Çin, Doğu Türkistan'da Osman Batur'un torunlarını hapse attı!
Çin, Doğu Türkistan'da Osman Batur'un torunlarını hapse attı!
Kazak aktivist Serikcan Bilaş: Çin, Doğu Türkistan'da Osman Batur'un torunlarını hapse attı!
Haber Giriş Tarihi: 07.03.2021 01:10
Haber Güncellenme Tarihi: 07.03.2021 01:10
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Kazakistanlı insan hakları savunucusu Serikcan Bilaş, Doğu Türkistan'ın direniş mücadelesinin lideri ve kahraman ismi Osman Batur'un torunlarının Çin rejimi tarafından hapis cezası çarptırıldığını bildirdi. Bilaş, bilgisine ulaştığı üç kişinin ortada bir gerekçe olmaksızın, yalnızca Osman Batur'un torunu olduğu için Çin yönetimi tarafından cezalandırıldığını vurguladı. Bu üç kişi dışında, Osman Batur'un torunları ve aile üyelerinden birçoğunun baskılara maruz kaldığını öğrenildi.
Komünist Çin rejiminin Doğu Türkistan'da sistematik baskı ve asimilasyon politikaları her geçen gün dünya kamuoyunun gündemine gelirken, Doğu Türkistan mücadelesine liderlik etmiş Osman Batur'un torunlarına da atalarından dolayı baskı uygulandığı tespit edildi. Doğu Türkistan'daki Kazak ve diğer Türk kökenli halkların toplama kampı zulümlerine maruz kalmasının ardından Kazakistan'ın Almatı şehrinde kurulan Atajurt İnsan Hakları Merkezinin eski başkanı Serikcan Bilaş (Serikzhan Bilash), Doğu Türkistan'da yaşanan bir skandalı gün yüzüne çıkardı. ChinaAid isimli internet sitesinde 3 Mart 2021 tarihinde bir makale kaleme alan Kazak aktivist, Doğu Türkistan'ın özgürlük mücadelesinin efsane ismi Osman Batur'un torunlarının Çin tarafından hapse atıldığını ileri sürdü.
KAZAK AKTİVİST SERİKCAN BİLAŞ, OSMAN BATUR'UN SOYUNDAN GELENLERİN HAPSE ATILDIĞINI SÖYLEDİ
Serikcan Bilaş "XinJiang'ın soykırımı, ÇKP ajanlarının Osman İslamoğlu'nun üç torununu sebepsiz yere tutuklaması" ismini taşıyan makalesinde, "Nurlan Nabiyuly, Nagyz Mukhammeduly ve Tolkyn Sogysaiuly" isimlerine dikkat çekiyor. Doğu Türkistan'da Çin rejimi tarafından hapse atılan Doğu Türkistanlıların ortak özellikleri ise Osman Batur'un torunları olmaları. Bilaş, sadece Batur'un torunları olduğu için hapse atıldıkları ve ceza aldıklarını dile getiriyor. Kazak aktivist Bilaş, Çin yönetimi tarafından tutuklanan ve hapse atılan kişilerin yakınlarına ulaştı. Yakınlarının tanıklıklarını içeren bilgiler şöyle:
"2017 yılında anavatanımız Kazakistan'a kalıcı olarak göç ettim ve 2018'de vatandaş oldum. 2000 yılında, Koktogay İlçesinde eski bir mahkeme personeli olan babam Nurlan Nabyuli, sağlık sorunları nedeniyle örgütten emekli oldu. Mart 2018'de yerel polis onu sebepsiz yere tutukladı. Nurlan Nabyuli Mart 2018'de tutuklandı. Babamın tutuklanmasından, ÇKP yetkililerinin azınlığa yönelik zulmünün kurbanı olmasından bu yana, ailemiz ondan veya ondan herhangi bir haber almadı. Kazakistan hükumetine iki kez itiraz ettim, ancak herhangi bir sonuç görmedim. Bu nedenle Kazakistan Cumhurbaşkanı'na, Kazakistan Dışişleri Bakanı'na ve Uluslararası İnsan Hakları kuruluşuna rica ediyorum: Lütfen babamın hayatını koruyun ve özgürlüğüne kavuşmasına izin verin."
