SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Anma Programı

QHA - Kırım Haber Ajansı - Anma Programı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Anma Programı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Doğu Türkistan Millî Günü başkentte yankı buldu: Anma toplantısı ve çalıştay düzenlendi Haber

Doğu Türkistan Millî Günü başkentte yankı buldu: Anma toplantısı ve çalıştay düzenlendi

Uygur Akademisi Vakfı ve Doğu Türkistan Araştırmaları Vakfı, 12 Kasım 1933 Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti ve 12 Kasım 1944 Doğu Türkistan Cumhuriyeti'nin yıl dönümünde, "Doğu Türkistan Cumhuriyetlerini Anma Toplantısı" ile "Doğu Türkistan Çalıştayı-4" tertip etti. Çok sayıda politikacı, gazeteci, yazar ve STK (sivil toplum kuruluşu) temsilcisinin katıldığı program; başta Doğu Türkistan olmak üzere, Türkiye ve Türk dünyasında vatanı uğruna can vermiş şehitler için saygı duruşu, ardından İstiklâl Marşı ile Doğu Türkistan millî marşının okunmasıyla başladı. TÜRKİYE'DEKİ SİYASÎ PARTİLERDEN DOĞU TÜRKİSTAN'A TAM DESTEK Uygur Akademisi Vakfı Başkanı Abdülhamit Karahan ve Doğu Türkistan Araştırmaları Vakfı Başkanı Dr. Abdülkerim Buğra açılış konuşması yaptı. Açılış konuşmalarında, Doğu Türkistan Millî Günü'nün Türkiye'deki siyasî parti temsilcilerinin katılımıyla anılmasının Uygurlar açısından büyük bir önem taşıdığı vurgulandı. Türkiye'deki iktidar partisi ile muhalif partilerin Doğu Türkistan meselesinin Türkiye'nin millî meselesi olarak görmelerinin, Çin'in asimilasyon ve soykırım politikasına karşı cesur duruş sergilemelerinin ve Uygur Türklerinin haklı bağımsızlık mücadelesine destek vermelerinin önemine değinildi. MEDENİ VE ASİL BİR TÜRK KAVMİ: UYGURLAR Açılış konuşmalarının ardından Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Bursa Milletvekili Osman Mesten, Türkiye'nin gücü yettiğince Uygur kardeşlerini desteklediğini, Uygurların medeni ve asil Türk kavmi olduğunu ifade etti. Ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) Özbekistan Dostluk Grubu Başkanlığı görevini yürüttüğünü belirten Mesten, Özbek ve Uygur Türklerinin kültürünü çok sevdiğini sözlerine ekledi. Mesten, Uygurların yaşadığı zorlukların hafifletilmesi için kendisinin ve partisinin tıpkı diğer zulüm altındaki Türk topluluklarına olduğu gibi yardımcı olmaya çalıştığını söyledi. MİLLÎ KİMLİĞİN ÖNEMİNE DİKKAT ÇEKTİ TBMM Yeni Yol Partisi Grup Başkanı Doç. Dr. Selçuk Özdağ, kendisinin ve partisinin Uygurların haklı mücadelesini desteklediğini, bu bağlamda mecliste çok kez konuşma gerçekleştirdiğini kaydetti. Dünya Uygur Kurultayı gibi teşkilatlarda Çin'e karşı yürütülen çalışmalara aktif olarak katıldığını ifade eden Özdağ, Uygurların Çin zulmüne karşı direniş göstermelerindeki en önemli rolün millî kimliği korumak olduğunun altını çizdi. TÜRKİYE UYGURLARIN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEK AK Parti Genel Merkezi Türk Devletleri ile İlişkiler Başkan Yardımcısı Dr. Reşide Yüksel ise Türk devletleri ile ilişkileri güçlendirmek adına hükûmetin özel bir başkanlık kurduğunu anımsatarak başladığı konuşmasında, Türk dünyasındaki mazlum soydaşlara, özellikle Uygurlara özel bir ilgi gösterildiğini, Türkiye'nin Uygur Türklerinin yanında olmaya devam edeceğini dile getirdi. Konuşmalar İYİ Parti eski Milletvekili Fahrettin Yokuş, Zafer Partisi Türk Dünyasından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Eser Türkistanlı, Saka ve Türk Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Filiz Avşar ile devam etti. Konuşmacılar, Doğu Türkistan Millî Günü'nü anarak, Doğu Türkistan'ın yakın zamanda Çin zulmünden kurtarılmasını temenni etti. Türkiye'nin Uygurlar için bir umut kaynağı olduğu vurgulanan konuşmalarda, Uygurların umutsuzluğa kapılmaması gerektiği, Doğu Türkistan'ın bir gün mutlaka özgürlüğüne kavuşacağı belirtildi. Programın devamında Dünya Uygur Kurultayı Sözcüsü Prof. Dr. Erkin Emet, Doğu Türkistan Cumhuriyetleri'nin kuruluş süreçlerini, Çin’e karşı yürütülen savaşlarda millî ordunun kazandığı zaferler ve bu cumhuriyetlerin yıkılış nedenleri üzerine bir rapor sundu. 12 Kasım'ın Uygurların yeniden ayağa kalkarak, Çin işgalinden kurtulmaları ve bağımsız Doğu Türkistan devletini yeniden kurmaları için ilham kaynağı olduğunu aktaran Emet, Çin'in yakın gelecekte parçalanacağına, Uygurların kendi bağımsız devletlerinde özgür bir şekilde yaşayacaklarına inandığını vurguladı. Uygur Akademisi Vakfı Başkanı Abdülhamit Karahan, Uygurların tarihini, Doğu Türkistan’ın coğrafi, demografik ve ekonomik özelliklerini tanıtan, Çin’in Uygurlara karşı yürüttüğü asimilasyon ve soykırım politikalarını belgeleyen bir raporu katılımcılarla paylaştı. Uygurların yerleşik ilk Türkler olduğu, en erken medeniyet inşa eden Türk topluluğu olduğu belirtilen raporda Doğu Türkistan'ın coğrafî, tarihî, kültürel, yeraltı ve yerüstü zenginliklerine dikkat çekildi. Karahan, Türkiye’nin Doğu Türkistan meselesini kendi millî meselelerinden biri olarak görmesinin hem Türkiye’nin Çin karşısında güçlenmesine hem de Uygurların özgürlüğe daha çabuk ulaşmasına katkı sağlayacağını tarihî örneklerle aktardı. Toplantı, soru cevap ve tartışmalarla devam ederken, Doğu Türkistan'a yönelik bağımsızlık temennileri ve toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.

