Ballıkpınar'da Kırım Tatar çocuklar geleneklerini yaşayarak öğreniyorlar
Ballıkpınar'da Kırım Tatar çocuklar geleneklerini yaşayarak öğreniyorlar
Ankara Gölbaşı’daki Kırım Tatar köyü Ballıkpınar’da yaşayan Ayla Altan, Kırım Tatar geleneklerini Kırım Haber Ajansına (QHA) anlattı. Altan köylerindeki çocuklar ile gençlerin gelenek ve göreneklerini yaşayarak öğrendiklerini vurguladı.
Haber Giriş Tarihi: 15.08.2024 10:25
Haber Güncellenme Tarihi: 15.08.2024 12:45
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Ballıkpınar köyünde yaşayan üçüncü kuşak Kırım Tatarı Ayla Altan Kırım Haber Ajansının (QHA) sorularını yanıtladı.
Rus işgalinin ardından Romanya’ya göç eden atalarının 1904 yılında ilk olaraj Romanya’nın Köstence kentinden geldiklerini daha sonra ise Türkiye'nin balkenti Ankara'ya bağlı Ballıkpınar köyüne yerleştiklerini belirten Ayla Altan, köylerine Ballıkpınar isminin o yıllarda akan ırmağın kenarında yapılan arıcılık faaliyetlerinden dolayı verildiğini söyledi.
Ayla Altan, Kırım Tatarlarının gelenek ve göreneklerinin kuşaktan kuşağa aktarılarak yaklaşık 100 yılı aşkın süredir Ballıkpınar köyünde yaşatıldığını vurgulayarak, “Kırım Tatarlarının özel yemekleri; düğünlerde, bayramlarda, hıdırellezde sürdürdükleri kendilerine has gelenekleri vardır.” dedi.
TATAR KÜLTÜRÜNDE EV YAŞANTISININ MERKEZİ: AŞGANA
Kırım Tatar kültürünü yaşatmak için evinin bahçesine aşgana (aşhane) yaptıran Ayla Altan, Tatar kültüründe aile içi yaşamın merkezinin aşgana olduğunu dile getirdi. Kırım Tatarlarının evlerinde yemek yapılan yer ile yatılan yerin mutlaka ayrı olduğunu ifade eden Altan, yemek pişirilen ve yenilen, aile içi sohbetlerin yapıldığı, çocukların ve gençlerin bir araya toplandığı aşgananın Tatar evlerinde hayatın merkezinde olduğunu belirtti.
Tatar mutfağının et ve hamur ağırlıklı bir mutfak olduğuna dikkat çeken Altan, sözlerini şöyle sürdürdü:
Arife günlerinde Kırım Tatarlarının evlerinde mutlaka çibörek yapılır. Camide ikindi namazı kılındıktan sonra hoca ile birlikte mezarlık ziyaretini yapan erkekler eve döndüğünde aileler toplu halde çibörek yer. Düğünlerde oğuz börek, mantı, köbete, peşlokum yapılır. Hıdırellez’de açık havada yapılan şenliklerde şarkılar, maniler eşliğinde eğlenirken kalakay çörekleri yenir.
Tatar düğünlerinin 3 gün 3 gece sürdüğünü ifade eden Altan Tatar, kültürünün önemli bir parçası olan şırag telleme ve horoz tellemenin nasıl yapıldığını şöyle anlattı:
Düğünün üçüncü günü kına gecesinde kesilen horoz haşlanarak bir tepsiye yerleştirilir, etrafına kuru meyve ve kuru yemiş konulur. Horozun üzeri renkli elişi ve krapon kağıtları ile kapatılır, horozun kesilen kafası da tepsinin orta yerine yerleştirilerek adeta horozun tüyleri varmış canlı gibiymiş gibi bir görüntü oluşturulur. Kına gecesinde gençler o tepsiyi ellerine alarak eğlenirler. Şırak telleme de ise gelinle damadın evine ışık olsun diye büyük mumların etrafı süslenerek terazi şeklinde bir çubuğun iki ucuna asılır. Şırak ışık anlamına gelir, gençler şırakla oyunlar oynadıktan sonra gelin almaya gidildiğinde telli şırak kızın evinin kapısına asılır.
Kırım Tatar cenazelerinde taziye sahiplerinin evinde misafirlere mutlaka yemek pişirildiğini, dışarıdan yemek söylenmediğini aktaran Altan, kıygaşa, patates yemeği ve helvanın cenazelerin olmazsa olmaz yemekleri olduğunu dile getirdi. Altan cenazelerde 7 gün boyunca akşam namazı ile yatsı namazı arasında Tebareke ve Yasin surelerinin okunduğunu ifade ederek yedinci gün davete gerek olmadan tüm akrabaların mevlit için cenaze evine geldiklerini sözlerine ekledi.
"ÇOCUKLARIMIZA DİLİMİZİ RAHATÇA AKTARIYORUZ"
Ayla Altan bir Tatarın bir Tatarı gördüğünde dilinin gayriihtiyari Tatarcaya döndüğünü ifade ederek, “Çocuklarımız dilimizi konuşuyor, beşinci kuşak torunlarımıza da Tatarcayı öğretiyoruz. Aile ortamında konuştuğumuz için çocuklarımıza dilimizi rahatça aktarıyoruz.” dedi.
