Ukrayna polisi Türk vatandaşının kehribar işletmesini kapattı
Ukrayna polisi Türk vatandaşının kehribar işletmesini kapattı
Rivne mahkemesi, kehribar işletmeciliğiyle uğraşan Türk iş adamının mülkiyetini haczetti.
Haber Giriş Tarihi: 26.11.2017 13:19
Haber Güncellenme Tarihi: 26.11.2017 13:21
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Ukrayna’nın Rivne şehrindeki polis görevlileri, kehribar işlenip ürün yapılan bir atölyeyi kapattı. Atölyede birkaç Ukrayna vatandaşının çalıştığı ve kolluk kuvvetlerinin vatandaşların resmi olarak çalıştığından şüphelenerek 15 Kasım tarihinde atölyede arama yaptığı öğrenildi.
Atölyeyi işleten Türk vatandaşı Yusuf Yüksel, işletmenin kendi mülkiyeti olduğunu ve çalışmak için tüm yasal gerekçelerinin olduğunu savundu. Yusuf Yüksel, işçilerle imzalanan sözleşmeleri, girişimcilik faaliyetlerini gerçekleştirme hakkı veren belgeleri ibraz etti.
Öte yandan Ukrayna kolluk kuvvetleri konuyla ilgili başka bilgiler de paylaştı. Rivne Bölgesi Polis Müdürü Sergey Volkov, Türk vatandaşının arama esnasında herhangi bir belge sunmadığını savundu.
Kehribar ürünlerinin yanı sıra yaklaşık 180 kilogramlık kehribar ve tezgahların müsadere edildiğini ifade eden Volkov, “Birkaç Rivne sakinin de çalıştığı söz konusu yasa dışı atölyeye kehribarın kim tarafından sağlandığını öğrenmek için gereken tüm soruşturma-arama etkinliklerini gerçekleştireceğiz. İşçilerin nasıl çalıştığını, resmi olarak işe alınıp alınmadığını inceleyeceğiz” diye kaydetti.
Ancak Yusuf Yüksel ve temsilcileri, atölyenin yasa dışı olmadığını ve işçilerle çalışma sözleşmelerinin olduğunu anlattı.
QHA muhabirine konuyla ilgili açıklama yapan Yusuf Yüksel, bir yıldan fazladır kehribar şirketinin olduğunu, daha önce Kırım’da faaliyet gösterdiğini, ancak Kırım’ın Rusya tarafından işgal edilmesinden dolayı Rivne’ye taşındığını belirtti.
Yüksel yaşadıklarını, “Polis görevlileri gelerek, her şeye el koyduklarını söylediler. “Seni kim himaye ediyor?” diye sordular. Ben ise “Beni Allah himaye ediyor” diye cevap verdim ve belgeleri gösterdim, her şeyi yasal olarak yapıyorum. Ama bu onları ilgilendirmiyordu. Ertesi gün her şeyi televizyonda gösterdiler, ben kendimi “temizlemek” istiyorum” diye anlattı.
Yusuf Yüksel’i avukatı Nikolay Lazarçuk da, “Büyükelçiliğe gerekçesiz olarak arama yapılması ve girişimcilik faaliyetlerinin durdurulması ile ilgili başvuru yaptık. Mahkeme kararına dayanarak hem benim hem de sizin müvekkilimin evinde arama yapılabilirdi” dedi.
21 Kasım Salı günü, hakim Vladimir Dolya'nın soruşturma görevlilerinin müsadere edilen mülkiyetin haczedilmesi ile ilgili dilekçesini incelediği aktarıldı.
Savcı Urbanoviç, Türkiye vatandaşının arama esnasında tüm belgeleri sunmadığını, sadece kehribarın bir kısmının satın alınmasına ilişkin iki nakliye senedinin ibraz edildiğini, ancak ikisinin de ödenmemiş olduğunu ifade etti. Bunun dışında savcı, atölyede çalışanların yasal olarak orada bulunmalarına ilişkin belgelerin sunulmadığına da dikkat çekti.
Urbanoviç, “Bundan dolayı söz konusu mülkiyetin (kehribarlar ve tezgahlar) yasal gerekçe olmadan elde edildiğini varsaymak için gerekçeler oluştu, bu yüzden müsadere edilen mülkiyet kanıt olarak kabul edildi ve davaya dahil edildi” dedi.
