SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Birleşik Krallık

QHA - Kırım Haber Ajansı - Birleşik Krallık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Birleşik Krallık haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Birleşik Krallık ve Norveç’ten tarihi adım: Rus tehdidine karşı ortak filo oluşturulacak Haber

Birleşik Krallık ve Norveç’ten tarihi adım: Rus tehdidine karşı ortak filo oluşturulacak

Birleşik Krallık ve Norveç, Kuzey Atlantik’te Rusya’nın artış gösteren deniz faaliyetlerine karşı ortak hareket etmek için bir savunma antlaşması imzalamaya hazırlanıyor. Antlaşma kapsamında iki ülke donanmaları, Rus denizaltılarını izlemek ve kritik öneme sahip denizaltı kablolarını korumak amacıyla birleşik bir savaş gemisi filosu oluşturacak ve torpido, otonom sistemler ve ortak tatbikatlar alanlarında da iş birliği yapacak. LUNNA HOUSE ANTLAŞMASI Lunna House Antlaşması olarak adlandırılan iş birliği, iki ülke arasında Eylül ayında imzalanan ve 10 milyar sterlin değerindeki ortak savaş gemisi programına dayanıyor. Birleşik Krallık’ın Glasgow bölgesinde üretilecek olan Type 26 fırkateynleriyle desteklenecek ortak filo, Grönland-İzlanda-Birleşik Krallık hattında devriye görevine çıkacak. Söz konusu fırkateynler sayesinde iki ülke, en az 13 denizaltı avcı gemisini ortak operasyonlarda kullanacak. Bu gemiler, Grönland-İzlanda-Birleşik Krallık hattındaki Rus deniz trafiğini izleyerek iletişim, elektrik ve gaz hatları için hayati öneme sahip olan denizaltı kablolarının güvenliğini sağlayacak. Bununla birlikte, Birleşik Krallık Kraliyet Deniz Piyadeleri (Royal Marines), Norveç’te zorlayıcı koşullar altında eğitim alacak ve Norveç yapımı uzun menzilli gemisavar füzelerini envanterine katacak. Ayrıca, Birleşik Krallık, Norveç’in insansız mayın avlama ve sualtı savaş sistemleri programına katılırken Birleşik Krallık Kraliyet Donanması ise, Norveç yapımı uzun menzilli gemisavar füzelerini envanterine katacak. BİRLEŞİK KRALLIK VE NORVEÇ, 75 YILDIR “OMUZ OMUZA” Son iki yılda Birleşik Krallık karasularında Rusya’ya ait gemilerin görülme oranının yüzde 30 oranında arttığını açıklayan Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı, altyapıyı korumak üzere alınan tedbirlerin güçlendirilmesi gerektiğini belirtti. Birleşik Krallık karasularında artan Rus tehdidine karşı ise Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, Norveç Başbakanı Jonas Store ile, İskoçya’da bulunan RAF Lossiemouth üssünde P-8 devriye ekiplerinden bölgede takip edilen gemiler hakkında bilgi aldı. Takip edilen gemiler arasında, Rus istihbarat gemisi Yantar da bulunuyor. Ayrıca, Starmer, Lunna House Antlaşması’nın kritik altyapının güvenliğini güçlendirdiğini vurgularken, Birleşik Krallık Savunma Bakanı John Healey, Birleşik Krallık ve Norveç’in, NATO’nun kuzey kanadında 75 yıldır “omuz omuza” durduğunu ve bu ortaklığın güvenliği daha da artıracağını belirtti.