Doğu Türkistan Vakfından anlamlı etkinlik: "Kardeşliğimizi tatlandırıyoruz" Haber

Doğu Türkistan Vakfından anlamlı etkinlik: "Kardeşliğimizi tatlandırıyoruz"

12 Kasım 1933'te Kaşgar'da kurulan Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti ve 12 Kasım 1944'te Gulca'da ilan edilen Doğu Türkistan Cumhuriyeti'nin yıl dönümü dünyanın çeşitli yerlerinde kutlandı. Cumhuriyeti anma programlarında Çin mezalimi altındaki Doğu Türkistan'ın bağımsızlığına kavuşması için temennilerde bulunuldu. Doğu Türkistan Vakfı, 12 Kasım Doğu Türkistan Millî Günü münasebetiyle şehitlerin ruhuna okunan Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından İstanbul’un farklı noktalarında vatandaşlara lokma ikram etti. Doğu Türkistan Vakfı Başkanı İlhan Turanlı, etkinlik kapsamında Kırım Haber Ajansına (QHA) yaptığı özel açıklamada, lokma dağıtımının sembolik anlamına dikkat çekti. "DOĞU TÜRKİSTAN, TÜRK MİLLETİNİN KALBİDİR" Turanlı QHA’ya verdiği demeçte, "Bugün burada dağıttığımız lokma, sıradan bir ikram değil; bir milletin acısıyla yoğrulmuş umududur. Doğu Türkistan halkı, 90 yıldır hürriyet mücadelesi veriyor. Biz bu topraklarda, kardeşliğin ve ortak hafızanın hâlâ canlı olduğunu göstermek istedik." ifadelerini kullandı. Ayrıca Türk halkının Doğu Türkistan davasına gösterdiği duyarlılığının her geçen yıl arttığını vurgulayan Turanlı, "Her lokma kutusunda aslında bir hatırlatma var: Doğu Türkistan, Türk milletinin kalbidir. Biz bugün burada, kardeşliğimizi tatlandırmak, unutturulmak istenen bir davayı yeniden hatırlatmak için buluştuk." dedi. DİRENİŞ, İNANÇ VE KİMLİK Turanlı etkinliğin yalnızca bir kutlama değil, aynı zamanda bir farkındalık çağrısı olduğuna değinerek, "Doğu Türkistan Millî Günü, sadece bir tarih değil; direnişin, inancın ve kimliğin sembolüdür. Vakıf olarak bu günü, her yıl halkımızla iç içe, sahada ve gönüllerde yaşatmaya devam edeceğiz." vurgusu yaptı. DOĞU TÜRKİSTAN MİLLÎ GÜNÜ Doğu Türkistan Türkleri, 12 Kasım 1933 ve 1944’te iki kez bağımsız bir devlet ilan etmişti. Bu nedenle, iki cumhuriyetin kuruluş yıl dönümü “Doğu Türkistan Milli Günü” olarak kutlanıyor. Dönemin Mançu rejimine karşı zafer elde eden Doğu Türkistan Türkleri, 12 Kasım 1933 ve 1944’te iki kez bağımsız bir Türk-İslam devleti ilan etmişti. İlanından sonra sadece dört ay ayakta kalabilen Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti 1933 ile ilanından sonra beş yıl hüküm süren Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin (1944) kuruluşlarının yıl dönümü olan 12 Kasım; Doğu Türkistan’ın bağımsızlık mücadelesinin hatırlanmasında ve Doğu Türkistanlı Uygur Türkleri ile diğer Türk toplulukları için büyük bir önem taşıyor. BİRİNCİ DOĞU TÜRKİSTAN İSLAM CUMHURİYETİ Bağımsızlık ateşini yakan Doğu Türkistanlılar, 12 Kasım 1933’te Birinci Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti kurdu. Hoca Niyaz’ın Cumhurbaşkanı ve Sabit Damollam’ın Başbakan olduğu bu Cumhuriyet, Çinli Müslümanların (Tunganlar) diğer Çinliler ile anlaşması ve Rusların da bu düşman kuvvetlere destek vermesi sonucunda büyük katliamlara maruz kalarak yıkıldı. YIKILIŞA GÖTÜREN ÇİN'DE KOMÜNİST VE SOVYET MANEVRALARI Doğu Türkistan’da dört yıllık milli ayaklanma, Çin içerisindeki komünistlerin ve Sovyetlerin Doğu Türkistan’da manevra alanı bulmasına neden oldu. Milliyetçi Çin hükumetinin bölgedeki isyanlardan sonra nüfuzunu Komünist Çinli komutanlara bırakması, Türkistanlılar için işleri daha karmaşık hale getirdi. Niyaz Hoca sonrası askeri birliklere komutan olan Abdu Niyaz, 1937’de Kaşgar’ı aldı. Çinlilere ve Ruslara karşı savaşabilmek için Tungan komutanlarla işbirliği girişiminde bulundu. Bunun üzerine, bölge geneline yayılan isyanı bastırmak için komünist Çinli vali Sovyetlerden yardım istedi. Sovyetlerin askeri takviyesinden sonra 1938 sonlarında ayaklanmalar bastırıldı. OSMAN BATUR DİRENİŞİ VE İKİNCİ CUMHURİYET 1940 yılına gelindiğinde Altay, Gulca ve Urumçi'de isyanlar çıkmış, Altay bölgesinde başarılar elde edilmiştir. Vali isyancıların isteklerini, özellikle Rusların bölgeyi terk etmesini anlaşmayla kabul ettiyse de bir yıl sonra bozdu. Osman İslam (Batur) bunun üzerine, Altay’da görev yapan bütün Rusları kurşunu dizdirdi. Osman Batur, 1944’e gelindiğinde hala bölgesine hakimdi. Bu sırada Doğu Türkistan, Çin’deki komünist ihtilalcilerin, milliyetçi Çin hükumetine karşı rahat zemin bulduğu bir alan haline geldi. Bundan yararlanan Uygur aydınları ve siyasileri, ayaklanmalara başladı. Nihayetinde Gulca’da Ali Han Töre, 12 Kasım 1944’te İkinci Doğu Türkistan Cumhuriyetini kurarak Cumhurbaşkanı oldu. YIKILIŞ VE ÇİN İŞGALİ Uygur siyasetçiler, Milliyetçi Çin’e karşı Sovyetler ile yakınlaşmışlardı. Komünizm, Çin’de zafer elde ettikten sonra, Komünist Rusya ile iyi ilişkiler içerisinde olsalar da bu yeni yönetimi tanımadılar. Alma Ata’ya davet edilen Ahmetcan Kasimi, İshak Beğ, Abdülkerim Abbas ve Delil Han uçakları düşürülerek öldürüldüler. Cumhuriyetin en parlak önderlerinden Canım Han Hacı, Urumçi'de idam edildi. 1949’da Cumhuriyet tamamen Çin tarafından ortadan kaldırıldı. Osman Batur, son mücadeleleri sırasında Şubat 1951’de esir düştü. Nisan ayında Urumçi'de asılarak idam edildi. 1946’dan itibaren devlet başkanı Ahmetcan Kasimi oldu. Daha sonrasında Türkiye’ye iltica eden İsa Yusuf Alptekin ise bu hükumetin Genel Sekreterliği görevini yürüttü.

