SON DAKİKA
Hava Durumu

“Meclis’in yasaklanması, dini sebebe dayanmıyor”

İnsan hakları savunucusu Dmitriy Sotnikov, Kremlin’in özgür irade bildirilmesi ve Kırım Tatarlarının her türlü örgütlenmesini kabul etmediğini, Kırım’da Kırım Tatarlarına karşı takibatların dini sebebe dayanmadığı fikrini paylaştı.

Haber Giriş Tarihi: 21.04.2016 12:36
Haber Güncellenme Tarihi: 21.04.2016 14:11
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
“Meclis’in yasaklanması, dini sebebe dayanmıyor”

İnsan hakları savunucusu Dmitriy Sotnikov, Kırım’ın Rus yönetiminin Kırım Tatarlarına ve Kırım’daki aktivistlere karşı baskıların, Kremlin’in farklı fikirlerin bildirilmesini kabul etmediği ve Kırım Tatarlarının her türlü özyönetim organlarını kurulmasını reddettiğinde dayandığı söyledi.
 
Kiev’de 20 Nisan tarihinde düzenlenen basın toplantısında konuşan Dmitriy Sotnikov, “Çeçenistan’da başta olmak üzere Rusya’da Müslümanlarla çatışmalar, Kadırov yanlısı olan kabileler Kadırov’un yönetime gelmesinden sonra bölgeyi terk etmek zorunda kalan kabilelerin temsilcileri arasında meydana geliyor. Benzer kabilelerin bir kısmı, Kırım dahil Ukrayna’ya taşındı, ama Kırım’da dini çatışma bileşkeni çok düşük” dedi.
 
Rusya’da dini liderlerin açıkça FSB (Rusya Federal Güvenlik Servisi) ile işbirliği yaptığı ve Kremlin’in talimatlarına uyduğu fikrini dile getiren Sotnikov, ancak Kırım’ı işgal etmesinden sonra Rusya’nın Kırım Tatarlarını birleştiren sadece İslam dini olmadığıyla karşılaştığını belirtti.
 
Dmitriy Sotnikov, “Kırım Tatarlarının güçlü özyönetim organı, Kırım Tatar Milli Meclisi var. Tabii ki bu, Kremlin’in işine gelmiyor. Müftülük aracılığıyla onları (Kırım Tatarlarını) kontrol edemiyorlar, bundan dolayı Rusya, Kırım Tatarlarının her türlü yönetim organlarını kapatmaya çalışıyor” diye kaydetti.
 
Basın toplantısına katılan Rus muhalif politikacı Olga Kurnosova, Kırım’da Kırım Tatar Milli Meclisi’nin faaliyetleri ile ilgili iyimser tahminlerde bulundu. Kurnosova, “2007 yılında Rusya’da düzenlenen “Muhalifler Marşında” Eduard Limonov’un başkanlığındaki parti aşırıcı olarak kabul edildi… Ancak bu partinin toplantısının yapıldığını kanıtlamak oldukça zor, aktivistler hemen kuruluşun adını değiştirdi” diye anlattı.
 
Kırım Tatarlarının Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun otoritesine yüksek değer verdiğini vurgulayan Kurnosova, “Kırımoğlu’nun SSCB’de kahramanca muhalif mücadelesi, Kırım Tatarları arasında protesto ruhunun korunması için büyük rol oynuyor. Rusya, ne kadar istese de buna karşı hiçbir şey yapamaz” şeklinde devam etti.
 
Kremlin’e karşı enformasyon savaşın devam ettirilerek durumun çözülebileceği fikrini paylaşan Olga Kurnosova, “Kremlin, herkesi korkutmaya devam edecek, ama bu mücadele etmenin anlamsız ve imkansız olduğu anlamına gelmiyor. Soğuk savaş döneminde tutarlı enformasyon savaşın sürdürüldüğünde başarılı deneyimlerin olduğunu biliyoruz. Avrupa ve dünya toplumu, bazı dönemlerde gevşiyor ve bir şekilde anlaşmaya varılabileceğini düşünüyor. Ama anlaşmaya varılamaz!” diye kaydetti.
 
QHA muhabirinin Rusya’da enformasyon savaşını yürütmenin belirli yöntemleri ile ilgili sorusunu cevaplayan Kurnosova, bu alanda, Ukrayna’yı ve Avrupa’yı destekleyen Rus blog yazarlarının büyük rolü olduğunu dile getirdi.
 
Kurnosova, “Benzer blog yazarın sayısı oldukça çok. Ama maalesef, onların çabalarını koordine edecek herhangi bir proje yok. Blog direnişi alanında olup bitenler tamamen gönüllülük. Bu, internet üzerinden arkadaş olan ve birbirine Ukrayna yanlısı bilgileri yaymaya yardımcı olan kişiler arasında bir yatay bağlantı” diye kaydetti.
 
13 Nisan 2016 tarihinde Rusya tarafından işgal edilen Kırım’ın sözde Savcısı Natalya Poklonskaya’nın, “Kırım Tatar Milli Meclisi’nin faaliyetlerini askıya alınması ile ilgili” kararı yayınladığı öğrenildi. “Aşırıcı (radikal) Faaliyetlere Karşı Mücadele İlgili” Federal Kanununun 9. ve 10. maddelerine atıfta bulunduğu belgede sözde savcı Poklonskaya, karar metninde Rus propagandasına uygun şekilde Kırım Tatarlarının özyönetim organını "sivil toplum kuruluşu" gibi göstermeye çalışarak, “Bir sivil toplum kuruluşunun hakları askıya alınıyor. Bu karar doğrultusunda ilgili kuruluşun tüm devlet veya belediye tarafından sunulmuş toplu iletişim araçlarını kullanması yasak, toplu etkinlik düzenlemesi, banka mevduatları kullanması ve herhangi bir faaliyette bulunması yasak. Kuruluşun herhangi bir propagandasının yapılması da yasak...” açıklamasında bulundu.
 
Rusya Adalet Bakanlığı, 18 Nisan tarihinde Rusya tarafından işgal edilen Kırım’ın sözde Savcısı Natalya Poklonskaya’nın kararı üzerine Kırım Tatar Milli Meclisi’nin “faaliyetleri askıya alınan sivil toplum kuruluşları” listesine dahil edildiğini bildirdi.
 
Bundan önce Kırım Rus yönetiminin sözde Savcısı Natalya Poklonskaya’nın, Kırım Tatar Milli Meclisi’ni kapatmak için mahkemeye başvurduğu açıklanmıştı. Poklonskaya, KTMM’yi kapatmak için imzalayıp Kırım’ın Yüksek Mahkemesi’ne sunduğu dava dilekçesinin bir kopyasını Kırım Tatar Milli Meclisi Başkan Yardımcısı Nariman Celal’e de gönderdi. Kırım Tatar halkı adına konuşmaya çalışan sözde Kırım Tatar kuruluşlarının yöneticilerinden, Kırım Tatar Milli Meclisi’nin faaliyetlerini yasadışı ve provokatif olarak kabul etme başvuruları geldiğini ileri süren Poklonskaya, bahsi geçen davayı, Rusya’nın ‘Aşırıcılık faaliyetleri ile mücadele’ kanununa dayanarak açmak istediğini belirtmişti.

 

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.