Emel Kırım Vakfı Genel Sekreteri Maksudoğlu: Geleneklerimiz hâlâ yaşatılabilir Haber

Emel Kırım Vakfı Genel Sekreteri Maksudoğlu: Geleneklerimiz hâlâ yaşatılabilir

Emel Kırım Vakfı Genel Sekreteri Melek Maksudoğlu, Birleşik Krallık’taki Kırım Tatar diasporasının güncel durumunu Kırım Haber Ajansına (QHA) anlatarak önemli açıklamalarda bulundu. Kırım Tatar kültürünün yaşatılması adına gönüllü olarak çaba gösterilmesi çağrısında bulunan Maksudoğlu, Birleşik Krallık halkının ve medyasının Kırım Tatarları hakkındaki bilgi eksikliğine dikkat çekti. “KIRIM TATARLARININ İSMİ BİLE GEÇMEDİ” Birleşik Krallık’ın Kırım tutumundan bahseden Maksudoğlu, Rusya 2014 yılında Kırım’ı işgal ettiğinde Birleşik Krallık’ın basında Kırım Tatarlarından hiçbir şekilde bahsetmediğini kaydederek, “Biz, ilk başta milletvekillerine kişisel e-postalar göndermeye başladık. Kırım Tatarlarının Kırım’ın yerli halkı olduğunu ve azınlık olmalarının sebeplerini, ikinci bir sürgünle ve soykırımla tekrar karşı karşıya olduğumuzu ve bizden hiç bahsedilmediğini anlattık. Aynı zamanda The Guardian, Al Jazeera ve BBC dâhil olmak üzere bütün görsel ve yazılı basına e-postalar gönderdik, hatta telefonla mesajlar bırakmaya çalıştık. Kırım Tatarlarının ismi bile geçmedi, azınlık olarak dahi haklarımızdan bahsedilmedi. Biz bu girişimi Caner Mülayim ve Sinan Utku ile üç kişi başlatmış olduk” ifadelerini kullandı. “BİZ DE KIRIM TATARLARI OLARAK VARIZ, DEDİK” Kırım’da, 16 Mart 2014 tarihinde kamuflajlı Rus askerlerinin baskısı altında sözde referandumun düzenlendiği dönemde; Londra’daki Rusya Büyükelçiliğinin önüne İrlanda, İskoçya ve Manchester gibi yerlerden gelenlerle yürüyüş yapıldığını hatırlatan Maksudoğlu, Emel Kırım Vakfından Caner Mülayim ve Sinan Utku ile birlikte üç kişi olarak yürüyüşe katıldıklarını ve sahada bulunan medyaya demeçler verdiklerini belirtti. BBC’ye ve Al Jazeera’ya davet edildiğini ve konuşmalar yaptığını kaydeden Maksudoğlu, ”Birleşik Krallık halkı ve medyası, Kırım’da olan bitenleri bırakın, bu referandumu yalnızca Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan bir olay olarak görüyordu; Kırım Tatarlarının konusu geçmiyordu bile. İnsanları bilinçlendirmeye çalıştık, üniversitelerde sempozyumlar düzenlendi. İnanır mısınız, Kırım üzerine çalışan çok az kişi vardı. Bu şartlar altında biz, Kırım Tatarlarından bahsetmeye uğraştık. 2014’ten 2022 yılına kadar böyle zorlu bir süreç geçti. Ukraynalıların festivaline katılarak, ‘Biz de Kırım Tatarları olarak varız,’ dedik” şeklinde konuştu. Maksudoğlu ayrıca, Kırım Tatarlarının Rusya tarafından kaçırılmasının 2022’den sonra Birleşik Krallık basını tarafından ilgi gördüğünü fakat 2014’ten önce bu ilginin olmadığını dile getirdi. “GELENEKLERİMİZ HÂLÂ YAŞATILABİLİR” Maksudoğlu, Kırım Tatarlarına ait millî günleri kutlamakta herhangi bir siyasi çekinceye sahip olunmaması gerektiğinin altını çizerek, Kırım Tatarlarının gelenek ve göreneklerini yaşatmak adına çok fazla aktivitenin olduğuna fakat bu aktivitelerin gönüllü olarak yapılması gerektiğini şu sözlerle ifade etti: 18 Mayıs çok acı bir gün ve bunun siyasi hiçbir yanı yok. 18 Mayıs’ta, Emel Kırım Vakfı olarak Londra Ukrayna Derneği ve Ukrayna Sanat Evi ile anlaşıyorduk; KTMM Türkiye Temsilcisi ve Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay ve yapımcı, yönetmen ve metin yazarı Neşe Sarısoy Karatay’ın hazırladığı 'Kırımoğlu, Bir Halkın Mücadelesi' belgeselinden görüntüler gösteriyorduk; 18 Mayıs için bir şeyler yapmaya çalışıyorduk; acılı günümüz diye Türk dükkanlarından baklavalar alıp dağıtıyorduk, merkezî bir camide de dualar okutmuştuk. 18 Mayıs, Ramazan'a denk geldiğinde ise, iftar vererek şehitlerimizi anmıştık; 18 Mayıs adına birçok aktivite yapılabilir. 26 Haziran Kırım Tatar Millî Bayrak Gününde de merkez parklarda Kırım Tatar bayrağı açılıp piknik yapılabilir, örneğin. Ben, Birleşik Krallık’taki evimde pencereme Kırım Tatar bayrağı asıyordum, kimse de bana neden astığımı sormadı. Bununla birlikte fesle de gezilebilir ki, ben sokakta fesle geziyordum, fesimi ilgiyle karşıladılar ve ne olduğunu sordular. Oğlum da geçen sene Birleşik Krallık’ta kalpakla geziyordu. Bu tür geleneklerimiz hâlâ yaşatılabilir

