SON DAKİKA
Hava Durumu

Prof. Dr. Sezai Özçelik: Türk kamuoyunda Rusya, neredeyse masum gösteriliyor bu söylemler çok tehlikeli

Prof. Dr. Sezai Özçelik: Türk kamuoyunda Rusya, neredeyse masum gösteriliyor bu söylemler çok tehlikeli

Haber Giriş Tarihi: 19.02.2022 00:29
Haber Güncellenme Tarihi: 19.02.2022 00:29
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Prof. Dr. Sezai Özçelik: Türk kamuoyunda Rusya, neredeyse masum gösteriliyor bu söylemler çok tehlikeli

Ömer Cihad KAYA / QHA Ankara

Çankırı Karatekin Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi, QHA yazarı Prof. Dr. Sezai Özçelik, gündemin sıcak başlıklarından Ukrayna-Rusya gerilimini Kırım Haber Ajansına değerlendirdi. Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırı tehdidini değerlendiren Prof. Dr. Özçelik, Putin Rusyası'nın müzakereyi ve diplomasiyi savaşın bir aracı olarak gördüğünün altını çizdi. Rusya Federasyonu'nun emperyal ve yayılmacı hedeflerine vurgu yapan Prof. Dr. Özçelik, "Sınırların değişmezliği ve ülkelerin toprak bütünlüğüne saygı uluslararası hukukun en temel ilkesi. Bu ilkeyi Türk kamuoyu olarak görmezden gelirsek ileride Rusya gibi saldırgan devletler ya da devlet dışı aktörler Kremlin yönetiminin ortaya koyduğu argümanlara benzer nedenlerle ülkemizin toprak bütünlüğüne saldırı düzenleyebilirler" sözleriyle Rusya-Ukrayna geriliminde dikkat çeken hususlara değindi. Türkiye kamuoyunda meselenin Rusya propagandasına yakın bir şekilde ele alındığını kaydeden Prof. Dr. Özçelik, "Türkiye’deki kamuoyunun büyük kısmı Rus hibrit savaşının bir parçası olan propagandaya inanmış gözüküyor. Çevremdeki konuştuğum birçok insan Rusya’nın haklı olduğunu hatta Batı’nın Rusya’yı Ukrayna’ya saldırması konusunda kışkırttığı şeklinde açıklamalarda bulunuyor. Rusya’yı neredeyse masum ve mağdur gösteren bu söylemler çok tehlikeli" değerlendirmesini yaptı.

Rusya Federasyonu’nun, işgal ettiği Kırım Yarımadası ve Donbas bölgesi ile Ukrayna sınırı yakınlarında askeri hareketliliği dünya kamuoyunun dikkatini yeniden bölgeye çekti. Şüphesiz, 2014 yılında Kırım’ın işgali ve Donbas’ta Rus yanlısı ayrılıkçıların yarattığı kriz, Ukrayna-Rusya arasındaki sorununun boyutlarını gözler önüne seriyordu. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırı girişiminde bulunacağı beklentisi, son günlerde tansiyonun yükselmesine sebep olan en önemli ayrıntılardan birisi. Ukrayna-Rusya geriliminin perde arkası, Rusya’nın işgal tehdidi, müzakere ve diplomasi cephesinde Türkiye’nin arabuluculuk rolü gibi birçok hususa ilişkin konu başlıklarını, alanın uzmanlarından Prof. Dr. Sezai Özçelik’e sorduk.

Ben hala Pekin Olimpiyatlarının son günü olan 20 Şubat 2022 tarihinde saldırının olabileceğini düşünüyorum. Daha önce hep söyledim. Olimpiyat oyunları ile Rus saldırganlığı arasında ilginç bir doğru orantı bulunuyor.

Prof. Dr. Sezai Özçelik

Ukrayna ve Rusya arasında dünya kamuoyunun yakından takip ettiği gerginlik, her gündemden düşmüyor. Rusya’nın, Gürcistan, Kırım ve Donbas örnekleri göz önünde alındığında saldırı ihtimali halen masada mı?

