SON DAKİKA
Hava Durumu

Erşat Salihi: Rusya-Ukrayna geriliminde tek düşündüğümüz Kırım'dır

Türkmen lider Erşat Salihi, Kırım Haber Ajansının; Rus işgali altındaki Kırım'daki işgal şartları, Rusya-Ukrayna gerilimi ve Türk dünyasındaki zulüm ve baskılara ilişkin sorularını yanıtladı.

Haber Giriş Tarihi: 21.02.2022 22:15
Haber Güncellenme Tarihi: 13.12.2023 20:58
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Erşat Salihi: Rusya-Ukrayna geriliminde tek düşündüğümüz Kırım'dır

Ömer Cihad KAYA / QHA Ankara

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Kerkük Milletvekili ve Irak Parlamentosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Erşat Salihi, önceki hafta Kırım Tatar halkının milli lideri, Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve Kırım Tatarları için destek mesajı paylaşmıştı. Kırımoğlu ile fotoğrafını paylaşan Türkmen lider Salihi, Kırım Tatar halkının bedenen olmasa da kalben yanında oldukları mesajını vermişti. Kırım Haber Ajansının; Rus işgali altındaki Kırım'daki işgal şartları, Rusya-Ukrayna gerilimi ve Türk dünyasının genel sorunlarına yönelik sorularını yanıtlayan Erşat Salihi, Türk dünyasındaki birlik şuuruna dikkat çekerek, "Hepimiz yüce Türk milletinin birer fertleriyiz. Bu yüzden her birimiz, bir diğerimizin derdini öz derdi olarak bilmeliyizdir. Bizler geçtiğimiz günlerde Mustafa Aga ile konuşup, Kırım’ın durumunu sorup sual ettik. Böyle olmamız gerekirken, asla ayrı düşmemeliyiz" değerlendirmesini yaptı.

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Kerkük Milletvekili ve Irak Parlamentosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Erşat Salihi, gerek Doğu Türkistan gerekse de Kırım'daki mevcut duruma yönelik sık sık Türk dünyasındaki sorunlara işaret eden demeçler veriyor. Türkmen lider Salihi, Rusya ve Ukrayna arasındaki gerilim devam ederken Kırım Haber Ajansının sorularını yanıtladı. Irak Türkmen Cephesi'nin bir önceki Başkanı Erşat Salihi, "Kerkük ne ise Akyar da odur" sözleriyle özetlediği Türk dünyasında birlik şuuruna dikkat çekti. Kırım'da Rus işgalinin ortaya koyduğu zulme dikkat çekerek, "Türkmeneli, Kerkük bizim öz yurdumuz olarak kaldı. Nariman Celal’in durumu aynı bizim gibidir. Hiçbirimiz yeise kapılmamalıyız. Umudumuz her zaman olmalıdır" ifadelerini kullandı.

Kerkük ne ise, Akyar da aynıdır. Altunköprü, Aluşta’dır. O yüzden Aluşta özgürlüğüne kavuşmalı ve Aluşta’dan esen yeller, bizim içimizdeki odları söndürmelidir.

Erşat Bey, Bu yıl Kırım’ın Rusya tarafından işgalinin 8. yılına girildi. İşgalci Rus yönetiminin Kırım’ın yerli halkı olan Kırım Tatarlarına baskı, insan hakları ihlalleri ve asimilasyon politikaları artarak devam ediyor. Kırım Tatar halkının resmi yönetim organı Kırım Tatar Milli Meclisi, Kırım’da yasaklı. Kırım Tatarlarının milli lideri, Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Refat Çubarov ve Kırım Tatar milli davasında yer alan isimlerin Kırım’a girişi yasaklı. Haklarında uydurma davalar ile soruşturma yürütülüyor. Son olarak, Kırım’da yaşayan Kırım Tatar Milli Meclisi Başkan Yardımcısı Nariman Celal de Rus işgalci yönetimi tarafından hapse atıldı. Kırım’daki bu baskıları, yaşanan bu zulmü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Öncelikle Kırım Haber Ajansı’mızda bizi konuk ettiğiniz için sizlere teşekkürlerimi sunmaktayım. Türk dünyasındaki sıkıntılar ile ilgilenmek her Türk’ün üstüne düşen kutsal bir görevdir. Bugün biz Türkmeneli’de oturup, Kırım için yanıyorsak; Batı Trakya’daki Türk de, Güney Azerbaycan için yanmaktadır. Bizi birbirimizden ayıran yapay sınırlar olsa bile ancak tarih ve soy birliği bizleri gönülden birbirimize bağlamaktadır. Bunu Türkiye’de, Azerbaycan’da, Kazakistan’da veya herhangi bir Türk coğrafyasında yaşayanlar da idrak etmelidir.

