Her türlü insan hakkını savunma ve teşvik etmeyi amaç edinmiş Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International), Kırım Tatarlarına karşı yapılan baskıları ve yarımadada meydana gelen diğer hukuksuzluk olayları hakkında rapor yayınladı.
İlgili rapor, Uluslararası Af Örgütü uzmanlarının Şubat ayında Kırım’a yaptığı ziyaret sonuçlarına göre hazırlandı.
Kırım ziyareti sırasında Uluslararası Af Örgütü uzmanları, Kırım Tatar halkının temsilcileri, hukukçular, insan hakları savunucuları ve Kırım yönetimi temsilcileri ile görüşmeler yaptı.
İnsan kaçırma ve işkence
Uluslararası Af Örgütü’nün raporunda, Kırım’ın Rusya’ya ilhakının ilk aylarında en az 12 kişinin kaçırıldığı ve işkenceye uğradığı bildirilirken, onlardan 7 kişiden hala haber alınamadığı, suçluların Kırım yönetimi tarafından cezalandırılmadığı, Kırım Tatarı Reşat Ametov’un işkence izleri ile ölü bulunduğu belirtildi.
Uluslararası Af Örgütü ayrıca, Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) tarafından tutuklanıp yasadışı olarak Rusya’ya gönderilen Ukraynalı film yapımcısı Oleg Sentsov’u da hatırladı.
Uluslararası Af Örgütü Avrupa ve Orta Asya Bölüm Başkanı John Dalhuisen, “Kırım yönetimi, insan kaçırma ve işkence olaylarını araştırdığını söylüyor, ancak gerçekte bunun hiçbir kanıtını görmedik” dedi.
İfade özgürlüğün bastırılması
Söz konusu raporda, Kırım’ın ilhakından sonra yarımadada ifade özgürlüğünün sert bir şekilde bastırıldığı kaydedildi.
Raporu hazırlayanlar, Kırım yönetiminin, medya ve hükümet dışı kuruluşları bastırmak için Rusya’da yürürlükte olan sınırlayıcı kanunları ve korkutma uygulamalarını kullanarak ‘korku havası’ oluşturduğunu bildirdi.
Raporda ayrıca, ATR Kırım Tatar televizyon kanalında yapılan arama olayları ve takibat korkusundan belli gazetecilerin Kırım’ı terk ettiğini hatırlattı.
‘Susun ya da defolun’
Uluslararası Af Örgütü’nün raporunda, ilhaktan sonra Kırım’da barışçıl toplu eylemleri düzenleme hakkının ciddi bir şekilde sınırlandırıldığı, 2014 yılının Mart ayında ise yarımadada toplu eylem sayısının ciddi bir şekilde azaldığı açıklandı.
Kırım Tatar toplumuna çok ağır yük yüklendiğini kaydeden Uluslararası Af Örgütü, Kırım Tatarlarının düzenlemek istediği kültür veya anma mitinglerinin genelde yasaklandığını ifade etti. İzin verilen çok az sayıda etkinliklerin ise uzak yerlerde düzenlendiği belirtildi.
Kırım yönetiminin Kırım Tatar Milli Meclisi’ni (KTMM) tanımayı reddettiğini, KTMM üyelerine karşı ise baskı uyguladığını bildiren Uluslararası Af Örgütü, “Kırım’ın ilhakından bir sene sonra Kırım ve Rusya yönetiminin yaklaşımı kısaca şöyle: ya bizi sevin, ya defolun, ya susun” şeklinde belirtti.
Rusya’yı Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü yenilemeye zorlamak için uluslararası toplumun az gayret gösterdiğini bildiren raporda, Kırım sakinlerinin haklarına saygı duymaya zorlamak için dünyanın Rusya’ya daha çok baskı uygulaması gerektiği ifade edildi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Af Örgütü: Kırım’a korku havası çöktü
Her türlü insan hakkını savunma ve teşvik etmeyi amaç edinmiş Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International), Kırım Tatarlarına karşı yapılan baskıları ve yarımadada meydana gelen diğer hukuksuzluk olayları hakkında rapor yayınladı.
İlgili rapor, Uluslararası Af Örgütü uzmanlarının Şubat ayında Kırım’a yaptığı ziyaret sonuçlarına göre hazırlandı.
Kırım ziyareti sırasında Uluslararası Af Örgütü uzmanları, Kırım Tatar halkının temsilcileri, hukukçular, insan hakları savunucuları ve Kırım yönetimi temsilcileri ile görüşmeler yaptı.
İnsan kaçırma ve işkence
Uluslararası Af Örgütü’nün raporunda, Kırım’ın Rusya’ya ilhakının ilk aylarında en az 12 kişinin kaçırıldığı ve işkenceye uğradığı bildirilirken, onlardan 7 kişiden hala haber alınamadığı, suçluların Kırım yönetimi tarafından cezalandırılmadığı, Kırım Tatarı Reşat Ametov’un işkence izleri ile ölü bulunduğu belirtildi.
Uluslararası Af Örgütü ayrıca, Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) tarafından tutuklanıp yasadışı olarak Rusya’ya gönderilen Ukraynalı film yapımcısı Oleg Sentsov’u da hatırladı.
Uluslararası Af Örgütü Avrupa ve Orta Asya Bölüm Başkanı John Dalhuisen, “Kırım yönetimi, insan kaçırma ve işkence olaylarını araştırdığını söylüyor, ancak gerçekte bunun hiçbir kanıtını görmedik” dedi.
İfade özgürlüğün bastırılması
Söz konusu raporda, Kırım’ın ilhakından sonra yarımadada ifade özgürlüğünün sert bir şekilde bastırıldığı kaydedildi.
Raporu hazırlayanlar, Kırım yönetiminin, medya ve hükümet dışı kuruluşları bastırmak için Rusya’da yürürlükte olan sınırlayıcı kanunları ve korkutma uygulamalarını kullanarak ‘korku havası’ oluşturduğunu bildirdi.
Raporda ayrıca, ATR Kırım Tatar televizyon kanalında yapılan arama olayları ve takibat korkusundan belli gazetecilerin Kırım’ı terk ettiğini hatırlattı.
‘Susun ya da defolun’
Uluslararası Af Örgütü’nün raporunda, ilhaktan sonra Kırım’da barışçıl toplu eylemleri düzenleme hakkının ciddi bir şekilde sınırlandırıldığı, 2014 yılının Mart ayında ise yarımadada toplu eylem sayısının ciddi bir şekilde azaldığı açıklandı.
Kırım Tatar toplumuna çok ağır yük yüklendiğini kaydeden Uluslararası Af Örgütü, Kırım Tatarlarının düzenlemek istediği kültür veya anma mitinglerinin genelde yasaklandığını ifade etti. İzin verilen çok az sayıda etkinliklerin ise uzak yerlerde düzenlendiği belirtildi.
Kırım yönetiminin Kırım Tatar Milli Meclisi’ni (KTMM) tanımayı reddettiğini, KTMM üyelerine karşı ise baskı uyguladığını bildiren Uluslararası Af Örgütü, “Kırım’ın ilhakından bir sene sonra Kırım ve Rusya yönetiminin yaklaşımı kısaca şöyle: ya bizi sevin, ya defolun, ya susun” şeklinde belirtti.
Rusya’yı Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü yenilemeye zorlamak için uluslararası toplumun az gayret gösterdiğini bildiren raporda, Kırım sakinlerinin haklarına saygı duymaya zorlamak için dünyanın Rusya’ya daha çok baskı uygulaması gerektiği ifade edildi.
EN ÇOK OKUNANLAR