SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Türkiye

QHA - Kırım Haber Ajansı - Türkiye haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Türkiye haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Doğu Türkistan mücadelesine ömrünü adayan İsa Yusuf Alptekin'in vefat yıl dönümü Haber

Doğu Türkistan mücadelesine ömrünü adayan İsa Yusuf Alptekin'in vefat yıl dönümü

Doğu Türkistan bağımsızlık hareketinin sembol ismi İsa Yusuf Alptekin, bundan 30 yıl önce bugün hayata gözlerini yumdu. Anayurdu Doğu Türkistan’ın bağımsızlığını ölünceye değin savunan, Doğu Türkistan davasının Türkiye’deki ve dünyadaki en önemli ismi haline gelen İsa Yusuf Alptekin 17 Aralık 1995 gecesi İstanbul’da vefat etti. Alptekin, bağımsızlığı için uğraş verdiği anavatanı Doğu Türkistan, 1949’da işgal edilince Türkiye’ye geldi ve Türkiye’yi ikinci vatanı olarak bildi. Doğup büyüdüğü Doğu Türkistan’ın bağımsızlığı için ölümüne kadar yılmadan mücadele eden ve Doğu Türkistan mücadelesine ömrünü adayan Alptekin, Türk dünyasında bu yönüyle tanındı. MÜCADELESİNİ “AZİZ TÜRKİYEMİZ” DEDİĞİ TÜRKİYE’DE SÜRDÜRDÜ Alptekin’in mücadelesi hâlâ hafızalardaki yerini koruyor. Çin’in dünyadan gizlemeye çalıştığı, sayıları milyonları bulan Doğu Türkistan’daki Uygur Türklerine yönelik toplama kampları zulmü ve insan hakları ihlalleri bugün hâlâ dünya gündemini meşgul etmeye devam ediyor. Çin’in Nazi kamplarını andıran zulmü bugün devam ederken Uygur Türkleri, Doğu Türkistan'daki sistematik asimilasyon ve baskı politikalarını Türkiye’de ve dünyanın pek çok yerinde duyurmaya çalışıyor. İşte Alptekin, bu mücadelesini uzun yıllar yaşadığı ve “Aziz Türkiyemiz” olarak nitelendirdiği Türkiye’de 1995 yılının 17 Aralık’ın da vefat edene dek sürdürmüştü. Onun haklı mücadelesi ve davasının önemi, Çin kamplarının zulümleriyle gündemden düşmediği şu günlerde bir kere daha anılıyor. İSA YUSUF ALPTEKİN KİMDİR? Doğu Türkistan bağımsızlığının sembol ismi İsa Yusuf Alptekin, 1901 yılında Doğu Türkistan’ın Kaşgar vilayetinde doğdu. Alptekin, öğrenimini Doğu Türkistan’da tamamladıktan sonra çeşitli memuriyet görevlerinde bulundu. 1926 yılında Batı Türkistan’a geçerek burada millî mücadele taraftarlarıyla bir araya gelen Alptekin, 1931’de Hoca Niyaz tarafından başlatılan ayaklanma sırasında Doğu Türkistan’daki valilerin halka yaptıkları zulmü Çin hükûmetine anlatarak, bu durumun önlenmesini, aksi takdirde ayaklanmanın yayılacağını söyledi. Alptekin, ayaklanma sırasında ve sonrasında milliyetçilik faaliyetlerini sürdürdü. 1936 yılında Çin Meclisi üyeliğine de seçilen Alptekin, mücadelesini daha çok siyasi alanda yoğunlaştırmıştı. 1947’de kurulan Mesut Sabri Baykozi hükûmetinde genel sekreterlik görevini üstlendi. Bir yıldan fazla kaldığı bu görev esnasında, milliyetçi, anti-emparyalist ve anti-komünist politikalar sebebiyle, Rusya’nın ve Çin’in tepkilerini üzerine çekti. Alptekin, 1949’da Çin’in Doğu Türkistan’ı işgali ile birlikte o günkü Hindistan’ın Keşmir eyaletine iltica etti. TÜRKİYE YILLARI 1954 yılında Türkiye’ye geçen Alptekin, Türkiye’ye gelir gelmez İstanbul’da Doğu Türkistan Göçmenler Cemiyetini kurarak, bundan sonraki faaliyetlerini Doğu Türkistan davasının dünya kamuoyuna anlatılmasında yoğunlaştırdı. Yabancı ülke yöneticileri nezdinde olduğu kadar Türk hükûmetleri nezdinde de Doğu Türkistan davasının anlatılması için mücadele veren Alptekin, parti liderleriyle, başbakan ve cumhurbaşkanlarıyla görüştü. O tarihten itibaren Doğu Türkistan Türklerinin durumunu bütün dünyaya haykırmayı sürdüren Alptekin, bütün ömrünü bu konuya vakfetti. Doğu Türkistan davasının Türkiye’de ve dünyadaki en duayen ve fedakar ismi haline gelen İsa Yusuf Alptekin 17 Aralık 1995 gecesi İstanbul’da hayata veda etti.