NAGYZ MUKHAMMEDULY, ANNESİ VE KARDEŞİ ANLATIYOR
Nagyz Mukhammeduly, Mart 2018'de tutuklandı (Fotoğraf: Serikcan Bilaş)
Çin Halk Cumhuriyeti'nin (ÇHC) Koktogay bölgesinde 1968'de doğan Nagyz Mukhammeduly (Osman Batur'un kuzenlerinin soyundan), Koktogay İlçe Kültür Evi'nde çalıştı. Daha sonra Altay Bölgesel Kültür Enstitüsünde çalıştı. Çin Komünist Partisi, Nagyz'i Mart 2018'de sebepsiz yere tutukladı. Nagiz Muhammed'in 80 yaşındaki annesi Naziken Bikey şunları söyledi: "2010 yılında ailemiz Çin'den Kazakistan'a göç etti. Mart 2018'de Koktogay İlçe polisi oğlum Nagiz Muhammed'i gözaltına aldı. Daha sonra 20 Eylül 2020'de mahkeme onu ömür boyu hapis cezasına çarptırdı."
Hapse atıldığı tespit edilen bir diğer isim Tolkyn Sogysaiuly'nun kayınpederi Khadilbek Tuymebayuli, Koktogay Altay ilçesi İli Kazak Özerk Bölgesinde yaşayan damadı için tanıklık verdi. Damadım Tolkhin Sogisayuli'nin keyfi olarak tutuklanması nedeniyle BM İnsan Hakları Komitesine, Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına ve uluslararası insan hakları kuruluşlarına başvurdum. Çin polisi, 15 Aralık 2017'de Tolkhin Sogisayuli'yi (kimlik numarası: 652623196806010011) herhangi bir hukuki gerekçe göstermeden tutukladı. 10 Temmuz 2020'de mahkeme Tolkhin'i hiçbir sebep olmaksızın mahkum etmeden ömür boyu hapis cezasına çarptırdı. Üç yıllık hapis cezası boyunca, memurlar, Tolkhin'e işkence etti ve dövdü, zaman zaman kollarını ve bacaklarını kırdı. Vücudunun her yerinde ağır yaralandı. ÇKP yetkilileri, henüz Tolkhin'in mahkumiyetine dair herhangi bir kanıt sunamadı.
DOĞU TÜRKİSTAN'IN ÖZGÜRLÜK SİMGESİ: "ALTAY KARTALI" OSMAN BATUR
Osman Bey İslamoğlu, 1899’da Sincan Uygur Muhtar Cumhuriyeti’nin Altay ili Köktogay ilçesi Kürti köyünün Aral yaylasında doğmuştur. Babası İslam Bey, annesi Gayşa (Ayşe) olan Osman Batur, Kazakların Orta Cüz boyundandır. II. Dünya Savaşı’nın etkileriyle Çin’in baskı ve zulmü giderek artmış ve Türkler isyancı olduğu yönünde suçlamalarla içeri alınıp işkenceye maruz kalmıştı. Çinliler, çıkarılan yasayla Türklerin elindeki silahların teslimini ister ve Osman Bey bunu sakıncalı görerek “Bugün silahımızı alan yarın canımızı alır. Ben silahımı vermem, gücü yeten gelip kendi alsın” diyerek tek başına dağa çıkar. Osman Bey’in bu hareketi ile 1940’lı yıllarda başlayan direniş çok geçmeden 50 bin kişiye ulaşır. Artık Osman Bey sadece Osman Bey değil, kahraman anlamına gelen ‘Batur’ adını da alarak Osman Batur olarak tanınır.