Rusya’nın Ukrayna’ya yeniden saldırı ve işgali halen masada. Rusya yönetiminin Ukrayna çevresindeki askerlerini çektiğini iddia etmesine karşın Batılı kaynaklar bunun doğru olmadığını söylüyorlar. Ruslar askeri tatbikatlarını sonlandırdıklarını söyleseler de halen 100 binden fazla Rus askeri konuşlandırılmış durumda ve bunlardan 30 bin tanesi halen Belarus’ta 20 Şubat’a kadar devam edecek tatbikatta yer alıyorlar. Kırım ve Belarus’tan Ukrayna’ya saldırı yapabilecek Rus askerinin olması birçok Batılı hükumetin Ukrayna’daki dış temsilciliklerinde çalışanların sayısı en aza indirmelerine yol açtı.

Kırım’ın işgalinden sonra zaten uluslararası hukukun temel ilkesi olan sınırların değişmezliği ihlal edilmiş durumda. Doğu Ukrayna’da 14 binden fazla Ukrain öldü. Ukrayna’yı tekrar işgal etmek için Rus lideri Putin, “sahte bayrak operasyonları” ile saldırıya neden bulmaya çalışıyor. Bu operasyonlar, Rus devletine bağlı bir takım derin devlet kuvvetleri, Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) ya da Rus Wagner Grup haydutlarının düşman kılığına girerek sahte saldırılar düzenlemesidir. Doğu Ukrayna’da yaşayan halka 700 binden fazla pasaport dağıtan Kremlin yönetimi, sözde Rus vatandaşlarının insan haklarını savunmak adına Ukrayna’ya saldırmak için hazır gözüküyor. Geçtiğimiz hafta Ukrayna’ya yapılan siber saldırı aslında Rus hibrit savaş stratejisinin bir parçası. Ben hala Pekin Olimpiyatlarının son günü olan 20 Şubat 2022 tarihinde saldırının olabileceğini düşünüyorum. Daha önce hep söyledim. Olimpiyat oyunları ile Rus saldırganlığı arasında ilginç bir doğru orantı bulunuyor.

Türkiye’deki kamuoyunun büyük kısmı Rus hibrit savaşının bir parçası olan propagandaya inanmış gözüküyor. Çevremdeki konuştuğum birçok insan Rusya’nın haklı olduğunu hatta Batı’nın Rusya’yı Ukrayna’ya saldırması konusunda kışkırttığı şeklinde açıklamalarda bulunuyor. Rusya’yı neredeyse masum ve mağdur gösteren bu söylemler çok tehlikeli. Sınırların değişmezliği ve ülkelerin toprak bütünlüğüne saygı uluslararası hukukun en temel ilkesi. Bu ilkeyi Türk kamuoyu olarak görmezden gelirsek ileride Rusya gibi saldırgan devletler ya da devlet dışı aktörler (terör örgütleri gibi) Kremlin yönetiminin ortaya koyduğu argümanlara benzer nedenlerle ülkemizin toprak bütünlüğüne saldırı düzenleyebilirler. Moskova yönetimi haklı bulan her türlü söylem belki Batı karşıtı olduğunu düşünen Avrasyacılar için puan toplayabilir. Fakat Türkiye için yanlış söylemler olduğunu görmek gerekmektedir. Ayrıca 18 Şubat'ta Türkiye’nin NATO’ya üye olmasının 70'nci yıldönümüne girildi. NATO üyesi olan Türkiye’nin Batı karşıtı olmasının ulusal güvenliği açısından yanlış olduğunu da belirtmek isterim. Türkiye’de Batı emperyalizmi söylemi tüm kesimler tarafından kullanılırken Rus emperyalizminden hiç söz edilmiyor. 13 kere Osmanlılarla savaşmış bir ülkeyi saldırgan görmemek akıl tutulmasıdır.