Ayrıca Türk iş adamının kehribarı satın almasının da denetlendiğini savunan Urbanoviç, savcılığın ilgili taleplerde bulunduğunu paylaştı.
Avukat Nikolay Lazarçuk, savcının aramanın hangi gerekçeyle yapıldığı, suçun ne zaman ve nerede işlendiği ile ilgili soruları yanıtlamasında ısrar etti. Buna cevaben savcı, Rivne ilinin kuzey bölgelerinde yasa dışı olarak kehribar çıkartıldığını ve nakit karşılığında satıldığını ima etti.
Avukatın müsadere edilen bilgelerin incelenmesinde ısrar etmesinden dolayı hakim, soruşturma görevlisini söz konusu belgeleri gözden geçirme ve sonraki duruşmada ilgili protokolü sunmakla görevlendirdi. Böylece duruşma ertelendi.
Nikolay Lazarçuk bu gelişmeyle ilgili olarak, “Bir arama yapılmasından önce iddia makamının suçu kanıtlaması gerekiyor. Savcının, mülkiyetin yasa dışı olarak alındığını kanıtlaması gerekiyor. Suç nerede ve ne zaman işlendi? Aramanın gerekçesi olarak bir kişinin bulunduğu bir aracın tutuklandığı belirtildi, ama müvekkilim bu kişiyi hiçbir zaman görmedi. Müvekkilimin Maliye Bakanlığı’nda girişimci olarak kayda geçirildiğini belirtmeliyim. İnsanın yasal girişimci faaliyetlerini gerçekleştirdiği donanım neden müsadere ediliyor? Bu polisin yetkisinde değil. Bunun için vergi kurumları var” diye kaydetti.
23 Kasım Perşembe günü devam eden mahkeme duruşmasında savcı, kehribarın yasa dışı olarak satın alındığını, tanıkların ifadelerine atıfta bulunarak çalışanların ancak bir kısmının resmi olarak işe alındığını iddia etti.
Hakim, Türk işadamına ait tüm kehribarın müsadere edilmesine ancak kehribarın işlendiği tezgahların ve belgelerin iade edilmesine karar verdi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ukrayna polisi Türk vatandaşının kehribar işletmesini kapattı
Rivne mahkemesi, kehribar işletmeciliğiyle uğraşan Türk iş adamının mülkiyetini haczetti.
Ukrayna’nın Rivne şehrindeki polis görevlileri, kehribar işlenip ürün yapılan bir atölyeyi kapattı. Atölyede birkaç Ukrayna vatandaşının çalıştığı ve kolluk kuvvetlerinin vatandaşların resmi olarak çalıştığından şüphelenerek 15 Kasım tarihinde atölyede arama yaptığı öğrenildi.
Atölyeyi işleten Türk vatandaşı Yusuf Yüksel, işletmenin kendi mülkiyeti olduğunu ve çalışmak için tüm yasal gerekçelerinin olduğunu savundu. Yusuf Yüksel, işçilerle imzalanan sözleşmeleri, girişimcilik faaliyetlerini gerçekleştirme hakkı veren belgeleri ibraz etti.
Öte yandan Ukrayna kolluk kuvvetleri konuyla ilgili başka bilgiler de paylaştı. Rivne Bölgesi Polis Müdürü Sergey Volkov, Türk vatandaşının arama esnasında herhangi bir belge sunmadığını savundu.
Kehribar ürünlerinin yanı sıra yaklaşık 180 kilogramlık kehribar ve tezgahların müsadere edildiğini ifade eden Volkov, “Birkaç Rivne sakinin de çalıştığı söz konusu yasa dışı atölyeye kehribarın kim tarafından sağlandığını öğrenmek için gereken tüm soruşturma-arama etkinliklerini gerçekleştireceğiz. İşçilerin nasıl çalıştığını, resmi olarak işe alınıp alınmadığını inceleyeceğiz” diye kaydetti.
Ancak Yusuf Yüksel ve temsilcileri, atölyenin yasa dışı olmadığını ve işçilerle çalışma sözleşmelerinin olduğunu anlattı.
