Soçi muhtırasına eklenen ek protokoller ile Suriye’de sona doğru sadece bir kavşak dönüldü.Yol daha çok uzun.Bazen bir savaş sadece yaşandığı ülkeyi değil tüm coğrafyayı etkiler. Bazen de küçük bir alan tüm jeopolitiğe baskı yapar. Tıpkı Suriye ve İdlib gibi.
Moskova’da eklemeler yapılan Soçi muhtırası ile birincisi sahada herkesin yeri belli olmuş oldu. En son Türkiye'nin oluşturduğu gözlem noktaları ve kontrol alanları Rusya ve rejim tarafından kabul edildi. İkincisı M4 karayolunun üstünde ve altında 6 km'lik bir güvenlik koridoru oluşturulacak. Burası bir güvenli bölgeden ziyade bir güvenli koridordan bahsedebiliriz. M4 karayolunun açık olabilmesi için bu yöntem geliştirilmişe benziyor.
RUSYA'NIN TALEBİ NEYDİ?
Rusya'nın Soçi mutabakatında bir talebi vardı. M4 ve M5 karayolunun rejime açık olması. Şimdi Lazkiye'den çıkan rejim unsurları M4 karayolundan geçerek Serakib ve Halep'e ulaşmasını bu ortak devriyeler sağlayacak. Rusya'nın talebi buydu, Türkiye de kabul etti. Bizim anladığımız kadarıyla M5 karayolunun rejime bırakılması kabul edildi.
TÜRKİYE'NİN TALEBİ
Türkiye'nin en büyük talebi askerlerimize saldırıların durması, sivillere saldırıların durması ve Soçi sınırlarının belirlenmesiydi. Şu anda var olan gözlem noktalarımız devam edecek ya da yerleri revize edilecek. Aslında sahadaki fotoğraf masaya yansıdı diyebiliriz. Türkiye metinde tanımlanmasa da İdlib merkezden Hatay sınırına ve Zeytin Dalı hattına 32 km derinliğinde bir güvenlikli alanı masada kabul ettirdi. Yani rejimin saldıramayacağı bir bölgeni hattı tespit edildi. Rusya ve dolaylı olarak Şam tarafından kabul edilmiş oldu.
TÜRKİYE İSTEDİĞİNİ ALDI MI?
Türkiye önceliklerini bu zirvede Rusya’ya kabul ettirmiş oldu. Birincisi gözlem noktalarımı geri çekmeyeceğim dedi ve çekmedi. İkinci en önemli kazanım güvenli bölge. M4 karayolunun güneyi ve kuzeyini kapsayan 16'şar km'lik güvenli bölge kuzeydeki sivillerin bir güvenli bölgenin gerisin de yaşamasını sağlamış durumda. BU bölgenin aşağısında ve yukarısında silahlı muhalifler faaliyetlerine devam ederken yol açık kalacak. Bu bölgeye rejim girmeyecek. M5 ise Serakib’deki kırılgan bölge hariç büyük ölçüde Rusya ve Rejim kontrolünde kalacak. Anlaşma uygulanırsa Türk askerinin etki alanı olan İdlib şehir merkezi ve çevresi güvenli bir alan oluşmuş olacak. Güvenlik koridoru yol kazaları olmaması için Rusya anlaşmaya varılan bir nokta. Türkiye'nin en büyük kazanımlarından biri de şu ana 850 bin kişiye ulaşan idlib içindeki göç hareketinin durması sağlanmış olacak.
Gelinen nokta da Moskova’da gerçekleşen zirvede yapılan bir anlaşma süreci bu anlaşmanın uygulanıp uygulanmayacağı. Ortaya bir irade kondu.Ama alan mayınlarla ve risklerle dolu. Birinci Dünya Savaşından 100 yıl sonrasındaki takvimin ilk zamanlarında Türkiye önüne konan haritaları kabul etmeyerek alana girerek haritayı şekillendiriyor. Türk Devlet aklı vatanın bekası için sınır ötesinde önlem alırken Suriye’yi de yaşatmaya çalıyor.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Güngör Yavuzarslan
Ateşkes sonrası İdlib'de ne değişecek?
