Sürgünün ardından: Bayram hatıralarında Kırım

Kırım tarihi ve hatıralar her vakit sürgün tarihi ile eş zamanlı yaşanmış hatıralardır.
Kırım Haber Ajansı (QHA) "Kırım’dan çıktığında 40 günlük bebek"olan Mubeyyin Altan'a sürgün, bayram ve hatıra kavramlarını sordu.

Bugün Amerika’da yaşayan Mubeyyin Altan, "Kırım’da bayramı teessüf ki yaşayamadım" diyerek söze giriyor ve hatırladıklarını şu sözlerle aktarıyor: "Hayatımın ilk 6 senesi harp sırasında Avrupa’da mülteci kamplarında geçti. "Bayram kutlaması" hayatımızı kurtarma mücadelesi ile geçti kamplarda. Sonra da rahmetli babaannemin ısrarı üzere Türkiye’ye göç ettik. Bayram kutlamalarımız komşuları ziyaret, çocukları hediyelerle sevindirme, kabir ziyareti aynen yerli halkın kutlamaları gibiydi. Tek fark, vatanlarında en yakınlarını bırakma mecburiyetinde kalan biz mülteci aileleri mutlaka birbirini ziyaret eder, bir araya gelirdik."

Bu bir araya gelişlerin bir anlamda "Vatan Kırım"ı yâd etmek anlamına geldiğini vurgulayan Mubeyyin Altan, "Ben küçüklüğümden beri bayramları böyle hatırlıyorum. Kırım’ı ve yakınlarımızı anarak geçirdiğimiz bayramlar şuuraltımızdaydı. Ta… İlk okul zamanlarında yerleşmiş bir bilinç altı. Kırım’ın ve halkımızın mücadelesine katılmam çocukluğumdan beri yaşadığımız bu buluşmaların ürünü. Hem sevinçli ve hem de hüzünlü bayram hatıralarımdan kalma bir duygudur milli mücadele" diye kaydediyor.

"Kırım’da sürgünden önce ve sürgün sonrası vatanda yaşanan bayramlar farklıdır" diyen Mubeyyin Bey’e göre bayramlar "uzun hazırlıklar yapılmasını gerektiriyor" ve asla vatansız yaşanan bayramların yerini tutmuyor. Mubeyyin Altan, "Bazı ailelerde bayram hazırlığı Kırım Tatarlarında bir ay, en azından on gün önce başlar. Bayramların herkesin katılımıyla çok neşeli geçtiğini halen Anavatan’da yaşayan yakınlarımızdan duymaktayız" sözleri ile değerlendiriyor günümüz bayramlarını.