Birleşik Krallık: Ukrayna’nın geleceğini Ukraynalılar belirlemeli Haber

Birleşik Krallık: Ukrayna’nın geleceğini Ukraynalılar belirlemeli

Birleşik Krallık Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Daimi Temsilcisi Neil Holland, Ukrayna’nın geleceğine yalnızca Ukraynalıların karar verebileceğini ve olası bir barış anlaşmasının ülkeye “güçlü güvenlik mekanizmaları” sağlaması gerektiğini ifade etti. Birleşik Krallık AGİT Daimi Temsilcisi Neil Holland, Viyana’da dün AGİT Daimi Konsey toplantısında yaptığı konuşmada ülkesinin tutumunun net olduğunu belirterek, “Ukrayna'nın geleceğinin Ukraynalılar tarafından belirlenmesi gerektiğine inanıyoruz. Adil ve kalıcı bir barışı garanti altına alacak herhangi bir anlaşmanın, Ukrayna'nın egemenliğini ve güvenliğini koruması; sınırların zorla değiştirilemeyeceği ilkesini teyit etmesi ve gelecekteki Rus saldırılarını önleyecek güvenilir güvenlik mekanizmalarını garanti altına alması gerekir.” dedi. İngiliz diplomat, ABD ve Ukrayna’nın Cenevre’de gerçekleştirdiği “son derece verimli” müzakerelere ilişkin ortak açıklamayı memnuniyetle karşıladıklarını da ifade etti. Holland’a göre Ukrayna, tam ve koşulsuz ateşkese hazır olduğunu her fırsatta göstererek barışa bağlılığını ortaya koyuyor. Öte yandan Holland, Rusya’nın müzakere süreçlerinde dahi saldırılarını sürdürdüğünü vurgulayarak şunları kaydetti: Son müzakere turu devam ederken Rusya, Ukrayna şehirlerini SİHA ve füzelerle vuruyordu. Maksimalist taleplerini koruyup sivilleri bombalayarak teslim olmaya zorlamaya çalışırken barışa hazır olduğunu iddia etmek tam anlamıyla absürttür. Birleşik Krallık’ın desteğinin süreceğini belirten Holland, Londra’nın Ukrayna’ya gerekli askeri ekipmanı sağlamaya devam edeceğini ve aynı zamanda Kremlin üzerindeki ekonomik baskıyı sürdüreceğini belirtti.

