Rusya Federasyonu, Ukrayna'nın işgalinden sonra dünya çapında savaşları ve çatışmaları kışkırtıyor. 24 Şubat 2022'de Ukrayna'nın işgali ve cephede yaşanan türlü başarısızlıktan sonra Rusya, dünya çapında yeni çatışmaları körüklemek için çaba gösteriyor.

Kremlin'in hedefi; Ukrayna'yı uluslararası gündemden düşürmek, Batı'nın ona tahsis ettiği askeri yardım miktarını azaltmak ve Küresel Güney ülkelerini Batı'ya karşı kışkırtmak.

Bunların arasında en büyük çatışma ise 7 Ekim 2023’te Ortadoğu’da patlak veren savaş oldu. Birçok olgunun gösterdiği gibi Moskova'nın, bu savaşın başlamasından haberi vardı. Bunlar arasında Kremlin yanlısı hackerlerin İsrail'e yönelik siber saldırıları ve Moskova'nın Ukrayna'yı alaycı bir şekilde Hamas ile işbirliği yapmakla suçladığı sırada ele geçirilen Amerikan silahlarının Hamas'a devredilmesi de yer alıyor. Rus yetkilileri, Kremlin'de Hamas temsilcilerini düzenli olarak kabul ettikleri gerçeğini gizlemediler.

Ortadoğu'daki savaş, ABD'nin hem İsrail'e hem de Ukrayna'ya yardım etmesine yol açarak; Putin'in, Ukraynalılara Batı'dan silah tedariğini hafifletme umutlarını artırdı. Ancak artık Israil-Hamas çatışması, önemini yitirmeye başladı. Gazze'deki çatışmalar, eskisi kadar geniş çaplı değil ve muhtemelen sona yaklaşıyor. Ancak savaş, ABD'nin Ukrayna'ya yaptığı yardımı etkiledi. Aralık 2023'te Senato, üç ülkeye (Ukrayna, İsrail ve Tayvan) yardım edecek bir yasa tasarısını geçiremedi.

Bunun nedeni ABD'nin güney sınırının güvenliği konusundaki anlaşmazlıklar olsa da, Rusya Federasyonu'nun 2024 yılı için ek finansmana ilişkin yasa tasarısının hiçbir şekilde kabul edilmemesini sağlama konusunda çıkarı var. Moskova, yalnızca ABD'deki Demokrat ve Cumhuriyetçi partiler arasındaki çelişkilerden faydalanmakla kalmıyor aynı zamanda bu ülkedeki başkanlık seçimlerini de etkilemeye çalışıyor. Bu demeç, eski başkan adayı Hillary Clinton tarafından ifade edildi. Ona göre ABD, Rusya'nın müdahalesinden yeterince bahsetmiyor. Bazı ABD'lilerin, Putin "tehlikesini" görmediğini, hatta bazılarının Ukrayna'nın işgali başta olmak üzere bazı konularda onunla aynı fikirde olduğunu da sözlerine ekledi.

Kremlin'e göre, Ukrayna'ya yönelik saldırı başka bir çatışmanın yaratılmasına, yani Tayvan adasının Çin tarafından ele geçirilmesine yol açmalıdır. Putin, Çin lideri Şi Cinping'in savaş başlamasını sabırsızlıkla bekliyor. Üstelik, çatışmanın tırmanması da başladı. Böylece 23 Aralık 2023'te Tayvanlı yetkililer, Çin askeri uçaklarının ve gemilerinin ada çevresinde faaliyet gösterdiğini bildirdi. Özellikle Çin uçakları Tayvan Boğazı'nın hassas orta hattını geçti.

"Orta hat" bir zamanlar iki taraf arasında resmi olmayan bir sınır görevi görüyordu, ancak artık Çin uçakları bu sınır üzerinden düzenli olarak uçuyor. Kremlin aynı zamanda Avrupa'da da çatışmaları kışkırtıyor. Burada Rusya, göçmen krizini kışkırtmayı kullanıyor. Günümüzde, binlerce göçmen Rusya-Finlandiya sınırına hücum ediyor, tıpkı 2021'de Ortadoğu'dan gelen mülteci akınının, toplu halde Belarus-Polonya sınırına doğru ilerlemesi gibi.

2015 yılında Suriye'yi yoğun bir şekilde bombalamaya başlayan Rusya, Suriye'den Avrupa ülkelerine göç dalgasına neden oldu. Mülteciler, Eski Kıta'nın farklı ülkelerine kaçtı. Çeşitli tahminlere göre Suriyeli göçmenlerin sayısı birbuçuk milyonu aştı. Hatta uzmanlar, İngiltere'nin AB'den çıkış (BREXIT) nedenlerinden birinin de Suriyeli mülteci akını olduğunu savundu.

Ukrayna'ya karşı topyekün bir savaş başlatan Putin, "itibarını kaybetmeden" kurtulamayacağı bir tuzağa düştü. Buna göre Kremlin, sosyo-politik istikrarsızlıklar ve savaşlar yaratarak Batı'nın dikkatini Ukrayna'dan uzaklaştırmak istiyor.

Bu çabalara son vermek için dünya ülkelerin birleşmesi ve Rusya'nın jeopolitik genişlemesine karşı mücadele edecek bir plan geliştirmesi gerekiyor. Rus birliklerinin Ukrayna'daki yenilgisi, Putin için ezici bir mağlubiyet ve dünya çapında bir savaş, çatışma ve sosyo-politik krizin önlenmesinin anahtarı olacaktır.