Saldırının olacağını şu sebepten söylüyorum. Lenin’in şu sözünü Putin uyguluyor gibi. “Süngü ile yokla. Lapa bulursanız devam edersiniz. Çelik bulursanız çekilirsiniz.” Putin’in lapa mı çelik mi bulduğunu birkaç gün içinde göreceğiz. Fakat Rus silahlarının çekilmemiş olması hala lapa bulduğunu gösteriyor. Rus ordusu tam olarak çekildiğinde çelik bulduğunu görmüş olacağız.

Türkiye’de Batı emperyalizmi söylemi tüm kesimler tarafından kullanılırken Rus emperyalizminden hiç söz edilmiyor. 13 kere Osmanlılarla savaşmış bir ülkeyi saldırgan görmemek akıl tutulmasıdır.

Prof. Dr. Sezai Özçelik Putin ile Zelenskiy'i Cumhurbaşkanı Erdoğan buluşturacak mı? Liderler  sıraya girdi arabuluculuk yarışı başladı! - Internet Haber

Karadeniz’in güvenliği yanında Boğazlar ve Montrö’nün de tartışmaya açılması Ankara yönetiminin yumuşak karnı olarak görülebilir. Bu bağlamda, Türkiye’nin tansiyonun düşmesinden en çok yarar sağlayacak olan ülke olduğunu söylemek yanlış olmaz. Olası bir savaş durumunda bundan en çok zarar görecek Ukrayna ise ikinci ülke Türkiye’dir.

Prof. Dr. Sezai Özçelik

Rusya lideri Putin’in, Normandiya Dörtlüsü’nün Avrupa ayağı Fransa ve Almanya liderlerini ağırladığı masa ile verilen mesaj sizce nedir? Putin, müzakere ve diplomasi yolunu bu yolla kapatmak mı istiyor? Ukrayna sınırları ve işgal ettiği bölgelerde 100 bini aşkın asker yığan Rusya’nın politikalarını nasıl değerlendirirsiniz?

Kremlin’deki uzun beyaz masayı birçok analist, Putin’in Batılı iki lideri, Macron ve Scholz’u ezmek istemesi olarak yorumladılar. Batılı liderlere karşı güç gösterisi olarak görülen bu hareket, Putin’in iç kamuoyuna Batı’ya karşı baskı kurduğu şeklinde yorumlandı. Ben buna katılmıyorum. Çünkü birkaç gün sonra Putin’in karşısında farklı uzun masada Rus Dışişleri Bakanı Lavrov ve Rus Savunma Bakanı Şoygu aynı şekilde uzakta oturmaktaydı. Bunun sebebi, bence Putin’in gerçekten de COVID-19 sebebiyle kendi sağlığını düşünmesi. Çünkü Kremlin yönetiminin en büyük sorunu, Putin sonrası ne olacağı korkusu. Putin’in bir şekilde iktidardan ayrılmasının ardından Rusya’nın parçalanacağı endişesi bu şekilde hareket edilmesine yol açıyor. Fakat Rus propaganda makinesi bunu bile kendi lehine kullanmaktan geri durmuyor. Tek adam olan Putin’in bütün kararları verdiği Rus politik ekosisteminde Kremlin, Rus Devlet Başkanı’nı koronavirüsten korumak için elinden geleni yapıyor.

Putin müzakere ve diplomasiyi savaşın aracı olarak kullanıyor. Rus lideri, saldırı için ayağını gazdan çekmedi. Diplomasiyi fren olarak kullanıyor ve saldırı için en uygun zamanı kolluyor. Kış Olimpiyatları biliyorsunuz BM olimpiyatlar döneminde silahlı saldırıların olmaması yönünde karar aldı. Bu engel 20 Şubat'ta kapanış töreni sonrası sona erecek. Hava durumu bir başka engel. "Rasputitsa" denen Rus çamur mevsiminin başlamasından önce kara birlikleri kullanılacak ise havalar ısınmadan ve toprak çamur olmadan Rusların saldırması gerekiyor. 

Rusya’nın saldırı tehdidi altında olan Ukrayna penceresinden bakarsak, süreci Ukrayna yönetimi sizce nasıl götürüyor? Ukrayna hükumetinin aldığı kararları nasıl değerlendirirsiniz?