Lordlar Kamarası Üyesi Ricketss: Hiçbir barış planı, Ukrayna’nın topraklarını Rusya’ya vermesini talep etmemelidir Haber

Lordlar Kamarası Üyesi Ricketss: Hiçbir barış planı, Ukrayna’nın topraklarını Rusya’ya vermesini talep etmemelidir

İsveç’in başkenti Stockholm’de düzenlenen Uluslararası Kırım Platformu 4. Parlamenter Zirvesi'ne 70’ten fazla ülke ve uluslararası kuruluştan heyet katıldı. Ukrayna Parlamentosu Başkanı Ruslan Stefançuk ve İsveç Parlamentosu Başkanı Andreas Norlen başkanlığında düzenlenen bu yılki zirvenin gündemi, Ukrayna’ya verilen küresel desteğin pekiştirilmesi ve uluslararası toplumun Kırım’ın yasa dışı ilhakını tanımama yönündeki kararlılığının yeniden teyit edilmesi etrafında şekillendi. Katılımcılar, ayrıca Rusya’ya yönelik diplomatik ve siyasi baskının artırılmasına yönelik yeni adımları da değerlendirdi. “UKRAYNA’NIN HAYATİ MENFAATLERİ KORUNMALIDIR” Zirvede konuşan Lordlar Kamarası Avrupa İşleri Komisyonu Başkanı Peter Ricketts, 40 yıl boyunca Birleşik Krallık adına diplomatlık yaptığını ve uluslararası ölçekte bu kadar “tehlikeli ve öngörülemez” bir durumla karşılaşmadığını ifade ederek, “Çok kritik günlerden geçiyoruz; Ukrayna, sadece kendi bağımsızlığı ve onuru için değil, hepimizin güvenliği için savaşıyor” dedi. Rusya’nın 2022’de Ukrayna’ya karşı başlattığı topyekûn işgal girişiminden önce de Birleşik Krallık hükûmetlerinin Ukrayna’yı desteklediğini belirten Ricketss, Birleşik Krallık ile Ukraynalı yetkililerin birlikte çalıştığını, Birleşik Krallık’ın Ukrayna’ya cephane ve ekonomik destek sağlamak için üstün bir çaba gösterdiğini, Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer ve diğer Avrupalı liderlerin Zelenskıy ile sürdürülebilir bir barış inşa etmek için çalıştığını ifade ederek, “Eminim ki hepimiz, Ukrayna’nın şiddet ve yıkımın bitmesini ne kadar istediğini anlamaktayız. Stefançuk’un da dediği gibi, ‘Varılacak anlaşma, Ukrayna’nın onurunu ve bağımsızlığını korumalıdır’. Eğer bir ateşkes sağlanacaksa bu, herhangi bir dış müdahale olmadan Ukrayna ile müzakere edilmelidir ve Ukrayna’nın hayati menfaatleri korunmalıdır; 28 maddelik planın ise buna aykırı olduğu aşikârdır” değerlendirmesini yaptı. “PUTİN, ÇALDIĞI TOPRAKLARIN HUKUKEN TANINMASINI İSTİYOR” Müzakerelerin devam etmesini memnuniyetle karşılayan Ricketss, “(Ukrayna Cumhurbaşkanı) Zelenskıy’ın dediği gibi, ‘Putin, çaldığı toprakların hukuken tanınmasını istiyor’; kanaatimce asıl mesele de budur. Hiçbir barış planı, Ukrayna’nın topraklarını Rusya’ya vermesini talep etmemelidir” ifadelerini kullanarak, Rusya’nın Kırım’dan ve diğer bölgelerden çekilmesinin talep edilerek Birleşmiş Milletler (BM) Sözleşmesi’nin hayati ilkesine uyulduğunu belirtti. BM Sözleşmesi’ne göre, Ukrayna’nın kendi güvenlik politikasını ve müttefiklerini seçmekte tamamen özgür olduğunu hatırlatan Ricketts, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katıldığını hatırlatarak, Rusya’nın Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne yönelik gerçekleştirdiği tam ölçekli işgal ve saldırı girişimlerinin, Avrupa güvenlik mimarisini değiştirdiğini kaydetti. “Hollandalı meslektaşımın da (Derk Boswijk) söylediği gibi, Rusya’nın saldırılarına Avrupa Birliği (AB) olarak karşılık vermekte çok yavaş davrandık fakat şimdi silah üretimimizde ciddi bir artış söz konusudur” şeklinde konuşan Ricketss, Gönüllüler Koalisyonu’nun ateşkesin yürürlüğe girmesinden itibaren Birleşik Krallık’ı aktif olarak desteklemeyi planladığını dile getirdi.

