SON DAKİKA
Hava Durumu

Geçmişten geleceğe Türkistan’ın kalbi: Emir Timur ve Özbekistan

İstanbul Ticaret Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Zebiniso Kamalova, tarihin gördüğü en büyük siyasi ve askeri dehalardan biri Emir Timur'u ve onun mirasçısı Özbekistan'ın dününü, bugününü ve geleceğini Kırım Haber Ajasına (QHA) değelendirdi.

Haber Giriş Tarihi: 15.04.2024 16:43
Haber Güncellenme Tarihi: 16.04.2024 14:57
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Geçmişten geleceğe Türkistan’ın kalbi: Emir Timur ve Özbekistan

Selahaddin Kaşgarlı/QHA Ankara Muhabiri

Türk dünyasının büyük hükümdarlarından, tarihin gördüğü en büyük siyasi ve askeri dehalardan biri olan Emir Timur'un 688. doğum yıl dönümü geçen hafta  kaydedildi. Bu kapsamda İstanbul Ticaret Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Zebiniso Kamalova, Timur'u ve O'nun mirasçısı Özbekistan'ı dünü, bugünü ve geleceğini QHA'ya değelendirdi. 

"BİZ Kİ MİLLETLERİN EN KADİMİ VE EN ULUSU TÜRK’ÜN BAŞBUĞUYUZ"

Emir Timur’un Türk dünyası için önemi nedir?

"Emir Timur, bir Türkistan evladı, Türkistan’ın yetiştirdiği muzaffer bir komutan, askeri bir dehadır. Hiçbir zaman 'Han', 'Sultan', 'Padişah' unvanlarını kullanmayan Emir Timur Türklerin Beyi, Müslümanların Emiri, Sahipkıran Göregân’dır. 'Biz kim Melik-i Turan, Emir-i Türkistan’ız, Biz ki milletlerin en kadimi ve en ulusu Türk’ün BAŞBUĞUYUZ!' diyerek, kendi soyu ve kimliğini takdim eden Timur, Hunlar, Göktürkler, Uygurlar, Karahanlılar, Gazneliler, Selçuklular ve Harezmşahlar’ın siyasi varisi olarak Cengiz Han’ın yıkıp yaktığı topraklar üzerinde Türkistan’da gelmiş geçmiş en büyük Türk devletini inşa etmiştir. Türkistan’da Timur’dan sonra kurulan tüm devletler de kendilerini Timur’un mirasçısı olarak gördüler. Dolayısıyla Emir Timur ve Timurlu devleti büyük Türk devletçilik tarihinin önemli bir halkasıdır"

Tarihin gördüğü en büyük siyasi ve askeri deha: Emir Timur

"TÜRK DÜNYASINDAKİ TARİH ALGISI GEÇEN YÜZYIL SİYASİ HADİSELERİN ETKİSİYLE COĞRAFYALARA GÖRE DEĞİŞİKLİK GÖSTERİR"

"Dünya tarihinde dünyaya yön veren sayılı şahsiyetler vardır. Birisi de Emir Timur’dur. Türk Dünyasındaki tarih algısı geçen yüzyıl siyasi hadiselerin etkisiyle coğrafyalara göre değişiklik gösterir. Özellikle söz konusu Emir Timur tarihi üzerinden taraf tutan tezat görüşler, bir örnektir. Emir Timur’un siyasi faaliyetleri, coğrafyalar üzerinde bıraktığı etkileri dolayısıyla herkes için söylenecek söz hakkı doğurmuştur. Tarihte yaşanan Emir Timur ve Yıldırım Beyazıt karşılaşması ve ya Altın Orda devletine Emir Timur’un verdiği ölümcül darbesi sonrası yıkılışa yüz tutması ve sonraki gelişmeler, tek taraflı yargılama neticesinde tarihî hakikatler perdelenir. Kaynaklara başvurulduğunda o dönemin koşullarına göre sebepler ve sonuçları tahlil edebiliriz. Tarihteki olayları değerlendirirken, söz konusu mekân ve zaman üzerinden değerlendirmek gerekecek, bugünlerin koşullarıyla yorum yapılamaz. Emir Timur şahsiyetini aklamak ya da yargılamak anlamsız olur. Tarih ve yaşanmışlıklar ortada, tarihin bugün ve geleceğe öğüt verecek vasfına, hizmet edebilecek vazifesine başvurmak gerekir ancak"