Kıyiv’de “Haytarma: Hafıza Yolu” etkinliğiyle Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı kurbanları anıldı Haber

Kıyiv’de “Haytarma: Hafıza Yolu” etkinliğiyle Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı kurbanları anıldı

Ukrayna’nın başkenti Kıyiv’de bulunan Podil Tiyatrosu'nda, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı’nın 81. yılı münasebetiyle bir anma programı düzenlendi. “Haytarma: Hafıza Yolu” başlıklı etkinlik, müzik, şiir ve sahne sanatlarının bir araya geldiği kültürel bir sentez olarak izleyiciyle buluştu. 26 Mayıs akşamı düzenlenen etkinlikte şef Antoniy Kedrovskıy yönetimindeki “Kıyivska Kamerata” Ukrayna Milli Solistler Topluluğu sahne aldı. Gecede oyuncu ve yönetmen Ahtem Seitablayev, şair Tetyana Vlasova, uluslararası ödüllü kemancı Şevket Ablyalimov ve Ukrayna Halk Sanatçısı Femi Mustafaev, dans sanatçısı Elnara Halilova da performanslarıyla yer aldı. Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Kırım Daimî Temsilciliği Bilgi Dairesi Başkanı Yevhen Bondarenko, konuşmasında savaş zamanlarında bile kültürün, kimlik yeniden inşasının bir aracı olduğuna dikkat çekerek, “Bu tür projeler, halkın yeniden doğuşunun ve Ukrayna’nın geleceğinin bir parçasıdır. Kırım Tatar halkının kültürü sadece ulusal sahnelerde değil, dünya sahnelerinde de yer bulmalı.” dedi. Ayrıca Bondarenko, Kırım’a dair kültürel projelerin çeşitli zorluklarla karşılaştığını, özellikle de sanatçı sayısının sınırlı olduğunu vurguladı. Buna rağmen, bu tür etkinliklerin desteklenmesinin hayati önem taşıdığını belirten Bondarenko şunları kaydetti: Savaş 11. yıldır devam ediyor. Kültürel hafızaya yatırım yapmak, geçici olarak işgal altındaki topraklarımızın geleceğine yatırım yapmaktır. Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Refat Çubarov da etkinlikte bir konuşma yaparak tarihin unutulmaması gerektiğini şu sözlerle dile getirdi: Cezalandırılmayan kötülük, daha büyük felaketlerle geri döner. Bugün yaşananlar, geçmişte Ukrayna ve Kırım Tatar halklarına yapılanların sonucudur. Bugün yaşananların bir daha yaşanmaması için anma törenleri yapacağız, etkinlikler düzenleyeceğiz, yaşanan trajedileri anlatacağız. Unutmadığımız sürece yaşayacağız ve gelişeceğiz. Anma etkinliği, Kırım Tatar halkının yaşadığı trajediyi sanatsal ifadelerle anlatırken, milli kimliğin korunması ve hatırlanması adına güçlü bir mesaj verdi. Müzik, şiir ve sanatçıların performansları, geçmişin acılarını canlı tutarak geleceğe umut taşıdı.

