Hainler yine iş başında

HABER-MAKALE

Sosyal sarsıntı, karışıklık ve çatışmalar sırasında, olaylar ile ilgisi olan herkesin gerçek yüzü ve tutumu ortaya çıkıyor.

Tüm topluluklarda bir tarafta kendisi ve insanlara karşı dürüst olan, halkı için faydalı işler yapan, prensip sahibi kişiler, diğer tarafta ise başkalarını teşhir ederek, iftira atan, çamur atarak yönetimin (tüm yönetimler: Sovyetler, Ukrayna, Rusya)  gözüne girmek için bu dünyada kendine yer edinmeye çalışan kişiler vardır. Kırım Tatar halkı da bu konuda istisna değildir.  

İnsanı hayretler içinde bırakan husus ise, belli şahısların, yönetimin itimadını kazanmak ve "ihtiyaç duyulan ve gözde" kişiler haline gelmek için her şeyi yapmaya hazır olma düzeyidir.

2014 yılında Kırım’ın Rusya tarafından işgal edilmesinde yardımcı ve yardakçılık yapanlara Moskova’nın  "Kırım'ın Rusya'ya İadesinde Üstün Hizmet" madalyası ile ödüllendirilenlerin arasında bulunan Timur Dağcı Kırım Tatar liderlerine ve milli hareket üyelerine iftiralar içeren bir kitap yazdı.

Timur Dağcı,  Kırım’ın sözde Başbakanı Sergey Aksyonov ve Kırım’ın sözde Başbakan Yardımcısı Ruslan Balbek adına yazdığı iki ayrı mektupta, Kırım Tatarlarının milli lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve faaliyetleri ile yıllardır mücadele ettiğini ve ödül olarak "Kırım'ın Rusya'ya İadesinde Üstün Hizmet" madalyasını aldığını belirtti. Timur Dağcı mektubunda, ‘Ukrayna’nın saçmalık unsurlu milli politikası’ makalesini yazdığını ve bu makale için Kırımoğlu tarafından öldürülmek istendiğini de iddia etti. 

QHA’nın ele geçirdiği mektuplarda "Yanılgıya düşmüş" ve "Rusya'ya güvenmeyen" Kırım Tatarlarının günümüz manevi ve siyasi durumundan endişe ettiğini  söyleyen Timur Dağcı, bunun birkaç faktöre bağlı olduğunu ileri sürdü. Söz konusu faktörlerin "Kırım Tatarlarının problemlerin çok yavaş çözülüyor olması ve Kırım Tatar Milli Meclisi yanlılarının provokatif faaliyetleri olduğunu iddia eden Timur Dağcı, "Kırım’da Rusya karşıtı faaliyetlerin ABD ve bazı Avrupa ülkeleri tarafından yönetildiğini" yazdı..

Dağcı, “Açıklamaları, faaliyetleri veya eylemsizlikleri ile Kırım Tatarları arasında hoşnutsuzluk ve öfke uyandırmaya çalışarak onları Rusya yönetimine, yani tüm Rusya’ya karşı kışkırtmaya çalışan bazı devlet görevlileri bir grubu oluşturuyor. İkinci grup ise, bir zamanlar Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun yedirdiği kişilerden oluşuyor. Birinci grubu FSB (Rusya Federal Güvenlik Servisi) halleder.  İkinci grupla mücadeleyi Kırım Tatarlarının kendisi güçlü karşı propaganda yoluyla gerçekleştirmeli” diye yazdı.

Timur Dağcı, ileri yaşına bakmadan bu "mücadelenin" dışında kalmaya hiç niyetli değil! O, Kırım Tatarlarına birkaç (kendince) önemli mesaj içeren ‘Tüm Nesiller İçin Tek Kader’ adı hatıra kitabını, daha doğrusu kitabın ikinci bölümünü ( Kitabın İsmail Bey Gaspıralı'ya adanan ilk bölümünün tanıtımı Mayıs ayında Kırım'da yapılmıştı) yayına hazırladı.   

