Sovyetlerin katlettiği büyük Türkistan aydını Süleyman Çolpan
Sovyetlerin katlettiği büyük Türkistan aydını Süleyman Çolpan
Sovyetlerin aydın soykırımına uğrayan büyük Türkistan şairi Süleyman Çolpan'ın portresi
Haber Giriş Tarihi: 04.10.2022 21:32
Haber Güncellenme Tarihi: 04.10.2022 21:32
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Özbekistan'da ömrü boyunca Türklük sevdası için mücadele eden ve bu uğurda canını veren Abdülhamid Süleyman Çolpan’ın şehit edilişinin 84. yıl dönümü.
Özbek edebiyatının önde gelen temsilcilerinden olan Çolpan, 1893 yılında Andican şehrinde dünyaya gelmiştir. Çolpan, onun eserlerinde kullandığı mahlası olup gerçek adı Abdülhamid Süleymanoğlu'dur.
O, tüm Türk lehçelerinin yanı sıra Arapça, Farsça ve Rusça da bilmektedir. İsmail Bey Gaspıralı, Mahmudhoca Behbudi ve Münevver Kaarı’nın da aralarında bulunduğu Ceditçilerin fikirlerinden etkilenmiştir. Bu doğrultuda Türk Dünyası kültürü ve edebiyatıyla yakından ilgilenmiştir.
İlk yazıları; Sada-yı Türkistan, Sada-yı Fergana ve Türkistan Vilayetinin Gazeti gibi yayın organlarında çıkan Çolpan’ın Oyġanış (Uyanış), Bulaklar (Pınarlar), Tañ– Sırları, Koşuklarım (Şarkılarım) ve Saz adında beş şiir kitabı vardır.
Devrin diğer ceditçileri gibi Osmanlı, Kazan, Azerbaycan Türk edebiyatlarını yakından takip etti. Türkiye’den Tevfik Fikret, Cenap Şahabettin, Mehmet Emin, Ziya Gökalp, Mehmet Akif gibi şair ve yazarları yakından tanıdı.
SOVYETLERİN VAAT ETTİĞİ “SÖZDE HÜRRİYETİ” İLK SEZENLERDEN OLDU
Abdülhamid Süleyman Çolpan, 1917-1918 yıllarında Kazan Orenburg’da “Vakit” Gazetesi’nde çalışırken Başkurt Millî Hükumeti Sekreterliği görevini de yürüttü.
Sovyetler Birliğinin vaat ettiği sözde hürriyetin hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini ilk sezenlerden oldu. Çolpan, yaklaşmakta olan felaketi ilk sezenlerden biri oldu.
ÇOLPAN’IN ŞİİRLERİNDE HÜRRİYET ÖZLEMİ
Güzel Türkistan sėnge nė boldu? (Güzel Türkistan, sana ne oldu?)
Şair aslında Türkistan'a ne olduğunu çok iyi bilmektedir: Türkistan bağımsızlığını kaybettiği için Tanrı milleti cezalandırdığını öne sürmüştür. Şaire göre, Özbek hanları Gök Tanrı'ya olan borçlarını unutmuş, Çolpan'ın vurguladığı üzere vatanlarını korumamışlardır. Bu nedenle onların nesilleri esaret zinciri altında ezilmektedir. Bağımsızlığın kıymetini bilmeyen ata-babalar da bu durumdan sorumlu olduğunu mısralara dökmüş. Şair adeta bir sosyolog gibi milletin sorununu tespit ederek, aynı zamanda kendince bir kurtuluş yolu bulmaya çalışmış. Bu yol da yine geçmişe sığınmaktan ve ondan ders almaktan geçtiğini Buzõlgan ülkege (Bozulan ülkeye) adlı şiirinde yer vermiştir:
"Gel, gözlerinin yaşını silip alayım, Gel, yaralı tenlerini sorayım, şefkatle sarayım… Niçin devrilen, yıkılan Ağır tacın zehirli oku göğsünde? Niçin düşmanlarını bir zamanlar Yok edici demirli öç yok sende? Hey, hiçbir esareti kabul etmeyen hür ülke, Niye senin boğazını söküp durur bu gölge? )" (Karakaş, 2000: 312).