Şehit lider Numan Çelebicihan Kırım'da anıldı Haber

Şehit lider Numan Çelebicihan Kırım'da anıldı

Vatan Kırım'da Kırım Tatar dilinde ve Latin alfabesinde yayımlanan Nenkecan kadın dergisi; 23 Şubat 2025 tarihinde Kırım Halk Cumhuriyeti'nin Başkanı; Kırım, Litvanya, Polonya ve Belarus Müslümanlarının Birinci Müftüsü, unutulmaz lider, antlı şehit ve Kırım Tatar milli marşının yazarı Numan Çelebicihan'ın doğumunun 140. yılı vesilesiyle anma programı gerçekleştirdi. Nenkecan Dergisi Başeditörü Zera Bekirova, Kırım Haber Ajansına (QHA) verdiği bilgide; anma programının, Çelebicihan'ın doğduğu günün belli olmaması nedeniyle şehit edildiği 23 Şubat günü icra edildiğini belirtti. Akmescit'teki Yeşil Ada Davet Salonu'nda düzenlenen etkinlik, şehit lider Numan Çelebicihan ve Kırım Tatar şehitler için Yasin-i Şerif okunmasıyla başladı. Ardından Doç. Dr. Nariman Abdulvahap, Doç. Dr. Şevket Yunusov ve Nenkecan Dergisi Başeditörü Zera Bekirova, Kırım Tatar halkının unutulmaz lideri Numan Çelebicihan hakkında sunum yaptı. Doç. Dr. Nariman Abdulvahap’ın hazırladığı sunumda Numan Çelebicihan’ın Kırım Tatar edebiyatındaki yeri hakkında bilgi verdiğini aktaran Zera Bekirova, “Ayrıca Numan Çelebicihan’ın insani yönlerinden bahsetti. Örneğin giyimine büyük önem verdiğini, çiçekleri sevdiğini anlattı. Çok ilgi çekici bir sunum oldu” dedi. Öte yandan, Doç. Dr. Şevket Yunusov ise "Numan Çelebicihan'ın şiirinde temsil eğilimi" başlıklı sunumu yaptı. Zera Bekirova, 1. Kırım Tatar Milli Kurultayı'nda kadınlara oy verme ve aday olma hakkının verilmesi ile ilgili maddenin anayasaya nasıl dahil edildiği ve Kırım Halk Cumhuriyeti Başkanı Numan Çelebicihan'ın buna verdiği destek hakkında sunum yaptı. Kendi sunumu hakkında Zera Bekirova şunları anlattı: Kırım Tatar kadın hareketi konusunda ve özellikle Numan Çelebicihan’ın kadın hareketine verdiği önem hakkında bilgi verdim. Cafer Seydamet’in anılarına dayanarak, kadınlara oy verme ve aday olma hakkının verilmesinin 1. Kırım Tatar Milli Kurultayı'nda hararetli tartışmaların sonucunda kabul edildiğini anlattım. Kurultay'da karşı çıkan çok oldu ama Numan Çelebicihan bu konuda ısrar etti. Cafer Seydamet hatıralarında bu konu hakkında, ‘Bazı ülkelerde kadınlara yaşama hakkı bile verilmezken Kırım’da kadınlara oy verme ve aday olma hakkının verilmesi ile ilgili madde anayasaya dahil edilmişti’ şeklinde bahsediyor. Kurultay'da kadınların haklarını savunurken Numan Çelebicihan meselenin dini tarafını öne sürerek; İslam’da kadınlara verilen önem ve saygıdan bahsederek bu maddenin kabul ettirilmesine vesile oldu. Anma programı sırasında Numan Çelebicihan'ın, yazdığı "Ant Etkenmen" şiirinin tam versiyonu başta olmak üzere birçok eseri okundu. PROGRAMA KATILAN HERKESE SARI LALE HEDİYE EDİLDİ Programa katılan herkese birer sarı lale hediye ettiklerini belirten Zera Bekirova, “Numan Çelebicihan’dan bir hatıra olsun istedik. Katılan herkese sarı lale hediye ettik.” şeklinde bilgi verdi. Ayrıca etkinliğe 200’den fazla kişinin katıldığını ve etkinlik sonunda herkesin organizatörlere böyle anlamlı bir anma programı düzenledikleri için teşekkür ettiğini belirtti.

Geniş kapsamlı Rus saldırılarının 3. yılında Ukrayna’nın Ankara Büyükelçiliğinde anma programı Haber

Geniş kapsamlı Rus saldırılarının 3. yılında Ukrayna’nın Ankara Büyükelçiliğinde anma programı

Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği, işgalci Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı topyekûn saldırıların 3. yılı olan 24 Şubat 2025 tarihinde önemli bir program düzenledi. Büyükelçilik binasında tertip edilen programa çok sayıda diplomat, asker, sivil toplum örgütü üyesi, basın mensubu ve vatandaş katıldı.  RUS SALDIRILARINDA HAYATINI KAYBEDENLER İÇİN 1 DAKİKALIK SAYGI DURUŞU  Tören, Rus saldırıları nedeniyle yaşamını yitiren Ukraynalı kahramanlar için 1 dakikalık saygı duruşu ve Ukrayna millî marşının okunmasıyla başladı. Marş okunduğu esnada Ukrayna bayrağı göndere çekildi.  "SAVAŞ KIRIM'IN İŞGALİYLE BAŞLADI" Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Oleksiy Çernışev (Oleksii Chernyshev) katılımcılara hitap ettiği konuşmasında, savaşın 2022'de değil 2014'te Kırım'ın işgaliyle başladığını vurguladı. Ukrayna'nın tarihindeki en kritik dönemlerden birisini yaşadığını aktaran Çernışev, "Bu savaşı biz başlatmadık, bu savaşı sona erdirmek isteyen millet biziz." diyerek, söz konusu iddialara tepki gösterdi. "2014'TEN BERİ UKRAYNA'NIN YANINDA DURAN MÜTTEFİKLERİMİZİN DESTEĞİ KÜÇÜMSENEMEZ" Ayrıca Ukrayna'nın 3 gün içinde düşeceğini zannedenlerin büyük bir hüsrana uğrayacağını belirten Çernışev şu ifadelere yer verdi: Modern Avrupa tarihinin en yıkıcı askeri saldırısı gerçekleşti. Üç gün haftalara, aylara, yıllara dönüştü. Bu; üç yıl süren mücadelemiz, cesaretimiz, fedakarlığımız ve birliğimiz oldu. Aynı zamanda üç yıl süren Rusya'nın acımasız katliamları, zulümleri ve suçları oldu. Ve üç yıl boyunca, sizin birlik içinde yükselen sesiniz, benzeri görülmemiş desteğiniz ve Rusya’nın kötülüğüne karşı ortak eylemleriniz bizimleydi. Bunun için teşekkür ederim. Sizin desteğinizi ölçmek ve hesaplamak imkansız. Her çaba, her mermi, her bağış Ukraynalı insanların hayatlarını kurtardı. 2014'ten beri Ukrayna'nın yanında duran müttefiklerimizin desteği küçümsenemez. Rusya'ya karşı baskılar uygulandı ve boyun eğilmedi. Ukrayna ve Avrupa için adil bir barış istiyoruz. Özgürlüğümüz için savaşmaya devam edeceğiz ve kimse bizi teslim olmaya zorlayamaz. Biz, garantilere dayanan kalıcı bir barış istiyoruz. Onlar olmadan, Putin ve rejimi durmayacaktır. Onu sadece ortak çabalarımız durdurabilir. "POLONYA, RUSYA'YA BASKIYI ARTIRMAYA DEVAM EDECEK" Ardından Polonya'nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Radosław Sadowski, savaşın Ukrayna'ya karşı değil tüm Avrupa'ya karşı olduğunu vurguladı. Rusya'nın çocuklar dahil olmak üzere tüm sivilleri, kritik altyapı tesislerini, ibadethaneleri, eğitim ve sağlık kurumlarını hedef aldığını belirten Sadowski, uluslararası toplumun ve Ukrayna müttefiki ülkelerin desteğinin önemine işaret etti. Sadowski, "Askerî, ekonomik ve insanî yardımlar, Ukrayna’nın Rusya’nın saldırısına direnmesine ve özgür uluslar arasındaki haklı yerini savunmasına yardımcı oldu. Ancak hepimizin bildiği gibi, mesele sadece Ukrayna değil. Bu, egemenlik ilkesini, uluslararası hukuku ve ulusların kendi geleceklerini belirleme hakkını savunmakla ilgilidir. Şu anda Avrupa Birliği Konseyi dönem başkanlığını yürüten Polonya, Ukrayna’nın yeniden inşası için çalışmaya ve Rusya’ya baskıyı artırmaya devam edecektir" değerlendirmesini yaptı.  KANADA BÜYÜKELÇİSİ, TAVİZ ÇAĞRILARININ BARIŞ GETİRMEYECEĞİNİN ALTINI ÇİZDİ Kanada'nın Ankara Büyükelçisi Kevin Hamilton ise konuşmasında Ottova'nın Kıyiv'e (Kiev) yönelik desteğini hatırlatarak, "Kanada, Ukrayna’nın yanında her adımda yer aldı, askerî yardım sağladı, Rusya’ya eşi benzeri görülmemiş ve koordineli yaptırımlar uyguladı, insanî yardım ulaştırdı ve savaş hâlâ devam ederken bile yeniden inşa çabalarını destekledi" dedi. Kanada'nın Ukrayna'ya yönelik desteğinin devam edeceğini vurgulayan Büyükelçi Hamilton, taviz çağrılarının barış getirmeyeceğini bunun ancak saldırganlığı cesaretlendireceğini söyledi. Ayrıca Ukrayna'nın bağımsızlık hakkının ihlal edildiğinin altını çizen Hamilton, Ukrayna olmadan hiçbir karar alınmaması gerektiğini sözlerine ekledi. Ukrayna'nın geleceğini yine Ukrayna'nın belirleyeceğini belirten Hamilton, "Bu yol; adalet, güvenlik ve kalıcı barış taahhüdüyle şekillenmelidir. Ukrayna için savunduğumuz ilkeler korunmalıdır" vurgusu yaptı. "UKRAYNA OLMADAN UKRAYNA HAKKINDA HİÇBİR KARAR ALINAMAZ" Kürsü konuşmaları kapsamında Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Thomas Hans Ossowski ise söz konusu Rus saldırganlığını korkunç bir savaş olarak nitelendirerek; uluslararası toplumun bunu kınadığını ifade etti. Ossowski, barışı en çok Ukrayna'nın istediğini ancak Kıyiv'in göz ardı edilmesiyle bunun mümkün olmayacağını vurguladı. Ossowski, "Ukrayna olmadan Ukrayna hakkında hiçbir karar alınamaz. Aynı şekilde, Avrupa güvenliği konusunda da Avrupa’sız hiçbir karar verilemez. Ukrayna ve Avrupa’nın dahil olmadığı herhangi bir anlaşma başarısızlığa mahkumdur." ifadelerine yer verdi. Ayrıca Ossowski, teklif edilen çarpıcı anlaşmaların yalnızca Rusya'nın yeniden silahlanmasına ve tekrar saldırmasına yol açacağını dile getirdi. Rusya'nın katliamını durdurmasıyla bu savaşın sona ereceğini belirten Ossowski, "Rusya’nın bu yeni-sömürgeci ve emperyalist savaşı, uluslararası toplumun egemen bir üyesine yönelik tamamen kışkırtılmamış ve haksız bir saldırıdır. Ukrayna’ya yönelik geniş çaplı işgal, küresel güvenliği tehdit etmekte ve savaşı Kuzey Kore ve İran gibi ülkeler aracılığıyla uluslararası bir boyuta taşımaktadır. Bunun yanı sıra, küresel gıda ve enerji piyasalarını da alt üst etmiş, tüm dünyada şok dalgalarına neden olmuştur." yorumunu yaptı.  Öte yandan Vladimir Putin idaresindeki Rusya'nın insanlık suçu işlediğinin altını çizen Ossowski, Moskova'nın itibarını tamamen kaybettiğini söyledi.  UKRAYNA'DA HAYATINI KAYBEDENLER İÇİN DUA Konuşmaların ardından Hristiyan din görevlisi Baba Victor ve Müslüman din görevlisi, imam Hasan Hüseyin Alkır, Ukrayna'da hayatını kaybeden ve Rus saldırganlığına karşı mücadele eden tüm savunmasız sivil ve askerler için dua okudu. Program; Ukrayna bayrağı önünde toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi. UKRAYNA'DAKİ RUS SALDIRGANLIĞI, SANAL GERÇEKLİK SERGİSİ İLE GÖZLER ÖNÜNE SERİLDİ Katılımcılar, Büyükelçilik binasına yerleştirilen Ankara Ukrayna Derneğinin sanal gerçeklik sergisini inceledi. Davetliler, VR gözlük sayesinde Ukrayna'daki Rus saldırganlığının boyutunu 3D olarak gördü. 

TÜRKSOY’da KKTC kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş anıldı Haber