"TİMUR, SADECE TÜRK TARİHİNE DEĞİL DÜNYA TARİHİNE DE DAMGA VURMUŞ ÖNEMLİ ŞAHSİYETTİR"

Emir Timur, kendi adıyla anılan büyük Türk Cihan Devletini zaferlerle kurdu. Bu değişmeyecek bir gerçektir. Sefer düzenlediği coğrafyaya baktığımızda Moskova önlerinden Delhi’ye, Çin Seddi’nden Ege Denizi’nin kıyılarına kadar çok geniş bir alan karşımıza çıkar. Maveraünnehir, Afganistan, İran, Azerbaycan, Orta Doğu ve Güney Hindistan dâhil topraklar, İngiliz akademisyen ve politikacı Halford J. Mackinder (1861-1947) tarafından dünyanın kalpgâhi olarak nitelendirilmiştir. Avrasya olarak bilinen bu hudutlara hâkim olan, dünyaya hâkim olacaktı. Dünya tarihinde Cengiz Han (1162-1227)dan sonra Emir Timur bu coğrafyada hüküm sürmüştür. Dolayısıyla Timur, sadece Türk tarihine değil dünya tarihine de damga vurmuş önemli şahsiyettir.

"ÖZBEKİSTAN, TİMUR ADINI, MADDİ VE MEDENİ MİRASINI YAŞATMAYA GAYRET EDİYOR"

Emir Timur’un bakiyesi olan Özbekistan, günümüzde Türk devletleri için nasıl bir konuma sahip?

"Kendini Emir Timur devletinin mirasçısı olarak kabul görmüş Özbekistan, Timur adını, maddi ve medeni mirasını yaşatmaya gayret ediyor. Aslında Emir Timur devleti bakiyesi kavramını coğrafi olarak sadece bugünkü Özbekistan Cumhuriyeti ile sınırlamak eksik kalacaktır. Türkistan kavramının muadili olan Orta Asya ülkelerinin hepsi, Afganistan, İran’ın büyük bir kısmı Emir Timur Devletinin ana hatlarını oluşturuyor. Özbekistan, Emir Timur devletinin merkezi konumundadır. Fakat Sovyetler Döneminde oluşturulan tarih algısı sonucu Timur mirası daraltılarak başkenti Semerkant’ın Özbekistan sınırları içerisinde kalmasıyla Timur mirası sadece Özbekistan’a mal edilmiştir"

"ÖZBEKİSTAN BAŞKENTLERİN ÜLKESİ"

"Özbekistan, Türk Devletçilik tarihi bakımından yalnız Emir Timur Devletinin merkezi değildir. İslam Öncesi dönemlerde siyasi varlığını sürdüren Kuşan Devletinin, Davan Devletinin, Kang, Soğd Devletinin, Eski Harezm, Akhun Devletlerinin, İslam sonrası dönemlerde Samanilerin, Karahanlıların, Harezmşahların, Çağatay Ulusunun, Buhara Hanlığı, Hive Hanlığı, Hokand Hanlığının merkezi olan Semerkand, Keş (Şahrisebz), Nesef (Karşı), Fergana, Buhara gibi şehirlere, bölgenin Ruslar eline geçmesi ardından Türkistan Genel Valiliğinin merkezi olan eski Şaş ve bugünkü devletin de başkenti olan Taşkent şehrine ev sahipliği yapması bakımından da ayrıca önem arz etmektedir. 'Başkentlerin ülkesi' denilebilir"

"ÖZBEKİSTAN CUMHURİYETİ OLMADAN TÜRK DÜNYASI ADI ALTINDA HİÇBİR İTTİFAK MÜMKÜN OLMUYOR"

