SON DAKİKA
Hava Durumu

Kırım Tatar sürgününün acı bilançosu

Demografik verilere göre Kırım Tatar Sürgünü sonucunda hayatını kaybedenlerden üçte biri on dört yaşından küçük çocuklar oldu.

Haber Giriş Tarihi: 17.05.2016 16:19
Haber Güncellenme Tarihi: 17.05.2016 16:14
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Kırım Tatar sürgününün acı bilançosu

18 Mayıs 1944 yılında yaşanan Kırım Tatar Sürgünü sonucunda yüzbinlerce Kırım Tatarının hayatını kaybetmesi demografik veriler ışığında açıkça görülüyor.

Kiev’de 17 Mayıs Salı günü Kırım Tatar Sürgününün 72. yıldönümü dolayısıyla düzenlenen konferansta konuşan Ukrayna Milli Bilimler Akademisi Mihail Ptuha Nüfus ve Sosyal Araştırmaları Enstitüsü'nün Bilimsel Çalışmalar Müdür Yardımcısı Aleksandr Gladun, Kırım Tatarlarının demografik kayıplarının 1944-1952 yılları arasında hesaplandığını anlatarak “Sürgünün ilk üç senesinde yaşanan kayıpların yüzde 62’si yüksek ölüm oranı dolayısıyla meydana geldi. Hayatını kaybedenlerden neredeyse üçte biri on dört yaşından küçük çocuklar oldu.” diye açıklama yaptı.

Buna göre Kırım Tatarlarının 2. Dünya Savaşı öncesindeki doğal ölüm oranının bin kişi başına 16-18 kişi olduğu, 1945 yılında Sürgün sonucunda meydana gelen yüksen ölüm oranının ise bin kişi başına 59.3 kişi, 1946’da 42.5 kişi, 1947’de 25,1 kişi olduğu açıklandı.

Sürgün sonucunda Kırım Tatarlarının yüksek ölüm oranı 35,5 bin kişi oldu. Bu oran 18 Mayıs 1944 yılındaki halkın toplam nüfusunun yüzde 18.7’sine tekabül ediyor.

Sürgün sonucunda ve Özbekistan ile Kırgızistan’daki yeni zorlu yaşam koşullarına uyum sağlama süreci sırasında Kırım Tatar halkının doğum oranının düşmesi dolayısıyla nüfusun yüzde 26.3'ünün yok olduğunu anlatan Aleksandr Gladun, “Böyle bir sosyal felaketin olmaması durumunda Kırım Tatar nüfusu Mayıs 1944'a kıyasla 1953 yılında yüzde 25 artacaktı” diye belirtti.

Buna göre 20. yüzyılın ikinci yarısında Kırım Tatar halkının demografisinin normak olarak gelişmesi halinde, şu anda eski Sovyetler Birliği topraklarında Kırım Tatar nüfusunun beş yüz bin kişiye ulaşmış olacağını ifade eden Gladun, araştırmalarda genellikle Özbekistan’dan alınan resmi verilerin kullanıldığını ve arşiv belgelerine atıfta bulunan tarihçilerin çalışmalarının kullanıldığını belirtti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.