SON DAKİKA
Hava Durumu

21 Mayıs 1864 Büyük Çerkes Sürgünü ve Soykırımı’nın 159. yılı

Çarlık Rusyası’ndan günümüze, Kırım Tatarlarıyla ortak kaderi paylaşan Çerkes halkının, vatanlarından koparılmasının 159. yılı. Türkiye'deki Çerkes diasporası, bu acı günün yıldönümünde, "Bunun Adı Soykırım’dır" adlı kampanya yürütüyor ve Rusların işlediği soykırıma dikkat çekiyor.

Haber Giriş Tarihi: 21.05.2023 09:39
Haber Güncellenme Tarihi: 22.05.2023 00:03
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
21 Mayıs 1864 Büyük Çerkes Sürgünü ve Soykırımı’nın 159. yılı

21 Mayıs 1864 günü, Çarlık Rusyası’nın Rus olmayan halklar için kan ve gözyaşı dolu  tarihinden kara bir sayfadır. Rus emperyalizminin kanlı sayfası olan bu tarihte, Çerkes halkı, büyük bir sürgün ve soykırım uğradı. 

Çerkeslerin, Çarlık Rusyası’nın ana hedeflerinden biri haline gelmesi özellikle 1853-56 yılları arasında gerçekleşen Kırım Savaşı ile birlikte oldu. Kırım Savaşı’nda Kafkasya’da bulunan Şeyh Şamil taraftarları ile birlikte Müslüman Çerkesler, Rusların Kırım Savaşı’ndaki cephelere Kafkasya üzerinden asker gönderilmesini engelledi. Rusya, bu gelişmeden sonra Karadeniz kıyısında bulunan Türk ve Müslüman topluluklarını yok etmeye yönelik kanlı bir süreci başlattı. 

1860’lı yıllara gelindiğinde Rusya’nın kontrol altına alamadığı tek bölge, Kafkasya halklarının yaşadığı bölgeydi.  Rusya bu tarihten itibaren Çerkesleri sürgün ederek, Karadeniz kıyılarından çıkarma planlarını devreye soktu. Çerkesler, 1864 yılında büyük bir soykırım ve acımasız sürgün sonucu göç etmek zorunda kaldıkları devrin Osmanlı Türk topraklarını, özvatanları olarak bellemişler, bu topraklar için kanlarını ve canlarını gözlerini kırpmadan feda etmişlerdir. 

21 MAYIS 1864 BÜYÜK ÇERKES SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI’NIN 159. YILI

Çarlık Rusyası’ndan günümüze, Kırım Tatarlarıyla ortak kaderi paylaşan Çerkes halkının, vatanlarından koparılmasının 159. yılında, Çerkes diasporası “Bunun Adı Soykırım’dır” adıyla etkinlikler yapıyor.

 RUSYA, KARADENİZ KIYISINDA MÜSLÜMAN HALK İSTEMEDİ

Çerkeslerin, Çarlık Rusyası’nın ana hedeflerinden biri haline gelmesi özellikle 1853-1856 yılları arasında gerçekleşen Kırım Savaşı ile birlikte oldu. Kırım Savaşı’nda Kafkasya’da bulunan Şeyh Şamil taraftarları ile birlikte Müslüman Çerkesler, Rusya’nın bölgeye kuvvet ayırmasına ve Kırım’daki cephelere destek göndermeyi engellemesine neden oldu. Rusya bu gelişmeden sonra Karadeniz kıyısında bulunan Müslüman topluluklarını yok etmeye yönelik emperyalist politikalarını hızlandırdı.

Bu Müslüman toplulukları içerisinde Kırım Tatarları, Çerkes Adigeler, Abhazlar ve Nogaylar bulunuyordu. 1860’lı yıllara gelindiğinde Rusya’nın kontrol altına alamadığı tek alan, Çerkes halklarının bulunduğu bölgeyi kapsıyordu. Rusya bu tarihten itibaren Çerkesleri sürgün ederek, Karadeniz kıyılarından çıkarma planlarını devreye soktu.

RUS ÇARI: YA SÜRGÜN YA BATAKLIK

Rus Çarı II. Aleksandr ile Maykop’ta görüşme fırsatı yakalayan Çerkesler, kendilerinin uzlaşmak istediklerini ve bunun karşılığında sürgün politikasından vazgeçilmesini istediklerini bildirdiler. Ancak Çar II. Aleksandr, Çerkeslere “Ya göç edersiniz ya da Kuban Irmağı havzasındaki topraklara yerleşirsiniz” cevabını verdi. Çerkesler ise bataklıklar ile dolu sıtma tehlikesi yüksek olan ve Kozak milislerinin cirit attığı bir bölgeye asla yerleşmek istemediler. Bunun sonucunda Çarlık Rusyası 1862’de “Çerkeslerin göçüne izin veren” bir karar çıkardı.