Macron: Barış sonrası Ukrayna’da Türk, İngiliz ve Fransız güvenlik güçleri olabilir Haber

Macron: Barış sonrası Ukrayna’da Türk, İngiliz ve Fransız güvenlik güçleri olabilir

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Ukrayna'ya sağlanacak muhtemel güvenlik taahhüdü gücünde Fransız, Birleşik Krallık ve Türk askerlerinin olabileceğini söyledi. Cumhurbaşkanı Macron Fransız RTL radyosunda yaptığı açıklamada, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump'ın Ukrayna ve Rusya arasında barış sağlanması için sunduğu barış plan hakkında konuştu. Macron Rusya'nın kabul edeceği şekilde olduğunu ancak planın Ukrayna ve Avrupa tarafından kabul edilebilir olması için üzerinde çalışılması gereken noktaların bulunduğunu söyledi. “Barış istiyoruz ancak Ukrayna'nın teslim olacağı bir barış istemiyoruz." diyen Macron, barış sağlanması durumunda Ukrayna'nın kendisini savunması için ilk olarak kendi ordusunu yeniden inşa etmesi gerektiğini ve Ukrayna ordusunun kısıtlanamayacağını bildirdi. Bununla birlikte Macron, "Ukraynalılar adına hangi toprak tavizlerini vermeye hazır olduklarını kimse söyleyemez." dedi. Rusya'nın Avrupa'da dondurulan varlıkları konusuna da değinen Macron bu konuda kararı sadece Avrupa'nın verebileceğini belirtti. “BARIŞ İSTEMEYEN TEK ÜLKE RUSYA” Macron aynı zamanda, "Barışı istemeyen tek bir ülke var o da Rusya." dedi ve Moskova’nın hem sahada hem de enerji altyapısına yönelik saldırılarla süreci uzattığını söyledi. Macron, Rusya’nın hibrit saldırılar yürüttüğünü de söyledi ve "Rusya, Fransa da dâhil olmak üzere her gün siber ve bilgi saldırıları gerçekleştiriyor." dedi. BARIŞ SONRASI GÜVENLİK MİMARİSİNDE TÜRK ASKERİ Macron, barış anlaşması imzalandıktan sonra Ukrayna’da yeni bir güvenlik mimarisi kurulacağını duyurdu ve Kıyiv, Odesa ve ön cephe gerisine yakın güvenli bölgelerde Türk, İngiliz ve Fransız askerlerinden oluşacak “güvence güçlerinin” görev alabileceğini ifade etti. Macron ayrıca, bunun NATO çatısı altında değil, hükûmetler arası bir koalisyonla yapılacağını ve yaklaşık yirmi ülkenin kara, deniz ve hava desteğine hazır olduğunu söyledi. "Gençlerimizi Ukrayna'ya göndereceğiz" yönündeki söylentileri reddeden Macron, bu birliklerin yalnızca eğitim ve güvenliği sağlamakla görevli olacağını aktardı.

