SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Ab

QHA - Kırım Haber Ajansı - Ab haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ab haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Orban Rus petrol ve gazı için Moskova'ya gidiyor Haber

Orban Rus petrol ve gazı için Moskova'ya gidiyor

Macaristan Başbakanı Viktor Orban, ülkenin enerji tedarikini ve Ukrayna gündemini konuşmak için Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le bir araya gelmek üzere bugün Moskova'ya uçtuğunu bildirdi. MACARİSTAN'DAN HAYALİ TALEP Petrol ve gaz tedarikinin Rusya'dan gelen boru hatları aracılığıyla Macaristan'ın enerji güvenliğini sağladığını söyleyen Başbakan Orban, "Geçen günlerde Macaristan'ın Rus enerji kaynaklarına yönelik ABD yaptırımlarından muaf tutulmasını sağlamak için Vaşington'a gittik: Başardık. Şimdi bir sonraki adımı atmalı ve Macaristan'a teslimatların kesintisiz devam etmesini garantilemeliyiz. İşte bu yüzden bugün Rusya'ya gidiyorum. Macaristan'ın enerji tedarikinin bu kış ve önümüzdeki yıl güvenli ve uygun fiyatlı kalmasını sağlamak için." bilgisini verdi. ROSNEFT VE LUKOİL’E YAPTIRIM Trump yönetimi, geçen hafta Rusya’nın devlet bağlantılı petrol şirketleri Rosneft ve Lukoil’e yaptırım uygulama kararı aldı. Bu adım, Hindistan, Çin ve Orta Avrupa’daki alıcılar da dahil olmak üzere yabancı müşterileri ikincil yaptırımlara maruz bırakabilecek nitelikte. Avrupa Birliği’nin (AB) çoğu üyesi, Moskova’nın 24 Şubat 2022’de Ukrayna’yı topyekûn işgal girişiminin ardından Rus fosil yakıtı ithalatını büyük ölçüde azaltırken ya da tamamen durdururken, Macaristan ve Slovakya boru hattı üzerinden yapılan petrol sevkiyatlarını sürdürdü.

Avrupa Parlamentosu: Ukrayna’nın barışı AB’siz, Avrupa’nın güvenliği Ukraynasız belirlenemez Haber

Avrupa Parlamentosu: Ukrayna’nın barışı AB’siz, Avrupa’nın güvenliği Ukraynasız belirlenemez

