SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Agi̇t

QHA - Kırım Haber Ajansı - Agi̇t haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Agi̇t haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Ukrayna Yerli Halklar Kongresi’nde “Yerli Halklar Yasası” masaya yatırıldı Haber

Ukrayna Yerli Halklar Kongresi’nde “Yerli Halklar Yasası” masaya yatırıldı

Ukrayna’da bu sene ilk kez düzenlenen Yerli Halklar Kongresi 2 Aralık’ta Kıyiv’de gerçekleştirildi. Etkinlik kapsamında "Yerli Halklar Yasası: Yerli Halkların Haklarının Gerçekleştirilmesinin Garantisi" başlıklı panel düzenlendi. Panelde Ukrayna’daki yerli halkların statüsü, yasal çerçevenin güçlendirilmesi ve yerli halkların işgal koşullarında korunmasına yönelik mekanizmalar ele alındı. Panele; Ukrayna Milletvekili Tamila Taşeva, Avrupa Konseyi Ukrayna Ofisi Başkan Yardımcısı Hilde Haug, Ukrayna Cumhurbaşkanının Kırım Özel Temsilcisi Olha Kurışko, BM Yerli Halklar Hakları Uzman Mekanizması Üyesi ve İnuit Kutup Çevresi Konseyi Başkanı Dalee Sambo Dorough, Kırım Tatar Kaynak Merkezi Başkanı ve Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Üyesi Eskender Bariyev, Ukrayna Uluslararası Hukuk Derneği Başkanı Olga Butkevıç ve Kırım Yerli Halklarını Destekleme Vakfı Başkan Yardımcısı Vyaçeslav Lombrozo katıldı. Oturum, Ukrayna Enstitüsü Başkan Yardımcısı ve insan hakları savunucusu Alim Aliyev tarafından yönetildi. “KIRIM TATARLARININ STATÜSÜNE DAİR AYRI YASA GEREKLİ” Ukrayna Milletvekili Tamila Taşeva, genel bir çerçeve sağlayan Yerli Halklar Yasası'nın yanı sıra, Kırım Tatar halkının statüsünü ayrıntılı biçimde düzenleyecek özel bir yasanın hazırlanmasının zorunlu olduğunu belirtti. 2022’de hazırlanan ve ilgili kurumlarla uyumlandırılan taslağın AGİT’ten olumlu görüş aldığını, şimdi ise Avrupa Konseyi’nden değerlendirme beklediklerini açıkladı. Aynı zamanda Taşeva uluslararası ortaklarla etkileşim sürecinin daha karmaşık olduğunu, çünkü birçok kuruluşun ağırlıklı olarak ulusal azınlıklarla çalıştığını ifade etti. KIRIM TATAR DİLİ KONUSUNDA ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR Cumhurbaşkanının Kırım Daimî Temsilcisi Olha Kurışko, temsilcilik için en önemli önceliklerden birinin Kırım Tatar dili ve edebiyatının geliştirilmesi olduğunu söyledi. Yerli Halklar Yasası sonrası kabul edilen Kırım Tatar Dilini Geliştirme Stratejisi ve kurulan ulusal komisyonun, bakanlıklar arasındaki yetki devri sorunları nedeniyle yaklaşık bir yıldır tam kapasiteyle çalışamadığını aktardı. Kurışko, “Kırım Temsilcisi olarak işgal meselesi benim için de önemli, çünkü yasa ve devlet politikasının varlığı Ukrayna'ya yerli halkları korumak için ek argümanlar ve fırsatlar sağlıyor. Bugün Kırım işgal altındayken ve siyasi tutsakların çoğu