Kırım Platformu'nun bir sonraki durağı Londra: Birleşik Krallık, 2026 zirvesine ev sahipliği yapacak Haber

Kırım Platformu'nun bir sonraki durağı Londra: Birleşik Krallık, 2026 zirvesine ev sahipliği yapacak

İsveç’in başkenti Stokholm’de düzenlenen Uluslararası Kırım Platformu 4. Parlamenter Zirvesi'nde konuşan Birleşik Krallık temsilcileri, Ukrayna’ya verdikleri desteği bir kez daha teyit etti. Birleşik Krallık Avam Kamarası Başkan Yardımcısı Caroline Nokes ve Lordlar Kamarası Avrupa İşleri Komitesi Başkanı Peter Ricketts, Birleşik Krallık’ın Ukrayna’nın yanında olduğunu ve Rusya’yı Kırım’daki yasa dışı eylemlerinden dolayı sorumlu tutmaya devam edeceğini vurguladı. KIRIM PLATFORMU'NA GÜÇLÜ DESTEK Caroline Nokes, konuşmasında Birleşik Krallık’ın Kırım Platformu’na güçlü desteğini dile getirerek, “Bu platform, Rusya’nın Kırım’ı işgaline karşı küresel farkındalık yaratmak ve uluslararası çabaları birleştirmek için önemli bir mekanizmadır” dedi. ZİRVE 2026’DA LONDRA’DA Nokes, Birleşik Krallık’ın 2026 yılında Kırım Platformu Parlamenter Zirvesi’ne ev sahipliği yapacağını açıkladı. Ayrıca Nokes, Birleşik Krallık'ın stratejik ortak olarak Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü savunmaya ve Rusya tarafından kaçırılan Ukraynalı çocukların geri getirilmesi için uluslararası işbirliğini güçlendirmeye kararlı olduğunu belirtti. Lord Ricketts ise, “Tüm dünyadan parlamenterleri gelecek yıl Londra’daki zirveye katılmaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı. NOKES: KIRIM İÇİN MÜCADELE TÜM DEMOKRATİK ULUSLAR İÇİN MÜCADELEDİR Birleşik Krallık’ın zirveye ev sahipliği yapma kararının, ülkenin Ukrayna’ya olan sürekli bağlılığını ve uluslararası hukuku savunma kararlılığını gösterdiğini belirten Nokes, Ukrayna'ya desteğinin sarsılmaz olduğunu ve Kırım için verilen mücadelenin tüm demokratik uluslar için verilen bir mücadele olduğunu vurguladı.

Rusya’ya uzanan milyar dolarlık kara para ağı deşifre edildi! Haber

Rusya’ya uzanan milyar dolarlık kara para ağı deşifre edildi!

Birleşik Krallık Ulusal Suç Ajansı (NCA), milyar dolarlık kara para aklama ağlarının Rusya’nın Ukrayna’daki savaşını desteklemek için kullanıldığını açıkladı. NCA’ya göre, Birleşik Krallık’ta faaliyet gösteren bir ağ, yaptırımları delmek amacıyla Kırgızistan’daki bir bankada kontrol hissesi satın aldı. “OPERATİON DESTABİLİSE” SORUŞTURMASI Reuters haber ajansının gündeme taşıdığı habere göre, NCA, uluslararası kara para aklama ağlarına yönelik yürütülen “Operation Destabilise” adlı soruşturmanın ikinci aşamasında elde edilen bulguları kamuoyuyla paylaştı. Ajans, sokak suçlarından elde edilen nakit paranın kripto paraya dönüştürülerek uyuşturucu ticareti, organize suç ve devlet destekli faaliyetlerle bağlantılı hale getirildiğini vurguladı. NCA ve ABD Hazine Bakanlığı, geçen yıl Aralık ayında "TGR" ve "Smart" adlı iki ağın zengin Ruslar tarafından yaptırımları aşmak için kullanıldığını açıklamıştı. Londra, bu ağların uyuşturucu kaçakçıları, casuslar ve organize suç grupları için “nakit-kripto takası” yaptığını bildirmişti. KÜRESEL OPERASYON: 128 GÖZALTI, MİLYONLARCA STERLİN EL KONULDU NCA’nın verilerine göre, ABD, Fransa, İspanya ve İrlanda gibi ülkelerle yürütülen küresel operasyon kapsamında bugüne kadar 128 kişi gözaltına alındı. İngiltere’de ise 25 milyon sterlin (33 milyon ABD doları) değerinde nakit ve kripto paraya el konuldu. ABD Hazine Bakanlığı, geçen yıl bu grupların üyelerine yaptırım uygulamıştı. KIRGIZİSTAN BAĞLANTISI NCA, TGR’nin Kırgızistan’daki Keremet Bank’ta çoğunluk hissesinin satın alınmasıyla bağlantılı olduğunu açıkladı. ABD Hazine Bakanlığı, ocak ayında bu satışın Rusya’nın ticari ödemeleri için bir “yaptırım aşma merkezi” oluşturmayı amaçladığını bildirmişti. Keremet Bank ise karara itiraz edeceğini duyurdu. NCA, bankadaki hisselerin, ABD tarafından yaptırım uygulanan Ukrayna vatandaşı George Rossi ile bağlantılı bir şirket tarafından tutulduğunu belirtti. Rossi’nin TGR ağının başında olduğu düşünülüyor. NCA Ekonomik Suçlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Sal Melki, “Bugün bu ağların ne kadar büyük ölçekle çalıştığını ortaya koyuyoruz. Toplumlarımızdaki suçlarla, sofistike organize suçlular ve devlet destekli faaliyetler arasında doğrudan bir çizgi çekiyoruz” dedi.