Avrupa Parlamentosu (AP), Avrupa Birliği’ni (AB) Avrupa güvenliği konusunda daha fazla sorumluluk almaya ve Ukrayna'da barışı desteklemede mümkün olduğunca proaktif olmaya çağırdı. Ayrıca barış anlaşması çerçevesinde Ukrayna’ya uzun vadeli güvenlik garantilerinin sağlanması, Rusya’nın dondurulmuş varlıklarıyla tazminat mekanizması oluşturulması ve ülkenin tam egemenlik ile toprak bütünlüğünün korunmasını gerektiği vurgulandı. AP'nin "Önerilen (barış) planına ilişkin AB pozisyonu ve Ukrayna için adil ve kalıcı bir barışın sağlanmasında AB'nin katılımı hakkında" başlıklı kararı dün 401 oyla kabul edildi. “AVRUPA’NIN GÜVENLİK MİMARİSİNE ZARAR VERİYOR” Kararda, AB ve üye devletlerin Avrupa kıtasının güvenliği konusunda “çok daha büyük sorumluluk” üstlenmesi gerektiği vurgulandı. AP, Ukrayna’ya uzun vadeli askerî, malî ve siyasî destek sağlanmasını ve ülkenin savunma kapasitesinin güçlendirilmesini istedi. Milletvekilleri, ABD’nin barış planı girişiminin AB'nin sürece dahil edilmeden şekillenmesinin “Avrupa’nın güvenlik mimarisindeki çıkarlarını zayıflattığını” belirtti. “UKRAYNA OLMADAN UKRAYNA HAKKINDA KARAR ALINAMAZ” Kararda, “Ukrayna’yı ilgilendiren hiçbir konu Ukrayna olmadan, Avrupa’yı ilgilendiren hiçbir konu Avrupa olmadan kararlaştırılamaz.” ifadesi yer aldı. ABD’YE “İKİRCİKLİ POLİTİKA” ELEŞTİRİSİ Kararda ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin çabalarının Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaşı durdurmayı amaçladığı kabul edilse de, Vaşington’un Kıyiv’e yönelik politikasındaki ambivalansın (ikircikli tutumun) kalıcı barışın sağlanmasını zorlaştırdığı vurgulandı. BARIŞ ANLAŞMASI İÇİN ŞARTLAR: GÜVENLİK GARANTİLERİ, EGEMENLİK, TAZMİNAT AP, üye devletlere dondurulmuş Rus varlıklarıyla güvence altına alınacak, hukuki ve finansal açıdan sağlam bir tazminat kredisi mekanizmasının derhal hayata geçirilmesi çağrısında bulundu. Milletvekilleri, herhangi bir barış anlaşmasının Ukrayna’nın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü güvence altına alması, savunma hakkına yönelik kısıtlamaları tamamen ortadan kaldırması ve NATO’nun 5. Maddesi ya da AB’nin 42(7) Maddesi'ne denk güvenlik garantileri içermesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca Ukrayna’nın kendi güvenlik ve siyasi ittifaklarını özgürce seçme hakkı olduğunun altı çizildi. Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik maddi ve manevi tüm zararları tamamen tazmin etmesi, tüm savaş esirlerinin, sivil tutukluların ve kaçırılan Ukraynalı çocukların geri dönmesi ve Rus birliklerinin Ukrayna’nın uluslararası tanınmış topraklarından tamamen çekilmesi gerektiği ifade edildi. BARIŞ GÜCÜ VE EK YAPTIRIM ÖNERİSİ AP, işgal altındaki bölgelerin Rus toprağı olarak tanınmasına yönelik her türlü girişimi reddetti ve temas hattı boyunca BM barış gücünün konuşlandırılmasını önerdi. Ayrıca NATO ve ABD’nin doğu kanadındaki varlığını korumasının bölgesel güvenlik için zorunlu olduğu ifade edildi. Kararda, bir barış anlaşması imzalanıp uygulanana kadar Rusya’ya yönelik hiçbir yaptırımın kaldırılamayacağı, Moskova’nın ciddi barış görüşmelerine katılmayı reddetmesi halinde ise “ekstra önemli yaptırımların” devreye sokulması gerektiği belirtildi.

Zafer Karatay, Dobruca’daki Kırım Tatar diasporasının güncel durumunu QHA'ya anlattı Haber

Zafer Karatay, Dobruca’daki Kırım Tatar diasporasının güncel durumunu QHA'ya anlattı

