SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Kırgızistan

QHA - Kırım Haber Ajansı - Kırgızistan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kırgızistan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Uzman tarihçi Halil Can Akgün: Kırım petroglifleri bozkır kültürünün Batı'ya uzanan taş belleğidir Haber

Uzman tarihçi Halil Can Akgün: Kırım petroglifleri bozkır kültürünün Batı'ya uzanan taş belleğidir

"Avrasya Kaya Resimlerinde Türk Kültür ve Mitolojisi" isimli kitabın yazarı uzman tarihçi Halil Can Akgün, Türk mitolojisi ile kaya resimleri arasındaki bağlantıyı, Kaya resimlerinin hangi bölgelerde farklılık gösterdiğini, Türk mitolojisinin kaya resimlerinde sembolik olarak en sık karşılaşılan temalarını, Kırım bölgesinde ve Karadeniz’in kuzeyinde yer alan petrogliflerin Türk kültür mirası açısından nasıl bir önem taşıdığını ve Türk mitolojisinin kaya resimlerinde sembolik olarak en sık karşılaşılan temaları Kırım Haber Ajansına (QHA) anlattı. AKGÜN: GÖK TANRI İNANCI KAYA RESİMLERİNDE GÖRSEL BİÇİMLERE DÖNÜŞÜR Kaya resimlerinin, aslında mitolojinin en erken biçimlerinden biridir olduğunu belirten Halil Can Akgün, "Henüz yazının olmadığı dönemlerde insanlar dünyayı, inançlarını ve kozmolojik tasavvurlarını bu taş yüzeylere kazıyarak anlatmışlardır. Türk mitolojisindeki Gök Tanrı inancı, hayat ağacı, kutsal dağ, su ruhları, hayvan ata kültü gibi birçok temel motifle kaya resimlerinde görsel biçimlere dönüşür. Özellikle Türkistan steplerinde görülen güneş başlı şaman figürleri, göğe yükselişi simgeleyen dağ keçileri veya at kültü etrafında şekillenen sahneler, doğrudan mitolojik bir düşünce sisteminin izlerini taşır." ifadelerini kullandı. Bu resimlerdeki figürlerin yalnızca gündelik yaşamı betimlemediğini, aynı zamanda insan ile doğa, ruhlar ve evren arasındaki kutsal ilişkiyi anlattığını kaydeden uzman, "Türk mitolojisinin sözlü gelenekte yer alan anlatılarıyla kaya sanatı arasındaki paralellikler, bize o dönem insanının evreni anlamlandırma biçimini gösterir. Yani kaya resimleri, hem mitolojik bilincin erken bir ifadesi hem de Türk kültürünün köklerine ışık tutan görsel bir dil olarak değerlendirilmelidir." değerlendirmesinde bulundu. "KAYA RESİMLERİ YALNIZCA BİR SANAT DEĞİL, AYNI ZAMANDA KÜLTÜREL SÜREKLİLİĞİ BELGELEYEN BİR TARİHSEL HAFIZA BİÇİMİDİR" Kaya resimlerinin Altaylar’dan Sibirya’ya, Türkistan bozkırlarından Anadolu’ya kadar geniş bir coğrafyada var olduğunu ve her bölgenin kendi çevresel koşulları, inanç sistemi ve tarihsel süreçleri doğrultusunda farklı üsluplar geliştirdiğini kaydeden Akgün, şöyle devam etti: Örneğin Altay ve Sayan Dağları çevresindeki petrogliflerde daha çok av sahneleri, şaman figürleri ve kozmik semboller görülür. Bu bölgedeki resimler, doğa ve ruh dünyası arasındaki bağı çok belirgin biçimde yansıtır. Kazakistan ve Kırgızistan’daki örnekler daha dinamik sahneler içerir; atlı savaşçılar, arabalar ve güneş motifleri bu bölgelerde oldukça yaygındır. Anadolu’ya gelindiğinde ise kaya resimleri yerel kültürlerle etkileşim içinde yeni biçimler alır; özellikle Türkistan ve Doğu Anadolu’daki örneklerde hem Türkistan kökenli simgeler hem de yerel inanç unsurları birlikte görülür. Bu çeşitlilik, aslında tek bir inanç sisteminin farklı coğrafyalarda aldığı biçimleri gösterir. Türk mitolojik düşüncesinin ana temaları -gökyüzü, hayvan