Tam 34 yıl önce bugün Türkiye, Ukrayna'nın bağımsızlığını tanıdı Haber

Tam 34 yıl önce bugün Türkiye, Ukrayna'nın bağımsızlığını tanıdı

Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Parlamentosu 24 Ağustos 1991 tarihinde, Ukrayna’nın bağımsızlığını ilan eden belgeyi kabul etti ve 1 Aralık 1991 tarihinde düzenlenen referandumda Ukraynalıların yüzde 90’ı Ukrayna’nın bağımsızlığı için oy verdi. Türkiye, Ukrayna'nın bağımsızlığını tanıyan ilk ülkelerden biri oldu. Türkiye Cumhuriyeti 16 Aralık 1991 tarihinde Ukrayna’nın bağımsızlığını tanıdı. Tarih boyunca tarihi, coğrafi ve kültürel yakınlıkları olan iki ülke arasındaki ilişkiler her alanda artarak devam ediyor. Türkiye Cumhuriyeti ile Ukrayna Arasında Dostluk ve İşbirliği Anlaşması 1993'te onaylandı. 2011'de iki ülke arasında kurulan Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey (YDSK) mekanizmasıyla stratejik ortaklık düzeyine yükseltildi. Türkiye, Ukrayna'ya bağlı Kırım Özerk Cumhuriyeti'nin Rusya tarafından işgalini tanımadı ve her platformda Ukrayna'nın egemenliği ve toprak bütünlüğüne destek veriyor. BAĞIMSIZLIĞIN İLK ADIMI Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti (USSC) Verhovna Radası 16 Temmuz 1990 tarihinde, Ukrayna’nın kendi anayasasının hukuki temelini oluşturacak Ukrayna Devlet Egemenliği Deklarasyonu'nu kabul etti. Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti’nin 12 Haziran’da ve Moldova Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin 23 Haziran’da kabul ettikleri egemenlik deklarasyonlarının ardından, Ukrayna’da kabul edilen deklarasyonda, Ukrayna “Bölge sınırları içerisinde egemen, bağımsız, bütün, bölünmez ve dış ilişkilerde eşit haklara sahip bir devlet” olarak ilan edildi. “Yasalar önünde aynı haklara sahip, milliyeti, cinsiyeti, dini, eğitim düzeyi, siyasi görüşü, mesleği, sosyal konumu ve mal varlığı gözetilmeksizin tüm vatandaşların oluşturduğu Ukrayna halkı” ibaresini getiren söz konusu deklarasyonda aynı zamanda Ukrayna halkının ekonomik, bilimsel, kültürel, dini bağımsızlığı da ilan edildi. Bunun yanı sıra deklarasyonda tarafsız bir ülke statüsü tercih edilirken, herhangi askerî bloka girmeme ve nükleer silahların kullanım, üretim ve alımından vazgeçme prensibine bağlılık mecburiyeti getirildi. Buna rağmen USSC Verhovna Radası’nın bağımsızlığını ilan etme yetkisine sahip olmamasından dolayı Ukrayna’nın egemenliği uluslararası düzeyde kabul edilmemişti. BAĞIMSIZLIK REFERANDUMU 24 Aralık 1991’de ikinci kez Ukrayna Bağımsızlık Bildirisi kabul eden USSC Verhovna Radası, bildiriyi referanduma taşıdı. 1 Aralık 1991’de sandık başına giden Ukrayna halkı yüzde 90,32 oranında bağımsızlığı destekledi ve aynı gün yüzde 61,6 oyla ilk Ukrayna Cumhurbaşkanı Leonid Kravçuk’u seçti. 16 Temmuz 1990 Ukrayna Devlet Egemenliği Deklarasyonu, 24 Aralık 1991 Ukrayna Bağımsızlık Bildirisinin temelini oluşturuyor. 2014 yılında Ukrayna’ya bağlı Kırım Özerk Cumhuriyeti’ni işgal eden Rusya, 2022 yılından bu yana Ukrayna'nın tamamına yönelik olarak işgal girişimi ve saldırılarını sürdürüyor.