Kırım’ın işgaline değinecek olursak, Kırım’ın Rusya tarafından işgal edilmesi, tıpkı Karabağ’ın Ermenistan veyahut da Kerkük’ün IKBY tarafından işgal edilmek istenmesi gibi bir meseledir. Sekiz yıldır öz vatanlarından uzakta yaşayan Kırımlılar, kendi öz yurtlarından doğru dürüst nefes alamamışlardır. SSCB tarafından 1944’te yapılan sürgünün aynısı şu anda da Kırım’ın gerçek sahibine yapılmıştır. Cengiz Dağcı gibi birisi nasıl sürgün edildiyse, bugün de Kırım Tatarlarının Millî lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu edilmiştir. Ya da Refat Çubarov’un öz yurdunda girişi yasak olsa bile, bu sadece bir süreliktir. Bizler de 20 yıl boyunca Kerkük’ten Türkmeneli’den uzakta hapislerde yaşadık. Ancak yine de bizlere o zulmü yaşatanlar gitti. Türkmeneli, Kerkük bizim öz yurdumuz olarak kaldı. Nariman Celal’in durumu aynı bizim gibidir. Hiçbirimiz yeise kapılmamalıyız. Umudumuz her zaman olmalıdır.

Bizlere Kırım’ın derdini oradaymışçasına anlatan Cengiz Dağcı, “Bize Tatar diyorlar, Çerkez diyorlar, Türkmen diyorlar, Kazak diyorlar, Özbek diyorlar, Azer diyorlar, Karakalpak, Çeçen, Uygur, Kabardı, Başkırt, Kırgız diyorlar. Bunlar hep yalan! Deniz parçalanamaz" demiştir. Onlar bir göl, bizler engin bir deniziz. Bu mefhumda olmalıyız hepimiz.

Az önce de dediğim gibi Kırım Tatarlarımız, kendilerini asla yeise bulandırmasınlar. Güçlü olduklarını ve o bölgenin her zaman sahibi olacakları gerçeğini yitirmesinler. Bizler, elimizden geldiği kadar Kırım’ın sesi olmaya çabalıyoruz. Kerkük ne ise, Akyar da aynıdır. Altunköprü, Aluşta’dır. O yüzden Aluşta özgürlüğüne kavuşmalı ve Aluşta’dan esen yeller, bizim içimizdeki odları söndürmelidir.

Rusya’nın yakın ve uzak tarihten beri her zaman Kırım Yarımadası'na hükmetmeye çalışmasına hepimiz şahit olduk.

"TEK DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ KIRIM'IMIZDIR

Dünyanın dikkatle takip ettiği Rusya-Ukrayna arasındaki gerilim tırmanıyor. Rusya Federasyonu, uluslararası kuruluşların ifadesine göre 120 bine yakın muharip gücünü Ukrayna sınırlarında konuşlandırdı. Kırım’ı ve Ukrayna’nın doğusunu işgal eden Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırgan politikaları karşısında sizin önceki gün Mustafa Aga’ya hitaben destek ifade eden sözlerinizi göz önüne alırsak, Kırım Tatarlarına desteğinizi nasıl ifade edersiniz?

Dünyanın dikkatle ve bizim şüpheyle takip ettiğimiz Rusya ile Ukrayna arasındaki krizde tek düşündüğümüz Kırım’ımızdır. Kırımlı kardeşlerimizin tekrardan bir sıkıntıya düşmelerini istemeyiz açıkçası. Rusya’nın yakın ve uzak tarihten beri her zaman Kırım Yarımadasına hükmetmeye çalışmasına hepimiz şahit olduk. Kırım’ın bir savaş alanına dönmemesi için ortada bir müzakere yapılması kanaatindeyiz. Bir savaşın olması durumunda Kırım’ımız bir başka yıkıma daha dayanamayabilir. Gerektiği zaman diplomaside kendimizi ispat etmeli ve diyalogla neleri başarabileceğimizi hepimiz ispat etmeliyizdir. Rusya bugün askeri gücüne güveniyor olabilir ancak orada yurdu için Ukrayna tarafında savaşacak bir sürü Kırımlının olduğunu da unutmamalıdır.