Kırım Tatarı iken Ukrayna ek koruma mekanizmaları uygulamalıdır." dedi. “DİL POLİTİKASI: AVRUPA STANDARTLARIYLA UYUMLU VE KAPSAYICI OLMALI” Avrupa Konseyi Ukrayna Ofisi Başkan Yardımcısı Hilde Haug, dil politikasının Avrupa standartları ile Ukrayna siyasi ulusunun güçlendirilmesini ve yerli halkların kimliklerinin korunmasını birleştirmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca Ukrayna ile uzman iş birliğinin önemine dikkat çeken Haug, bu sayede 2023 İnsan Hakları Komiseri raporundaki bulgular aracılığıyla Kırım'daki insan hakları savunucularına yönelik zulme dikkat çekildiğini hatırlattı. “ASIL ZORLUK, YASAYI HAYATA GEÇİRMEK” BM Yerli Hakları Uzman Mekanizması Üyesi Dalee Sambo Dorough, yerli halklara ilişkin yasal düzenlemelerin en büyük zorluğun uygulama aşaması olduğunu belirtti. Kanada’nın 2021 sonrası ilerlemelerinden örnek veren Dorough, kültürel ve siyasi hakların hâlâ tam güvence altında olmadığını söyledi. Dorough, Ukrayna yasasının en önemli avantajının “yerli halk” tanımının net bir biçimde yapılmış olması olduğunu kaydetti ve yasanın etkin uygulanması için uluslararası mekanizmaların ve yeterli mali kaynakların gerekli olduğunu ifade etti. “KTMM’İN STATÜSÜ NETLEŞMELİ, İŞGALDEN KURTARILMASI SONRASI DÖNEM İÇİN HAZIRLIK YAPILMALI” Uluslararası hukuk uzmanı Olga Butkevıç, yasanın uygulanmasının iki yönde ilerlemesi gerektiğini belirtti. Birinci hemen alınabilecek kararlar örneğin KTMM’nin temsilci organ olarak yasal tescilinin tamamlanması; ikinci ise işgalden kurtarılması sonrası dönem için hazırlık kapsamında yerli halkların mülkiyeti, iş birlikçilerin sorumluluğu ve anayasal değişiklikler dahil, Kırım'ın işgalden kurtarılması sonrası döneme yönelik normatif çözümlerin hazırlanması. Butkevıç, bu konuların uluslararası alanda her zaman popüler olmayabileceğini ancak savunulması gerektiğini vurguladı. “YERLİ HALKLARIN KORUNMASI İÇİN GERÇEK ARAÇ YASA VE ALT DÜZENLEMELER” KTMM Üyesi Eskender Bariyev, yerli halk kavramının kökenden değil; dil, kültür, gelenek, kimlik ve inançların korunması ile öz yönetim hakkından kaynaklandığını ifade etti. Bariyev bu sorunların bir bildirgeyle değil, ancak gerçek hakların korunmasının bir aracı olarak yasayla çözülebileceğini belirterek, yerli halklara ilişkin yasanın tam anlamıyla yürürlüğe girmesi için 17 alt yasal düzenlemenin kabul edilmesi gerektiğini hatırlattı. “TOPLUMUN BİLGİ EKSİKLİĞİ UYGULAMAYI YAVAŞLATIYOR” Kırım Yerli Halklarını Destekleme Vakfı Başkan Yardımcısı Vyaçeslav Lombrozo, Ukrayna toplumunun yerli halklarla ilgili temel kavramları yeterince bilmediğini, bu nedenle yasayı destekleyen kamu talebinin oluşmadığını kaydederek halkın bilinçlendirilmesinin hem siyasi iradeyi hem de reform sürecini güçlendireceğini söyledi.