TÜRKSOY’da KKTC kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş anıldı

Uluslararası Türk Kültür Teşkilatı (TÜRKSOY) ve KKTC'nin Ankara Büyükelçiliği organizasyonuyla 20 Şubat 2024 tarihinde “Doğumunun 100. Yılında Sanatçı Kimliği ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş” başlıklı anma programı düzenlendi. ???? TÜRKSOY, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın katılımıyla “Doğumunun 100. Yılında Sanatçı Kimliği ile KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş” başlıklı anma programı düzenledi pic.twitter.com/p1dfPA3ODB — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) February 21, 2024 Program, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, KKTC Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu, TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Raev ve KKTC’nin Ankara Büyükelçisi İsmet Korukoğlu'nun katılımıyla icra edildi. ETKİNLİKTE ÇOK SAYIDA KATILIMCI YER ALDI Saat 14.00’te TÜRKSOY binasında gerçekleşen etkinliğe; KKTC eski Başbakan Yardımcısı, Denktaş Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Serdar Denktaş, Türkiye Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, KKTC Cumhurbaşkanı Yaveri Hamit Soybir, Türkiye Dışişleri Bakanlığı KÜGY Genel Müdür Yardımcısı İlhan Şener, KKTC Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Fatma Arşehit Soykan, KKTC Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı Kültür Dairesi Müdürü Şirin Zaimağaoğlu, KKTC Milli Eğitim Bakanlığı Kültür Dairesi Müdürlüğü Leman Ünversi, Dışişleri Bakanlığı KDGM Genel Müdürü Büyükelçi Burak Özügrergin, Başbakan eski Baş Müşaviri ve Özel Kalem Müdürü Zeynel Yeşilay, Azerbaycan Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Eldar Aliyev, TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Sayit Yusuf, Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Dr. Yakup Ömeroğlu, Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı Destek Hizmetleri Dairesi Başkanı Abdulsamet Taş, Türkmenistan’ın Ankara Büyükelçisi Mekan İshan Guliyev, SESRIC Genel Direktörü Zehra Zümrüt Selçuk, Konya Milletvekili, TBMM KKTC Dostluk Grubu Başkanı Orhan Erdem, TOBB ETÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Sarınay, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar, AHBV Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fulya Bayraktar, TRT Dış Yayınlar Dairesi Başkanı Onur Çekiçi, ABB Dış İlişkiler Dairesi Başkanı Ramazan Kabasakal, Elektronik Yüksek Mühendisi, fotoğraf sanatçısı Mehmet Gökyiğit katıldı. Etkinlik, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın fotoğraf sergisinde kurdela kesim töreniyle başladı. Açılış konuşmalarını Büyükelçi İsmet Korukoğlu, TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Raev, Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu, Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve son olarak KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar yaptı. "RAUF DENKTAŞ ÖMRÜNÜ ANAVATAN BİRLİĞİNE ADADI" Açılış ve selamlama konuşmalarının ilkini yapan KKTC'nin Ankara Büyükelçisi Korukoğlu, Kıbrıs Türklerinin unutulmaz lideri Denktaş’ı andığı konuşmasında, "Kıbrıs Türkü’nün varoluş ve özgürlük mücadelesinin Dr. Fazıl Küçü'ten devralankurucu Cumhurbaşkanımız tüm hayatını Kıbrıs Türk halkını hak, eşitlik ve özgürlük davasına adamış ve haklı mücadelemizi anavtaan Türkiye ile fikir ve gönül birliğinde ömrünün son günlerine kadar özveri ve dirayetle savunmuştur" ifadelerini kullandı. Denktaş'ı cesareti ve diplomatik zekasıyla bir mücahit olduğunu vurgulayan Korukoğlu, onun sanatçı yönünü de ele aldı. Denktaş'ın yalnızca devlet adamı olmadığını aynı zamanda onun yazar, şair ve foroğraf sanatçısı olduğunua vurgu yaptı.  Büyükeçilik ile birlikte programın düznelenmesinde iş birliği yapan TÜRKSOY'a teşekkür etti. Büyükelçi Korukoğlu konuşmasını, "KKTC’nin uluslararası camia içerisinde hak ettiği yeri alması için canla başla çalıştığımız bu dönemde bu tür etkinlikler bizim için anlam kazanmaktadır. Türk dünyasının önemli isimlerinin eserlerini tanımak, korumak ve daha önemlisi gelecek nesillere aktarılmasını sağlamak önemli görevlerimizdendir" ifadeleriyle sonlandırdı. Korukoğlu konuşmasında; ömrünü hak, eşitlik ve özgürlük mücadelesine adayan Dr. Fazıl Küçük'ü, KKTC kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş'ı ve canlarını feda eden şehitleri rahmetle andı.  "TÜRK HALKLARI DENKTAŞ'I VE ONUN MÜCADELESİNİ UNUTMAYACAK, UNUTTURMAYACAK" Ardından TÜRKSOY Genel Sekreteri Raev kürsü konuşmasında, kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın sanatçı yönüne vurgu yaparak, “Hayatı, mücadeleyle dolu, ülkesine sınırsız sevdayla bağlı olan Denktaş, siyasi hayatının yanı sıra, aynı zamanda sanatçı, yazar ve şair kimliğiyle de önemli bir şahsiyet haline gelmiştir. Bundan dolayı Türkiye Cumhuriyeti, Denktaş'a Üstün Hizmet Şeref Madalyası takmıştır. Fotoğrafçı kimliği ile de bilinmekte olan Rauf Denktaş, resmi görüşmelerinde bile fotoğraf makinesi ile bulduğu her şeyi belgelemeye çalışmıştır. О, Amerika’da, Avrupa’da, Türk dünyasında ve Türkiye'de fotoğraf sergileri açmıştır. Fotoğrafları çeşitli kitaplarda ve takvimlerde kullanılmıştır”  bilgilerini anımsattı.  