1941-1943 yılları arasında çete savaşı olarak süren mücadeleler sonucunda Altaylar hemen hemen tamamen Çinlilerden temizlenmişti. Altay Türkleri artık bağımsızlıklarını kazanmıştı ve mücadeleye devam etme kararı verildi. 1944-1945 yılları arasında gerçekleşen mücadele sonucundaysa Tanrı Dağları’nın kuzeyindeki Doğu Türkistan’ın Kazak Türkleri’nin yaşadığı bölgeleri de Çin istilâsından kurtarılmış oldu.
Osman Batur 1945-1947 yılları arasında üç vilâyetten oluşan Doğu Türkistan Hükümetinin askerî ve mülkî âmiri olarak Vâli sıfatıyla görevde bulundu. 1947-1949 yılları arasında Doğu Türkistan Cumhuriyeti koalisyon hükümetinin aslî üyesi unvanı ile mücadelesini devam ettiren Osman Batur’a, Çinliler ağır darbeler vurmaya başladı. 1950 yılına gelindiğinde Çin devleti sahip olduğu ordunun tamamına yakınını mücadeleye göndermiştir. Sayısal ve teknolojik üstünlüğü olan Çinliler, yavaş yavaş kaybettiği yerleri geri almaya başladı ve Osman Batur'un ordusu artık 4 bin kişi kaldı. Çetin mücadeleler sonucu 18 Şubat 1951 gecesi sabaha karşı esir düşer. Sokaklarda teşhir edildikten sonra, sözde mahkeme kararları ile 29 Nisan 1951 tarihinde; el ve kulakları kesilip kurşuna dizilip idam edilen Osman Batur’un son sözleri, “Ben ölebilirim ama milletim mücadeleye devam edecektir” olmuştur.
Altay Kazaklarından olan, 20. yüzyılın ilk yarısında Çinliler ve Ruslara karşı bağımsızlık mücadelesi veren, 1951 yılında Çinliler tarafından idam edilmiş olan ve Altay Kartalı olarak da bilinen Osman Batur’un, cengâverliği, kendisinden önce Çinliler ile savaşmış Böke Batur'un yanında öğrendiği rivayetler arasındadır.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Çin, Doğu Türkistan'da Osman Batur'un torunlarını hapse attı!
Kazak aktivist Serikcan Bilaş: Çin, Doğu Türkistan'da Osman Batur'un torunlarını hapse attı!
Kazakistanlı insan hakları savunucusu Serikcan Bilaş, Doğu Türkistan'ın direniş mücadelesinin lideri ve kahraman ismi Osman Batur'un torunlarının Çin rejimi tarafından hapis cezası çarptırıldığını bildirdi. Bilaş, bilgisine ulaştığı üç kişinin ortada bir gerekçe olmaksızın, yalnızca Osman Batur'un torunu olduğu için Çin yönetimi tarafından cezalandırıldığını vurguladı. Bu üç kişi dışında, Osman Batur'un torunları ve aile üyelerinden birçoğunun baskılara maruz kaldığını öğrenildi.
Komünist Çin rejiminin Doğu Türkistan'da sistematik baskı ve asimilasyon politikaları her geçen gün dünya kamuoyunun gündemine gelirken, Doğu Türkistan mücadelesine liderlik etmiş Osman Batur'un torunlarına da atalarından dolayı baskı uygulandığı tespit edildi. Doğu Türkistan'daki Kazak ve diğer Türk kökenli halkların toplama kampı zulümlerine maruz kalmasının ardından Kazakistan'ın Almatı şehrinde kurulan Atajurt İnsan Hakları Merkezinin eski başkanı Serikcan Bilaş (Serikzhan Bilash), Doğu Türkistan'da yaşanan bir skandalı gün yüzüne çıkardı. ChinaAid isimli internet sitesinde 3 Mart 2021 tarihinde bir makale kaleme alan Kazak aktivist, Doğu Türkistan'ın özgürlük mücadelesinin efsane ismi Osman Batur'un torunlarının Çin tarafından hapse atıldığını ileri sürdü.