Soçi muhtırasına eklenen ek protokoller ile Suriye’de sona doğru sadece bir kavşak dönüldü.Yol daha çok uzun.Bazen bir savaş sadece yaşandığı ülkeyi değil tüm coğrafyayı etkiler. Bazen de küçük bir alan tüm jeopolitiğe baskı yapar. Tıpkı Suriye ve İdlib gibi.
Moskova’da eklemeler yapılan Soçi muhtırası ile birincisi sahada herkesin yeri belli olmuş oldu. En son Türkiye'nin oluşturduğu gözlem noktaları ve kontrol alanları Rusya ve rejim tarafından kabul edildi. İkincisı M4 karayolunun üstünde ve altında 6 km'lik bir güvenlik koridoru oluşturulacak. Burası bir güvenli bölgeden ziyade bir güvenli koridordan bahsedebiliriz. M4 karayolunun açık olabilmesi için bu yöntem geliştirilmişe benziyor.
RUSYA'NIN TALEBİ NEYDİ?
Rusya'nın Soçi mutabakatında bir talebi vardı. M4 ve M5 karayolunun rejime açık olması. Şimdi Lazkiye'den çıkan rejim unsurları M4 karayolundan geçerek Serakib ve Halep'e ulaşmasını bu ortak devriyeler sağlayacak. Rusya'nın talebi buydu, Türkiye de kabul etti. Bizim anladığımız kadarıyla M5 karayolunun rejime bırakılması kabul edildi.
TÜRKİYE'NİN TALEBİ
Türkiye'nin en büyük talebi askerlerimize saldırıların durması, sivillere saldırıların durması ve Soçi sınırlarının belirlenmesiydi. Şu anda var olan gözlem noktalarımız devam edecek ya da yerleri revize edilecek. Aslında sahadaki fotoğraf masaya yansıdı diyebiliriz. Türkiye metinde tanımlanmasa da İdlib merkezden Hatay sınırına ve Zeytin Dalı hattına 32 km derinliğinde bir güvenlikli alanı masada kabul ettirdi. Yani rejimin saldıramayacağı bir bölgeni hattı tespit edildi. Rusya ve dolaylı olarak Şam tarafından kabul edilmiş oldu.
TÜRKİYE İSTEDİĞİNİ ALDI MI?
Türkiye önceliklerini bu zirvede Rusya’ya kabul ettirmiş oldu. Birincisi gözlem noktalarımı geri çekmeyeceğim dedi ve çekmedi. İkinci en önemli kazanım güvenli bölge. M4 karayolunun güneyi ve kuzeyini kapsayan 16'şar km'lik güvenli bölge kuzeydeki sivillerin bir güvenli bölgenin gerisin de yaşamasını sağlamış durumda. BU bölgenin aşağısında ve yukarısında silahlı muhalifler faaliyetlerine devam ederken yol açık kalacak. Bu bölgeye rejim girmeyecek. M5 ise Serakib’deki kırılgan bölge hariç büyük ölçüde Rusya ve Rejim kontrolünde kalacak. Anlaşma uygulanırsa Türk askerinin etki alanı olan İdlib şehir merkezi ve çevresi güvenli bir alan oluşmuş olacak. Güvenlik koridoru yol kazaları olmaması için Rusya anlaşmaya varılan bir nokta. Türkiye'nin en büyük kazanımlarından biri de şu ana 850 bin kişiye ulaşan idlib içindeki göç hareketinin durması sağlanmış olacak.
Gelinen nokta da Moskova’da gerçekleşen zirvede yapılan bir anlaşma süreci bu anlaşmanın uygulanıp uygulanmayacağı. Ortaya bir irade kondu.Ama alan mayınlarla ve risklerle dolu. Birinci Dünya Savaşından 100 yıl sonrasındaki takvimin ilk zamanlarında Türkiye önüne konan haritaları kabul etmeyerek alana girerek haritayı şekillendiriyor. Türk Devlet aklı vatanın bekası için sınır ötesinde önlem alırken Suriye’yi de yaşatmaya çalıyor.