ruhları, atalar kültü, doğa kutsallığı- değişmeden kalır, ancak bu temalar her bölgenin kendi sembolik diliyle yeniden yorumlanır. Bu yüzden kaya resimleri yalnızca bir sanat değil, aynı zamanda kültürel sürekliliği belgeleyen bir tarihsel hafıza biçimidir. "KURT, TÜRK MİTOLOJİSİNDE SADECE BİR HAYVAN DEĞİL, AYNI ZAMANDA BİR ATADIR" Akgün, gördüğü kaya resimleri arasında hangisinin kendisini en çok etkilediği sorusunu, "Beni en çok etkileyen tasvirlerden biri, kurt başlı sancak taşıyan bir süvari figürüydü. Bu sahne ilk bakışta bir savaşçıyı gösteriyor gibi görünse de, aslında çok daha derin bir anlam taşır. Kurt, Türk mitolojisinde sadece bir hayvan değil, aynı zamanda bir atadır; soyun rehberi, yeniden doğuşun ve dirilişin simgesidir. Bu yüzden sancakta yer alması, topluluğun hem koruyucusunu hem de kökenini temsil eder. Bu figür bana Ergenekon ve Türeyiş destanlarındaki Bozkurt motifini hatırlatıyor. Her iki destanda da kurt, insan soyunu karanlıktan çıkaran, yol gösteren, hatta yeniden doğuran bir varlıktır. Kaya yüzeyine kazınmış bu süvari figürü, sanki o mitolojik anlatının görsel bir yankısı gibidir. Süvarinin taşıdığı kurt başlı sancak, bir savaş sembolü olmanın ötesinde, insanla kutsal arasındaki bağın, yani 'Aşina soyunun' göksel kökeninin ifadesidir. Taşa kazınan bu sahneye baktığınızda, yalnızca bir savaş sahnesini değil, aynı zamanda bir kimliğin doğuşunu görürsünüz. Bu yüzden o figür benim için hem tarih hem mitoloji, hem de köklerin sessiz ama görkemli bir hatırlatıcısıdır." şeklinde yanıtladı. "TÜRK KAYA SANATI YALNIZCA GÖRSEL BİR ANLATIM BİÇİMİ DEĞİL, MİTOLOJİK EVREN TASAVVURUNUN TAŞA KAZINMIŞ HALİ GİBİDİR" Türk mitolojisinin, doğa ile insan arasındaki kutsal dengeye dayandığını, bu yüzden kaya resimlerinde de en sık karşılaşılan temaların gökyüzü, hayvan ruhları, hayat ağacı, güneş ve ay gibi kozmik semboller etrafında şekillendiğini belirten uzman, her birinin, o dönemin insanının evreni anlamlandırma biçimini görsel dile dönüştürdüğünü kaydederek şunları söyledi: Gök Tanrı inancının etkisiyle güneş ve ışınlı başlı figürler sıkça betimlenir; bunlar çoğu zaman göğe dua eden ya da trans hâlinde tasvir edilen şamanlarla birlikte görülür. Hayat ağacı ise hem evrenin dikey düzenini hem de ruhların göğe yükselişini simgeler. Dağ keçisi, geyik ve at gibi hayvanlar yalnızca av sahnelerinin unsurları değildir; aynı zamanda ruhsal rehberler, totemik koruyucular ve kozmik geçişlerin simgeleridir. At motifi, özellikle dikkat çekicidir çünkü hem öte âleme geçişi hem de göçebe yaşamın kutsallığını temsil eder. Kurt figürü ise en eski dönemlerden beri soyun koruyucusu, dirilişin ve yol göstericiliğin sembolüdür. Bunların yanı sıra güneş diskleri, üç katlı evreni anlatan kompozisyonlar, insan-hayvan karışımı figürler ve dans eden ya da dua eden topluluk sahneleri de mitolojik düşüncenin ritüel yansımaları olarak karşımıza çıkar. Kısacası, Türk kaya sanatı yalnızca görsel bir anlatım biçimi değil, mitolojik evren tasavvurunun taşa kazınmış hali gibidir; her figür, bir inancın, bir kozmolojinin ve bir kimlik bilincinin sembolik izini taşır. "KIRIM PETROGLİFLERİ, YALNIZCA TARİHSEL BİR İZ DEĞİL, AYNI ZAMANDA KÜLTÜREL SÜREKLİLİĞİ BELGELEYEN SESSİZ ANLATICILARDIR" Kırım'da ve Karadeniz’in kuzeyinde yer alan petrogliflerin Türk kültür mirası açısından taşıdığını öneme değinen Akgün, "Kırım ve