Kırım’da işgalin 11. yılında baskılar artıyor: 473 siyasi tutuklu, 268’i Kırım Tatarı Haber

Kırım’da işgalin 11. yılında baskılar artıyor: 473 siyasi tutuklu, 268’i Kırım Tatarı

Rusya’nın Kırım’ı işgalinin 11. yılında, yarımadada sistematik baskı, keyfi tutuklamalar ve bilgi kontrolü artarak devam ediyor. Kırım Tatar Kaynak Merkezi, Kasım 2025 itibarıyla 473 kişinin siyasi gerekçelerle tutuklandığını, bunların 268’inin Kırım Tatarı olduğunu açıkladı. Merkez, Birleşmiş Milletler Ukrayna İnsan Hakları İzleme Misyonu ile yaptığı görüşmede, işgal altındaki bölgelerdeki insan hakları ihlallerini gündeme taşıdı. SİYASİ TUTSAKLAR: 226 KİŞİ CEZAEVİNDE Kırım Tatar Kaynak Merkezinin verilerine göre, 127’si Kırım Tatarı olmak üzere 226 kişi hüküm giyerek cezaevine gönderildi, 47’si Kırım Tatarı olan 91 kişi ise hâlâ gözaltı merkezlerinde tutuluyor. Ayrıca 56 kişi denetimli serbestlik altında, 63 kişi serbest bırakıldı, 37 kişi ise yargısal baskı altında yaşamaya zorlanıyor. 70’ten fazla vaka ise ailelerin güvenlik endişesi nedeniyle kamuoyuna açıklanmadı. BARİYEV: SINIR DIŞI TEHDİDİ VAR Kırım Tatar Kaynak Merkezi temsilcileri, 4 Kasım’da Birleşmiş Milletler Ukrayna İnsan Hakları İzleme Misyonu ile bir toplantı gerçekleştirdi; toplantının ayrıntıları 7 Kasım’da açıklandı. Kırım Tatar Kaynak Merkezi Başkanı ve Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Üyesi Eskender Bariyev, toplantıda Kırım Tatarları, Karaimler ve Kırımçakların hak ihlallerinin sistematik şekilde belgelenmesi yönündeki çalışmaları ve Rus işgal makamlarının uyguladığı yeni baskı yöntemlerini gündeme taşıdı. Bariyev ayrıca, Rus vatandaşlığının siyasi tutsaklardan alınmasının, Türkistan coğrafyasındaki ülkelere zorla sınır dışı edilme riski doğurduğunu vurguladı. “HİZB-UT TAHRİR DAVASINDA MAHKÛMLAR SERBEST BIRAKILMADI” Kırım Tatar Kaynak Merkezi Müdürü Zarema Bariyeva ise, Kırım Tatarlarının uydurma davalarla topluca yargılandığını belirtti. Bunlar arasında “Hizb-ut Tahrir”, Numan Çelebicihan Taburu’na katılım, “vatana ihanet” ve “casusluk” suçlamaları öne çıkıyor. Zarema Bariyeva, “Hizb-ut Tahrir davasında hüküm giyen hiçbir mahkûm, esir değişimlerinde serbest bırakılmadı. Bu durum, Rusya’nın Kırım Tatarlarına yönelik bilinçli ve ayrımcı politikasının göstergesidir.” ifadelerini kullandı. Toplantıda ayrıca Kırım’daki bilgi kontrolü gündeme geldi; mesajlaşma uygulamalarının engellenmesi, Rus “MAX” uygulamasının dayatılması ve yarımada halkıyla iletişimin zorlaştırılması öne çıktı. ULUSLARARASI TOPLUMA ÇAĞRI Toplantının sonunda Kırım Tatar Kaynak Merkezi, uluslararası topluma Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) bölgesinde yerli halkların durumunu iyileştirmek için Eylem Planı hazırlanması, devletler arası çatışma bölgelerinde yaşayan yerli halklara yönelik BM insani yardım planı oluşturulması ve Kazakistan, Gürcistan ile Azerbaycan gibi ülkelerin arabuluculuk rolüyle Kırım’daki siyasi tutsakların serbest bırakılması için destek sağlanması yönünde önerilerde bulundu.