Erdoğan: (Ukrayna-Rusya) Ateşkes ve barışa yönelik girişimlere destek vermeye hazırız Haber

Erdoğan: (Ukrayna-Rusya) Ateşkes ve barışa yönelik girişimlere destek vermeye hazırız

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2025 yılının Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu kararıyla "Uluslararası Barış ve Güven Yılı" ilan edilmesi ve Türkmenistan'ın daimi tarafsızlık statüsünün 30. yıl dönümü vesilesiyle Aşkabat'ta düzenlenen Uluslararası Barış ve Güven Forumu'na katıldı. Türkmenistan Maslahatlar Merkezi'nde düzenlenen Forumun, "Barış ve Güven: Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Hedeflerin Birliği" konulu genel oturumunda konuşan Erdoğan, "Atayurdumuz olarak gördüğümüz bu topraklarda bir kez daha bulunmaktan büyük bahtiyarlık duyuyorum. Daimi tarafsızlık statüsüne mana ve şekil veren Türkmenistan'ın millî lideri, Kadirli Doğanım Gurbanguli Berdimuhamedov'u gönülden kutluyor, bizleri bu anlamlı gün vesilesiyle bir araya getiren Serdar kardeşime şükranlarımı bildiriyorum." ifadelerini kullandı. ERDOĞAN: TÜRKMENİSTAN'IN HER BAŞARISIYLA ÖVÜNÜYOR, SEVİNİYORUZ Tarafsızlık münasebetiyle Türkmen halkını tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'deki 86 milyon vatandaşın selamını iletti. Forumu Türkiye'nin de ortak sunucusu olduğu, Birleşmiş Milletler 2025 Uluslararası Barış ve Güven Yılı bağlamında çok anlamlı bulduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: Bağımsızlığından bu yana büyük bir iktisadi ve beşeri kalkınmayı gerçekleştiren Türkmenistan'ın her başarısıyla övünüyor, seviniyoruz. Türkmenistan bugün dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri konumuna erişmiş şehirleriyle, fabrikalarıyla, okulları ve hastaneleriyle örnek, modern bir ülke haline gelmiştir. Türkiye ile Türkmenistan, gücünü ortak tarihten alan müstesna bağlarla birbirlerine sıkı sıkıya kenetlenmiş iki kardeş ülkedir. Türk ve Türkmen halkları aynı kökten gelen aynı ruhu ve inancı taşıyan iki kardeş millettir. Türkmenistan'ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke olarak, aynı zamanda daimi tarafsızlık statüsünü de destekleyenlerin başında geldik. Türkmenistan'ın 30 yıldır sürdürdüğü bu kimliğinin Mahtumkulu Firaki'den Yunus Emre ve İsmail Gaspıralı'ya uzanan ortak medeniyetimizin sulh ve dostluk anlayışıyla yoğrulduğunu görüyoruz. Türkmenistan'la atasözlerimiz gibi kalbimiz de menzilimiz de birdir. Türkmenistan'ın barışçı vizyonunu desteklerken ilişkilerimizi her alanda ilerletip dayanışmamızı daha da güçlendiriyoruz. Yatırımlar, ticaret, enerji, savunma ve daha nice alanlardaki girişimlerle sürdürdüğümüz çalışmalarımızı beşeri ilişkilerimizle taçlandırıyoruz. "BARIŞ VE DİYALOĞUN HAKİM KILINMASI İÇİN VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞIYORUZ" Bundan sonra da Türkmenistan'ın refahı için her zaman sorumluluk üstlenmeye hazır olduklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Küresel ölçekte belirsizliklerin, çatışmaların ve kırılganlıkların arttığı bir dönemde uluslararası diyalog, iş birliği, güven ve barışın tesisi için elimizi taşın altına koymamız gerekiyor. Türkiye olarak tarihimizin, coğrafyamızın ve medeniyetimizin bize yüklediği mesuliyet bilinciyle barış ve diyaloğun hakim kılınması için var gücümüzle çalışıyoruz." ifadelerini kullandı. "RUSYA VE UKRAYNA ARASINDA SÜREN SAVAŞIN SONA ERMESİ EN SAMİMİ TEMENNİMİZDİR" Komşularla iyi ilişkiler tesis etmek suretiyle çevrede bir barış ve güvenlik kuşağı oluşturmanın gayreti içinde olduklarını vurgulayan Erdoğan, "Kadim bağlara ve karşılıklı saygıya dayalı ilişkilere sahip olduğumuz kuzey komşularımız Rusya ve Ukrayna arasında süren savaşın sona ermesi en samimi temennimizdir. İstanbul Süreci başta olmak üzere ateşkes ve barışa yönelik diplomatik girişimlere somut destek vermeye hazırız." dedi.