"Sovyetler Birliği’nin parçalanmasıyla beraber bağımsız cumhuriyet statüsüyle dünya siyasi haritasında konumlanan Özbekistan tarihi, Sovyetler eliyle 1924-1926 yıllarında çizilen sınırlar içinde tutulmaya çalışılsa da Avrasya üzerinde geniş bağ kuruyor, mıntıka halklarıyla iç içe ve müşterek geçmiş sergiliyor. Özbekistan, coğrafi olarak Türkistan’ın en merkezinde yer almaktadır, Türkistan coğrafyasının yüreğidir. Tarihten günümüze jeopolitik ve jeostratejik bir önem arz etmiş, hem kuzey-güney hem de doğu-batı yönünde bir geçiş güzergâhı üzerinde bir ülkedir. Dolayısıyla bölgede anahtar bir konuma sahiptir. Geçmişte bölgenin siyasi, günümüzde kültürel merkezi konumundadır. Özbekistan Cumhuriyeti olmadan Türk Dünyası adı altında hiçbir ittifak veya bölgesel yahut uluslararası yapılanma inşa kılmak mümkün olmuyor"

"ÖZBEKİSTAN, DÜNYANIN EN BÜYÜK PAMUK İHRACATÇILARINDAN BİRİDİR"

"Bağımsız Türk devletleri arasında Türkiye Cumhuriyetinden sonra Özbekistan Cumhuriyeti en kalabalık nüfusa sahiptir. Özbekistan, dünyanın en büyük pamuk ihracatçılarından biridir. Son dönemde Cumhurbaşkanı Mirziyoyev bölgedeki su sorunu nedeniyle pamuk üretimi politikasını yavaşlatmayı, katma değeri yüksek ürünlerin üretimine önem vererek özel sektörleri destekleyeceğini açıkladı. Özbekistan, dev enerji üretim tesisleri ve doğal gaz kaynaklarıyla Türkistan’daki en büyük elektrik üreticisi konumundadır. Türkmenistan ve Kazakistan’dan sonra gelen bölgede doğalgaz ihracatçısı konumundadır. Özbekistan, bölgedeki toplam ticaret hacminin büyük bir kısmını oluşturmaktadır. Verimli topraklarıyla öne çıkmış, dünyanın en lezzetli meyve ve sebze ürünleri yetiştirmektedir"

"ÖZBEKİSTAN GÖKYÜZÜ ALTINDAKİ AÇIK MÜZE"

"Özbekistan, Türk-İslam dünyası için bir manevi başkenttir. İmam Buharî, İmam Matüridî, Nakşibendî, Tirmizî gibi ilim ve irfan önderlerinin ebedi metfun olduğu topraklar olarak tüm dünyadan ziyaretçileri eksik olmuyor. Özbekistan, ayakta kalan tarihî eserleri ile dünyanın ilk 5’i arasında yer almaktadır ve 'Gökyüzü Altındaki Açık Müze' olarak zengin tarihi, medeni mirasıyla dünyayı cezbeden Türk yurdudur"

"ÖZBEKİSTAN, BUGÜN YAZILI KAYNAKLARIN SAKLANDIĞI EN ZENGİN KÜTÜPHANELERE EV SAHİPLİĞİ YAPMAKTADIR"

"Özbekistan, bugün yazılı kaynakların saklandığı en zengin kütüphanelere ev sahipliği yapmaktadır. Hz. Osman (r.a.)’nun mübarek kanı dökülmüş Mushaf-i Şerif Taşkent’te saklanmaktadır. El-Biruni adında Şarkşunaslık El Yazmalar Kütüphanesinde çok değerli eserler mevcut, çoğunluğu öğrenilerek literatüre kazandırılmasını bekliyor. Harezm’de, Karakalpakistan Özerk bölgesinde, Buhara’da, Tirmiz’de, Karşı’da ve yine çok bölgelerinde arkeolojik kazı işleri devam ederken yeni bulgular, kalıntılar, eserler gün yüzüne çıkarılmaktadır ve bu ülkenin tarihî önemini yine de artırmaktadır"

"ÖZBEKİSTAN, TÜRK DÜNYASININ MEDENİ, MANEVİ BEŞİĞİDİR. ATA TOPRAĞIDIR"