Şair “Ḳur yengi davlat yavlar ortansın mısralarıyla ise halkından adeta demir dağı yeniden eritmelerini isteyerek onları çağdaş bir Ergenekon yaratmaya teşvik etmektedir. Zira artık ortada bir gölge olarak kalan zehirli bir taç (güçsüzleşen Sovyetler Birliği) vardır. Atalarının sahip olduğu “demirli öç elbette onlarda da vardır, tek yapılması gereken harekete geçmektir. Çolpan’ın üzerine düşen ise halkı bilinçlendirmek ve tarihlerindeki kutlu zaferleri anımsatarak yüreklendirmektir.
Ceditçi Çolpan, bağımsızlık yolunu fikirleriyle bir yıldız gibi aydınlatmaya çalışmış. Bu doğrultuda geçmişte yapılan hataları tespit eden şair, kurtuluşun yolunu da yine geçmişe ve geçmişte kazanılan görkemli zaferlere sığınmakta bulmuştur. Amacı milletin bu hataların farkına vararak kendisine gelmesini ve silkinerek ayağa kalkmasını sağlamaktır.
Özgürlük yolunu aydınlatan bu büyük rehberin halkından beklentisi ise çağdaş bir Ergenekon yaratarak yeni bir devlet kurmasıdır. Ancak şairin bu hayali kendisi hayatta iken gerçekleşmez. O, bu bağlamda öldükten sonra ünlenen ve amacına ulaşan sanatçılarla adeta ortak bir kaderi paylaşmıştır (İçel, 2019:141-143)
Kaynak:
Karakaş, Şuayip (2000); Çolpan, Başlangıcından Günümüze Kadar Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi (Nesir-Nazım) 15 / Özbek Edebiyatı II, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, s. 311-315.İçel, Hatice (2019); Çolpan'ın Şiirlerinde Özgürlük Özlemi ve Çolpan Yıldızı İmgesi. AKRA KÜLTÜR SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİ. ss.135-147
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Sovyetlerin katlettiği büyük Türkistan aydını Süleyman Çolpan
Sovyetlerin aydın soykırımına uğrayan büyük Türkistan şairi Süleyman Çolpan'ın portresi
Özbekistan'da ömrü boyunca Türklük sevdası için mücadele eden ve bu uğurda canını veren Abdülhamid Süleyman Çolpan’ın şehit edilişinin 84. yıl dönümü.
Özbek edebiyatının önde gelen temsilcilerinden olan Çolpan, 1893 yılında Andican şehrinde dünyaya gelmiştir. Çolpan, onun eserlerinde kullandığı mahlası olup gerçek adı Abdülhamid Süleymanoğlu'dur.
O, tüm Türk lehçelerinin yanı sıra Arapça, Farsça ve Rusça da bilmektedir. İsmail Bey Gaspıralı, Mahmudhoca Behbudi ve Münevver Kaarı’nın da aralarında bulunduğu Ceditçilerin fikirlerinden etkilenmiştir. Bu doğrultuda Türk Dünyası kültürü ve edebiyatıyla yakından ilgilenmiştir.
İlk yazıları; Sada-yı Türkistan, Sada-yı Fergana ve Türkistan Vilayetinin Gazeti gibi yayın organlarında çıkan Çolpan’ın Oyġanış (Uyanış), Bulaklar (Pınarlar), Tañ– Sırları, Koşuklarım (Şarkılarım) ve Saz adında beş şiir kitabı vardır.
Devrin diğer ceditçileri gibi Osmanlı, Kazan, Azerbaycan Türk edebiyatlarını yakından takip etti. Türkiye’den Tevfik Fikret, Cenap Şahabettin, Mehmet Emin, Ziya Gökalp, Mehmet Akif gibi şair ve yazarları yakından tanıdı.