Emel Dergisi'nin isim babası, Dobruca’daki Kırım Tatar millî hareketinin öncüsü şair ve öğretmenin ideallerini yaşatmak için adına kurulan Mehmet Niyazi Kültür Derneği tarafından Köstence Tarih ve Arkeoloji Müzesi iş birliğinde tertip edilen, "Tarihte Güncellik: Kırım Tatarlarının Günümüzdeki Durumu ve Geleceğe Bakışı" konferansı vesilesiyle Dobruca bölgesine ziyarette bulunan, Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Türkiye Temsilcisi ve Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay; Dobruca’daki Kırım Tatar diasporası ve Rumen halkının Türkiye tutumu hakkında Kırım Haber Ajansına (QHA) özel değerlendirmelerde bulundu. ‘’TOPLUM ÖNDERLERİ TEDBİR ALMALI” Konferans vesilesiyle Dobruca’daki Kırım Tatarlarının genel durumunu bir kere daha yakından görme fırsatı elde ettiğini, hem Romanya hem Bulgaristan tarafındaki Dobruca’nın köylerine gittiğini belirten Karatay, "Maalesef, hem Romanya’daki hem de Bulgaristan’daki Kırım Tatar toplumunun kan kaybettiğini söyleyebilirim. Romanya ve Bulgaristan’ın Avrupa Birliği’ne girmesinden sonra pek çok Kırım Tatar genci, hatta aileler Avrupa Birliği ülkelerine gitmiş" dedi. Kırım Tatarlarının geleceği açısından endişesini dile getiren Karatay, "Benim dedemin doğduğu köy olan Karatay köyü, bir zamanlar Dobruca’nın en büyük köylerinden birisiydi fakat şimdi burada sadece üç veya dört Kırım Tatarı var. Bu köyde üç camiden bir tanesi ayakta ve birkaç gönüllünün gayretiyle tamir ediliyor ve yaşatmaya çalışıyor. O insanlar gittikten sonra buralara kim sahip çıkacak, gelecekte neler olacak? Çoğu köy sakininin çocukları geleceklerini başka yerlerde arıyorlar. Bunun gibi bir çok köyde ve kasabada benzeri durum var. Mesela, Şumnu’da 'Tatar Camisi' olarak da bilinen camiye gittik. Gittiğimizde öğlen ezanı okunuyordu. İmamla birlikte tek ben namaz kıldım. 20 yıla yakındır bu camide görev yapan imam, ‘Eskiden bu mahallede Kırım Tatarları çok olduğu için bu adla anılıyor camimiz ama şimdi üç dört hane ancak var. Gençler Avrupa'ya gidiyor, genel olarak gerek Kırım gerek Anadolu’dan gelip yerleşmiş bütün Türklerde böyle bir durum var' dedi. Kırım’ın Rusya tarafından işgali ve Ukrayna’daki savaştan sonra da oradaki insanlar; Avrupa ülkelerine, ABD'ye ve Kanada’ya gitti. Dobruca’da da durum böyle. Bu konuda toplum önderleri düşünmeli, tedbir almalı” şeklinde konuştu. KIRIM TATARLARININ KİMLİK MÜCADELESİ “Avrupa modası”nın sadece Romanya ve Bulgaristan için değil, Türkiye için de bir sorun olduğunu vurgulayan Karatay, “Elbette, gençlerimizin başka ülkelerde iyi üniversitelere gitmesi, eğitim almaları, bilgi ve görgülerini geliştirmeleri gerekir; bu çok da yararlı olur ama istikballerini o ülkelerde görmeleri ve temelli olarak gitmeleri son derece tehlikeli” dedi. “Türkiye’de nüfusumuz fazla olsa da Kırım’da ve Dobruca’da çok daha azız. Buralardaki kan kaybımızın oranı çok daha yüksek ve geleceğimiz için tehlikeli bir durum” değerlendirmesini yapan Karatay, Kırım Tatarlarının kimliğini kaybetmesinin, ailelerin ve toplumda faaliyet gösteren herkesin üzerine düşünmesi gereken ciddi bir konu olduğunun ve toplumun iç çekişmeleri bırakıp birlikte geleceğini kurtarmanın yollarını aramaları gerektiğinin altını çizdi. RUMEN HALKININ TÜRKİYE SEVGİSİ Rumen halkının Türkiye’ye karşı duyduğu sevgi ve sempatinin devam etmesi ve kuvvetlenmesi adına, Romanya’ya ziyarette bulunan Türk iş insanlarının tutum ve davranışlarının belirleyici olacağını dile getiren Karatay, Rumen halkının Türkiye’ye karşı olan tutumu üzerine şu ifadelere yer verdi: Romanya’da konferansa gelen akademisyenler ve müdürlerle sohbetlerimizden yola çıkarak Rumen halkının, genellikle Kırım Tatarlarına ve Türklere bakışının olumlu olduğunu söylemek mümkün. Kızıl Ordu, 1950’lerde Romanya’yı işgal ettikten sonra KGB mensuplarının emirleriyle sadece Kırım Tatarlarına ve Kırım davasına hizmet edenlere değil, Rumen halkına da büyük zulümler yaptı fakat daha sonra bu baskı giderek azaldı. Sovyetler Birliği ile kıyaslandığında kendi azınlıklarına en hoşgörülü davranan, geçmiş dönemlerde olduğu gibi yine Romanya olmuştur. Çavuşesku rejimi yıkıldıktan sonra Rumen halkında genel bir Türkiye sempatisinin ve sevgisinin olduğunu söylemek mümkün, bu durum da sevindirici. Romanya’nın Türklere bakışı için şunu da hatırlatayım: Romanya Müslüman Tatar Türkleri Demokratik Birliğinin kurucu başkanı ve Romanya’nın önde gelen Osmanlı tarihçilerinden Prof.Dr. Tasin Cemil, Romanya’nın Azerbaycan’daki ilk tam yetkili büyükelçisi olarak görevlendirildi, ardından da Türkmenistan’da büyükelçilik yaptı. Şu anda Romanya’nın Hindistan Büyükelçisi de Sena Latif adlı bir Kırım Tatar kızımız.

