Kırım Medyası Meclis'e karşı dezenformasyona zorlanacak
Kırım Medyası Meclis'e karşı dezenformasyona zorlanacak
Sivil Özgürlükler Merkezi: "2015 yılının 6 ayı içinde Kırım’da tarafımızdan siyasi güdümlü 150’i aşkın arama ve 100’e yakın mahkeme duruşması gözlemlendi."
Haber Giriş Tarihi: 24.03.2016 19:49
Haber Güncellenme Tarihi: 24.03.2016 18:47
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
İşgal edilen Kırım’da insan hakları durumu gittikçe kötüleşiyor. Son zamanda gazetecilerin takip edilmesi, davaların tahrif edilmesi, evlerde avukatların girişine izin vermeden aramaların yapılması vakaları artış gösteriyor. Mevcut 'Hizbut Tahrir', 'İlçenko' ve '26 Şubat' davalarına yenileri ekleniyor.
"Sivil Özgürlükler Merkezi" projesinin koordinatörü Mariya Lısenko QHA muhabirine verdiği demeçte Kırım Tatar Milli Meclisi’nin yasaklanmasının ne gibi sonuçlar doğurabileceği ve Ukrayna anakarasından Kırımlıların ne gibi yardım alabileceği, Kırım Tatarlarının evlerinde yapılan aramalar ve Merkezin yayınlanması beklenen Mart ayı raporu hakkında konuştu.
Kuruluşunuz Mart ayında düzenlenen aramalara maruz kalan Kırım Tatarlarına herhangi bir destekte bulunuyor mu?
– Biz şimdilik sadece izliyoruz. Görevimiz: siyasi güdümlü zulüm, tutuklama ve aramalarda mağdur olan insanlarla iletişim kurmaya çalışmak. Onlarla irtibata geçip yardım sağlama yollarını araştırıyoruz. Yerinde verilebilecek hukuki ve maddi yardım. Şimdiye kadar sadece bir örneğimiz var. Ancak faaliyetlerimizi genişletmeye çalışıyoruz. Ulusal ve uluslararası savunma için istatistiki verileri ve Kırım’daki durumla ilgili tüm bilgileri topluyoruz. Şimdi kendi stratejimizi geliştiriyoruz: siyasi güdümlü takiplerin kurbanlarına nasıl ve ne ile yardımcı olabiliriz.
Somut örnekler verebilir misiniz?
– İşgal edilen Kırım’la temas kurmak zor olduğundan isim vermekte zorlanacağım. Maalesef kuruluşumuzda Kırım’da kendi bilgi kaynaklarına sahip bir üyemiz yok. Daha çok Kırım’daki gönüllülerden ve Kiev’de bulunan bazı Kırım İnsan Hakları kuruluşlarından yardım almaktayız. Bilgileri onlar veriyorlar. Onlar sayesinde aramalara maruz kalan insanları buluyoruz. Güvenlik nedeniyle belirli bir isim veremeyeceğim.
Sizce Kırım’da Kırım Tatarların evinde düzenlenen aramalar Meclis'i karalamak amacıyla mı yapılıyor?
– Bence kesinlikle böyle bir bağlantı var. Meclis’e karşı davanın zaten gerek üyelerine gerek tüm Kırım Tatar Halkına bir sürü olumsuz sonuçları da beraberinde getirmekte. Kırım Tatarların çoğunun öyle ya da böyle tanıdık ve arkadaşları aracılığıyla Meclis ile bağlantısı var. Rus mevzuatına göre Meclis’in ‘aşırı’ (radikal) faaliyetlerde bulunan bir örgüt olarak kabul edilmesini göz önünde bulundurursak, bağlantılı olan tüm Kırım Tatarlarına karşı arama ve tutuklamalar başlayacak.
Yerel medya için de yakında yeni bir kural koyacaklar: Meclis hakkında bahsediyorlarsa ya da Meclis’in sözü geçiyorsa Meclis’i ‘aşırı faaliyetlerde bulunan bir örgüt‘ olarak tanımlamazlarsa ceza alacaklar. Dolayısıyla bu durum Kırım’da KTMM hakkında herhangi bir bilginin yayınlanmasını engellenecektir. Bu oluşabilecek en büyük tehdit. Meclis üyeleriyle iletişim sınırlanacak ve ’26 Şubat’ örneğindeki gibi siyasi güdümlü başka davaların açılmasına sebep olacak.
Meclis’in yasaklanması sizce hangi sonuçları doğurabilir? Bu durum şu an siyasi nedenlerle tutuklu olanlara nasıl yansıyacaktır?
