SON DAKİKA
Hava Durumu

#Birleşmiş Milletler

QHA - Kırım Haber Ajansı - Birleşmiş Milletler haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Birleşmiş Milletler haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

ABTTF, Yunanistan'ı AİHM kararlarını uygulamaya çağırdı Haber

ABTTF, Yunanistan'ı AİHM kararlarını uygulamaya çağırdı

Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) 18 Haziran-12 Temmuz 2024 tarihleri arasında İsviçre'nin Cenevre kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyinde, azınlık haklarından mahrum bırakılan Batı Trakya Türk toplumuna dikkat çekti. BATI TRAKYA TÜRK TOPLUMU AZINLIK HAKLARINDAN MAHRUM BIRAKILIYOR Federasyon, Konseyin 56. Olağan Oturumu'nda “Yunanistan’da demokrasi ve hukukun üstünlüğüne yönelik kısıtlamalar çerçevesinde dernek kurma özgürlüğünün ihlali” ve “Batı Trakya Türk toplumuna karşı sistematik ayrımcılık kapsamında hak savunucularına yönelik itibarsızlaştırma ve hedef gösterme” başlıklı iki bildiri sundu. Yazıda, Yunanistan'da Batı Trakya Türklerinin Lozan Anlaşması kapsamında elde ettiği azınlık haklarından mahrum bırakıldığı; dernekleşme, dil ve din konusunda baskı altında kaldıkları ve bu baskının son dönemde artış gösterdiği belirtildi.  ABBTF Yunanistan'ın İskeçe Türk Birliği Başkanı Ozan Ahmetoğlu'na açılan davaya ve yine Yunanistan mahkemesince kapatma kararı alınan Batı Trakya Fenerbahçeliler Kültür ve Spor Derneğine işaret etti. YUNANİSTAN, AİHM KARARLARINI UYGULAMALI! Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulanmasının demokrasi ve hukukun üstünlüğünün en önemli göstergelerden biri olduğunu ifade eden Federasyon tarafından, Yunanistan'ın Batı Trakya Türk toplumunun dernek kurma özgürlüğüne set çektiği vurgulandı. Bu bağlamda Federasyon, Yunanistan'ı AİHM kararlarını uygulamaya çağırdı.  Bildirilere ulaşmak için aşağıdaki bağlantılara tıklayabilirsiniz: https://documents.un.org/doc/undoc/gen/g24/110/10/pdf/g2411010.pdf?token=vVbsmAuJuDaE9olUez&fe=true https://documents.un.org/doc/undoc/gen/g24/104/91/pdf/g2410491.pdf?token=SMakzZc8TA8BR6rhWA&fe=true

BM'de silah ambargosu gerginliği! Kuzey Kore ile Rusya arasındaki anlaşma bugün konuşulacak Haber

BM'de silah ambargosu gerginliği! Kuzey Kore ile Rusya arasındaki anlaşma bugün konuşulacak

Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Birleşmiş Milletler (BM) Büyükelçi Yardımcısı Robert Wood, 28 Haziran 2024 tarihinde BM Güvenlik Konseyinde yapılacak olan toplantıya dikkat çekti. Wood, işgalci Rusya'nın Kuzey Kore ile yaptığı savunma anlaşması kapsamında Ukrayna'ya gönderilecek olan ordu konusunda yaşanacak bir gerginliğe işaret etti. "KUZEY KORE'NİN AMBARGO İHLALİ KÜRESEL TOPLUM İÇİN BİR TEHDİT" Wood, ABD'nin BM Güvenlik Konseyinde Kuzey Kore'ye uygulanan silah ambargosunun ihlal edilmesi nedeniyle Rusya ile karşı karşıya geleceğini söyledi. Birleşik Krallık basın servisi Reuters'a açıklamada bulunan Wood, "Bu durum tüm küresel toplum için büyük bir endişe kaynağı olmalı" diyerek, Rusya'nın BM Güvenlik Konseyi kararını ihlal eden "haydut bir devletle iş birliği" yaptığını vurguladı. Wood bu ihlalin görülmemiş bir durum olduğunu ve bunu her yere duyurmak gerektiğini ifade etti.  Öte yandan Wood, Çin'in bahsi geçen ihlal hakkındaki tutumunu merak ettiğini dile getirdi.  KUZEY KORE BM'DE SİLAH AMBARGOSUNA TÂBİ Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçen hafta Kuzey Kore ziyaretinde Kim Jong-un ile bir araya gelerek iki ülke arasındaki savunma alanında iş birliği anlaşmasına imza atmıştı. Bu kapsamda resmî kaynaklar, Kuzey Kore ordusunun Rus saldırıları altındaki Ukrayna'nın Donetsk bölgesine askerî birlik göndereceğini duyurmuştu. BM'de 2006 yılından bu yana nükleer ve balistik füze nedeniyle silah ambargosuna ve BM yaptırımlarına tâbi tutulan Kuzey Kore, tepkilerin hedefi haline geldi.