Zelenskıy: Hazırlanan barış planı gerçek ve onurlu bir barışı güvence altına almalı Haber

Zelenskıy: Hazırlanan barış planı gerçek ve onurlu bir barışı güvence altına almalı

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer ve Almanya Başbakanı Friedrich Merz ile gerçekleştirdiği ortak telefon görüşmesinin ardından, hazırlanan barış planının “gerçek ve onurlu bir barış” sağlaması gerektiğini ifade etti. ZELENSKIY: ABD TARAFININ HAZIRLADIĞI BELGE ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ Zelenskiy sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Fransa, Almanya ve Birleşik Krallık liderlerle Ukrayna ve Avrupa’nın geleceğine yönelik barış planını ele aldıklarını belirterek, “ABD’nin, Başkan Trump ve ekibinin bu savaşın sona erdirilmesi için gösterdiği çabaları takdir ediyoruz. ABD tarafının hazırladığı belge üzerinde çalışıyoruz. Bu gerçek, onurlu bir barışı sağlayacak bir plan olmalı.” ifadelerini kullandı. “Temel ilkelerin korunması” amacıyla tüm tarafların yakın koordinasyon içinde olması gerektiğinin altını çizen Zelenskıy, “Sonraki adımları koordine ettik ve ekiplerin ilgili seviyelerde birlikte çalışması konusunda mutabık kaldık.” dedi. Zelenskıy ayrıca Fransa, Birleşik Krallık ve Almanya liderlerine Ukrayna’ya ve halkına verdikleri kararlı destek için teşekkür etti. ALMANYA HÜKÛMET SÖZCÜSÜ: LİDERLER UKRAYNA'YA TAM DESTEK VERDİ Almanya Hükûmet Sözcüsü Stefan Cornelius da liderlerin Zelenskıy ile yaptığı görüşmeye ilişkin bilgi vererek, üç Avrupa ülkesinin Ukrayna’nın “kalıcı ve adil barış” hedeflerine tam destek verdiğini aktardı. Sözcünün açıklamasına göre dört lider, Avrupa ülkeleri ve ABD ile yakın koordinasyonu sürdürme konusunda anlaşırken; herhangi bir anlaşmanın Avrupa devletlerini, AB’yi veya NATO’yu ilgilendirmesi durumunda, bu yapıların onayı veya müttefikler arasında konsensüs gerektiğinin altı çizildi. Ayrıca, temas hattının herhangi bir mutabakatın başlangıç noktası olması ve Ukrayna ordusunun ülkenin egemenliğini etkin şekilde savunma kapasitesini koruması gerektiği vurgulandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.