Programda katılımcılara teşekkür eden Raev konuşmasını şu ifadelerle sonlandırdı: “Rauf Denktaş ülkesinin varlığı, bütünlüğü ve bağımsızlığı yolunda verdiği onurlu mücadeleye ortaya koyduğu değerler ve aynı zamanda sanatçı kimliği ile daima hatırlanacaktır. İnsan olmanın, dava adamı olmanın, aile olmanın tüm değerlerini üstünde toplayan Denktaş, Kıbrıs Türk Halkının, Türk milletinin kalbinde yaşamaya sonsuza kadar devam edecek, gelecekte genç nesillere örnek olacaktır. Onu ve mücadele arkadaşlarını minnet ve şükranla yâd ediyoruz. Türk halkları olarak onu asla unutmayacak, unutturmayacağız. Ruhu şad, mekanı cennet olsun” "O SADECE LİDER DEĞİL, BİR BARIŞ SAVUNUCUSUYDU" KKTC Başbakan Yardımcısı, Kültür ve Çevre Bakanı Ataoğlu ise akabinde yaptığı konuşmada, "Kıbrıs Türk halkının untulmaz değerlerinden biri olan Rauf Raif Denktaş'ı anmak ve onun mirasını hatırlamak için bir araya geldik. Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş'ın doğumunun 100. yılı ve aramızdan ayrılışının 12 yılındayız. Denktaş, Kıbrıs Türk halkının özgürlüğü ve halkların savunması için yaşamını adayan büyük bir insan ve devlet adamıydı. Kıbrıs'ın bölünmesi ve Ada üzerindeki siyasi gerilimin artmasıyla Denktaş, Kıbrıs Türk halkının haklarının korunması için mücadele etmiştir. KKTC'de baskılarla mücadele eden Kıbrıs Türkleri 1974 yılında Türkiye'nin müdahalesiyle KKTC'nin kurulmasına öncülük etmiş büyük bir liderdir. Denktaş, Kıbrıs Türk halkının özgürlüğü ve mücadelesinde birçok zorlukla karşılaştı ancak liderliği sayesinde uluslararası alanda onun sayesinde Kıbrıs sorununu tüm dünyaya duyurdu. Denktaş, sadece KKTC'nin lideri değil bir barış savunucusuydu. Kıbrıs sorununa adil ve diyalog yoluyla kalıcı bir çözüm bulunması için çaba harcadı. Benim iki bayrağım var diyerek Türkiye'ye olan bağlılığını her fırsatta dile getiir, Anadolu'nun her köşesinde Kıbrıs sorununu anlatmıştır. Kıbrıs Türk halkı Denktaş'ın izinden gitmeye devam edecek ve onun mirasını koruyacaktır” dedi. “RAUF DENKTAŞ’IN EN BÜYÜK SANAT ESERİ KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’DİR” Programa katılım sağlayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Doğumunun 100. Yılında Sanatçı Kimliği ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş" konulu  etkinlikte olmaktan mutluluk duyduğunu söyledi. Yılmaz, konuşmasının başında onurlu mücadeleye ömrünü adayan Denktaş'ı yad etti. Yılmaz, "TÜRKSOY'un ev sahipliğinde merhum Denktaş'ı bugün yalnızca lider kişiliği ve devlet adamlığıyla değil aynı zamanda sanatçı yanıyla anmış olacağız. Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türkü on yıllarca Rum mezalimine korkuuszuca direnmiş, can vermiş, kan vermiş ve hürriyetinden vazgeçmemiştir. EOKA zulmüne rağmen 1571'den beri yurdu bildiği toprağı bırakmamış egemenliğinden asla taviz vermemiştir. Kıbrıs Türkü, Ada'nın Yunanistan'a bağlanması anlamına gelen Rumların ENOSİS hayallerine karşı azmin zaferini göstermişti. Denktaş, Kıbrıs Türkü'nün varoluş mücadelesine öderlik etmiş ve tüm Türk dünyası tarihinin sembol isimlerinden biri olmuştur. KKTC başta olmak üzere Denktaş'ın eserleri nefes almaya devam etmektedir. Sanatçı kimliği çerçevesinde bana göre Denktaş'ın en büyük sanat eseri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'dir" ifadeleri alkış topladı.  "AYRI BİR HALK OLMA ÖZLELİĞİ TAŞIYAN KIBRIS TÜRKÜ'NÜN KENDİ KADERİNİ TAYİN ETME HAKKI VARDIR" Ardından kürsüye davet edilen KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, "Bugün bizler için anlamlı bir gün. Çünkü TÜRKSOY ailesi Türk devletlerinin, Türk ulusunun neredebulursa bulsunlar özden gelen kültürü, sanatı, edebiyatı ve her türlü güzelliği yaymak suretiyle çalışmalar yapan öz ve güzide kuruluş TÜRKSOY'un Denktaş'ı sanatçı kimliğiyle tanıtması bizleri çok memnun etmiştir" diyerek herkese teşekkür etti. Tatar konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş elbette kendi mücadelesinde kendi hayatında hep yazdıklarıyla, ifadeleriyle gönlümüzde taht kurmuştur. Denktaş, EOKACI teröristlerin 103 köyümüzü yakıp yıkması, insanlarımızı soykırımdan geçirmesi gibi tüm bu acıları kendi yüreğinde hissetmiştir. Denktaş şahsi hayatında öyle acılar yaşadı ki bu acıları yaşayıp halkına büyük hizmetler vermeye teşvik ederek, kendi halkıyla iç içe olması kendi halkını sevmesi ve fotoğraflarıyla bu dünyadan ayrılıp giderken miras dediğimiz bıraktığı güzelliklerle Kıbrıs'ta çok güzel tespitler yapmıştır. Her fotoğrafın ayrı bir tespiti var. Çünkü o gün ışığı nerede doğduysa onun gölgesi, onun gözüyle gördüğüdür. Ülkemizin doğal güzellikleriyle her gittği köyde, uğradığı her mahallede çektiği fotoğraflarda o insanların gülüşleri ağlamaları ve mücadelelerini tespit etmiştir. Aynı zamanda büyük bir hayvansever ve şairliği vardır. Denktaş'ın Temmuz 2024'te 50. yılını kutlayacağımız Kıbrıs Barış Harekatı'nda yer alan Mehmetçiklerimizin fotoğrafını da çekmiştir."  Denktaş'ın kuruculuğunu yaptığı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için konuşma  yapan Tatar, "Ayrı bir halk olma özelliği taşıyan Kıbrıs Türkü'nün kendi kaderini tayin etme hakkı vardır. Kıbrıs Türk milletinin kendi devletini kurması gerekiyordu. Bu aşamalarda Fazıl Küçük’ün yardımcısı, yol arkadaşı olarak Rauf Denktaş da vardı. Hürriyetin ne anlama geldiğini çektiği fotoğraflarda görüyoruz" diyerek sözlerine son verdi. AZERBAYCAN CUMHURBAŞKANI ALİYEV, KKTC CUMHURBAŞKANI TATAR'I TDT'NİN ŞUŞA ZİRVESİ'NE DAVET ETTİ Ayrıca Tatar, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in kendisini Türk Devletleri Teşkilatının (TDT) temmuz ayında Şuşa'da yapılacak olan zirveye davet ettiğini duyurdu.  