Bakan Fidan: Avrupa, Ukrayna'ya belli zor tercihlerin yapılmasında yardım etmeli Haber

Bakan Fidan: Avrupa, Ukrayna'ya belli zor tercihlerin yapılmasında yardım etmeli

Katar merkezli Al Jazeera Arapça televizyon kanalına, Rusya’nın Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne karşı başlattığı topyekûn işgal girişimine ilişkin değerlendirmede bulunan Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan; Avrupa’nın, Ukrayna’ya belirli zor tercihleri yapmasında yardım etmesi gerektiğini beyan etti. UKRAYNA, KARŞI TEKLİFTE BULUNACAK Fidan, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy’ın (Volodimir Zelenski), alternatif barış planı şartlarını yakında Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) göndereceğini söyleyerek, ilk başta ortaya çıkan 28 maddelik sözde barış planının, daha sonra Avrupa tarafından 20 maddeye indirildiğini hatırlattı. Bakan Fidan, sonrasında sözde barış planı üzerinde Ruslarla görüşmeler yapıldığını, onların cevabının ABD'ye iletildiğini ve tekrar Ukrayna ile görüşüldüğünü anımsatarak, sonrasında Ukrayna'nın Avrupa ülkeleriyle yoğun görüşmeler yaptığını ve yakında bir karşı teklifte bulunacağını ifade etti. Bakan Fidan, bu teklifler görüşülürken, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne yönelik topyekûn işgal saldırılarının devam etmekte olduğuna da dikkat çekti. "DAHA BÜYÜK KAYIPLARI ÖNLEMEK İÇİN BİR TERCİH YAPMAK GEREKİYOR” Bakan Fidan; Rusya'nın hâlihazırda ilerliyor gözüktüğüne işaret ederek, "Burada, Avrupa'nın Ukrayna ile beraber, belli zor tercihlerin yapılmasında Ukrayna'ya yardımcı olması gerekiyor. Bazı kararlar, Ukrayna için gerçekten çok zor ama daha büyük kayıpları önlemek için, yani daha büyük bir maslahat için; bir mefsedeti, yani bir kötülüğü burada def etmek, bir tercih yapmak gerekiyor. Bunun, Ukraynalılar için zor olduğunu biliyorum” değerlendirmesini yaptı. İLERLEYEN BİRKAÇ GÜN, MÜZAKERELER ADINA BELİRLEYİCİ OLACAK Bu tercihlerin ve ileriye yönelik garanti taleplerinin de zor aşamalar olduğunu aktaran Bakan Fidan, Türkiye’nin ateşkes ve barış adına gösterdiği çabalara dikkat çekerek, Ukrayna’ya karşı başlatılan topyekûn işgal girişimi ve müzakereler konusunda Türkiye'nin, sürecin başından bu yana, son dört yıldır çok yoğun bir çaba içinde olduğunu belirtti. Bakan Fidan, öte yandan, müzakereler hususunda ilerleyen birkaç günün çok kritik olduğunu dile getirdi. 2025 yılında üç tur süren görüşmelere ev sahipliği yapan İstanbul’un, müzakereler için ev sahipliği yapmaya tekrar hazır olduğunu kaydeden Bakan Fidan, ayrıca söz konusu görüşmelerde esir değişimi ve diğer insani hususlar konusunda çok ciddi mesafeler kat edildiğini hatırlatarak,"Bugün devam eden görüşmelerin de zeminini hazırladı. Biz, bu olumlu rolü oynamaya hazırız. Şu anda Karadeniz, savaşın bir uzantı alanı hâline geldi; savaş, Karadeniz'de yaygınlaştı. Şu anda Karadeniz'de ticari gemiler ve tankerler vuruluyor; yani savaş devam ederse Avrupa'nın başka yerlerine de yayılacak” ifadelerini kullandı.