"Özbek etnik birliğinin yaşadığı ülke anlamına gelen Özbekistan, dünya Özbek Türklerinin merkezini temsil eder aynı zamanda. Fakat Özbek etnik terimi konfederatif bir yapıya sahiptir. '92 boydan oluşan Özbek halkı', ifadesi mevcut. Nesepname eserlerinde 92 boy dahilinde Oğuz, Uygur, Karluk, Çigil, Yağma, Kıpçak, Kongrat, Ming, Yüz, Kırk, Kavçın, Tatar, Durman, Barlas vs. gibi bugünde varlığını muhafaza eden Türk boyları yer almaktadır. Türklerin atası sayılan Oğuz Bey kelimesinin kök olduğu varsayılan söz konusu etnik yapı 'Türk' kavramı ile eşdeğer ve Türk boylarının etnik ana çatısını temsil ediyor bir nevi. Bu konuda 'Özbeklerin Ulusal Oluşumu' başlığı altında bir çalışmam var, merak edenler oradan inceleyebilirler. Bunun yanında Özbekistan, Türk Dünyasının medeni, manevi beşiğidir, Ata toprağıdır. Türklüğün yaşam felsefesini, siyasi toplumsal ahlakını inşa eden, insanlığı besleyen, Türk halklarının intişar ettiği, köklerimizin sağlam ve derin yerleştiği özektir"

"ÖZBEKİSTAN, İSTİKBALE BÜYÜK UMUT BAĞLAYAN DAHA GENÇ BİR DEVLETTİR"

İslam ve Türk dünyasının aydınlanmasına çok önemli katkılarda bulunan Özbekistan’ın günümüzdeki eğitim durumu nasıl? Kardeş Türk devletleri ile olan ilişkilerini kısaca değerlendirebilir misiniz?

"Özbekistan, geçmişte Türk-İslam medeniyetinin adı ile özdeştirilen Maveraünnehr sınırları üzerinde inşa olmuş, tarihinden ilham alarak geleceğe, istikbale büyük umut bağlayan daha genç bir devlettir diyebiliriz. Özbekistan’ın başarılarla dolu tarihî mirası, referans noktası oldu. Bunun yanı sıra o tarihî miras, vatan bütünlüğünü pekiştiren önemli bir husus idi. Tarih üzerinden geliştirilen millî ideoloji, vatandaşların millî iradesini, özgüvenini arttırmaya kaynaklık yapmıştır"

"ÖZBEK HALKININ MİLLÎ KİMLİĞİ ECDATLARININ ÖZELLİKLE EMİR TİMUR ŞAHSİYETİ VE MİRASI ÜZERİNDEN TASARLANDI"

"Özbek halkının millî kimliği ecdatlarının özellikle Emir Timur şahsiyeti ve mirası üzerinden tasarlandı. Milletin ahlak kaynağı ve ideolojik dayanağı da tarihin başarılı sayfaları, insanlık tarihinde iz bırakan atalarının mirası oldu. İmam Buharî, İmam Tîrmizî, İmam Zamahşerî, Hoca Bahaüddin Nakşibendî, Hoca Ahmet Yesevî, Harezmî, Birunî, İbn-i Sina, Ferganî, Farabî, Emir Timur, Mirza Uluğbey, Ali Kuşçu, Zahireddin Muhammed Babür ve bir çok isimler, millî kültürün gelişim kaynağı olmuştur. Özbek halkı bu isimlerle övündüler, kendilerini altın silsilenin devamcısı olarak gördüler, eğitimde de onların izinden gidilmeli ilkesini uyguladılar. Malum, bilim ve irfan, rağbet gördüğü yerde kalıcıdır, tarih buna şahittir. Maveraünnehr, bir zamanlar ilim ve medeniyet üreten merkez olduğu zamanlarda ekonomik açıdan da yüksek seviyede olmuştu. Türk İslam Altın Çağını yaşatan Samanî kültürü Hindistan’dan İskandinavya’ya kadar rezerv para olarak kullanılan altın dinar ve gümüş dirhemde görülen katı para politikası üzerine kuruluydu"

"ÖZBEKİSTAN EĞİTİM SİSTEMİ ASLINDA, İSTİKRAR SAĞLAMAYA ÇALIŞAN CUMHURİYETTE BİR MİLLÎ İDEOLOJİNİN UZANTISIDIR"