Kuzey Karadeniz bölgesi, Türk kültür tarihinin yalnızca göç yollarından biri değil, aynı zamanda çok erken dönemlerden itibaren yerleşilmiş, güçlü kültürel katmanlar taşıyan bir sahadır. Bu bölgedeki kaya resimleri, Türkistan ile Doğu Avrupa arasındaki bağlantıyı izlemek açısından son derece değerlidir. Özellikle İskit-Saka ve daha sonraki Hun ve Kıpçak topluluklarının izlerini taşıyan figürler, hem üslup hem de sembolik içerik bakımından Türkistan petroglif geleneğiyle belirgin paralellikler gösterir." değerlendirmesinde bulundu. "Kırım’daki kaya resimlerinde sıkça karşılaşılan atlı figürler, hayvan mücadele sahneleri ve güneş sembolleri, bozkırın kozmolojik dünyasının bu bölgeye taşındığını gösterir." diyen Akgün, şu ifadeleri kullandı: At kültünün güçlü varlığı, savaşçı toplulukların sadece askerî hayatını değil, ruhani evrenlerini de yansıtır. Yine bazı tasvirlerde kurt, boynuzlu hayvanlar ve şamanik pozlar dikkat çeker; bunlar hem İskit hem de erken Türk topluluklarının ortak inanç dairesinin görsel izleridir. Bu sahalar Türk kültür mirası açısından şu nedenle önemlidir: Bozkırın mitolojik sembollerinin Türkistan’dan Karadeniz’in kuzeyine, oradan Balkanlara kadar uzanan sürekliliğini gösterir. Yani kültürel bir 'köprü' işlevi görür. Kırım’daki petroglifler, sadece yerel bir geleneğin ürünü değil; Avrasya bozkırlarının ortak sembolik dünyasının batı ucundaki taş belleğidir. Böylece hem Saka sanatının hem de erken Türk topluluklarının kozmolojik anlayışının uzun mesafeli etkileşimlerle nasıl yayılıp biçim değiştirdiğini anlamamıza imkân verir. Bu yüzden Kırım ve Kuzey Karadeniz petroglifleri, Türk kültür kapsayıcılığı içinde yalnızca tarihsel bir iz değil, aynı zamanda kültürel sürekliliği belgeleyen sessiz anlatıcılardır. Taş üzerindeki her çizgi, bozkırın hem inanç hem kimlik taşımış olan eski topluluklarının göç yollarını hâlâ görünür kılar. "TÜRKİSTAN VE KARADENİZ’İN KUZEYİNDEKİ PETROGLİFLER, DOĞAL AŞINMA, İKLİM KOŞULLARI VE İNSAN ETKİSİ NEDENİYLE CİDDİ TEHDİT ALTINDA" Son olarak günümüzde kaya resimlerinin korunması ve bilimsel olarak incelenmesi konusunda yeterli çalışma yapılıp yapılmadığını değerlendiren uzman, "Maalesef kaya resimleri hâlâ yeterince korunmuş değil ve bilimsel araştırmalar açısından birçok eksiklik mevcut. Özellikle Türkistan ve Karadeniz’in kuzeyindeki petroglifler, doğal aşınma, iklim koşulları ve insan etkisi nedeniyle ciddi tehdit altında. Türkiye’de ve bazı bölgelerde koruma çalışmaları yapılmakla birlikte, bunlar genellikle yerel ölçekte kalıyor ve sistematik bir envanterleme, belgelenme ve dijital arşivleme sürecinden yoksun. Bilimsel araştırmalar da genellikle saha çalışmalarına dayanıyor; ancak kaya resimlerinin bütüncül bir şekilde analiz edilmesi, karşılaştırmalı ikonografik çalışmaların yapılması ve mitolojik bağlamlarının detaylı olarak yorumlanması hâlâ sınırlı. Modern yöntemler -3D tarama, dijital restorasyon, spektroskopik analizler- daha sık kullanılabilir ve kullanılmalı; çünkü bu sayede hem görsellerin korunması sağlanır hem de tarihsel ve kültürel yorumlar daha güvenilir bir temele oturtulabilir. Özetle, kaya resimleri hem Türk kültür mirası hem de evrensel arkeoloji açısından büyük bir değere sahip; ancak korunmaları ve bilimsel olarak incelenmeleri için hâlâ kapsamlı, disiplinler arası ve uzun vadeli çalışmalara ihtiyaç var." dedi.