Açılış ve selamlama konuşmalarının ardından TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Raev, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a plaket takdim etti. Ardından Raev sırasıyla Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a, KKTC Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu’na, KKTC Ankara Büyükelçisi İsmet Korukoğlu’na plaket takdim etti. KKTC’nin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın hayatını anlatan kısa film gösterimi yapıldı. TRT Avaz tarafından yapılan belgesel film, büyük beğeni topladı. Ardından anma programına özel sunumlar icra edildi. "ONUN GERÇEK SANATI VATAN SAVUNMASINDAKİ GÜÇLÜ MÜCADELESİYDİ" Panelin ilk konuşmacısı KKTC eski Başbakan Yardımcısı, Denktaş Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Serdar Denktaş oldu. Denktaş paneldeki konuşmasında, "Bedenen aramızda olmasa da özgürlük mücadelesi vererek kurduğu ülkenin lideri olarak her zaman yüreğimizde yaşayacak olan Denktaş'ı andığı için TÜRKSOY'a teşekkür ederim" diyerek sözlerine başladı. Denktaş'ın kendisini hiçbir zaman sanatçı olarak görmediğini, ömrünü hak ve özgürlüğe adadığını dile getiren Serdar Denktaş, "Siyasi bir makine olmadığını hatırlayarak mücadelesine daha da güçlü sarılmasını sağlayan millet adına esasen içinde var olan ince kişiliğinin dışa vurumudur" dedi. "Rauf Denktaş, hiçbir zaman kendisini sanatçı olarak görmedi, şiir yazdı kendini şair olarak da görmedi. Onun  gerçek sanatı diplomasi, gerçek sanatı ortaya koyduğu kıvrak zekasının kullanma yöntemiydi. Onun ilham kaynağı; Atatürk, bayrak, vatan ve Türklük'tü"  dedi. DENKTAŞ UYGUR TÜRKLERİNİN YAŞADIĞI SOYKIRIMA VURGU YAPTI Konuşmacı Serdar Denktaş, Rauf Denktaş’ın gençliğinde yazdığı 2 şiirini okudu. Oğlu Serdar Denktaş, Rauf Denktaş'ın kendi günlüğü içinde bulunan şiirini ve ardından 82 yıl önce 20 Temmuz'da yazdığı "Bozkurt" isimli şiirini okudu. Cumhurbaşkanı Denktaş'ın hayatını, mücadelesini, inancını anlatan Serdar Denktaş, "Denktaş'ın en büyük sanat eseri hiç şüphesizz kendi halkını, Kıbrıs Türk azınlıklar kurulu üyesinden o güne kadar büyüklerimizden mücadeleyi devralan ve sabırla örerek devlet kuran halk haline getirmesidir. Ve gerçekten de en büyük eseri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'dir. Oğlu olarak Türk devletler birliğinin olauşbaileceğine inanlardan biriyim.KKTC'nin de içinde yer alacağı asil üye olarak bulunacağı bir Türk Devletleri Birliğinden eminim. Eziyet altında yaşamaya mahkum bırakılan Uygur Türklerinin hatırlanmamasının görüp üzülenlerdenim. TÜRKSOY'un kültürel faaliyetleri sayeisnde bu eksikliğin bu yanlışlığın giderilebileceğinden eminim" ifadelerini aktardı.  "HER SON SATIRDA YENİ BİR BAŞLANGIÇ VAR" Serdar Denktaş konuşmasına, Rauf Denktaş'ın şu sözleriyle son verdi: "Hakikatı, gerçeği, doğruyu, acı da olsa zor da olsa kabullenmek gerekir. Geçmişi hatırlamak ders almak demektir. Başta bu zorluğa yenik düşebilirsiniz, yüreğiniz yaralanabilir, kapanması zor yaralar açabilir. Ama doğruyu bulmak ve anlamak için korkmayınız, yılmayınız. Her son satırda yeni bir başlangıç olduğunu göreceksiniz" PANLEDE RAUF DENKTAŞ'IN SANATÇI YÖNÜNE DEĞİNİLDİ KKTC Milli Eğitim Bakanlığı fotoğraf sanatçısı, Yüksek Mühendis Mehmet Gökyiğit, kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın fotoğraflarını anlattı. KKTC'nin memleket fotoğraflarını çekerken, yaşama sevincini ortaya koyduğunu ifade eden Gökyiğit, Denktaş'ın romantik duygularını fotoğrafla desteklediğini söyledi. Gökyiğt, merhum Cumhurbaşkanı Denktaş'ın dünya çapında fotoğraf çektiğini ve fotoğraf sergileri açtığını anımsattı.  Ardından KKTC Başbakan Yardımcılığı Kültür Dairesi Müdürü Şirin Zaimağaolu paneldeki konuşmasına, Rauf Denktaş’ın “Kim Demiş?” adlı şiirini okuyarak başladı. Zaimoğlu, “Onu izlemek, onu takip etmek bizim boynumuzun borcudur” ifadesine yer verdikten sonra okuduğu şiiri şu ifadelerle dile getirdi:  "Onu (Denktaş) okumak ve anlamak ileriye daha güvenle bakmaktır. Olduğunuz ve olacağınız her ne varsa daha güçle daha kuvvetle okyanusta bir damla olmaya and içtiyseniz o gemide limana varacağınızı bilirsiniz" ÖMEROĞLU, DENKTAŞ'IN ANILARININ BİR KİTAP HALİNE GETİRİLMİESİNİ ÖNERDİ Panelin son konuşmacısı Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Yakup Ömeroğlu ise Denktaş’ın anı kitaplarına değindi. Ömeroğlu, "Bizim edebiyatımız siyasi anıtlarla başlar, Tonyukuk Abidesi siyasi anı metnidir. Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve kurtarcısı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kaleme aldığı Nutuk da siyasi bir anıdır. Denktaş'ın 1964-1974 yılları arasında kaleme aldığı 50'den fazla siyasi kitapta imzası var" diyerek sanatçı kimliğinin diğer yanına vurgu yaptı. Ömeroğlu, Denktaş'ın hatıralarının kitaplaştırılması gerektiğini belirtti. ETKİNLİK TOPLU FOTOĞRAF ÇEKİMİYLE SONA ERDİ Sunumun akabinde Raev, katılımcılara çiçek ve plaket takdim etti. Panel konuşmacısı Zaimoğlu ise TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Raev'e ve TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Sayit Yusuf'a hediye verdi.Etkinlik toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.