Kırım Tatarlarından Bükreş çıkarması: Rumen yetkililere Kırım'daki durum aktarıldı Haber

Kırım Tatarlarından Bükreş çıkarması: Rumen yetkililere Kırım'daki durum aktarıldı

Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov ile birlikte Dünya Kırım Tatar Kongresi (DQTK) Genel Sekreteri ve Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkan Yardımcısı Namık Kemal Bayar, Romanya Müslüman Türk Tatar Birliği Başkanı Celil Esercep, Romanya Tatar Azınlık Milletvekili Varol Ahmet, Romanya Müftüsü Murat Yusuf, Kırım Müftüsü Ayder Rüstemov, Kırım Müslümanları Dini İdaresi İmamı Edem Basnaev ve Romanya Müslüman Tatar Türkleri Demokrat Birliği (UDTTMR) Bükreş Şube Başkanı Metin Ömer'den oluşan Kırım Tatar heyeti Romanya'nın başkenti Bükreş'te önemli ziyaretlerde bulundu. RUMEN MAKAMLARLA ÖNEMLİ GÖRÜŞMELER Romanya Tatarları Millî Günü etkinlikleri için ülkede bulunan heyet, başkent Bükreş'te sırasıyla Romanya Din İşleri Devlet Sekreteri Ciprian-Vasile Olinici, Etnik İlişkilerden Sorumlu Devlet Bakan Yardımcısı Dinçer Cafer, Romanya Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu üyesi milletvekilleri, Romanya Dışişleri Bakanı Toiu Oana ve Türkiye'nin Bükreş Büyükelçisi Özgür Kıvanç Altan'ı ziyaret etti. Ziyaretlerde Rusya’nın işgali altındaki Kırım'ın ve esaret altındaki Kırım Tatar halkının vaziyeti hakkında Rumen makamlarına bilgi verilerek Kırım'ın geleceğine dair tüm gelişmelerde Kırım Tatar halkının iradesine ve haklarına saygı ve güvence verilmesi gerektiğinin altı çizilerek vurgulandı. Atrıca görüşmelerde Romanya ve diasporada yaşayan Kırım Tatar halkının durumu ele alındı. GÜNDEM: BARIŞ SÜRECİ SONRASI KIRIM'IN DURUMU Heyetin Bükreş temaslarına ilişkin Kırım Haber Ajansına (QHA) açıklamalarda bulunan Namık Kemal Bayar, "Genel olarak görüşmelerin hemen hemen tamamında özellikle barış görüşmeleri çerçevesinde Kırım'ın geleceği konusunda alınacak kararlara dikkat çekildi." ifadelerini kullandı. "Kırım Tatarlarının Kırım'daki haklarının korunması, hayatlarının güvenliklerinin tesis edilmesi konusunda Rumen devlet makamlarından yardım istendi." diyen Bayar, Kırım'ın geleceğiyle ilgili bir görüşme yapılırken bir barış ya da ateşkes durumunda yarımadanın Rusya'da kaldığı bir denklemde Kırım Tatarlarının ve meselelerinin mutlaka gündemde olması gerektiğinin altını çizdiklerini kaydetti. Görüşmelerde ayrıca Kırım'da halihazırda Kırım Tatarlarına karşı uygulanan baskılar üzerinde de durulduğunu belirten Bayar, "Siyasi mahkumlarla ilgili bilgilendirmeler yapıldı ve onların kurtarılması için Rumen makamlardan destek talebinde bulunuldu" dedi. Öte yandan ziyaretlerinde Kırım Tatar diasporalarının da bir başlık olarak ele alındığını belirten Bayar, Romanya makamlarının dünyadaki Kırım Tatar diasporları hakkında bilgilendirildiğini, Kırım Tatar halkının günümüzde 21 ülkede yaşadığını vurguladıklarını aktardı. Özellikle Türkiye'de yaşayan Kırım Tatarlarının çoğunun Romanya'da da akrabaları olduğundan bahsettiklerini söyleyen Bayar, "Türkiye'de yaşayan Kırım Tatarlarının Romanya ile Türkiye arasında dostluk köprüsü olabileceğinin altını çizdik" diye konuştu.

