirlenmesinde gaz kilit pazarlık unsuru olarak kullanılacak gibi. Rusya’ya gaz satışı ve ileride Bakü’nün “Güney Akım” Doğalgaz Boru Hattı’na katılması. NABUCCO projesinin uygulanmasında sorun yaratabilir” dedi.
Öte yandan Rzepka, Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesine karşı olan ve Ermenistan yönetiminin yeterliliğini şüphe altında bırakan Ermeni diasporasının davranışına dikkat çekiyor. Ancak uzmana göre, diasporanın hareketleri protokollerin kaderini etkilemese de, diyasporanın memnuniyetsizliği Ermenistan’daki soydaşlarına yapılan maddi yardım miktarını etkileyecek.
Marcin Rzepka makalenin sonunda, Ermenistan ve Türkiye arasında anlaşmaya varıldığı takdirde Kafkas’ta durumun nasıl olacağını tahmin etmeye çalışıyor ve konuyla ilgili, “İyimser versiyon-onaylama, Türk ve Ermenilerin barışının başlangıcı niteliğinde olan sınırların açılması. Bu da Türkiye’nin Dağlı Karabağ sorunun çözümünde aracı rolünü üstlenmesi anlamına gelecektir. Eğer Karabağ ve Ermeni-Türk barışı birşetirilebilseydi bu ideal senaryo olarak Güney Kafkasya’da barışın garantisi olurdu. Ancak böyle bir senaryonun gelişmesinin ihtimali çok düşük” dedi.
Elmas Kaplan
QHA
EN ÇOK OKUNANLAR