Ben bu 2022’deki son krizi, 1962’deki Küba Krizi’ne benzetiyorum. 1962 Küba Krizi’nde iki blok arasındaki çekişme sonucu iki küçük devlet Küba ve Türkiye zarar görmüştü. Batılı liderlerin özellikle ABD ile Avrupalı müttefiklerinin Rusya konusunda ortak ve kararlı politika izlemedikleri algısı, Moskova yönetimi tarafından kendi lehine kullanılmakta. Özellikle Batılı ülkelerin elçilik personeli ve ailelerini geri çekme kararı Ukrayna toplumunda panik yaratacak adımlar. Ayrıca Ukrayna lideri Zelenskıy, sadece uydu fotoğraflarıyla değil sahada yapılacak istihbarat çalışmalarıyla beraber değerlendirme yapılması gerektiğini belirtiyor. Bu noktada, Kıyiv ile Washington yönetimleri arasında krizi değerlendirme konusunda farklılıklar bulunuyor. Bunun nedeni şu, Washington yönetimi son krize göre durumu analiz ediyor. Fakat Zelenskıy’ın belirttiği gibi Kıyiv yönetimi, 2014’ten beri yani 8 yıldır Rus saldırganlığıyla uğraşıyor. Yani Biden son bir yıllık döneme bakıyor.

Zelenskıy ise son 8 yıla bakarak analiz yapıyor. 2021 ilkbahar dönemindeki askeri hareketlilikten farklı olmayan bir durum da söz konusu aslında. Ukrain halkı, 8 yıldır savaş halinde yaşıyor zaten. Titanik’in batışı gibi panik havası yaratmak yerine Zelenskıy, gayet sakin olunmasını istiyor. Ama durum Türkiye’de de çok konuşulan DiCaprio’nun başrolünü oynadığı “Don’t Look Up” filmindeki gibi değil. Yani Kıyiv sokaklarındaki insanlar dünyaya çarpacak kuyruklu yıldızın farkında. Aslında o kuyruklu yıldız (Rusya) zaten 8 yıl önce Ukrayna’ya çarpmış durumda. O çarpmanın toz dumanı hala sahada. Ukrayna dışındaki dünyada orada ilk kez savaş olduğu anlayışına karşı çıkmak Ukrain halkı için önemli. Çünkü gereksiz panik yaratılması ekonomiyi ve halkın moralini bozabilir. Bu bakımdan Kıyiv yönetiminin olayı ne fazla abartması ne de fazla hafife alması, yerinde bir politika. Ukrain yönetimi çok ince çizgide politika izliyor. Bir yandan Batı’nın desteğini ayakta tutmaya çalışırken öte yandan iç politikada panik havası yaratmamaya çalışıyor. Kısacası, paniğe gerek yok. Her şey kontrol altında.

Rus lideri Putin hayatta olduğu sürece, Moskova Ukrayna’yı ele geçirmek isteyecektir. Ukrayna’nın Putin için bir takıntı olduğunu düşünüyorum. Minsk Antlaşması gibi diplomatik araçlar, sadece Rus saldırganlığını perdelemeye yarıyor ve hibrit savaş stratejisinin bir parçası olarak görülüyor.

Prof. Dr. Sezai Özçelik

Türkiye’nin Rusya-Ukrayna gerilimindeki arabuluculuk rolü, dünya kamuoyu tarafından yakından takip ediliyor. Sizce Türkiye, tansiyonu düşürmek adına önemli roller üstlenebilir mi?