Batı Trakya Türkleri AGİT İnsani Boyut Konferansı’nda Haber

Batı Trakya Türkleri AGİT İnsani Boyut Konferansı’nda

Batı Trakya Türk toplumunu temsilen Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) ve Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği (BTAYTD), 6-17 Ekim 2025 tarihlerinde Polonya’nın başkenti Varşova’da düzenlenen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) İnsani Boyut Konferansı’na katıldı. AGİT Finlandiya Dönem Başkanlığı tarafından AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisinin (ODIHR) desteğiyle düzenlenen, AGİT bölgesindeki insan hakları ve temel özgürlüklerin durumunun ele alındığı ve Helsinki Nihai Senedi’nin 50. yıl dönümünün kutlandığı on günlük konferansta Batı Trakya Türk toplumunu ABTTF’den K. Engin Soyyılmaz ve BTAYTD’den Kerem Abdurahimoğlu temsil etti. AGİT’in 57 katılımcı Devleti, AGİT kurumları, uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum temsilcilerinin katıldığı konferansın 13 Ekim’deki ulusal azınlıklara mensup kişilerin hakları da dahil olmak üzere hoşgörü ve ayrımcılık yapmama temalı oturumunda konuşan ABTTF, 1923 Lozan Antlaşması ile statüsü ve hakları tanımlanan Batı Trakya Türk toplumunun isminde ‘‘Türk’’ kelimesi geçen derneklerinin o tarihten sonra yaklaşık 50 yıl boyunca Yunanistan’da herhangi bir engelle karşılaşmadan resmi olarak faaliyet gösterdiklerini kaydetti. Ancak Yunan devletinin ülkrdeki Türk varlığını ve kimliğini inkar politikasının bir sonucu olarak 1927 yılında kurulan Türk toplumunun en eski derneği İskeçe Türk Birliği’nin (İTB) ismindeki “Türk” kelimesi nedeniyle 1986 yılında kapatıldıgını kaydetti. Yunanistan’ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Bekir Usta ve Diğerleri Dava Grubu’ndaki Türk dernekleri ile ilgili aleyhindeki üç kararı 17 yılı aşkın süredir uygulamadığına ve geçen yıllar içinde bu dava grubunu siyasallaştırdıgına dikkat çeken ABTTF, 2010 yılında ismindeki “Türk” kelimesinin yanıltıcı olduğu ve kamu düzeni açısından sorun yaratabileceği gerekçesiyle tescil edilmeyen İskeçe İli Türk Kadınları Kültür Derneği’nin AİHM’de Yunanistan’a karşı açtığı davayı kazandığını kaydetti. ABTTF, AİHM’nin, “Sağır ve Diğerleri” isimli davada 24 Haziran 2025 tarihinde oy birliğiyle aldığı kararında Yunanistan’ın bir kez daha Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) toplanma ve örgütlenme özgürlüğüne ilişkin 11. maddesini ihlal ettiğine hükmettiğini dile getirdi. AİHM’nin bu son kararının 2007 ve 2008 tarihli kararlarında olduğu gibi aynı temel meseleyi ele aldığını not eden ABTTF, Yunanistan’da adında ‘‘Türk’’ kelimesi geçen derneklerin kapatılması veya tescil edilmemesinin bireysel veya münferit bir durum olmayıp sistematik bir sorunun varlığına işaret ettiğini kaydetti. ABTTF, bu bağlamda Avrupa Birliği (AB) Komisyonunun 2025 Hukukun Üstünlüğü Raporu’nun Yunanistan bölümünde de Bekir Usta ve Diğerleri Dava Grubu’na atıf yapıldığını belirterek, bu şekilde AB Komisyonu’nun Yunanistan’da son yıllarda hukukun üstünlüğündeki gerilemeyi teyit ettiğini vurguladı. ABTTF, Yunanistan’ı AİHM’nin Batı Trakya Türk toplumunun dernekleri ile ilgili aleyhindeki kararlarını tam ve etkili bir şekilde uygulamaya ve AİHM kararları ve içtihadı ışığında isminde “Türk”, “Azınlık” veya “Batı Trakya” kelimeleri geçen derneklerin tescilinin önündeki engelleri kaldırmaya çağırdı.