Vefatının 14. yılında Dr. Ahmed İhsan Kırımlı Haber

Vefatının 14. yılında Dr. Ahmed İhsan Kırımlı

Bugün, Türkiye Cumhuriyetinin eski Turizm ve Tanıtma Bakanı, Balıkesir Milletvekili, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği eski Genel Başkanı, Dr. Ahmed İhsan Kırımlı’nın vefatının 14. yıl dönümü. Türkiye’deki Kırım Tatar diasporasının bugünlere gelmesinde önemli bir etkiye sahibi olan Kırımlı, hem siyaset hem de cemiyet hayatında ortaya koyduğu çalışmalarla, Kırım Tatar halkının sembol isimlerinden biri olarak hafızalardaki yerini koruyor. DR. AHMED İHSAN KIRIMLI Dr. Ahmed İhsan Kırımlı, 23 Nisan 1920’de Balıkesir’de doğdu. Ailesi Kırım Tatar muhacirlerden olup, Kırım’ın Bahçesaray şehrinden ve Bahçesaray’ın Efendiköy’ünden 1861 yılında göçerek Balıkesir’e yerleşmiştir. Dr. Ahmed İhsan Kırımlı’nın büyük dedesi, Kırım’ın Bahçesaray kazâsına bağlı Efendiköy’deki Kaçı Şeyhi merhum Akseyt Mehmed Efendi’dir. Tekkesi Efendiköy’de olan Akseyit Mehmet Efendi, 1853-1856 Kırım Savaşı sonrasında Rusya hükûmetinin KırımTatarları üzerindeki baskıları artınca ailesini Türkiye’ye göndermek zorunda kalır. Kendisi ise halkın üzerindeki tesirinden dolayı Kırım’da kalır. Akseyt Mehmed Efendi ailesini Osmanlı ülkesine gönderirken onlara bir miktar para ve bir Kur’an-ı Kerim verir. Kur’an-ı Kerim’in başına da şöyle yazar: “Ben burada kalacağım, etim kemiğim toprak olacak, üzerimde otlar çıkacak, onun kokusuna torunlarım buraya gelecek.” Kırımlı’nın kökünün diğer kolu ise Bahçesaray’ın Asmakapı Mahallesi’ne dayanmaktadır. 1861’de maceralı bir yolculukla Türkiye’ye gelen aile, Balıkesir’de Sultan Abdülmecid’in Kırım Tatar muhacirler için yaptırdığı ve daha sonra “Kırımlılar Mahallesi” olarak anılacak olan mahalledeki evlere yerleştirildi. Kısa zamanda kendilerini bulundukları bölgede kabul ettiren Kırımlı sülâlesinin çocukları ve torunları, Balıkesir’in tanınmış tüccarları arasında yer aldılar. İşte bu torunlardan biri de 23 Nisan 1920 de Balıkesir’in Mecidiye Mahallesi’nde doğan Ahmed İhsan Kırımlı’dır. Liseyi bitirinceye kadar Balıkesir’de okuyan Ahmed İhsan Kırımlı, daha sonra İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. 1948’de İngiltere’ye bir yıl sonra da ABD’ne giderek çocuk sağlığı ve hastalıkları üzerine ihtisas yaptı. 1956’da Türkiye’ye döndükten sonra Demokrat Parti Balıkesir il Başkanlığı’nda bulundu. 