“Yaptırımların gevşetilmesi Kırım’ın dönüşünü geciktirir”

Kırım Tatar halkının milli lideri, Ukrayna Cumhurbaşkanı’nın Kırım Tatarlarından Sorumlu Yetkilisi, Ukrayna milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, saldırgan ülkeye karşı yaptırımların herhangi bir şekilde gevşetilmesinin, uluslararası kamuoyunu Kırım’ın işgaline son verme perspektifinden uzaklaştıracağını ve Rusya’ya "yeni suçlar için ilham vereceği" fikrini paylaştı.
 
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun, 22 Temmuz tarihinde Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nde (AKPM) “Parlamentolar Arası Diyalog ve İşbirliği İçin Tüm Avrupa Kapsamındaki Forum Olarak Meclis’in (AKPM) Rolünün Doğrulanması” konusunun ele alındığı esnada yaptığı konuşması aşağıdaki gibidir:

"Sayın Başkan, saygıdeğer Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi milletvekilleri!
 
2. Dünya Savaşı’nın sonunda Stalin rejimi tarafından sürgün ve soykırıma uğratılan, nüfusunun yüzde 40’ını kaydeden, hayatta kalan kısmının ise on yıllar boyunca vatanına dönme hakkı ve temel vatandaş hakları için şiddete dayalı olmayan bir mücadele sürdüren Kırım’ın köklü halkının temsilcisiyim.
 
Günümüzde, Kırım’ın Rusya tarafından işgal edilmesi sonucunda halkımız yine komünizm yönetiminin en kötü yıllarını andıran son derece şoven bir terör ve eşkıya rejiminin egemenliği altında kaldı.
 
Tüm bağımsız medyalar yok edildi, evlerde, okulllarda ve dini kurumlarda yüzlerce asılsız ve küçültücü arama yapılıyor, onlarca yasadışı tutuklama gerçekleşiyor, tutukevlerinde tutuklularla alay ediliyor, belirli bir şekilde Kırım’ın işgalini kabul etmediğini ifade etmeye cesaret eden insanlara yönelik kaçırılma ve cinayet eylemleri gerçekleştiriliyor.
 
Doğrudan halk tarafından seçilen ve Kırım Tatar halkının temsil organı olan Kırım Tatar Milli Meclisi “aşırıcı örgüt” (radikal) olarak ilan edilerek yasaklandı. Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Refat Çubarov’un Kırım’a girişi yasaklandı, Çubarov’un 1. Yardımcısı Ahtem Çiygöz bir buçuk yıldır tutuklu bulunuyor, 2. Yardımcısı İlmi Ümerov hakkında ev hapsi kararı çıkarıldı, Dünya Kırım Tatar Kongresi Yönetimi Kurulu üyesi Ervin ibragimov Rus gizli servisleri tarafından evinin yakınında kaçırıldı ve bazı bilgilere göre Rus zindanında öldürüldü.
 
Kırım, bir korku ve terör yarımadasına dönüştü. Stalin döneminde olduğu gibi insanlar, Rus cezalandırma organları tarafından dinlenen ve gözden geçirilen telefon konuşmaları ve e-posta yazışmalarının yanı sıra kendi aralarında bile sosyo-siyasi konulardan söz etmeye korkuyor. Onlarca kişi bugüne kadar Kırım’dan ayrıldı ve bu eğilim maalesef artmaya devam ediyor.
 
Kırım Tatarları ve Kırım’ın diğer sakinlerinin, işgal koşullarına uygun bir yaşam perspektifleri yok ve olmayacak. Ama Kırım’ın işgalden kurtuluşunu askeri yolla gerçekleştirilmemesi gerektiğini düşünüyoruz, çünkü bu Kırım’ın köklü halkının tamamen yok edilmesine ve yarımadanın ıssız bir alana dönüşmesine neden olabilir. Kurtuluş için tek rasyonel yol, saldırgan devlete karşı, uygar davranış normları ve uluslararası hukuka uymaya zorlayacak yeterince hissedilebilir ekonomik ve siyasi yaptırımların uygulanmasıdır.
 
Şimdi Rus milletvekillerine AKPM’de yine oy hakkı verilmesi ile ilgili konu görüşülüyor. “Ne için?” sorusu düşüyor akıllara. Onların, bizim, insan hakları kuruluşlarının Rusya’ya iftirada bulunduğu ve aslında Kırım’da işgalden sonra her şeyin çok iyi olduğuna dair konuşmalarını yine dinlemek için mi? Bu salonda bulunanlar arasında Rusya milletvekillerinden son on yıl içinde Putin’in politikasına karşı olan en azından bir konuşma veya ifade duydu mu? Bunun dışında Rusya Federasyonu’nun AKPM heyetinin tüm üyeleri, Rusya Devlet Duması milletvekilleri, belirli bir ölçüde Kırım’da işlenen suçların suç ortağıdır, çünkü Rusya Devlet Duması’nda oybirliği ile Kırım’ın işgali ve yasa dışı ilhakı ile ilgili kararı desteklediler. Onlarla nasıl bir tartışmadan söz ediliyor? Rusya Devlet Duması’nın Kırım’ın işgaline karşı oy kullanan tek milletvekili olan İlya Ponomaryov hakkında günümüzde arama kararı çıkarıldığını ve gözaltına alınması halinde uydurulan suçlamalardan dolayı hapishaneye atılacağını da hatırlatayım. Burada, Rusya’da Ekim ayında gerçekleştirilecek Parlamento seçimlerinden sonra Devlet Duması’nda yapıcı bir diyalogun kurulabileceği, yeni milletvekillerinin yer alacağı ile ilgili dile getirilen ümitler de gayet saf. Putin iktidardayken Rusya’da demokratik seçimler ve gerçek bir muhalefet söz konusu olamayacak.
 
Saldırgan ülkeye karşı yaptırımların herhangi bir şekilde gevşetilmesinin, (uluslararası kamuoyunu) Kırım’ın işgaline son verilmesi perspektifinden uzaklaştıracağı ve Rusya’ya yeni suçlar için ilham vereceği kanaatindeyim.
 
İlginiz için teşekkürler..