Lordlar Kamarası Üyesi Ricketss: Hiçbir barış planı, Ukrayna’nın topraklarını Rusya’ya vermesini talep etmemelidir Haber

Lordlar Kamarası Üyesi Ricketss: Hiçbir barış planı, Ukrayna’nın topraklarını Rusya’ya vermesini talep etmemelidir

İsveç’in başkenti Stockholm’de düzenlenen Uluslararası Kırım Platformu 4. Parlamenter Zirvesi'ne 70’ten fazla ülke ve uluslararası kuruluştan heyet katıldı. Ukrayna Parlamentosu Başkanı Ruslan Stefançuk ve İsveç Parlamentosu Başkanı Andreas Norlen başkanlığında düzenlenen bu yılki zirvenin gündemi, Ukrayna’ya verilen küresel desteğin pekiştirilmesi ve uluslararası toplumun Kırım’ın yasa dışı ilhakını tanımama yönündeki kararlılığının yeniden teyit edilmesi etrafında şekillendi. Katılımcılar, ayrıca Rusya’ya yönelik diplomatik ve siyasi baskının artırılmasına yönelik yeni adımları da değerlendirdi. “UKRAYNA’NIN HAYATİ MENFAATLERİ KORUNMALIDIR” Zirvede konuşan Lordlar Kamarası Avrupa İşleri Komisyonu Başkanı Peter Ricketts, 40 yıl boyunca Birleşik Krallık adına diplomatlık yaptığını ve uluslararası ölçekte bu kadar “tehlikeli ve öngörülemez” bir durumla karşılaşmadığını ifade ederek, “Çok kritik günlerden geçiyoruz; Ukrayna, sadece kendi bağımsızlığı ve onuru için değil, hepimizin güvenliği için savaşıyor” dedi. Rusya’nın 2022’de Ukrayna’ya karşı başlattığı topyekûn işgal girişiminden önce de Birleşik Krallık hükûmetlerinin Ukrayna’yı desteklediğini belirten Ricketss, Birleşik Krallık ile Ukraynalı yetkililerin birlikte çalıştığını, Birleşik Krallık’ın Ukrayna’ya cephane ve ekonomik destek sağlamak için üstün bir çaba gösterdiğini, Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer ve diğer Avrupalı liderlerin Zelenskıy ile sürdürülebilir bir barış inşa etmek için çalıştığını ifade ederek, “Eminim ki hepimiz, Ukrayna’nın şiddet ve yıkımın bitmesini ne kadar istediğini anlamaktayız. Stefançuk’un da dediği gibi, ‘Varılacak anlaşma, Ukrayna’nın onurunu ve bağımsızlığını korumalıdır’. Eğer bir ateşkes sağlanacaksa bu, herhangi bir dış müdahale olmadan Ukrayna ile müzakere edilmelidir ve Ukrayna’nın hayati menfaatleri korunmalıdır; 28 maddelik planın ise buna aykırı olduğu aşikârdır” değerlendirmesini yaptı. “PUTİN, ÇALDIĞI TOPRAKLARIN HUKUKEN TANINMASINI İSTİYOR” Müzakerelerin devam etmesini memnuniyetle karşılayan Ricketss, “(Ukrayna Cumhurbaşkanı) Zelenskıy’ın dediği gibi, ‘Putin, çaldığı toprakların hukuken tanınmasını istiyor’; kanaatimce asıl mesele de budur. Hiçbir barış planı, Ukrayna’nın topraklarını Rusya’ya vermesini talep etmemelidir” ifadelerini kullanarak, Rusya’nın Kırım’dan ve diğer bölgelerden çekilmesinin talep edilerek Birleşmiş Milletler (BM) Sözleşmesi’nin hayati ilkesine uyulduğunu belirtti. BM Sözleşmesi’ne göre, Ukrayna’nın kendi güvenlik politikasını ve müttefiklerini seçmekte tamamen özgür olduğunu hatırlatan Ricketts, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katıldığını hatırlatarak, Rusya’nın Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne yönelik gerçekleştirdiği tam ölçekli işgal ve saldırı girişimlerinin, Avrupa güvenlik mimarisini değiştirdiğini kaydetti. “Hollandalı meslektaşımın da (Derk Boswijk) söylediği gibi, Rusya’nın saldırılarına Avrupa Birliği (AB) olarak karşılık vermekte çok yavaş davrandık fakat şimdi silah üretimimizde ciddi bir artış söz konusudur” şeklinde konuşan Ricketss, Gönüllüler Koalisyonu’nun ateşkesin yürürlüğe girmesinden itibaren Birleşik Krallık’ı aktif olarak desteklemeyi planladığını dile getirdi.

