Ağır hastalığı sebebiyle tahliye edilmişti: Kırım Tatar siyasi tutsak Halilov yeniden esarete götürüldü!
Rus işgali altındaki Kırım’da Kırım Tatarlarına baskı uygulamak amacıyla kurgulanan sözde "Hizb-ut Tahrir Davası" kapsamında yasa dışı olarak 18 yıl hapis cezasına mahkûm edilen Kırım Tatar siyasi tutsak Lenur Halilov, ağustos ayında kavuştuğu özgürlüğünden yeniden mahrum kaldı.
Ağır onkolojik hastalığı nedeniyle daha önce serbest bırakılan Kırım Tatar siyasi tutsak, bugün tekrar alıkonuldu.
MAHKEME TAHLİYE ETMİŞTİ, SAVCILIK KARARI BOZDURDU
Halilov’un karaciğer kanseri, lenf metastazı, kronik hepatit C, hipertansiyon ve böbrek kistleri gibi ciddi hastalıkları bulunuyor.
Rusya'nın Kırım'da bulunduğu işgalci pozisyonu nedeniyle kendi ceza yasasını uygulamasının yasak olduğu gerçeğinin yanında; bu hastalıklar, Rusya hükûmetinin 54 sayılı kararnamesine göre dahi cezaevi koşullarında tutulması yasak olan rahatsızlıklar arasında yer alıyor. Bu nedenle Arhangelsk İsakogorsk Bölge Mahkemesi, Halilov’un tedavi için serbest bırakılmasına karar vermişti. Ancak ekim ayı ortasında savcılığın itirazı üzerine Arhangelsk Bölge Mahkemesi kararı bozarak Halilov’un yeniden cezaevine gönderilmesine hükmetti.
Halilov’un eşi Umida Halilov'un aktardığına göre, 8 Kasım sabahı dört sivil giyimli kişi evlerine geldi. Eşi, “Lenur ağa yola çıkmadan önce abdest almak istedi, beklediler. Ama onun bu kadar hasta olduğunu bile bile alıp götürdüler” dedi. Güvenlik güçleri yalnızca mahkeme kararını gösterdi, ancak herhangi bir belge bırakmadı. Halilov’un nereye götürüldüğü ise açıklanmadı.
KIRIM MÜFTÜSÜ AYDER RÜSTEMOV'DAN TEPKİ
Kırım Müslümanları Dini İdaresi Başkanı Müftü Ayder Rüstemov, ağır hasta olan Kırım Tatarı Lenur Halilov’un yeniden alıkonulmasına tepki gösterdi. Resmî sosyal medya hesabından açıklamada bulunan Rüstemov, Halilov’un yeniden alıkonulmasını “tıbbi raporları ve insan onurunu hiçe sayan bir yaklaşım” olarak değerlendirdi.
Halilov’un dini bayramlarda tertip edilen törenleri organize eden, ihtiyaç sahiplerine yardım eden ve Aluşta’daki Müslüman yaşamını canlandıran bir isim olduğunu vurgulayan Rüstemov,. “Onun faaliyetleri halkı kışkırtmak için değil, hizmet etmek içindi. Bugün onu ailesinden koparanlar, tedavi hakkını elinden alanlar, doğrudan hayatından sorumludur” ifadelerini kullandı.