KTMM ABD Temsilcisi Bakkallı: Dünya 21. yüzyılı yaşarken Rusya 18. yüzyıl kafasıyla hareket etti Haber

KTMM ABD Temsilcisi Bakkallı: Dünya 21. yüzyılı yaşarken Rusya 18. yüzyıl kafasıyla hareket etti

Yağmur Filiz Şahin/QHA Ankara Birçok dünya ülkesinin yeterince tepki göstermediği Vladimir Putin idaresindeki Rusya tarafından, 2014 yılında işgal edilen vatan Kırım topraklarının demografisi bugün işgalci yönetim tarafından değiştiriliyor. Kırım Tatarları 21. yüzyılda haksız yere alıkonularak ailelerinden ve hatta vatanlarından koparılıyor. Rusya’nın 24 Şubat 2022’de Ukrayna’nın tamamına karşı başlattığı topyekûn saldırıların ardından Avrupa ülkeleri söz konusu savaşa ve işgale karşı çıkmaya başladı. Kırım Haber Ajansı (QHA), Birleşmiş Milletlere (BM) bağlı ülkelerin tutumu hakkında merak edilenleri Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Temsilcisi ve Dünya Kırım Tatar Kongresi (DQTK) Üyesi Ayla Bakkallı'ya sordu. "RUSYA'NIN AMACI TÜM UKRAYNA'YI ALMAKTI" Bakkallı, QHA’nın “Savaşa karşı çıkan birçok ülkenin yer aldığı BM, Rus işgali altındaki Kırım hakkında ne düşünüyor?” sorusuna kapsamlı bir yanıt verdi. İşgalin yılı olan 2014’ten topyekûn saldırıların yılı olan 2022’ye kadar Kırım sorununun diplomatik yollarla çözüme kavuşturulmaya çalışıldığını belirten Bakkallı, “Rusya’nın amacı tüm Ukrayna’yı almaktı. Bu savaş bize bunu gösterdi.” dedi. Bakkallı, BM’de 100’den fazla ülkenin Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü savunduğunu ifade etti. Bununla birlikte BM ülkelerinin 2022’de başlayan savaş ile birlikte Kırım’ın Ukrayna toprağı olduğunu dile getirdiğini vurguladı. "DÜNYA 21. YÜZYILI YAŞARKEN RUSYA 18. YÜZYIL KAFASIYLA HAREKET ETTİ" İşgalin BM ülkeleri tarafından önlenip önlenemeyeceğine dair yöneltilen soruya Bakkallı, 2013 yılında kimsenin Rusya’nın Kırım’ı işgal edeceğini düşünmediğini dile getirdi. Bakkallı, “Rusya 18. ve 19. yüzyılın düşüncesiyle hareket etti. Bu yüzden dünya bunu anlayamadı. Kimse Rusya’nın bunu yapabileceğini bilemedi. Ne KTMM ne Ukrayna ne de Batı... Çünkü dünya 21. yüzyıldaydı. Teknoloji, sosyal medya ve hukuka dayalı, bir karşı duruş sergiledi.” ifadelerini kullandı. "KIRIM HİÇBİR ZAMAN RUSYA'NIN OLAMAZ" Bakkallı, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı’na ilişkin olarak BM’nin tutumuna da değindiği konuşmasında, örgütün Kırım Tatar halkını yerli halk olarak kabul ettiğini anımsattı. “Ukrayna’nın demokratik bir ülke olarak toprak bütünlüğünü desteklediğimiz sürece Kırım Tatarlarının her zaman özgürlüğüne kavuşacağına inanmalıyız. Yani Ukrayna’nın demokrasisi demek Kırım’ın özgürlüğü demek. Bu yüzden Kırım hiçbir zaman Rusya’nın olamaz.” diyen Bakkallı, Ukrayna’nın da bunun için bugün Rusya’ya karşı savaştığını aktardı. Bakkallı, ABD'deki Kırım Tatar diasporası, Kırım Tatar temsilciler, Ukrayna Büyükelçiliği ve Ukrayna Konsolosluğu ile Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı’nın 80. yıl dönümünde düzenlenen anma töreniyle hayatını kaybeden Kırım Tatarlarını andıklarını kaydetti. Etkinlikte Ukraynalıların da göz yaşlarına hâkim olamadığını ifade eden Bakkallı, “Aynı ülke, sadece bugün farklı rejim” vurgusu yaptı. Son olarak Bakkallı, bugün işgal altında olan Kırım’daki askerî hareketliliklerin birer ümit taşıdığını belirtti.