Çekya Senatosu Başkan Yardımcısı Drahos'tan Kırım Platformu Zirvesi'nde tarihî uyarı Haber

Çekya Senatosu Başkan Yardımcısı Drahos'tan Kırım Platformu Zirvesi'nde tarihî uyarı

Uluslararası Kırım Platformu 4. Parlamenter Zirvesi, 24 Kasım’da İsveç’in başkenti Stockholm’de düzenlendi. Zirvede; Ukrayna müttefiki ülkelerin parlamento temsilcileri ile uluslararası kuruluşlardan oluşan katılımcılar arasında 70'ten fazla heyet yer aldı. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy’nın (Volodymyr Zelensky) çevrim içi olarak katılım gösterdiği zirveye; Ukrayna Parlamentosu Başkanı Ruslan Stefançuk (Stefanchuk), Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (KTMM) Dışişleri Komisyonu Başkanı Fuat Oktay da katıldı. DRAHOS’TAN NEVİLLE CHAMBERLAIN GÖNDERMESİ Zirvede konuşma yapan Çekya Senatosu Başkan Yardımcısı Jiri Drahos (Jiří Drahoš), “Avrupalı olmayan bazı siyasetçiler, barışın ne pahasına olursa olsun sağlanması gerektiği kanısındadır; bu kanıya, Kırım’ın Rusya’ya teslim edilmesi de dâhildir” ifadelerini kullanarak Rusya’nın, tekrar saldırılar düzenleyeceğini belirtti. Çeklerin tarih boyunca benzer diktatörlere tanık olduğunu kaydeden Drahos, Birleşik Krallıklı siyasetçi Neville Chamberlain’e gönderme yaparak, “Bugünün Chamberlain’lerine kanmayalım” dedi. Ukraynalıların her şekilde barış müzakerelerinde yer almaya hazır olduğunu ifade eden Drahos; Ukraynalı sivillere yapılacak insanî yardım, Ukrayna altyapısının yeniden inşası ve cephane desteği konularını gündeme getirerek, “Barış sağlanana kadar bu kahraman halkı; kendi ülkelerimizin ve Avrupa Birliği’nin (AB) imkânlarıyla en üst seviyede desteklemek vicdanî sorumluluğumuzdur. Çek Senatosu olarak Ukrayna'ya dünya genelinden cephane tedarik edilmesi için öncülüsü olduğumuz inisiyatifle elimizden geleni yapacağız“ ifadelerini kullandı. “AYNI HATA TEKRARLANMAMALIDIR” “Bizden önce gelenler, Hitler tehdidiyle karşı karşıya gelip çok büyük bir başarısızlığa uğradılar. O zamanlar, utanç ve savaş arasında kaldılar; utancı seçseler de savaşmak zorunda kaldılar. Aynı hata, eli kanlı başka bir diktatörle tekrarlanmamalıdır.” şeklinde konuşan Drahos, konuşmasını Çekya’nın ilk Cumhurbaşkanı Vaslav (Václav) Havel’in şu sözleriyle sonlandırdı: Bütün kötülüklere kapıyı açan; başkalarına karşı ve bütünün kaderine karşı kayıtsız kalmaktır.