Kırgızistan'da çevre felaketine yol açtı: Çinli CEO tutuklandı Haber

Kırgızistan'da çevre felaketine yol açtı: Çinli CEO tutuklandı

Türkistan coğrafyasındaki nüfuzunu artırarak, Türk dünyası kentlerindeki çeşitli alanlarda tehdit yaratan Çin, çevre felaketine neden oldu. Barron's News'in AFP'ye dayandırdığı haberine göre Kırgızistan'da yapılan bir kamuoyu araştırması sonucunda altın madenciliği şirketinin Çinli Genel Müdürünün (CEO) tutukluluğuna karar verildi. Şirketin Kırgızistan'da büyük ölçekli bir çevre felaketine yol açtığı kaydedildi. Kırgızistan güvenlik servisinden yapılan açıklamada Kemin Kaynak Grubu CEO'sunun binlerce metrekarelik alana zarar verdiği ve yetkililere yanlış bilgi vererek bir madeni yönettiği bildirildi. Açıklamada faaliyetlerin bölgeye ciddi düzeyde hasar verdiğinin altı çizildi. Global Times'ın gündeme taşıdığı haberinde Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada, "İlgili raporları dikkate aldık ve Kırgızistan'daki Çin Büyükelçiliği durumu daha ayrıntılı olarak inceliyor ve bilgi ediniyor." ifadelerine yer verdi. KIRGIZİSTAN'DA HALK ÇİNLİ YATIRIMCILARI İSTEMİYOR Milyonlarca yatırım yaparak Kırgızistan'da altyapı projelerine finansman sağlayan Çin, kritik mineralleri hedefleyerek madencilik alanındaki çalışmalara öncelik veriyor. Kırgızistan'da halk, Çinli işçilerin ülkeye gelmesine, Çinli şirket ve fabrikaların açılmasına tepki gösteriyor. Bu bağlamda Çinlilerin ülkeye gelişi ile birlikte fiyatların ve çevre kirliliğinin arttığı vurgulanıyor.

Rusya’ya uzanan milyar dolarlık kara para ağı deşifre edildi! Haber

Rusya’ya uzanan milyar dolarlık kara para ağı deşifre edildi!