Ukrayna İnsan Hakları Yetkilisi Lubinets'ten resmî adım! Haber

Ukrayna İnsan Hakları Yetkilisi Lubinets'ten resmî adım!

Vladimir Putin emrindeki işgalci Rus askerlerin geniş çaplı işgal girişiminde esir aldıkları Ukraynalı askerlere yönelik tutumları kamuoyunda tepki çekiyor. İşgalcilerin sosyal medya platformlarına eklediği video kayıtlarında görülen savaş suçları ise birer kanıt olarak sunuluyor.  "RUSLARIN BU MUAMELESİ OLAĞAN TAKTİKTİR" Ukrayna İnsan hakları Yetkilisi (Ombudsman) Dmıtro Lubinets (Dmytro Lubinets), Rus askerlerin Ukraynalı savaş esirlerini alaycı söylemlerle elleri ve gözleri bağlı bir şekilde götürüldükleri videoya tepki gösterdi. Telegram adlı sosyal medya platformuna eklenen söz konusu video hakkında değerlendirmede bulunan Lubinets, "Rus askerlerin Ukraynalı savaş esirlerine kötü muamele ettiğini gösteren video internette yayılıyor. İlk raporlar, bunun Rusların saldırı eylemleri gerçekleştirmeye çalıştığı Harkiv cephesinde gerçekleştiğini söylüyor.  Videoda dayak, aşağılama, tehdit ve silahlı saldırı taklidi görülüyor. Ne yazık ki Ukraynalı savaş esirlerine yönelik bu tür muamele bir istisna değil, işgalcilerin olağan taktiğidir" ifadelerini kullandı.  Омбудсмен Дмитро Лубінець опублікував відео з соцмереж, на якому зафіксовано знущання з українських полонених, імовірно, на Харківському напрямку pic.twitter.com/5Or4OtcDbf — Українська правда ✌️ (@ukrpravda_news) June 2, 2024 LUBİNETS, ULUSLARARASI KIZILHAÇ KOMİTESİ VE BM'YE RESMÎ MEKTUP GÖNDERDİ Söz konusu videoya dikkat çeken Lubinets, kötü muamele nedeniyle Uluslararası Kızılhaç Komitesi'ne (ICRC) ve Birleşmiş Milletler'e (BM) başvurdu. Lubinets, Cenevre Sözleşmesi kapsamında savaş esirlerinin insanî muamele görmesi gerektiğinin altını çizdi. Videonun Rusya'nın Cenevre Sözleşmesi'nin üzerini çizdiğini gösteren bir kanıt olduğunu belirten Lubinets, "ICRC ve BM'ye, istismarın gerçeklerini belgelemeleri için resmî mektuplar gönderdim. Bu, suçlulara karşı gelecekte kurulacak mahkeme için delil tabanına bir başka katkı olacak" bilgisini verdi. Lubinets daha önce sosyal medya platformuna eklenen videolarda gördüğü Ukraynalı savaş esirlerin infazı hakkında yine ICRC ve BM'ye resmî başvuruda bulunmuştu. 