Türkiye’nin arabuluculuk rolü Ukrayna tarafından olumlu karşılandı. Fakat Rusya buna şu anda mesafeli duruyor. Türkiye’nin Rusya’ya karşı bu rolü üstlenmesine yol açacak durumu bulunmamakta maalesef. Çünkü Suriye başta olmak üzere dış politikada Kremlin yönetimine bağımlı olan Türkiye’nin hareket alanı çok dar. Bunun yanında enerji arzının daraldığı ve enerji fiyatlarının arttığı bu dönemde, Rus ve Ukrain turistlerin gelmemesi halinde olası krizden en çok zarar görecek ülkelerden biri. Avrupa’nın buğday ambarı olan Ukrayna’dan Türkiye’nin unluk buğday ithal ettiği de unutulmamalı. Belki daha da önemlisi, Karadeniz’in güvenliği yanında Boğazlar ve Montrö’nün de tartışmaya açılması Ankara yönetiminin yumuşak karnı olarak görülebilir. Bu bağlamda, Türkiye’nin tansiyonun düşmesinden en çok yarar sağlayacak olan ülke olduğunu söylemek yanlış olmaz. Olası bir savaş durumunda bundan en çok zarar görecek Ukrayna ise ikinci ülke Türkiye’dir.

Türkiye’de birçok analistin Batı ve NATO karşıtı söylemleri orta ve uzun dönemde Türkiye’nin zararına olacaktır. Rusya’ya karşı kanat ülkesi olan ülkemizin tansiyonun düşürülmesini sağlaması önemlidir. Rusya’ya bağımlılığını arttıran Türkiye’nin Batı’dan uzaklaştıkça Rusya’ya yakınlaşarak yalnızlaşması halinde 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’nda olduğu gibi parçalanma dönemine girmesine yol açabilir. 1853-56 Kırım Savaşı’nda Avrupa güç dengesini bozan Rus yayılmacılığına karşı İngiltere, Fransa ve Piyomente ile birlikte savaşan Osmanlı askerleri gibi günümüzde de Türkiye, Batı ve NATO ile birlikte hareket etmelidir.

Şunu eklemek istiyorum. Rus lideri Putin hayatta olduğu sürece, Moskova Ukrayna’yı ele geçirmek isteyecektir. Ukrayna’nın Putin için bir takıntı olduğunu düşünüyorum. Minsk Antlaşması gibi diplomatik araçlar, sadece Rus saldırganlığını perdelemeye yarıyor ve hibrit savaş stratejisinin bir parçası olarak görülüyor. Bir de kara birliklerinden çok Rusların Karadeniz ve Azak Denizi’nden deniz kuvvetleriyle saldırılar düzenleyebilir. Böylece Karadeniz’de Türkiye’ye de gözdağı vereceğini ve meydan okuyacağını söyleyebiliriz.

Son olarak, Rusya ve Ukrayna’nın dünyadaki tahılın yüzde 25,4 i ihraç ettiğini belirtmek istiyorum. Dünya buğday üretiminde yaşanacak sıkıntı Türkiye’de un ve ekmek fiyatlarını yükseltecektir. 2019’da Rus buğdayının yarısının Mısır, Türkiye ve Bangladeş tarafından satın alındığını unutmamak gerekiyor. 2019’de 1,6 milyar dolarlık buğday ithalatının yüzde 74’ünün Rusya ve Ukrayna’dan yapıldığını belirtirsek bu krizden en çok sokaktaki Türk vatandaşının etkileneceğini söylemek yanlış olmayacaktır. Bir somun ekmeğin 3 TL olduğu günler, savaş çıkması halinde anılarda kalacaktır.

UKRAYNA, RUSYA’NIN SALDIRI TEHDİDİ ALTINDA: GERİLİM NASIL TIRMANDI?

Rusya Federasyonu’nun, işgal ettiği Kırım Yarımadası ve Donbas bölgesi ile Ukrayna sınırı yakınlarında askeri hareketliliği dünyanın gündeminde geniş yer tutuyor. Bu kapsamda, Rusya Federasyonu’nun askeri hareketliliği havadan görüntülendi. Uluslararası kamuoyunun, 110 bini aşkın muharip gücünü Ukrayna sınırlarında konuşlandırdığını ifade ettiği Rus ordusunun, mevcudiyetini artırdığı ve savaş durumuna geçtiği gözlendi.