"Ekonomik gücünü kaybeden bölge, eski ihtişamını tekrar kazanma çabası içindeki Türk Dünyasının önemli bir parçası olan Özbekistan, eğitimde gelişimi yakalamaya çalışıyor şüphesiz. Kökleri geçmişinde olan, istikbaline doğru emin adımlarla ilerlemekte olan millî kimlik meselesini içine dahil eden Özbekistan eğitim sistemi aslında, istikrar sağlamaya çalışan cumhuriyette bir millî ideolojinin uzantısıdır. 2016 yılı iktidara gelen Şevket Mirziyoyev’in başlattığı ıslahatların başında eğitim meselesi gelir. Eğitim alanında uygulanan reformların ana kısmını başlangıç, orta ve yükseköğretim sistemindeki yenilikler oluşturmaktadır. Eğitim sistemindeki sistematik reformunun öncelikleri bağımsız düşünen yüksek nitelikli vatandaş yetiştirmek teşkil etmekte. Mirziyoyev teşebbüsüyle açılan, hizmet vermekte olan özel yeteneklere göre seçilen öğrencilerin eğitim aldığı 'Timurbekler Mektebi' askeri liseleri, 'El-Harezmi' okulları, 'Prezident Mektepleri' özellikle dikkat çekici. Devam eden millî devlet inşası üzerine ülke geleceğine hizmet etmesi hedeflenen gençler yetişiyor"

ÖZBEKİSTAN'DA SON YEDİ YILDA 122 YENİ ÜNİVERSİTE VE ENSTİTÜ AÇILDI

"Eğitimin ileri eğitim teknolojilerine dayalı olarak modernleştirilmesi, sosyal alanın ve ekonomik sektörlerin geliştirilmesi amacıyla, Cumhurbaşkanı tarafından imzalanan 8 Ekim 2019 tarihli kararnamesi ile onaylanan Özbekistan Cumhuriyeti Yükseköğretim Sisteminin 2030’a Kadar Geliştirilmesi Konsepti, bu konuda atılan önemli adımlardır. Özbekistan'da son yedi yılda 122 yeni üniversite ve enstitü açıldı. 2016 yılına kadar Yüksek Öğretim Okullarının sayısı 77 adetti. Mirziyoyev hükümeti eğitim alanların yanı sıra eğitim verenlere de önemli destek sağladı. Öğretmen maaşları ciddi rakamlarla artırıldı, eğitim alma standartlarının yükseltilmesi, uluslararasılaşma konusunda alınan kararlar, bu alanda önemli ilerlemeleri sağlamıştır. 'Eğitime yatırım en büyük sermayedir' bilinciyle Özbekistan hükümetinin gösterdiği destek gerçekten umut verici oldu"

"TÜRKİSTAN’DA BÖLGESELLEŞME FİKRİNİN CANLANMASI BÜYÜK ÖLÇÜDE 2016’DA ÖZBEKİSTAN’DA YAŞANAN  HÜKUMET DEĞİŞİKLİĞİNDEN SONRA GERÇEKLEŞMİŞTİR"

"Özbekistan’ın kardeş Türk devletleri ile olan ilişkilerine kısaca değinecek olursak, Sovyetler Birliği’nin dağılması ardından Türkistan’daki bağımsızlıklarını elde eden devletler kendi ulusal çıkarları doğrultusunda farklı yollar, politikalar izlediler. Bazen müttefik hareket ettiler, bazen çıkmaz problemler sayesinde karşı karşıya geldiler. Sovyetler Döneminde komünist rejimin uyguladığı politikalar sonucu çeşitli bölgesel kargaşalara yol açan problemler miras kalmıştı. Türkistan’da bölgeselleşme fikrinin canlanması büyük ölçüde 2016’da Özbekistan’da yaşanan  hükumet değişikliğinden sonra gerçekleşmiştir.  Aradan 20 yıl geçtikten sonra bölgesel entegrasyon meselesi Özbekistan’ın 2.Cumhurbaşkanı Mirziyoyev ile gündeme gelmiş oldu"

