Dücane Cündioğlu: "Haçlılara yenilmeyen bir medeniyet betona yeniliyor"

Ankara’nın Keçiören ilçesinde İnsan ve Hikmet Vakfının düzenlediği program çerçevesinde tanınmış düşünce adamı ve yazar Dücane Cündioğlu'nun katılımıyla bir konferans etkinliği gerçekleştirildi.

24 Kasım'da Cündioğlu’nun verdiği konferansa Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak ve Türkiye'de milliyetçi ve muhafazakar kesimin sevdiği sanatçılardan Kırım Tatar kökenli Hasan Sağındık da katıldı. Keçiören’de bulunan Ihlamur Kasrı’nda gerçekleşen konferansa 2000’e yakın Ankaralının katıldığı gözlendi.

Yazdığı kitaplar ve verdiği medya demeçleriyle Türkiye’nin yakın tarihine dair sosyolojik ve felsefi çözümlemeler yapan özellikle Türkiye’de muhafazakârların yaşadığı dönüşüme dair düşünceleri ile tanınan Dücane Cündioğlu’nun konuşması, "İnanmanın Keyfi & Düşünmenin Izdırabı" alt başlığıyla "Kehanet, Mucize ve Devlet" başlığıyla sunuldu.

Yazar Cündioğlu, programa insan doğasına dair şimdiye kadar filozofların getirdiği açıklamalar ile başladı. İnsanın akılcı (ussal)  bir canlı olmanın hakkını vermesi gerektiğini ifade eden Cündioğlu’nun konuyla ilgili olarak: "İnsana dair tüm klasik metinler akılcı olmasını ifade eder. Ama benim insanlarda en az rastladığım şey akıl" cümlesi dikkat çekti.

"İnsan, doğası gereği politik bir canlıdır ve bu cemaat değil cemiyet düzeyinde bir canlıdır. Cemiyet olamamış cemaatlerde ilişkiler bağlılık ve sadakatle yürütülür. Dünyada pek az halk, politik bir canlı olabilmeyi becerebilmiştir." diyen Cündioğlu, cemiyet olabilmiş toplumların ancak yasalar tarafından yönetilebileceğini ve bu toplumların zorla yönetilemeyeceğini vurguladı.

"MUCİZELERLE, TÜRK DÜNYASININ, İSLAM DÜNYASININ SORUNLARINA ÇÖZÜM BULUNAMAZ"

Modern devletin ortaya çıkmasıyla cemiyetlerin de ortaya çıktığını ifade eden Cündioğlu, bu tür toplumlarda artık modern öncesi toplumlar gibi büyücüler sınıfı veya din adamları sınıfının kehanetleri ve mucizelerinin işlemeyeceğine dikkat çekti. Cündioğlu'nun, "Çünkü kehanet ussallığın en alt kısmıdır. Akılcılığın bittiği yerde, mucizeler başlar. Mucizelere ihtiyaç duyanların bunları gerçekleştirecek kahramanlara ihtiyacı vardır. Ancak modern toplumlarda bunların hiçbirisi söz konusu olamaz. Bugün devletlerde, uluslararası politikada siyasal koşullar bir anda oluşmaz o yüzden bir anda çözülemez. Adaletle, akılcılıkla ve sabırla çözülür. Yani bir anda Türk dünyasının, İslam dünyasının sorunlarına çözüm bulamazsınız" cümleleri beğeni topladı.

“SÜREKLİ ASAYI KULLANAMAZSINIZ BİR KERE DE KÖPRÜ YAPIN”

Öte yandan, Türkiye’de muhafazakar insanların sürekli mucizelerle ve kehanetlerle hareket ettiklerini ifade eden düşünür Hz.Musa kıssasını hatırlatarak, "Sürekli asa ile denize vurulmaz bir kere de köprü yapın derler adama." cümlesi salondan büyük alkış aldı.