– Sözde yetkililerin Meclis’i aşırılık faailiyetlerinde bulunan bir örgüt olarak tanımlamaları şu an tutuklu olan Ahtem Çiygöz, Ali Asanov ve Mustafa Degermenci’yi direkt etkileyecektir. Bu yarımadanın zaten kötü olan durumunu daha da kötüye sevkedecektir.
Rusya tarafından işgal edilen Kırım’da siyasi güdümlü sebeplerle tutuklanan Ukrayna vatandaşlarıyla ilgilenen «Let My People Go» kampanyamıza en az 12 kişi kayıtlı. Bu sayıya "Euromaydan SOS" kampanyasının kayıtlarını eklemedik. Büyük ihtimalle tutukluların sayısı daha da artacak.
Kırım’da Mart ayında düzenlenen izinsiz aramalar "Sivil Özgürlükler Merkezi"nin Mart raporunda yer alacak mı?
– Evet, tabii ki. Biz hem açık hem de kapalı kaynakları izlemeye çalışıyoruz. Tüm aramaları düzenli bir şekilde raporumuza koyuyoruz. Raporun özetinde bu bilgi yansıtılıyor. Ama bu tam bir bilgi değil. Bilgileri yeterli ölçüde edinemediğimizden tam olduğunu iddiaa etmiyoruz. Ancak bu bilgiler uluslararası düzeyde yarımadada takibat ve savaşın devam ettiğini anlatacak kadar yeterli.
6 ay içinde Kırım’da tarafımızdan siyasi güdümlü 150’i aşkın arama ve 100’e yakın mahkeme duruşması gözlemlendi. Bu olayları, Rusya’ya baskı yapılmasının sürdürülmesi ve Rusya’dan kitlesel zulüm ve takibatın durdurulmasını istenmesini sağlamak için uluslararası topluma bildirmemiz gerekiyor.
Şu an Kırım’daki insan haklarının durumuna dair gerçekleri açığa kavuşturacak uluslararası gözlemcilerin yarımadaya gelmelerinin imkanı yok.
Ukrayna insan hakları kuruluşlarının da Kırım’da bulunması tehlikeli, dolayısıyla Rusya insan hakları kuruluşlarından destek alıyoruz. Bu tür sebeplerden dolayı büyük resmi göremiyoruz. Kırım sakinleri şahsen tanımadıkları insanlarla bu konuları konuşmak istemiyorlar.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Kırım Medyası Meclis'e karşı dezenformasyona zorlanacak
Sivil Özgürlükler Merkezi: "2015 yılının 6 ayı içinde Kırım’da tarafımızdan siyasi güdümlü 150’i aşkın arama ve 100’e yakın mahkeme duruşması gözlemlendi."
İşgal edilen Kırım’da insan hakları durumu gittikçe kötüleşiyor. Son zamanda gazetecilerin takip edilmesi, davaların tahrif edilmesi, evlerde avukatların girişine izin vermeden aramaların yapılması vakaları artış gösteriyor. Mevcut 'Hizbut Tahrir', 'İlçenko' ve '26 Şubat' davalarına yenileri ekleniyor.
"Sivil Özgürlükler Merkezi" projesinin koordinatörü Mariya Lısenko QHA muhabirine verdiği demeçte Kırım Tatar Milli Meclisi’nin yasaklanmasının ne gibi sonuçlar doğurabileceği ve Ukrayna anakarasından Kırımlıların ne gibi yardım alabileceği, Kırım Tatarlarının evlerinde yapılan aramalar ve Merkezin yayınlanması beklenen Mart ayı raporu hakkında konuştu.
Kuruluşunuz Mart ayında düzenlenen aramalara maruz kalan Kırım Tatarlarına herhangi bir destekte bulunuyor mu?
– Biz şimdilik sadece izliyoruz. Görevimiz: siyasi güdümlü zulüm, tutuklama ve aramalarda mağdur olan insanlarla iletişim kurmaya çalışmak. Onlarla irtibata geçip yardım sağlama yollarını araştırıyoruz. Yerinde verilebilecek hukuki ve maddi yardım. Şimdiye kadar sadece bir örneğimiz var. Ancak faaliyetlerimizi genişletmeye çalışıyoruz. Ulusal ve uluslararası savunma için istatistiki verileri ve Kırım’daki durumla ilgili tüm bilgileri topluyoruz. Şimdi kendi stratejimizi geliştiriyoruz: siyasi güdümlü takiplerin kurbanlarına nasıl ve ne ile yardımcı olabiliriz.
Somut örnekler verebilir misiniz?