Ukrayna: Cenevre’de ABD ile ilk tur müzakerelerde önemli ilerleme sağlandı Haber

Ukrayna: Cenevre’de ABD ile ilk tur müzakerelerde önemli ilerleme sağlandı

Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanı Andriy Yermak, İsviçre’nin Cenevre kentinde ABD heyetiyle gerçekleştirilen ilk müzakere oturumunun tamamlandığını duyurdu. Yermak yaptığı açıklamada, görüşmenin son derece “üretken ve yapıcı” geçtiğini belirterek, adil ve sürdürülebilir bir barışa ulaşma yönünde “çok iyi bir ilerleme” sağlandığını ifade etti. Yermak, Ukrayna’nın barış sürecine ilişkin kararlılığını vurgulayarak, “Ukrayna halkı bu barışı herkesten daha fazla hak ediyor ve ona en çok ihtiyaç duyan taraf. Halkımız, adil ve kalıcı bir barışın sağlanması için yürütülen tüm diplomatik çabaların merkezinde olmayı sürdürüyor.” dedi. ABD’ye teşekkürlerini sunan Yermak, özellikle ABD Başkanı Donald Trump ve ekibinin barış sürecine yönelik “samimi bağlılıklarını ve güçlü desteğini” takdir ettiklerini söyledi. Yermak ayrıca, Ukrayna ile ABD arasında yürütülen temasların derinleştiğini, iki tarafın da barış için ortak bir yol haritası üzerinde çalıştığını kaydetti. UKRAYNA AB TEMSİLCİLERİ İLE GÖRÜŞECEK Günün ilerleyen saatlerinde Avrupa ülkelerinin temsilcilerinin de katılımıyla ikinci bir toplantı yapılacağını aktaran Yermak, bu oturumda ortak önerilerin daha kapsamlı biçimde ele alınacağını belirtti. Hem ABD hem de Avrupa kanadının dâhil olduğu bu görüşmelerin, barış sürecinin uluslararası düzeyde geniş bir mutabakatla ilerlediğini gösterdiğini dile getirdi. Sürecin nihai aşamalarına dair de bilgi veren Yermak, “Alınacak tüm nihai kararlar, Ukrayna ve ABD Başkanları tarafından verilecektir” diyerek kritik karar süreçlerinin liderler düzeyinde sonuçlandırılacağını vurguladı.

AB, savaşın sona ermesine yönelik şartlarını açıkladı: Sınırlar değiştirilemez Haber

AB, savaşın sona ermesine yönelik şartlarını açıkladı: Sınırlar değiştirilemez

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, 23 Kasım 2025 tarihinde yaptığı açıklamada, AB’nin Ukrayna’ya yönelik kapsamlı ve sürdürülebilir barış anlaşması için belirlediği temel ilkeleri açıkladı. Von der Leyen, “Gerçekçi bir barış planı hem çatışmaları sona erdirmeli hem de gelecekte yeni bir saldırganlığın ortaya çıkmasını önlemelidir.” ifadelerini kullanarak AB’nin ve ortak ülkelerin “adil ve kalıcı bir barış ile Ukrayna’nın egemenliği” için gerekli unsurlarda uzlaştığını belirtti. AB’NİN BELİRLEDİĞİ ÜÇ TEMEL ŞART AB Komisyonu’na göre, olası bir barış anlaşmasının üç ana ayağı bulunuyor. Şartlar ise şu şekilde sıralanıyor: 1.Ukrayna’nın uluslararası tanınmış sınırları değiştirilemez. AB, sınırların güç kullanılarak değiştirilmesini uluslararası hukuka aykırı olduğunu vurguluyor. 2.Ukrayna’ya askerî kısıtlama getirilemez. Böyle bir kısıtlama, ülkenin savunma kapasitesini zayıflatacağı gibi Avrupa’nın genel güvenliğini de tehlikeye sokabilir. 3.AB barışın garanti mekanizmasında merkezi rol oynamalıdır. AB, Ukrayna için uzun vadeli güvenlik düzenlemelerinin temel aktörü olmayı hedefliyor. “UKRAYNA KENDİ GELECEĞİNE KARAR VERME HAKKINA SAHİP” Von der Leyen, Ukrayna’nın geleceğine ilişkin kendi kararını verme hakkına sahip olduğunu hatırlatarak, Ukrayna’nın Avrupa entegrasyonunu seçtiğini ve bu sürecin savaş sonrası yeniden yapılanma, derinleşen ekonomik iş birliği ve AB üyeliğine giden yolu kapsadığını belirtti. Ayrıca, Rusya tarafından yasa dışı şekilde götürülen tüm Ukraynalı çocukların iadesinin, herhangi bir anlaşmanın “vazgeçilmez ve kritik önemdeki koşulu” olduğunu ifade etti.