"80'LERDEN SONRA  MÜSLÜMAN DÜNYA BİLİNÇLİ OLARAK DİNDARLAŞTIRILDI"

Öte yandan Dücane Cündioğlu, "80lerden sonra doğu dünyası bilinçli olarak dindarlaştırıldı. Medeniyetler Çatışması gibi tezlerle bir tarafta barbar Müslüman dünya bir tarafta uygar ve medeni Batı dünyası oluşturulmak istendi. İslam dünyası İsrail’le ilgili sorunları tanımlamakta zorlanmıyor çünkü ikisi de dindar ama İsviçre ile, Danimarka ile, Çin ile ilgili bir çatışma olursa sorunları tanımlamakta zorlanıyorlar. Olup biteni açıklamakta zorlanınca yine kehanet ve mucizeyi devreye sokuyoruz, ussallığı bırakıyoruz. İdeolojik düzeylerimizle gerçekler arasında uçurum var bunu inançla bastırmakta çalışıyoruz." sözleriyle Türk ve İslam dünyasının günümüzdeki problemlerine parmak bastı.

"HAÇLILARA, İNGİLİZLERE YENİLMEYEN BİR MEDENİYET, BETONA YENİLİYOR!"

Cündioğlu’nun , "Dindarlık, modern problemler karşısında ne yapacağını bilemiyor. Teknoloji konusunda özellikle.  Mesela, betonla nasıl başa çıkacağını bilemiyor. Haçlılara, Sırplara, İngilizlere yenilmeyen bir medeniyet betona yeniliyor. Belediyeler her tarafa park, cami yaparak, yapılan restorasyon çalışmalarıyla tarihimiz ve medeniyetimiz yok ediliyor. Bunun nedeni bilgisiz olduğumuzdan değil görgüsüzlükten…" cümleleri salondan büyük beğeni topladı. 

Cündioğlu'nun konuşmasında dikkat çeken tespitler şunlar oldu:

"TÜRKİYE’DE TOPLUM DÖNÜŞÜYOR, DİNDARLARIN BUNDAN HABERİ YOK"

"Modern toplum her gün değişiyor. Bu kendi isteğimizle değil toplumsal yapı deviniyor ve dönüşüyor. Ve inançlarımız içinde bulunduğumuz dünyayı açıklamaya yetmiyor. Dünyayla temas edemiyoruz. Böyle yapamayınca inançlarımıza sığınıyoruz.  Benim bütün ömrüm öyle geçti ama bu gerçeklikten kopuşu beraberinde getiriyor. Ve ruh hastalanıyor. Bu şekilde, bize benzemeyenleri tehdit olarak algılıyoruz, farklı bir sese tahammül edemiyoruz. Oysa kendimizi hatırlayamayacağımız şekilde dönüşmüşüz haberimiz yok.  Anadolu çok farklı çok çeşitli bir kültüre sahip ama bunları tep tipçi bir şekilde yönetemezsiniz, örneğin herkese fes takarak bir toplumu yönetemezsiniz."

"BU ÜLKEDE DİN HİÇ ELEŞTİRİLMEDİ"

"Türkiye’de din hiç eleştirilmedi hep bir önkabül olarak savunuldu. Bu ülkede, yüzü aşkın ilahiyat fakültesi var. Bu okullardaki, İslam hukukçuları bugünün hukukuna dair bir kelam edebiliyorlar mı? İslam tarihçileri, felsefecileri içinde yaşadığımız dünyanın ile dinin ilişkisine dair fark yaratan çözümlemeler getiremiyorlar. Binlerce kitap yayınlanıyor, bu kitapları çıkaran yayınevleri ortadan kalksa Türkiye’nin düşünce tarihi ne kaybeder? Bence çok az bir fark olur. Ama size 3 tane yayınevi sayayım bunların ortadan kalktığı halde Türkiye’nin düşünce dünyasının, çok ciddi değer kaybedeceğini söyleyebilirim."

"DİN ISITIR, AKIL AYDINLATIR"

Dücane Cündioğlu, konferansta ortaya koyduğu din, bilim ve devlet tartışmalarının çözümünü: "'Bunu nasıl çözümleyebiliriz?' sorusuna ben felsefeden başka çözüm yolu bulamadım. Akıl ve dinin çatışması içinde benim hep söylediğim bir söz var, ‘akıl ışıtır din ısıtır’ hem ısınıp hem ışıtmak istiyorsanız felsefeden başka çözüm yolu yok. Çünkü felsefe bilimsel zemini, bir anlam çerçevesine bir inanç bütünlüğüne ekler" sözlerini dile getirerek sonlandırdı.