KAZAK AKTİVİST SERİKCAN BİLAŞ, OSMAN BATUR'UN SOYUNDAN GELENLERİN HAPSE ATILDIĞINI SÖYLEDİSerikcan Bilaş "XinJiang'ın soykırımı, ÇKP ajanlarının Osman İslamoğlu'nun üç torununu sebepsiz yere tutuklaması" ismini taşıyan makalesinde, "Nurlan Nabiyuly, Nagyz Mukhammeduly ve Tolkyn Sogysaiuly" isimlerine dikkat çekiyor. Doğu Türkistan'da Çin rejimi tarafından hapse atılan Doğu Türkistanlıların ortak özellikleri ise Osman Batur'un torunları olmaları. Bilaş, sadece Batur'un torunları olduğu için hapse atıldıkları ve ceza aldıklarını dile getiriyor. Kazak aktivist Bilaş, Çin yönetimi tarafından tutuklanan ve hapse atılan kişilerin yakınlarına ulaştı. Yakınlarının tanıklıklarını içeren bilgiler şöyle:
NURLAN NABYULİ'NİN KAZAKİSTAN VATANDAŞI PARASAT NURLANULİ ANLATIYOR(Fotoğraf: Serikcan Bilaş)
"2017 yılında anavatanımız Kazakistan'a kalıcı olarak göç ettim ve 2018'de vatandaş oldum. 2000 yılında, Koktogay İlçesinde eski bir mahkeme personeli olan babam Nurlan Nabyuli, sağlık sorunları nedeniyle örgütten emekli oldu. Mart 2018'de yerel polis onu sebepsiz yere tutukladı. Nurlan Nabyuli Mart 2018'de tutuklandı. Babamın tutuklanmasından, ÇKP yetkililerinin azınlığa yönelik zulmünün kurbanı olmasından bu yana, ailemiz ondan veya ondan herhangi bir haber almadı. Kazakistan hükumetine iki kez itiraz ettim, ancak herhangi bir sonuç görmedim. Bu nedenle Kazakistan Cumhurbaşkanı'na, Kazakistan Dışişleri Bakanı'na ve Uluslararası İnsan Hakları kuruluşuna rica ediyorum: Lütfen babamın hayatını koruyun ve özgürlüğüne kavuşmasına izin verin."
NAGYZ MUKHAMMEDULY, ANNESİ VE KARDEŞİ ANLATIYOR(Fotoğraf: Serikcan Bilaş)
Çin Halk Cumhuriyeti'nin (ÇHC) Koktogay bölgesinde 1968'de doğan Nagyz Mukhammeduly (Osman Batur'un kuzenlerinin soyundan), Koktogay İlçe Kültür Evi'nde çalıştı. Daha sonra Altay Bölgesel Kültür Enstitüsünde çalıştı. Çin Komünist Partisi, Nagyz'i Mart 2018'de sebepsiz yere tutukladı. Nagiz Muhammed'in 80 yaşındaki annesi Naziken Bikey şunları söyledi:
MÜEBBET HAPSE ÇARPTIRILAN TOLKYN SOGYSAİULY"2010 yılında ailemiz Çin'den Kazakistan'a göç etti. Mart 2018'de Koktogay İlçe polisi oğlum Nagiz Muhammed'i gözaltına aldı. Daha sonra 20 Eylül 2020'de mahkeme onu ömür boyu hapis cezasına çarptırdı."
(Fotoğraf: Serikcan Bilaş)
Hapse atıldığı tespit edilen bir diğer isim Tolkyn Sogysaiuly'nun kayınpederi Khadilbek Tuymebayuli, Koktogay Altay ilçesi İli Kazak Özerk Bölgesinde yaşayan damadı için tanıklık verdi. Damadım Tolkhin Sogisayuli'nin keyfi olarak tutuklanması nedeniyle BM İnsan Hakları Komitesine, Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına ve uluslararası insan hakları kuruluşlarına başvurdum. Çin polisi, 15 Aralık 2017'de Tolkhin Sogisayuli'yi (kimlik numarası: 652623196806010011) herhangi bir hukuki gerekçe göstermeden tutukladı. 10 Temmuz 2020'de mahkeme Tolkhin'i hiçbir sebep olmaksızın mahkum etmeden ömür boyu hapis cezasına çarptırdı.