Ballıkpınar köyünde Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay’ın önderliğinde açılan kültür evi ve müze sayesinde sandıklarda, kilerlerde, depolarda çürümeye terk edilen pek çok tarihi eşyanın gün yüzüne çıkarıldığını söyleyen Altan konuşmasını şöyle tamamladı:
Dedelerimizden, ninelerimizden kalan tarihi pek çok eşyayı müzemizde sergiliyoruz. Kültür evimizin açılışının ardından 3 yıldır devam eden etkinliklerde kültürümüze ait yemekler yapıldı, el işleri sergilendi. Kırım’dan gelen sanatçılar eşliğinde şarkılar, şiirler söylendi. Sadece anlatmakla olmuyor çocuklarımız, gençlerimiz görerek yaşayarak kültürümüzü daha iyi öğreniyorlar.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ballıkpınar'da Kırım Tatar çocuklar geleneklerini yaşayarak öğreniyorlar
Ankara Gölbaşı’daki Kırım Tatar köyü Ballıkpınar’da yaşayan Ayla Altan, Kırım Tatar geleneklerini Kırım Haber Ajansına (QHA) anlattı. Altan köylerindeki çocuklar ile gençlerin gelenek ve göreneklerini yaşayarak öğrendiklerini vurguladı.
Ballıkpınar köyünde yaşayan üçüncü kuşak Kırım Tatarı Ayla Altan Kırım Haber Ajansının (QHA) sorularını yanıtladı.
Rus işgalinin ardından Romanya’ya göç eden atalarının 1904 yılında ilk olaraj Romanya’nın Köstence kentinden geldiklerini daha sonra ise Türkiye'nin balkenti Ankara'ya bağlı Ballıkpınar köyüne yerleştiklerini belirten Ayla Altan, köylerine Ballıkpınar isminin o yıllarda akan ırmağın kenarında yapılan arıcılık faaliyetlerinden dolayı verildiğini söyledi.
Ayla Altan, Kırım Tatarlarının gelenek ve göreneklerinin kuşaktan kuşağa aktarılarak yaklaşık 100 yılı aşkın süredir Ballıkpınar köyünde yaşatıldığını vurgulayarak, “Kırım Tatarlarının özel yemekleri; düğünlerde, bayramlarda, hıdırellezde sürdürdükleri kendilerine has gelenekleri vardır.” dedi.
TATAR KÜLTÜRÜNDE EV YAŞANTISININ MERKEZİ: AŞGANA
Kırım Tatar kültürünü yaşatmak için evinin bahçesine aşgana (aşhane) yaptıran Ayla Altan, Tatar kültüründe aile içi yaşamın merkezinin aşgana olduğunu dile getirdi. Kırım Tatarlarının evlerinde yemek yapılan yer ile yatılan yerin mutlaka ayrı olduğunu ifade eden Altan, yemek pişirilen ve yenilen, aile içi sohbetlerin yapıldığı, çocukların ve gençlerin bir araya toplandığı aşgananın Tatar evlerinde hayatın merkezinde olduğunu belirtti.
Tatar mutfağının et ve hamur ağırlıklı bir mutfak olduğuna dikkat çeken Altan, sözlerini şöyle sürdürdü:
Arife günlerinde Kırım Tatarlarının evlerinde mutlaka çibörek yapılır. Camide ikindi namazı kılındıktan sonra hoca ile birlikte mezarlık ziyaretini yapan erkekler eve döndüğünde aileler toplu halde çibörek yer. Düğünlerde oğuz börek, mantı, köbete, peşlokum yapılır. Hıdırellez’de açık havada yapılan şenliklerde şarkılar, maniler eşliğinde eğlenirken kalakay çörekleri yenir.
KIRIM TATAR DÜĞÜNLERİNİN OLMAZSA OLMAZI: QOROZ (HOROZ) TELLEME VE ŞIRAK TELLEME
Tatar düğünlerinin 3 gün 3 gece sürdüğünü ifade eden Altan Tatar, kültürünün önemli bir parçası olan şırag telleme ve horoz tellemenin nasıl yapıldığını şöyle anlattı:
Kırım Tatar cenazelerinde taziye sahiplerinin evinde misafirlere mutlaka yemek pişirildiğini, dışarıdan yemek söylenmediğini aktaran Altan, kıygaşa, patates yemeği ve helvanın cenazelerin olmazsa olmaz yemekleri olduğunu dile getirdi. Altan cenazelerde 7 gün boyunca akşam namazı ile yatsı namazı arasında Tebareke ve Yasin surelerinin okunduğunu ifade ederek yedinci gün davete gerek olmadan tüm akrabaların mevlit için cenaze evine geldiklerini sözlerine ekledi.
"ÇOCUKLARIMIZA DİLİMİZİ RAHATÇA AKTARIYORUZ"
Ayla Altan bir Tatarın bir Tatarı gördüğünde dilinin gayriihtiyari Tatarcaya döndüğünü ifade ederek, “Çocuklarımız dilimizi konuşuyor, beşinci kuşak torunlarımıza da Tatarcayı öğretiyoruz. Aile ortamında konuştuğumuz için çocuklarımıza dilimizi rahatça aktarıyoruz.” dedi.
Ballıkpınar köyünde Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay’ın önderliğinde açılan kültür evi ve müze sayesinde sandıklarda, kilerlerde, depolarda çürümeye terk edilen pek çok tarihi eşyanın gün yüzüne çıkarıldığını söyleyen Altan konuşmasını şöyle tamamladı:
EN ÇOK OKUNANLAR