Birleşik Krallık Ulusal Suç Ajansı (NCA), milyar dolarlık kara para aklama ağlarının Rusya’nın Ukrayna’daki savaşını desteklemek için kullanıldığını açıkladı. NCA’ya göre, Birleşik Krallık’ta faaliyet gösteren bir ağ, yaptırımları delmek amacıyla Kırgızistan’daki bir bankada kontrol hissesi satın aldı. “OPERATİON DESTABİLİSE” SORUŞTURMASI Reuters haber ajansının gündeme taşıdığı habere göre, NCA, uluslararası kara para aklama ağlarına yönelik yürütülen “Operation Destabilise” adlı soruşturmanın ikinci aşamasında elde edilen bulguları kamuoyuyla paylaştı. Ajans, sokak suçlarından elde edilen nakit paranın kripto paraya dönüştürülerek uyuşturucu ticareti, organize suç ve devlet destekli faaliyetlerle bağlantılı hale getirildiğini vurguladı. NCA ve ABD Hazine Bakanlığı, geçen yıl Aralık ayında "TGR" ve "Smart" adlı iki ağın zengin Ruslar tarafından yaptırımları aşmak için kullanıldığını açıklamıştı. Londra, bu ağların uyuşturucu kaçakçıları, casuslar ve organize suç grupları için “nakit-kripto takası” yaptığını bildirmişti. KÜRESEL OPERASYON: 128 GÖZALTI, MİLYONLARCA STERLİN EL KONULDU NCA’nın verilerine göre, ABD, Fransa, İspanya ve İrlanda gibi ülkelerle yürütülen küresel operasyon kapsamında bugüne kadar 128 kişi gözaltına alındı. İngiltere’de ise 25 milyon sterlin (33 milyon ABD doları) değerinde nakit ve kripto paraya el konuldu. ABD Hazine Bakanlığı, geçen yıl bu grupların üyelerine yaptırım uygulamıştı. KIRGIZİSTAN BAĞLANTISI NCA, TGR’nin Kırgızistan’daki Keremet Bank’ta çoğunluk hissesinin satın alınmasıyla bağlantılı olduğunu açıkladı. ABD Hazine Bakanlığı, ocak ayında bu satışın Rusya’nın ticari ödemeleri için bir “yaptırım aşma merkezi” oluşturmayı amaçladığını bildirmişti. Keremet Bank ise karara itiraz edeceğini duyurdu. NCA, bankadaki hisselerin, ABD tarafından yaptırım uygulanan Ukrayna vatandaşı George Rossi ile bağlantılı bir şirket tarafından tutulduğunu belirtti. Rossi’nin TGR ağının başında olduğu düşünülüyor. NCA Ekonomik Suçlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Sal Melki, “Bugün bu ağların ne kadar büyük ölçekle çalıştığını ortaya koyuyoruz. Toplumlarımızdaki suçlarla, sofistike organize suçlular ve devlet destekli faaliyetler arasında doğrudan bir çizgi çekiyoruz” dedi.

Türk dünyası belgeselleri Kırgızistan’da seyirciyle buluştu Haber

Türk dünyası belgeselleri Kırgızistan’da seyirciyle buluştu

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) desteğiyle düzenlenen 10. Türk Dünyası Belgesel Film Festivali’nde ödül kazanan yapımlar için Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesinde (KTMÜ) özel gösterim düzenlendi. Türk dünyasının ortak kültürel mirasını belgeleyen yapımlar, TİKA’nın katkılarıyla KTMÜ İletişim Fakültesi Artıkbay Sundikov Sinema Salonu’nda düzenlenen özel gösterimde sinemaseverlerle buluştu. Gösterim törenine, Türk Dünyası Gazeteciler Federasyonu Başkanı ve Festival Direktörü Menderes Demir, KTMÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmet Altıntaş, Kırgızistan Sinemacılar Birliği Başkanı Taalaybek Kulmendeev, TİKA Kırgızistan Koordinatörü Mehmet Bodur, Türkiye Cumhuriyeti Bişkek Kültür ve Tanıtma Müşaviri Solmaz Haberal, Kırgızistaan Enformasyon ve Gençlik Politikası Bakanlığı Sinematografi Departmanı Genel Müdürü Talantbek Tölöbekov, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Bu yıl festivale 215 film başvururken, 146 yapım tema ile uyumlu bulunarak yarışmaya kabul edildi. “Öğrenci Belgeseli” kategorisinde KTMÜ'den beş öğrenci finale kaldı. Seyitbek Makaleev “Akış” filmiyle birincilik ödülünü kazanırken, Guliza Abdıkamilova “Dağ Çocukları” filmiyle ikincilik ödülünü aldı. Nurayım Marat Kızı ise “İlhamın Sırrı” adlı filmiyle “Türk Dünyası Temalı Film” özel ödülüne layık görüldü. Program sonunda, festivalde ödül alan beş film seyirciyle buluşturuldu. TİKA’nın desteğiyle düzenlenen etkinlik, Türk dünyasında genç sinemacıların yaratıcılığını teşvik etmeyi ve ortak kültürel bağların güçlendirilmesini hedefliyor.