MİRZİYOYEV YENİ İCRAAT VE POLİTİKALARI

"Mirziyoyev, önceki Cumhurbaşkanı İslam Kerimov’dan farklı olarak dışa açık politika uyguladı, mıntıkadaki bölgesel bağları yeniden canlandırmaya odaklandı. Özellikle komşu ülkelerle ilişkileri iyi yönde değiştirdi. Mirziyoyev’in cumhurbaşkanı olarak ilk resmi ziyareti, beş Türkistan cumhuriyetleri arasında 'kapalı' ülke sayılan Türkmenistan oldu. Özbekistan, Tacikistan ve Kırgızistan’daki hidroelektrik projelerine yönelik uzun süredir devam ettirdiği muhalif tavrını da değiştirdi. (Özbekistan’ın ilk Cumhurbaşkanı Kerimov Tacikistan’ın Rogun barajının yapma çabalarına karşı savaşla tehdit etmişti.) Resmi Taşkent, komşu ülkelere bölgesel müzakerelerin formatını canlandırmayı önerdi. Devlet başkanları, bakanlıklar ve bakanlıklar arasındaki ikili görüşmeler daha sık gerçekleşmeye başladı. Uluslararası zirvelerde perde arkası toplantılar yapmak ilginç bir trend haline geldi hatta. 2017 yılı Riyad’da Arap-Müslüman zirvesi sırasında bir koltukta oturan Emomali Rahmon, Şevket Mirziyoyev ve Nursultan Nazarbayev’in samimi pozları Türkistan ülkeleri için yeni bir iş birliği döneminin sembolü oldu hatta"

"KARDEŞ ÜLKELER DE MİRZİYOYEV’İN İYİ KOMŞULUK MÜNASEBETLERİNE ÇOĞUNLUKLA OLUMLU YANIT VERDİ"

Kardeş ülkeler de Mirziyoyev’in iyi komşuluk münasebetlerine çoğunlukla olumlu yanıt verdi. Kazakistan da 2018 senesi 'Özbekistan Yılı', Özbekistan’da da 2019 senesi Kazakistan yılı olarak ilan edildi. Taşkent-Fergana güzergahı üzerinde Tacikistan’ın Hocent şehri yer alıyor, iyi komşuluk münasebetleri sayesinde Hocent yolu açılarak, Taşkent Fergana arası ulaşımında kolaylık sağlandı ve süre zarfı da birkaç saate indirilmiş oldu. Ülkeler arası sınır geçişleri kolaylaştırılırken, toplu taşıma araçları ve tren, uçak seferleri yeniden başlatıldı veya çoğaltıldı. Türk Devletlerinde zirvede yaşanan yakınlık ve kardeşlik münasebetleri tabanda da yansıyarak, bir çok alanda diyalog ve işbirliğini arttırdı. Özbekistan son dönemlerde ilk kez Macaristan ile kardeşlik ilkesine dayanarak münasebetleri yoğunlaştırdı. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Taşkent’e ziyaret gerçekleştirdi. Özbekistan, Türkçe Konuşan Ülkeler Konseyi’ne 2019 yılında tam üye olarak katılım sağladı ve Özbekistan’ın katılımıyla bu teşkilatın hareketliliği arttı, 2021 yılında Türk Devletleri Teşkilatı olarak adı değişti.

"ÖZBEKİSTAN’I TANIYAN İLK ÜLKE TÜRKİYE CUMHURİYETİ İDİ"

Türkiye ve Özbekistan arasındaki ilişki sizce nasıl ilerlemeli?

"Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından bağımsızlığını kazanan Özbekistan’ı tanıyan ilk ülke Türkiye Cumhuriyeti idi. Aynı yıl cumhurbaşkanı seçilen İslam Kerimov’un ilk ziyaret ettiği ülkelerden biri de Türkiye Cumhuriyeti’dir. Maalesef Sayın Kerimov ve Sayın Erdoğan hükümetleri arasında soğuk münasebetler hüküm sürdü. Fakat Mirziyoyev’in başa gelmesiyle ikili siyasi münasebetlerde tarihî dönüm noktası oldu. 25 Ekim 2017’de Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in Türkiye’ye resmi ziyareti, Nisan 2018’de Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Özbekistan ziyareti stratejik ilişkileri daha da güçlendirdi"