Söz konusu kitabında, Kırım Tatar halkının 1944 yılında Kırım'dan sürgün edilişinin inisiyatifinin Amerikalılara ait olduğunu yazan Timur Dağcı, Kırım’ı hediye alan Ukrayna devletinin başından beri Kırım Tatarlarına karşı çıktığını ve "onlardan iyilik beklemenin anlamsız olduğu” hususuna da ele aldığını da mektubunda belirtti.

İşgalci yönetime yazdığı mektupta, eskiden olduğu gibi (Sovyetler Birliği zamanı da dahil)  Kırım Tatar halkının lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'nun şahsiyeti üzerine odaklanan ve ona iftira ve çamur atarak, çıkartacağı hainlik dolu kitabın içeriği hakkında detaylı bilgi veren Timur Dağcı,  “Kırım'a sürgünden dönüşü için borçlu olduğu halkın gerçek kahramanları, Kırımoğlu'nun uydurulmuş geçmişe sahip bir kişi olduğunu, KGB için çalıştığını, 90’lı yıllarda milli hareketi böldüğünü, daha sonra SBU’ya  (Ukrayna Güvenlik Servisi) geçip Kırım Tatar halkının problemlerinin çözülmesini istemeyen Amerika ve İsrail’i kendi sahibi olarak kabul ettiğini”  yazdığını belirtti.  Dağcı mektubunda, söz konusu kitapta, Kırımoğlu'nun faaliyetlerine ayrıntılı şekilde yer verirken "Kırımoğlu’nun, Rusya, Ukrayna ve Türkiye’nin verdiği paraları çalması, siyasi rakipleri yok etmeye yönelik kanlı yöntemler ve Kırım Tatar Milli Kurultayı ile Kırım Tatar Milli Meclisi’nin çaresizliği hakkında belgelerin de yer alacağını yazdı.    

İşgalci yönetime her türlü hizmetlerini sınırsız sunmaya hazır olan Dağcı, mektubunda kitabın bin adet nüshayla basılmasının iyi olacağını, bunun maliyetinin de 200-250 bin ruble olacağını belirtti.

"Vatanının huzurlu geleceği uğruna" telif ücretinden bile vazgeçmeye hazır olduğunu, ancak böyle bir fedakarlık karşılığında kitabın sunumunu yapmak, kitabını yüzlerce Kırım Tatarına dağıtmak, okullara, kütüphanelere ve Kırım Tatar Milli Hareketi veteranlarına hediye etmek istediğini yazan Dağcı, söz konusu kitabın, televizyon kanallarında, gençlik kuruluşlarında ve yuvarlak masa toplantılarında ele alınmasının sağlanması konusunda işgalcilerden yardım istedi.

Mektubun bir bölümünde, kitabın el yazmasını İsmail Gaspıralı Medya Merkezi Müdürü Ayder Emirov, ‘Namus’ teşkilatı üyeleri Ruslan Eminov ve Refat Cemilev ile milli hareketinin birkaç üyesinin okuduğunu belirten Dağcı, hepsinin kitabı için büyük propaganda düzenlemek gerektiği kanaatinde olduğunu savundu.

Tüm zamanlarda Kırım Tatarları arasında, halkın lideri ve kahramanı olanlar vardı. Ancak, iftira atarak ve ‘gerekli yerlere’ ihbarlarda bulunarak kendi yerini bulmaya çalışanlar da vardı. Günümüzde de, maalesef, durum değişmedi. İyi ki insanlar iyi ve kötüyü ayırt edebiliyor. Tarihte Kırım Tatarları bunun gibi hainler yüzünden çok acılar çekti.

Aşağıda Timur Dağcı’nın Sergey Aksyonov’a ve Ruslan Balbek’e yazdığı mektupların taranmış kopyaları bulunuyor.