– İşgal edilen Kırım’la temas kurmak zor olduğundan isim vermekte zorlanacağım. Maalesef kuruluşumuzda Kırım’da kendi bilgi kaynaklarına sahip bir üyemiz yok. Daha çok Kırım’daki gönüllülerden ve Kiev’de bulunan bazı Kırım İnsan Hakları kuruluşlarından yardım almaktayız. Bilgileri onlar veriyorlar. Onlar sayesinde aramalara maruz kalan insanları buluyoruz. Güvenlik nedeniyle belirli bir isim veremeyeceğim.
Sizce Kırım’da Kırım Tatarların evinde düzenlenen aramalar Meclis'i karalamak amacıyla mı yapılıyor?
– Bence kesinlikle böyle bir bağlantı var. Meclis’e karşı davanın zaten gerek üyelerine gerek tüm Kırım Tatar Halkına bir sürü olumsuz sonuçları da beraberinde getirmekte. Kırım Tatarların çoğunun öyle ya da böyle tanıdık ve arkadaşları aracılığıyla Meclis ile bağlantısı var. Rus mevzuatına göre Meclis’in ‘aşırı’ (radikal) faaliyetlerde bulunan bir örgüt olarak kabul edilmesini göz önünde bulundurursak, bağlantılı olan tüm Kırım Tatarlarına karşı arama ve tutuklamalar başlayacak.
Yerel medya için de yakında yeni bir kural koyacaklar: Meclis hakkında bahsediyorlarsa ya da Meclis’in sözü geçiyorsa Meclis’i ‘aşırı faaliyetlerde bulunan bir örgüt‘ olarak tanımlamazlarsa ceza alacaklar. Dolayısıyla bu durum Kırım’da KTMM hakkında herhangi bir bilginin yayınlanmasını engellenecektir. Bu oluşabilecek en büyük tehdit. Meclis üyeleriyle iletişim sınırlanacak ve ’26 Şubat’ örneğindeki gibi siyasi güdümlü başka davaların açılmasına sebep olacak.
Meclis’in yasaklanması sizce hangi sonuçları doğurabilir? Bu durum şu an siyasi nedenlerle tutuklu olanlara nasıl yansıyacaktır?
– Sözde yetkililerin Meclis’i aşırılık faailiyetlerinde bulunan bir örgüt olarak tanımlamaları şu an tutuklu olan Ahtem Çiygöz, Ali Asanov ve Mustafa Degermenci’yi direkt etkileyecektir. Bu yarımadanın zaten kötü olan durumunu daha da kötüye sevkedecektir.
Rusya tarafından işgal edilen Kırım’da siyasi güdümlü sebeplerle tutuklanan Ukrayna vatandaşlarıyla ilgilenen «Let My People Go» kampanyamıza en az 12 kişi kayıtlı. Bu sayıya "Euromaydan SOS" kampanyasının kayıtlarını eklemedik. Büyük ihtimalle tutukluların sayısı daha da artacak.
Kırım’da Mart ayında düzenlenen izinsiz aramalar "Sivil Özgürlükler Merkezi"nin Mart raporunda yer alacak mı?
– Evet, tabii ki. Biz hem açık hem de kapalı kaynakları izlemeye çalışıyoruz. Tüm aramaları düzenli bir şekilde raporumuza koyuyoruz. Raporun özetinde bu bilgi yansıtılıyor. Ama bu tam bir bilgi değil. Bilgileri yeterli ölçüde edinemediğimizden tam olduğunu iddiaa etmiyoruz. Ancak bu bilgiler uluslararası düzeyde yarımadada takibat ve savaşın devam ettiğini anlatacak kadar yeterli.
6 ay içinde Kırım’da tarafımızdan siyasi güdümlü 150’i aşkın arama ve 100’e yakın mahkeme duruşması gözlemlendi. Bu olayları, Rusya’ya baskı yapılmasının sürdürülmesi ve Rusya’dan kitlesel zulüm ve takibatın durdurulmasını istenmesini sağlamak için uluslararası topluma bildirmemiz gerekiyor.
Şu an Kırım’daki insan haklarının durumuna dair gerçekleri açığa kavuşturacak uluslararası gözlemcilerin yarımadaya gelmelerinin imkanı yok.
Ukrayna insan hakları kuruluşlarının da Kırım’da bulunması tehlikeli, dolayısıyla Rusya insan hakları kuruluşlarından destek alıyoruz. Bu tür sebeplerden dolayı büyük resmi göremiyoruz. Kırım sakinleri şahsen tanımadıkları insanlarla bu konuları konuşmak istemiyorlar.
Aleksandr Melnikov
EN ÇOK OKUNANLAR