AB ve 11 ülkeden ABD’nin Ukrayna barış planına dair açıklama: Sınırların zorla değiştirilmesi kabul edilemez! Haber

AB ve 11 ülkeden ABD’nin Ukrayna barış planına dair açıklama: Sınırların zorla değiştirilmesi kabul edilemez!

Avrupa Birliği (AB) ile Almanya, Kanada, Finlandiya, Fransa, İrlanda, İtalya, Japonya, Hollanda, İspanya, Birleşik Krallık ve Norveç liderleri, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump yönetiminin Ukrayna-Rusya Savaşı’na yönelik hazırladığı 28 maddelik barış planına ilişkin ortak bir açıklama yayımladı. İtalya Başbakanlığı tarafından paylaşılan metinde, planın “adil ve kalıcı bir barış” için bazı kritik maddeler içerdiği belirtilirken, taslağın mevcut hâliyle yeterli olmadığı ve ek çalışmalar gerektirdiği vurgulandı. Açıklamada, ABD'nin Ukrayna’ya barış getirme yönündeki çabalarının memnuniyetle karşılandığı ifade edildi. Liderler, planın ilk taslağının değerli olduğu ancak sürdürülebilir bir barış için bazı bölümlerin netleştirilmesi, güçlendirilmesi ve müttefiklerle daha kapsamlı şekilde koordine edilmesi gerektiğini belirtti. Metinde, "28 maddelik planın ilk taslağı, adil ve kalıcı bir barış için gerekli olacak önemli unsurları içeriyor. Bu nedenle taslağın ek çalışmalar gerektirecek bir temel oluşturduğuna inanıyoruz." ifadesi kullanıldı. “SINIRLARIN ZORLA DEĞİŞTİRİLMESİ KABUL EDİLEMEZ” Ortak açıklamada liderlerin altını çizdiği en önemli noktalardan biri, uluslararası hukukun temel ilkelerinden olan “sınırların zorla değiştirilmemesi” kuralının tartışmaya kapalı olması oldu. Açıklamada şu ifadeler kaydedildi: Sınırların zorla değiştirilmemesi gerektiği ilkesi konusunda net bir görüşe sahibiz. Ayrıca Ukrayna'yı gelecekteki saldırılara karşı savunmasız bırakacak olan Ukrayna silahlı kuvvetlerine yönelik önerilen sınırlamalardan da endişe duyuyoruz. AB ve NATO ile ilgili unsurların uygulanmasının sırasıyla AB ve NATO üyelerinin rızasına ihtiyaç duyacağını yineliyoruz. Bu vesileyle Ukrayna'ya yönelik devam eden desteğimizin gücünün altını çiziyoruz. Önümüzdeki günlerde Ukrayna ve ABD ile yakın koordinasyon içinde olmaya devam edeceğiz." G20 VE AB-AFRİKA BİRLİĞİ ZİRVELERİNDE ‘UKRAYNA’ BAŞLIĞI ÖNE ÇIKACAK AB Konseyi Başkanı Antonio Costa yaptığı açıklamada, Güney Afrika'nın Johannesburg kentindeki G20 Zirvesi marjında Ukrayna konulu bir liderler toplantısı yapılacağını duyurdu. Costa ayrıca, 24 Kasım’da Angola’da düzenlenecek AB–Afrika Birliği Zirvesi kapsamında AB liderlerinin Ukrayna konusunda özel bir oturum gerçekleştireceğini açıkladı. Costa, Avrupa’nın hedefinin yalnızca kısa vadeli bir ateşkes değil, aynı zamanda Ukrayna’nın güvenliğini uzun vadede garanti altına alacak sürdürülebilir bir barış düzeni oluşturmak olduğunu belirtti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.