Üç yıllık hapis cezası boyunca, memurlar, Tolkhin'e işkence etti ve dövdü, zaman zaman kollarını ve bacaklarını kırdı. Vücudunun her yerinde ağır yaralandı. ÇKP yetkilileri, henüz Tolkhin'in mahkumiyetine dair herhangi bir kanıt sunamadı.
Osman Bey İslamoğlu, 1899’da Sincan Uygur Muhtar Cumhuriyeti’nin Altay ili Köktogay ilçesi Kürti köyünün Aral yaylasında doğmuştur. Babası İslam Bey, annesi Gayşa (Ayşe) olan Osman Batur, Kazakların Orta Cüz boyundandır. II. Dünya Savaşı’nın etkileriyle Çin’in baskı ve zulmü giderek artmış ve Türkler isyancı olduğu yönünde suçlamalarla içeri alınıp işkenceye maruz kalmıştı. Çinliler, çıkarılan yasayla Türklerin elindeki silahların teslimini ister ve Osman Bey bunu sakıncalı görerek “Bugün silahımızı alan yarın canımızı alır. Ben silahımı vermem, gücü yeten gelip kendi alsın” diyerek tek başına dağa çıkar. Osman Bey’in bu hareketi ile 1940’lı yıllarda başlayan direniş çok geçmeden 50 bin kişiye ulaşır. Artık Osman Bey sadece Osman Bey değil, kahraman anlamına gelen ‘Batur’ adını da alarak Osman Batur olarak tanınır.
https://www.youtube.com/watch?v=B6MUnm0j7TA1941-1943 yılları arasında çete savaşı olarak süren mücadeleler sonucunda Altaylar hemen hemen tamamen Çinlilerden temizlenmişti. Altay Türkleri artık bağımsızlıklarını kazanmıştı ve mücadeleye devam etme kararı verildi. 1944-1945 yılları arasında gerçekleşen mücadele sonucundaysa Tanrı Dağları’nın kuzeyindeki Doğu Türkistan’ın Kazak Türkleri’nin yaşadığı bölgeleri de Çin istilâsından kurtarılmış oldu.
Osman Batur 1945-1947 yılları arasında üç vilâyetten oluşan Doğu Türkistan Hükümetinin askerî ve mülkî âmiri olarak Vâli sıfatıyla görevde bulundu. 1947-1949 yılları arasında Doğu Türkistan Cumhuriyeti koalisyon hükümetinin aslî üyesi unvanı ile mücadelesini devam ettiren Osman Batur’a, Çinliler ağır darbeler vurmaya başladı. 1950 yılına gelindiğinde Çin devleti sahip olduğu ordunun tamamına yakınını mücadeleye göndermiştir. Sayısal ve teknolojik üstünlüğü olan Çinliler, yavaş yavaş kaybettiği yerleri geri almaya başladı ve Osman Batur'un ordusu artık 4 bin kişi kaldı. Çetin mücadeleler sonucu 18 Şubat 1951 gecesi sabaha karşı esir düşer. Sokaklarda teşhir edildikten sonra, sözde mahkeme kararları ile 29 Nisan 1951 tarihinde; el ve kulakları kesilip kurşuna dizilip idam edilen Osman Batur’un son sözleri, “Ben ölebilirim ama milletim mücadeleye devam edecektir” olmuştur.
Altay Kazaklarından olan, 20. yüzyılın ilk yarısında Çinliler ve Ruslara karşı bağımsızlık mücadelesi veren, 1951 yılında Çinliler tarafından idam edilmiş olan ve Altay Kartalı olarak da bilinen Osman Batur’un, cengâverliği, kendisinden önce Çinliler ile savaşmış Böke Batur'un yanında öğrendiği rivayetler arasındadır.
Son Haberler