BM Srebrenitsa Soykırımı'nı tanıdı Haber

BM Srebrenitsa Soykırımı'nı tanıdı

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kuruluna taşınan Srebrenista Soykırımı hakkında 23 Mayıs 2024 tarihinde yapılan oylamayla "1995 Srebrenitsa Soykırımı'nı Anma ve Uluslararası Düşünce Günü" olarak ilan edildi. Bosna Hersek Savaşı'nda (1992-1995) Sırpların 8 bin 372 vatandaşı katlettiği Srebrenitsa şehrinde yaşananlar, 29 yıl sonra BM nezdinde de kabul edildi.  84 LEHTE OY KULLANILDI Genel Kurul'da Srebrenitsa'da yaşanan soykırım dolayısıyla 11 Temmuz günü, yaşananları anmak üzere "1995 Srebrenitsa Soykırımı'nı Anma ve Uluslararası Düşünce Günü" olarak ilan edildi. Almanya ve Ruanda tarafından sunulan karar tasarısı 84 evet, 19 hayır, 68 çekimser oyla kabul edildi. Kararda her türlü inkar kınandı ve BM üyesi ülkeler, gerçekleri korumaya çağırıldı. Böylelikle BM nezdinde ilk kez 11 Temmuz 2024 tarihinde Srebrenitsa'daki soykırım anılacak. Soykrımı tanıyan Türkiye, Birleşik Krallık, Amerika Birleşik Devletleri "evet" yönünde oy kullanırken; Rusya, Belarus, Çin ve Sırbistan ise "hayır" yönünde oy kullandı.  Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandr Vucic'in oylama sonucuna verdiği tepki ise gündem oldu. Vucic'in, 84 evet oyuna karşı tedirginlikle karşılık verdiği anlar kameralara yansıdı.  SREBRENİTSA SOYKIRIMI NASIL GERÇEKLEŞTİ? 1992’de Yugoslavya’dan ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Bosna Hersek, 3 buçuk yıl süren bir savaşa sahne olacaktı. Birleşmiş Milletler (BM) tarafından güvenli bölge ilan edilen Srebrenitsa’nın, can güvenliği tehlikesi yaşayan 25 bin sığınmacıya yuva olması bekleniyordu. Ancak, burası binlerce insana mezar oldu. Tarihler 11 Temmuz 1995’i gösterdiğinde Srebrenitsa’yı korumakla yükümlü Birleşmiş Milletler Temsilcisi Hollandalı Albay Ton Karremans ve 400 kişilik sözde Hollandalı Barış Gücü askeri, bölgeyi Sırpların eline teslim etti.  Sonradan “Bosna Kasabı” olarak anılacak olan savaş suçlusu Sırp Komutan Ratko Mladiç, bir ilkokulun öğretmenler odasında atılan imza ile Srebrenitsa’da Müslümanların katledilmesi için Sırp güçlerine emir verdi.  Evlerinden “Elleriniz yukarıda dışarı çıkın, bir şey olmayacak” sözleriyle çıkarılan Müslüman Boşnaklar, o gün ölüme yürüdü. Kadınlar ve erkekler birbirinden ayrıldı. Tecavüze uğrayan kadınların çocukları ve eşleri ise dağlarda, ormanlarda kurşuna dizildi. Yaşanan insanlık ayıbını örteceğini düşünen Sırplar katliamın izini silmek için öldürülen Boşnakların kemiklerini toplayıp toplu mezarlara gömdü. Yetmedi, uydu görüntüleriyle toplu mezarları gizlemeye kalktılar. Katledilen Boşnakların ahını duyan mavi kelebekler mezarların başında kanat çırpmaya başladı. Böylelikle katliamın kanıtları bir bir ortaya döküldü.  Lahey Uluslararası Adalet Divanı, Srebrenitsa’da yaşanan katliamı, 2007 yılında soykırım olarak nitelendirdi. Bosna kasabı Mladiç ve katliamdan sorumlu Sırplar, savaş suçlusu olarak müebbet hapis cezasına çarptırıldı.  Müslüman olduğu için katledilen 8 bin 372 kimliği tespit edilen Boşnakın, kemikleri her sene katliamın yıldönümünde Potoçari Anıt Mezarlığı’na defnediliyor.  Katliamın acısı yürekleri kanatsa da bilge lider Aliya İzzetbegoviç’in şu sözleri akıllara geliyor: “Ne yaparsanız yapın soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır”

Cumhurbaşkanı Tatar: Holguin’den beklentim; Kıbrıs'ta son yarım asırda yaşananları en iyi şekilde tahlil edip, bunları raporuna yansıtmasıdır Haber

Cumhurbaşkanı Tatar: Holguin’den beklentim; Kıbrıs'ta son yarım asırda yaşananları en iyi şekilde tahlil edip, bunları raporuna yansıtmasıdır