Beyaz Saray'da tarihî C5+1 zirvesi Haber

Beyaz Saray'da tarihî C5+1 zirvesi

Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) öncülüğünde gerçekleştirilen C5+1 formatını kapsayan Beyaz Saray'daki toplantıya ABD Başkanı Donald Trump, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, Türkmenistan Cumhurbaşkanı Serdar Berdimuhammedov ve Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman katıldı. Trump zirve kapsamında, Ukrayna-Rusya Savaşı ve Rusya ve Çin'in Türkistan coğrafyasında devasa kaynaklar konusundaki politikasını sürdürdüğü dönemde liderle bir araya gelmesi dikkat çekti. Trump, ilk zirvenin ardından eski ABD Başkanı Joe Biden'ın Türkistan coğrafyasını ihmâl ettiğini, kendisinin gereken özeni gösterdiğini kaydetti. Ayrıca Kazakistan'ın Abraham Anlaşmaları'na katılmayı kabul ettiğini ve kısa sürede imza töreninin gerçekleştirileceğini dile getiren Trump, Tokayev'e teşekkür etti. Trump, bununla birlikte Kazakistan ile 17 milyar doları bulan ticari anlaşmalara imza attıklarını ve Kazakistan'ı ziyaret edebileceğini söyledi. Trump, bölgenin doğalgaz ve petrolün yanı sıra nadir elementler hususunda zengin olduğunu vurgulayarak, "Bu ülkeler bir zamanlar doğu ile batıyı birbirine bağlayan eski İpek Yolu'nun üzerinde yer alıyordu. Muhteşem, görkemli ve güzel bir tarih. Bugün de Avrasya'nın kalbindeki konumları onlara inanılmaz bir önem ve inanılmaz bir potansiyel kazandırıyor." yorumunda bulundu. Söz konusu ülkelerle ortaklığı her zamankinden daha iyi bir seviyeye taşıyacağının altını çizen Trump, bu ülkelerle karşılıklı yatırım sözü verdi. Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev ise "gösterdiği liderlik ve barışa katkılarından dolayı" ABD Başkanı Trump'a teşekkür etti. Tokayev, "Sayın Başkan, Beyaz Saray'da bu tarihi toplantıyı düzenlediğiniz için size içten teşekkürlerimi sunmak isterim. Sizin kararlı liderliğiniz altında, bu zirve ABD ile Orta Asya arasında yeni bir etkileşim döneminin başlangıcını işaret etmektedir." cümlelerini sarf etti. Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev de, "Sayın Trump, C5+1 sürecini yeniden başlatmak için yaptığınız kişisel katkıyı çok takdir ediyoruz. Daha önce hiçbir ABD başkanı Orta Asya'ya sizin gösterdiğiniz ilgiyi göstermemişti." dedi. Mirziyoyev, yalnızca Trump'ın Ukrayna-Rusya Savaşı'nı sonlandıracağına inandığını sözlerine ekledi. Tacikistan Cumhurbaşkanı Rahman ABD ile Türkistan coğrafyası arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine yönelik düzenlenen zirveden memnuniyet duyduğunu bildirdi. Rahman, bu ülkelerin zengin kaynaklara sahip olduğunu, hem ABD hem de Avrupa ülkeleriyle iş birliğine hazır olduklarını dile getirdi. Kırgızistan Cumhurbaşkanı Caparov ise Türkistan coğrafyasındaki ülkelerin iş birliklerini birçok alanda geliştirebildiğini, bu zirvenin de önemli dönüm noktalarından biri olduğunu kaydetti. Ticarî ve nadir elementler konusunda önemli iş bilriği imkânları olduğuna dikkat çeken Caparov, ABD ile yeni iş birliklerine hazır olduklarını belirtti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.