QHA muhabirine konuyla ilgili açıklama yapan Yusuf Yüksel, bir yıldan fazladır kehribar şirketinin olduğunu, daha önce Kırım’da faaliyet gösterdiğini, ancak Kırım’ın Rusya tarafından işgal edilmesinden dolayı Rivne’ye taşındığını belirtti.
Yüksel yaşadıklarını, “Polis görevlileri gelerek, her şeye el koyduklarını söylediler. “Seni kim himaye ediyor?” diye sordular. Ben ise “Beni Allah himaye ediyor” diye cevap verdim ve belgeleri gösterdim, her şeyi yasal olarak yapıyorum. Ama bu onları ilgilendirmiyordu. Ertesi gün her şeyi televizyonda gösterdiler, ben kendimi “temizlemek” istiyorum” diye anlattı.
Yusuf Yüksel’i avukatı Nikolay Lazarçuk da, “Büyükelçiliğe gerekçesiz olarak arama yapılması ve girişimcilik faaliyetlerinin durdurulması ile ilgili başvuru yaptık. Mahkeme kararına dayanarak hem benim hem de sizin müvekkilimin evinde arama yapılabilirdi” dedi.
21 Kasım Salı günü, hakim Vladimir Dolya'nın soruşturma görevlilerinin müsadere edilen mülkiyetin haczedilmesi ile ilgili dilekçesini incelediği aktarıldı.
Savcı Urbanoviç, Türkiye vatandaşının arama esnasında tüm belgeleri sunmadığını, sadece kehribarın bir kısmının satın alınmasına ilişkin iki nakliye senedinin ibraz edildiğini, ancak ikisinin de ödenmemiş olduğunu ifade etti. Bunun dışında savcı, atölyede çalışanların yasal olarak orada bulunmalarına ilişkin belgelerin sunulmadığına da dikkat çekti.
Urbanoviç, “Bundan dolayı söz konusu mülkiyetin (kehribarlar ve tezgahlar) yasal gerekçe olmadan elde edildiğini varsaymak için gerekçeler oluştu, bu yüzden müsadere edilen mülkiyet kanıt olarak kabul edildi ve davaya dahil edildi” dedi.
Ayrıca Türk iş adamının kehribarı satın almasının da denetlendiğini savunan Urbanoviç, savcılığın ilgili taleplerde bulunduğunu paylaştı.
Avukat Nikolay Lazarçuk, savcının aramanın hangi gerekçeyle yapıldığı, suçun ne zaman ve nerede işlendiği ile ilgili soruları yanıtlamasında ısrar etti. Buna cevaben savcı, Rivne ilinin kuzey bölgelerinde yasa dışı olarak kehribar çıkartıldığını ve nakit karşılığında satıldığını ima etti.
Avukatın müsadere edilen bilgelerin incelenmesinde ısrar etmesinden dolayı hakim, soruşturma görevlisini söz konusu belgeleri gözden geçirme ve sonraki duruşmada ilgili protokolü sunmakla görevlendirdi. Böylece duruşma ertelendi.
Nikolay Lazarçuk bu gelişmeyle ilgili olarak, “Bir arama yapılmasından önce iddia makamının suçu kanıtlaması gerekiyor. Savcının, mülkiyetin yasa dışı olarak alındığını kanıtlaması gerekiyor. Suç nerede ve ne zaman işlendi? Aramanın gerekçesi olarak bir kişinin bulunduğu bir aracın tutuklandığı belirtildi, ama müvekkilim bu kişiyi hiçbir zaman görmedi. Müvekkilimin Maliye Bakanlığı’nda girişimci olarak kayda geçirildiğini belirtmeliyim. İnsanın yasal girişimci faaliyetlerini gerçekleştirdiği donanım neden müsadere ediliyor? Bu polisin yetkisinde değil. Bunun için vergi kurumları var” diye kaydetti.
23 Kasım Perşembe günü devam eden mahkeme duruşmasında savcı, kehribarın yasa dışı olarak satın alındığını, tanıkların ifadelerine atıfta bulunarak çalışanların ancak bir kısmının resmi olarak işe alındığını iddia etti.
Hakim, Türk işadamına ait tüm kehribarın müsadere edilmesine ancak kehribarın işlendiği tezgahların ve belgelerin iade edilmesine karar verdi.
EN ÇOK OKUNANLAR