Rus işgal güçleri tarafından kaçırılan Akyar sakini 20 ayda 40 kilo kaybetti: Ailesi onu tanıyamadı
Kırım Tatar Kaynak Merkezi Başkanı Eskender Bariyev, Rus işgal güçleri tarafından Mart 2024’te kaçırılan Akyar (Sivastopol) sakini Anatoliy Kobzar’ın sağlık durumunun önemli ölçüde kötüleştiğini duyurdu.
Bariyev, 6 Kasım’da sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Akmescit’teki 8 Numaralı tutukevinde alıkonulan Anatoliy Kobzar’ın 20 ay içinde 40 kilo kaybettiğini bildirerek, “Bugün 1,93 metre boyundaki bir adam sadece 62 kilo. FSB işkence merkezine götürülmeden önce 100 kiloydu.” ifadelerini kullandı.
İşgalciler Kobzar’ı, 31 Ekim’de ailesiyle ilk kez görüştürdü. Bariyev’e göre, bu görüşme sırasında “adamın gözlerinden sürekli yaşlar akıyordu” ve 45 yaşında olmasına rağmen saçları tamamen beyazlamıştı.
Bariyev, Rus güvenlik güçlerinin bu görüşmeyi insani nedenlerle değil, ailesini baskı altına alarak onu suçlayan ifadeler vermeye ikna etmek için yaptığını belirterek, “FSB, aile fertleri arasındaki geçmişteki anlaşmazlıkları gerekçe gösterip, onları mahkeme sırasında Kobzar aleyhinde tanıklık etmeye zorlamak istiyor.” dedi.
Ayrıca ailesi Kobzar’ın neden bu kadar kilo verdiği sorduğunda FSB yetkililerinin, “Biraz kilo aldı, harika görünüyor” cevabını verdiği bildirildi.
BİR YILDAN UZUN SÜRE KAYIP OLARAK ARANDI
Akyar sakini Anatoliy Kobzar, 5 Mart 2024’te işe gitmek üzere evinden ayrıldıktan sonra kaybolmuştu. Ertesi gün FSB ajanları, ailesinin evine baskın düzenleyerek Ukrayna belgelerine el koydu, ancak alıkonulma nedeni veya yeri hakkında hiçbir bilgi vermedi.
İki hafta sonra Kobzar’ın arabası Bahçesaray bölgesinde terk edilmiş hâlde bulundu. Kırım Tatar Kaynak Merkezi, bunun zorla kaçırılma vakası olduğunu açıklamıştı.
12 Ekim 2025’te merkez, Kobzar’ın bu süre boyunca Akmescit’teki 8 Numaralı tutukevinde alıkonulduğunu ortaya çıkardı.
“KIRIM’DAKİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ DERİNLEŞİYOR”
Kırım Tatar Kaynak Merkezi Başkanı Eskender Bariyev, Kobzar vakasının, Rus işgal güçlerinin Kırım’da sivillere yönelik keyfi tutuklamaları ve işkence uygulamalarını yeniden gündeme getirdiğini vurgulayarak, “İşgal altında yaşayan insanlar işte böyle bir süreçten geçiyor ve tüm uluslararası normlara aykırı muamele görüyorlar. Ne yazık ki, başvuracak kimse ve hiçbir şey yok, çünkü işgalcilerin amacı, Kırım işgalini kabul etmek istemeyen tüm insanları hem manevi hem de fiziksel olarak yok etmek.” ifadelerini kullandı.