AGİT konferansında Kırım’daki basın özgürlüğü ihlalleri gündeme taşındı Haber

AGİT konferansında Kırım’daki basın özgürlüğü ihlalleri gündeme taşındı

Kırım Platformu Faaliyetleri Destek Servisi Başkanı Nelya Grınışın (Nelia Grynyshyn), Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatının (AGİT/OSCE) 6-17 Ekim 2025 tarihleri arasında Polonya’nın başkenti Varşova’da düzenlediği İnsan Boyutu Konferansı’nda konuşma yaptı. Grınışın, Rus işgali altındaki Kırım’da bağımsız gazeteciliğin fiilen ortadan kaldırıldığını vurguladı. “KIRIM’DA OBJEKTİF HABER YAPMAK ÖZGÜRLÜĞE MAL OLABİLİR” Grınışın, konuşmasında Kırım’ın işgal sonrası bağımsız gazetecilikten arındırıldığını belirterek, “Kırım’da objektif haber yapmak özgürlüğe mal olabilir. Rusya, ifade özgürlüğünü ve barışçıl toplanma hakkını yok etti. Ukrayna medyası kapatıldı, bağımsız gazeteciler ve sivil aktivistler baskı altında. Her türlü farklı düşünce, sistematik baskılarla susturuluyor.” dedi. RUSYA’NIN İŞGAL PRATİKLERİ ARTIK KÜRESEL BİR TEHDİT Grınışın, Rusya’nın 2014’ten bu yana Kırım’da test ettiği işgal pratiklerini Ukrayna’nın 2022'den sonra işgal edilen bölgelerinde sürdürdüğünü belirterek, günümüzde dünyada hiçbir ülkenin bu yöntemlerden tam anlamıyla korunmuş olmadığını kaydetti. PACE KARARINA ÇAĞRI! Konuşmasının sonunda Grınışın, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinin (PACE) kısa süre önce kabul ettiği karara atıfta bulunarak, uluslararası toplumu Ukraynalı gazetecilerin serbest bırakılması için daha güçlü adımlar atmaya çağırdı.

AGİT raporu Rusya’nın Ukraynalı savaş esirlerine yönelik suçlarını ortaya koydu Haber

AGİT raporu Rusya’nın Ukraynalı savaş esirlerine yönelik suçlarını ortaya koydu

Ukrayna Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatının (AGİT) Moskova Mekanizması tarafından hazırlanan "Rusya Federasyonu'nun Ukraynalı Savaş Esirlerine Yönelik Muamelesiyle İlgili Olası İhlaller, Suistimaller, Savaş Suçları ve İnsanlığa Karşı Suçlar Raporu"nu memnuniyetle karşıladığını duyurdu. Bakanlık, bağımsız uzmanlarca hazırlanan bu raporun, Rusya'nın Ukraynalı savaş esirlerine karşı uyguladığı sistematik suçlar sorununa odaklanan kapsamlı bir uluslararası belge olduğunu belirtti. AGİT RAPORU RUSYA’NIN SAVAŞ SUÇLARINI TEYİT ETTİ AGİT'in Moskova Mekanizması tarafından hazırlanan 22 Eylül 2025 tarihli raporda, Rusya’nın esirlere yönelik kötü muamelesinin kitlesel ve sistematik bir boyuta ulaştığı, bilinçli ve planlı şekilde uygulandığı, bunun da “savaş suçu” ve “insanlığa karşı suç” kapsamına girdiği vurgulandı. Belgede ayrıca esirlere işkence, cinsel şiddet, keyfi infazlar, aç bırakma, tıbbi yardımdan yoksun bırakma ve ağır koşullarda tutulma gibi uygulamaların ölümlere yol açtığı kaydedildi. Raporda, Ukraynalı savaş esirlerinin propaganda amaçlı kullanılmasının, zorla iş birliğine zorlanmasının ve sahte “yargı süreçlerine” maruz bırakılmasının da Cenevre Sözleşmeleri’nin açık ihlali olduğu belirtildi. ULUSLARARASI TOPLUMA ÇAĞRI: RUSYA’NIN SUÇ TEŞKİL EDEN UYGULAMALARI DURDURULMALI Ukrayna Dışişleri Bakanlığı, Rusya'nın bağımsız AGİT uzmanlarıyla iş birliği yapmayı reddetmesinin, bu suçlardan duyduğu sorumluluğun ek bir kanıtı olduğunu belirtti. Ayrıca raporun sonuçlarının, Rusya'nın savaş suçlularını sorumlu tutmak için ulusal ve uluslararası mekanizmalar çerçevesinde kullanılabileceği vurgulandı. Bakanlık açıklamasında şu ifadelere yer verildi: Ukrayna, uluslararası toplumu, Misyonun sonuçlarını etkin bir şekilde yaymaya ve kullanmaya, ayrıca Rusya Federasyonu'nun Ukraynalı savaş esirlerine yönelik suç teşkil eden uygulamalarını durdurmak ve esirlerin 'herkes herkese karşı' temelinde derhal takasını sağlamak için çabaları daha da yoğunlaştırmaya çağırıyor. Bu suçların tüm failleri, azmettiricileri ve uygulayıcıları yargı önüne çıkarılmalıdır. Ukrayna ayrıca uluslararası toplumu, adaletin sağlanması için Rusya Federasyonu'na yönelik yaptırım baskısını artırmaya çağırıyor.