 "HER BİRİMİZ, BİR DİĞERİNİN DERDİNİ ÖZ DERDİ OLARAK BİLMELİYİZ"

Bugün gerek Kırım olsun gerek Doğu Türkistan olsun gerek Suriye, Irak ve Afganistan’daki Türk yurtlarında işgal, asimilasyon, sindirme ve baskı politikaları devam ediyor. Bu hususta Türk dünyasına ne gibi mesajlar verirsiniz?

Mesajımız bütün Türk dünyasındadır. Bizim aramızda ne bölge, ne din, ne de mezhep ayrımı olmamalıdır. Hepimiz yüce Türk milletinin birer fertleriyiz. Bu yüzden her birimiz, bir diğerimizin derdini öz derdi olarak bilmeliyizdir. Bizler geçtiğimiz günlerde Mustafa Aga ile konuşup, Kırım’ın durumunu sorup sual ettik. Böyle olmamız gerekirken, asla ayrı düşmemeliyiz. Türkmeneli’de en ufak bir olay çıktığı zaman, bizlere Batı Trakya’dan Doğu Türkistan’dan ya da Güney Azerbaycan’dan telefonlar gelmektedir. Türkiye ve Azerbaycan’ı saymıyorum bile. Hepimiz kutsal Türk kimliği altında birleşmek zorundayız.

KIRIM TATAR HALKININ ANA VATANI KIRIM SEKİZ YILDIR RUS İŞGALİ ALTINDA

İşgalci Rus askerleri Kırım’a ilk olarak, 20 Şubat 2014 tarihinde girdi. Sekiz yıl önce sabahın erken saatlerinde plakaları sökülmüş askeri araçlar ve rütbe işaretleri taşımayan silahlı milisler Kırım’ın stratejik noktalarını ve hükûmet binalarını ele geçirmeye başladı. Rus propaganda medyalarında “Kırım Özsavunması” oldukları iddia edilen, kamuflaj giymelerinden hareketle “kibar yeşil adamlar” olarak da adlandırılan Rus askerleri ve onların yanında gezen işbirlikçi milisler, yarımadanın kontrolünü yasa dışı olarak ele geçirdi. Rus propaganda mekanizmasınca işgal, sözde “bağlanma” adı altında legalleştirilmeye çalışılsa da dünya kamuoyu bu adımı asla tanımadı.

SİLAHLARIN GÖLGESİNDE SÖZDE REFERANDUM

Rus işgalinin akabinde 2014 yılının Mart ayında düzenlenen sözde referandumda Kırım sakinlerinin yarımadanın Rusya’ya bağlanması konusunda iradesini “özgürce” tecelli ettiği ileri sürüldü. Avrupa Birliği ülkeleri, ABD ve dünyanın birçok ülkesi, Kırım’da yapılan sözde “kendi kaderini belirleme referandumunun” sonuçlarını kabul etmeyi reddetti. Ukrayna, Kırım’ı geçici olarak işgal edilen bölgesi olarak kabul ediyor.

Ukrayna Parlamentosu resmi düzeyde, 20 Şubat 2014 tarihini Kırım ve Sivastopol’ün (Akyar) Rusya tarafından işgalinin başlangıç tarihi olarak kabul etti. Dönemin Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko, ilgili yasayı 7 Ekim 2015 tarihinde imzaladı. Avrupa Birliği (AB) ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Rusya’nın Kırım’ı işgal etmesi ve Ukrayna’ya yönelik politikası dolayısıyla Rusya Federasyonu’na karşı yaptırımlar uyguladı. Kırım’ın işgalinden sonra Ukrayna’nın Donbas bölgesinde Rusya tarafından desteklenen teröristler ile Ukrayna askerleri arasında çatışmalar başladı.

YARIMADADA 8 YILDIR BASKI VE ZULÜM DEVAM EDİYOR

Rus işgaliyle adeta “açık hava cezaevi”ne dönüşen Kırım yarımadası, bir yandan silahlandırma hamleleriyle dünyayı tehdit eden askeri bir üs haline getirildi. Diğer yandan da işgale direnen Kırımlılar baskı mekanizmasının sürekli hedefi haline geldi. Yarımadada 2014’ten beri Rus işgalini onaylamadıklarını ifade eden ve tutumlarıyla belirten Kırım Tatarları başta olmak üzere Ukrayna’ya bağlı kalmak isteyenler, kaçırılmalarla, düzmece davalarla, keyfi baskın ve sorgularla korkutulmaya çalışılıyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.