Abdülhamid Süleyman Çolpan, 1917-1918 yıllarında Kazan Orenburg’da “Vakit” Gazetesi’nde çalışırken Başkurt Millî Hükumeti Sekreterliği görevini de yürüttü.
Sovyetler Birliğinin vaat ettiği sözde hürriyetin hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini ilk sezenlerden oldu. Çolpan, yaklaşmakta olan felaketi ilk sezenlerden biri oldu.
ÇOLPAN’IN ŞİİRLERİNDE HÜRRİYET ÖZLEMİGüzel Türkistan sėnge nė boldu? (Güzel Türkistan, sana ne oldu?)
Sahar vaktida gülleriñ soldu, (Seher vaktinde güllerin soldu)
Şair aslında Türkistan'a ne olduğunu çok iyi bilmektedir: Türkistan bağımsızlığını kaybettiği için Tanrı milleti cezalandırdığını öne sürmüştür. Şaire göre, Özbek hanları Gök Tanrı'ya olan borçlarını unutmuş, Çolpan'ın vurguladığı üzere vatanlarını korumamışlardır. Bu nedenle onların nesilleri esaret zinciri altında ezilmektedir. Bağımsızlığın kıymetini bilmeyen ata-babalar da bu durumdan sorumlu olduğunu mısralara dökmüş. Şair adeta bir sosyolog gibi milletin sorununu tespit ederek, aynı zamanda kendince bir kurtuluş yolu bulmaya çalışmış. Bu yol da yine geçmişe sığınmaktan ve ondan ders almaktan geçtiğini Buzõlgan ülkege (Bozulan ülkeye) adlı şiirinde yer vermiştir:
"Gel, gözlerinin yaşını silip alayım,
Gel, yaralı tenlerini sorayım, şefkatle sarayım…
Niçin devrilen, yıkılan
Ağır tacın zehirli oku göğsünde?
Niçin düşmanlarını bir zamanlar
Yok edici demirli öç yok sende?
Hey, hiçbir esareti kabul etmeyen hür ülke,
Niye senin boğazını söküp durur bu gölge? )" (Karakaş, 2000: 312).
Şair “Ḳur yengi davlat yavlar ortansın mısralarıyla ise halkından adeta demir dağı yeniden eritmelerini isteyerek onları çağdaş bir Ergenekon yaratmaya teşvik etmektedir. Zira artık ortada bir gölge olarak kalan zehirli bir taç (güçsüzleşen Sovyetler Birliği) vardır. Atalarının sahip olduğu “demirli öç elbette onlarda da vardır, tek yapılması gereken harekete geçmektir. Çolpan’ın üzerine düşen ise halkı bilinçlendirmek ve tarihlerindeki kutlu zaferleri anımsatarak yüreklendirmektir.
Ceditçi Çolpan, bağımsızlık yolunu fikirleriyle bir yıldız gibi aydınlatmaya çalışmış. Bu doğrultuda geçmişte yapılan hataları tespit eden şair, kurtuluşun yolunu da yine geçmişe ve geçmişte kazanılan görkemli zaferlere sığınmakta bulmuştur. Amacı milletin bu hataların farkına vararak kendisine gelmesini ve silkinerek ayağa kalkmasını sağlamaktır.
Özgürlük yolunu aydınlatan bu büyük rehberin halkından beklentisi ise çağdaş bir Ergenekon yaratarak yeni bir devlet kurmasıdır. Ancak şairin bu hayali kendisi hayatta iken gerçekleşmez. O, bu bağlamda öldükten sonra ünlenen ve amacına ulaşan sanatçılarla adeta ortak bir kaderi paylaşmıştır (İçel, 2019:141-143)
Kaynak:
Karakaş, Şuayip (2000); Çolpan, Başlangıcından Günümüze Kadar Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi (Nesir-Nazım) 15 / Özbek Edebiyatı II, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, s. 311-315.İçel, Hatice (2019); Çolpan'ın Şiirlerinde Özgürlük Özlemi ve Çolpan Yıldızı İmgesi. AKRA KÜLTÜR SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİ. ss.135-147Son Haberler