AGİT, Minsk Grubu'nu resmen feshetti! Haber

AGİT, Minsk Grubu'nu resmen feshetti!

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Karabağ ihtilafının çözümü için kurulan Minsk Grubu'nu resmen kapattı. Azerbaycan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, kararın bölgede yeni bir dönemin başlangıcı olduğu belirtildi. Bununla birlikte Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, Azerbaycan’ın toprakları üzerindeki denetimini yeniden tesis ederek egemenliğini ve toprak bütünlüğünü güçlendirdiği kaydedildi. Aynı zamanda alınan kararın, Ermenistan ile Azerbaycan arasında ilişkilerin normalleşmesi ve bölgede barış ile istikrarın pekiştirilmesi için zemin oluşturduğu belirtildi. Bu kararla, Minsk Grubu ve ihtilafın çözümüne yönelik diğer yan mekanizmalar, tüm AGİT üyesi ülkelerin katılımıyla resmen sona erdirildi. TÜRKİYE’DEN AÇIKLAMA GELDİ Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı tarafından konuyla ilgili olarak yapılan açıklamada, "İki ülkenin ortak çabalarıyla mümkün olan bu tarihî karar, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki barış sürecinin önemli merhalelerinden birini teşkil etmiştir." ifadelerine yer verildi. İŞLEMLER YIL SONUNA KADAR TAMAMLANMIŞ OLACAK Azerbaycan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, örgütsel ve teknik işlemlerin 1 Aralık 2025’e kadar AGİT Sekretaryası tarafından tamamlanması öngörülüyor. KARAR VAŞİNGTON’DA VERİLDİ Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, 8 Ağustos’ta Vaşington’da (Washington) bir araya gelerek barış anlaşmasının parafe edilmesi konusunda uzlaştı. Liderler, Erivan ve Bakü’nün ortak başvurusu ile AGİT’e Minsk Grubu mekanizmalarının feshedilmesi talebini iletmeye karar verdi. NE İÇİN KURULMUŞTU? AGİT Minsk Grubu, 1992 yılında Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki sorunları barışçıl şekilde çözmek amacıyla kurulmuştu. 1994’te Budapeşte’de alınan karar ile eş başkanlık sistemi (ABD, Fransa ve Rusya) oluşturulmuş, eş başkanlar taraflarla görüşmeler yapmakla yükümlü kılınmıştı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, daha önce sorunun çözüldüğünü belirterek grubun işlevsiz olduğunu ve feshedilmesi gerektiğini açıklamıştı. Son olarak AGİT Bakanlar Konseyi, Karabağ ihtilafına çözüm amacıyla faaliyet gösteren Minsk Grubu’nun kapatılmasına karar verdi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.