TÜRKİYE İLE ÖZBEKİSTAN ARASINDA VİZE MEVZUATI

"10 Şubat 2018’de Türkiye vatandaşları için Özbekistan seyahatinde uygulana gelen vize mevzuatı kaldırıldı. Özbekistan vatandaşlarının Türkiye’de bulunma süreleri de 30 günden 90 güne değiştirildi. İki ülke arasında iletişim gittikçe artmakla birlikte iş birliklerinin kapsamı genişlemektedir. Günlük uçak seferleri artış sağladı, geliş gidişlerin sayısı çok arttı"

"TÜRK LOKANTALARI, TÜRK ÇAYI, TÜRK KAHVALTILARI ÜLKEDE AYRICALIK ARZ ETMEYE BAŞLADI"

"Eğitim alanında iş birlikler artmaya başladı. Türkiye Cumhuriyeti Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Türkiye ile Özbekistan arasında yükseköğretimde iş birliğine ilişkin "Uygulama Mutabakat Zaptı" imzaladı ve bu çerçevede ikili anlaşmalar çok artış göstermektedir. Bizim İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde bu dönem itibarıyla Özbekistan’daki iki üniversite ile ortak dersleri başlattık. Uzun vadede ülkeler arası iş birlikleri inşa kılmanın en önemli basamağı elbette eğitim alanıdır. Özellikle gençlik arasında kuvvetli bağları oluşturmak gerekir.  Özbekistan’ın toplumsal alanında da Türkiye kültürü yaygınlaşmaya başladı. Türk lokantaları, Türk çayı, Türk kahvaltıları ülkede ayrıcalık arz etmeye başladı"

"TÜRK DÜNYASI SERBEST EKONOMİK BÖLGE HALİNE GELMELİ"

"Türk Dünyasının tarih ve kültür bakımından iki önemli ülkeleri olan Türkiye ve Özbekistan ilişkilerinin somut ortaklık çizgisinde ilerlemesi elzem meseledir. Ülkeler arası münasebetler şu anda en iyi dönemini yaşamaktadır. Sadece iki ülke arasında değil Türk Dünyası olarak tarihî bir dönemi yakalamış durumdayız ancak yeterli ölçüde yararlanmış değiliz. Eğer bu fırsatı elden verirsek tarih bizi affetmeyecektir. Bir olmak, beraber hareket etmek, bir çatı altında kuvvetleri bütünleştirmenin tam da zamanı gelmiş, geçiyor. Herkes kendi alanında elinden gelen işi yapması gerekiyor; ortak tarih, ortak edebiyat, ortak coğrafya oluşturmanın yanı sıra serbest ticaretin kolaylaştırılması gerekiyor. Hizmetler ve yatırımlar açısından Türk Dünyası serbest ekonomik bölge haline gelmeli, ulaşım ve iletişimde kolaylıklar sağlanmalı. Enerji kaynaklarımızı, altın rezervlerimizi, askeri gücümüzü, üretim için zengin hammadde kaynaklarımızı karşılıklı yükselmek, gelişmek, büyümek, güvenliğimizi sağlamak için tasarruf etmeliyiz"

TÜRK DÜNYASI BAKANLIĞI İNŞA EDİLMELİ, KİMLİK ŞUURUNU GÜÇLENDİRMEK ZORUNDAYIZ"

"Açık söylemek gerekirse ekonomik zor durumdan geçiyoruz, yanı başımızda küresel güçler çıkar çatışmaları uğuruna cirit atıyor. Millî çıkarlarımızı korumak, yükseltmek için insan kapitalimizin kalitesini arttırmaya yönelik kararlar almak, uygulamak mecburiyetindeyiz. Türk Dünyası Bakanlığı inşa edilmeli, Türk Dünyası çıkarlarına hizmet edecek okullar, fonlar oluşturulmalı. Kimlik şuurunu güçlendirmek zorundayız. Jeopolitik konumu açısından ve en çok nüfusa sahip ülkeler olarak Türkiye ve Özbekistan Cumhuriyetleri somut adımlar atmalı, bürokratik engelleri kaldırmalıdır"

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.