1961’de Adalet Partisi’nden Balıkesir milletvekili seçildi ve 1977 Ekim’ine kadar kesintisiz dört dönem parlamento üyeliğinde bulundu. Dr. Ahmed İhsan Kırımlı parlamenterliği sırasında; TBMM Sağlık Komisyonu Sözcülüğü ve Başkanlığı, Milli Savunma ve Dış İşleri Komisyonu üyeliği ve sekreterliği yaptı. 1961’den 1976’ya kadar Adalet Partisi Genel İdare Kurulu üyeliğinde bulundu ve bu süre içinde yedi yıl Adalet Partisi Genel Başkan Yardımcısı görevini yaptı. 1973-1974 yıllarında ise Turizm ve Tanıtma Bakanı olarak kabinede görev aldı. Parlamentodan ayrıldıktan sonra da Türkiye Kızılayı Genel Başkan Vekilliği görevine getirildi. KIRIM DERNEĞİ GENEL BAŞKANI OLDU Dr. Kırımlı, 1987’de Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği (Kırım Derneği) Genel Başkanı olarak seçildi. Bu tarihten itibaren kesintisiz devam ettiği bu görevi sırasında derneğin Türkiye çapında 22 şubeye sahip büyük bir sivil toplum kuruluşu haline gelmesinde birinci derecede rol oynadı. Derneğe bağlı olarak kurulan Kırım Vakfının Mütevellî Heyet Başkanlığına da yine Dr. Kırımlı getirildi. Dr. Kırımlı özellikle Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrasında Kırım Tatarlarının seslerinin dünyada duyulması, sürgünden vatanlarına dönen Kırım Tatarlarına milletlerarası yardım temini, Türkiye’nin diplomatik desteğinin sağlanması ve diasporanın teşkilatlanması yönünde çok büyük hizmetlerde bulundu. Bu doğrultuda büyük bir enerji ile giriştiği teşebbüsleri bilhassa siyasî ve diplomatik sahada çok önemli katkılar sağladı. Tıbbî Turizm, Termal Turizm, Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması konularında özel çalışmalarda bulunan Kırımlı’nın bu konularda yayınlanan çeşitli makaleleri ve bir kitabı mevcuttur. Kırımlı’nın şiirlerinden oluşan Gönül Sayfalarımdan adlı bir kitabı da bulunmaktadır. Siyasî hatıraları ile 139 devleti kapsayan Seyahat Hatıraları yayına hazırlanma safhasındadır. Dr. Ahmed İhsan Kırımlı 11 Aralık 2011 tarihinde Ankara’da hayata veda etti. Kırımlı’nın eşi çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı olan Dr. Zuhal Çiçek Kırımlı da 4 Mart 2015 tarihinde vefat etti. Zuhal Çiçek Kırımlı, Türkiye’deki Kırım Tatar diasporasının en sevilen simalarındandı. Kırımlı’nın, Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde öğretim üyesi olan Hakan Kırımlı ve bir özel sektörde çalışan Cihan Kırımlı adlarında iki oğlu vardır.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.