Ukrayna Savunma Bakanlığı 14 Ocak 2022’de Ukrayna’nın sınırı içinde yer alan Rusya yanlısı grupların Donbas’taki Horlivka bölgesine “amonyak dolu konteynerler taşıdığı” ve Ukrayna’nın zehirli madde kullanmakla suçlayacağı yönünde endişe ve savaşa zemin hazırlama üzerine bir bildiri yayımladı. Ukrayna yetkilileri ise, Rus birliklerinin Tambov bölgesine paraşütle iniş yaptığını 99 Rus askerin, teçhizatların ve 3 adet füze sisteminin Donbas’a yerleştirildiğini söyledi. Ardından Rusya, Belarus ile “Birleşik kararlılık” adı verilen ortak tatbikat düzenlemek üzere Rus askerlerini Ukrayna’nın kuzeyine yerleştirdi.

Rusya ve Ukrayna geriliminin başlangıcı bu şekilde gelişti. Zelenskıy, Avrupa devletleri ve Türkiye’den yardım çağrılarında bulunurken, Putin olası bir savaş durumunun olmadığını söyleyerek sessizliğini korudu. Hemen ardından Putin, NATO ve Avrupa ülkelerinin güya Rusya Federasyonu sınırlarına geldiğini açıkladı. Uzun bir süredir Ukrayna sınırlarında, Rus askerlerinin sayıları hızla artış gösteriyor. ABD, Birleşik Krallık, Kanada Ukrayna’ya askeri teçhizat ve savunma yardımı yapmaya başladı.

Birleşik Krallık Cumhurbaşkanı Boris Johnson 1 Şubat 2022’de Ukrayna’yı ziyaret etti. Rusya’nın Kıyiv’i işgal etme durumunda yaptırımların hazır olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Johnson, 2015’ten beri Ukrayna’ya verdikleri desteklerini, 22 binden fazla Ukrayna asker eğitimi, 2,2 milyon sterlin değerinde “ ölümcül olmayan” askeri teçhizat gönderdiğini, tanksavar silahlar ve 88 milyon sterlinlik İngiltere fonunu açıkladı. Öte yandan Ukrayna’ya Kanada’dan 120 milyon dolar değerinde savunma yardımı yapılacağı açıklandı.

https://youtu.be/zDO_2hGQafs

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 3 Şubat 2022’de Ukrayna’nın başkenti Kıyiv’e resmi ziyaret düzenledi. Bu çerçevede, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna’nın Kırım dahil olmak üzere toprak bütünlüğünü ve egemenliğini desteklediklerini ifade etti. Erdoğan, Rusya-Ukrayna geriliminde arabuluculuk yapabileceklerini ifade ederek, Putin ve Zelenskıy’ı Türkiye’ye davet etti. Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskıy, bu davete olumlu yanıt verdi ancak Putin’in cevabı halen bekleniyor.

Kırım Tatar halkını milli lideri, Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ise, Putin Rusyası’nın Ukrayna sınırlarındaki askeri hareketliliğini değerlendirerek, Putin’in “akılsız” politikalarda bulunduğunu ve Ukrayna’ya savaş açmasının kendisi için sonun başlangıcı olabileceğini ifade etti.

RUSYA-UKRAYNA SINIRINDA KAÇ ASKER VAR?

Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nde yayımlanan açık verilere göre 2021 yılı itibarıyla 285 bin civarında silah altında asker bulunuyor. Zelenskıy’ın ilan ettiği asker artırımının ardından Ukrayna ordusunun mevcudu 385 bin askere ulaşmış olacak. Ülkenin ayrıca olası savaş durumunda silah altına alınabilecek 1 milyon yedeği mevcut.

Ukrayna’da yapılan bir değerlendirmeye göre, Rusya’nın bölgedeki kara birliklerinin askeri mevcudu 106 bin, deniz ve hava kuvvetleri olarak da 21 bin mevcudu olduğu açıklandı. Kalıcı olarak ise, 35 bin civarı Rus askeri konuşlandırılmış durumda. Amerika Birleşik Devletleri istihbaratının verilerine göre ise; Rusya, Ukrayna sınırına 100 binin üzerinde asker konuşlandırdı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.