Bu kararın hemen ardından Rus birlikleri Çerkeslerin yaşadıkları bölgeye sevk edildiler. Direnişçi Çerkes yerleşimleri yakıldı ve insanlar katledildi. 1 yıllık bir direnişten sonra Çerkes halkları Ubıhlar dışında ateşkes istemek zorunda kaldı. Çerkeslerin Abadzeh kolunun bir kısmı sürgünü bir kısmı ise Kuban’a yerleşmeyi kabul etti. Şapsığlar ise Osmanlı’ya sürgün edilmek için kış koşullarının ortadan kalkmasını talep ettiler. Osmanlı İmparatorluğunun da isteği ile Şapsığlara Mart 1864’e kadar yerlerinde kalma hakkı tanındı.

 1 MİLYON ÇERKES SÜRGÜN EDİLDİ

24 Mart 1864’te Ruslar Soçi’yi alarak Ubıh direnişine de son verdiler. Buradan sonra daha güneydeki Abhaz topluluklarının yerleşimlerine saldırarak buradaki halkların direnişi de kanlı bir şekilde bastırıldı. Birçok Çerkes halkı, Hristiyanlığa geçmeyi kabul etmeyenler dışında sürgüne tabi tutuldu. Geride kalan Çerkes halklarının sayıları ise keskin bir şekilde azaldı.

Çerkes Sürgününde Rus kaynaklarına göre 1863-64 yılları arasında Osmanlı topraklarına 418 bin kişi göç ettirilmiştir. 1858-65 yılları arasında göç edenlerin toplam sayısı da 493 bindir. Bunlar arasında 30 bin Türk soylu Nogay olduğu da bilinmektedir. İngiliz savaş tarihçisi W.E.D.Allen’e göre, o zamanki Osmanlı topraklarına yerleştirilmiş olan Çerkeslerin (Adıge) sayısı 600 binden fazladır. Amerikalı Justin McCarthy, sürülen Çerkes ve diğer Kafkas topluluklarının sayısının 1.200.000 dolayında olabileceğini, bunun ancak 800 bin kadarının hayatta kalabildiğini belirtiyor. Sağ kalan nüfusun 600 bini 1856-64 arasında, 200 bini de 1864 sonrasında göç etmiştir.

500 BİN ÇERKES RUSLAR TARAFINDAN KATLEDİLDİ

Sürgüne katılan nüfusun en az dörtte birinin yolculuk, kamp yaşamı ve yeni yerleşim yeri sırasında öldüğü kabul edilmektedir. Rusların doğrudan öldürdüğü Adige sayısı ise 500 binden fazla olarak tahmin edilmektedir. Çerkesya’yı boşaltma işi 1864 yılı Haziran ayı ortalarında tamamlanmış, kuzeyde Kuban Irmağı ağzından güneyde Bzıb (Psıbe) Irmağı ağzına (şimdi Abhazya’da) değin uzanan Karadeniz kıyılarında tek bir Çerkes bile bırakılmamıştı. Orta Kuban ve Orta Laba ırmakları solundaki bataklık ovalara yerleştirilenlerle birlikte, bu yerlerde toplanmış olarak, geride sadece 80 bin kadar bir Adige nüfusu kalmıştır. Bu 80 bin sayısı Adige tarihçisi Samir Hatko’ya göre ertesi yıl, 1865’de 51 bine düşmüştü.

RUSLAR YIĞINLAR HALİNDE GEMİLERE DOLDURDU

Rus politikası, Çerkes nüfusu bir an önce Rusya sınırları dışına göndermek ve onlardan ebedi kurtulmak biçiminde uygulanmıştır. Karadeniz kıyısına yığılan sivil nüfus, nine ve dedelerce de doğrulandığı gibi, Rus askerlerinin süngü ve dipçik darbeleriyle de zorlanarak, bazı durumlarda oturmaya bile yer kalmayacak biçimde ve yığınlar halinde gemilere doldurulmuştur. Bu yüzden zayiat da büyük olmuştur. Osmanlı yönetimi ile koordineli olarak, Batum, Trabzon, Giresun, Ordu, Samsun, Sinop, Kefken, Burgaz, Varna ve Köstence’de göçmen kampları kurulmuştur. Ancak bu kamplar salgın hastalıklar nedeniyle bir ölüm kampına dönüşmüştür ve kampların etrafı toplu Çerkes mezarlıkları haline gelmiştir.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.