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar 8 Mayıs'ta ile görüştü. Görüşmenin ardından Tatar ve Holguin görüşmeye dair basın açıklaması yaptı.  TATAR'DAN CUELLAR'A "KENDİSİNDEN BEKLENTİM; YAZACAĞI RAPORDA, BÜTÜN BU GERÇEKLERİ, KIBRIS'TA SON YARIM ASIRDA YAŞANANLARI EN İYİ ŞEKİLDE TAHLİL EDİP, BUNLARI RAPORUNA YANSITMASIDIR" Holguin'e yürüttüğü bütün çalışmalardan dolayı teşekkür eden Cumhurbaşkanı Tatar, “Kendisinden beklentim; yazacağı raporda, bütün bu gerçekleri, Kıbrıs'ta son yarım asırda yaşananları en iyi şekilde tahlil edip, bunları raporuna yansıtmasıdır. Çünkü kendisi altı aydır muhataplarıyla Kıbrıs meselesinin özünü anlama ve tekrar öğrenme fırsatı bulmuştur. Dolayısıyla, bütün bunları, Kıbrıs Türk halkını yapılan haksızlıkları ve Kıbrıs Rum halkının nasıl pozisyonunu istismar ederek esas itibarıyla Kıbrıs’ta çözümsüzlüğün esas kaynağı olduğunu rapora yansıtması benim temennim ve dileğimdir.” ifadelerini kullandı.  ULUSLARARASI TOPLUM KIBRIS'TA KALICI ÇÖZÜMÜ DESTEKLİYOR  Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a bazı ülkelere yaptığı ziyaretlerden bahsettiğini ve uluslararası toplumun Kıbrıs'ta kalıcı çözümü desteklemesinin önemli olduğunu düşündüğünü aktardı. Holguin, yapıcı bir görüşme gerçekleştirdiğini ve Tatar’ın pozisyonunu yinelediğini ifade ederek “Artık sorumluluk liderlerdedir.” dedi. TATAR-HOLGUIN İKİNCİ GÖRÜŞMESİ Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar,  Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar ile KKTC Cumhurbaşkanlığında ikinci kez bir araya gelmişti. Cumhurbaşkanı Tatar ile Temsilci Holguin’in 2 Şubat'ta gerçekleşen ikinci görüşmesine, ilk görüşmede yer alan heyetler katılmamıştı. Baş başa geçen görüşme yaklaşık 30 dakika sürmüştü. Holguin görüşmede, Kıbrıs’ta bulunduğu süre içinde yaptığı temaslarla ilgili izlenimlerini Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile paylaşmıştı. Cumhurbaşkanı Tatar ise, yeni ve resmî bir müzakere sürecinin başlaması için KKTC'nin egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüsünün teyit edilmesi gerektiğinin bir kez daha altını çizmişti.

Srebrenitsa Soykırımı ile ilgili son karar BM'de! Haber

Srebrenitsa Soykırımı ile ilgili son karar BM'de!

Avrupa'nın İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra gördüğü en büyük katliamların yaşandığı Bosna Hersek Savaşı'nın (1992-1995) acı izi hala hafızalardaki yerini koruyor. Bosna Hersek'in Srebrenitsa kentinde 8 binden fazla Müslüman Boşnak'ın katledildiği Srebrenitsa Soykırımı Birleşmiş Milletlerin (BM) gündeminde.  ULUSLARARASI SOYKIRIMI ANMA GÜNÜ İLE İLGİLİ SON KARAR BM'DE Bosna Hersek'in BM daimi temsilcisi Zlatko Lagumdzija, 11 Temmuz'u "Srebrenitsa'daki Uluslararası Soykırımı Anma Günü" kabul eden nihai karar teklifinin BM Genel Kurulu Başkanı Dennis Francis'e ve BM'deki tüm daimi misyonlara gönderildiğini duyurdu. 1 Mayıs 2024 tarihinde açıklama yapan Büyükelçi Lagumdzija, "Çeşitli kapsayıcı danışma turundan sonra, cross-regional core group (bölgeler arası çekirdek grup) tarafından hazırlanan "Srebrenitsa 1995 Soykırımı Uluslararası Anma Günü" karar tasarısı, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Başkanı Dennis Francis'e ve tüm BM Daimi Misyonlarına gönderildi. 1 Mayıs kutlu olsun!" ifadelerini kullandı.  Nakon više krugova inkluzivnih konsultacija, Finalni prijedlog Rezolucije “Medjunarodni Dan refleksije i komemoracije Genocida u Srebrenici 1995”, od strane “cross- regional core group”, otišao prema Predsjedniku @UN_PGA i svim stalnim misijama u UN. Sretan 1. Maj! — Zlatko Lagumdžija (@LagumdzijaZ) May 1, 2024 "GELECEKTE SOYKIRIM OLAYLARININ ÖNLENMESİ İÇİN ANMADIR" BM'nin son karar metninde "Srebrenitsa'daki soykırımın inkarını tarihi bir olay olarak koşulsuz olarak kınamakta ve üye devletleri, eğitim sistemleri de dahil olmak üzere, aynı zamanda bir işaret olarak uygun programlar geliştirerek yerleşik gerçekleri korumaya çağırmaktadır. Gerçeklerin inkarını, çarpıtılmasını ve gelecekte soykırım olaylarının önlenmesi için anmadır" ifadeleri yer aldı. Ayrıca BM, Srebrenitsa'daki soykırımın sorumluları da dahil olmak üzere, uluslararası mahkemeler tarafından savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırımla suçlananları yücelten eylemleri kayıtsız şartsız kınadığı belirtildi. SREBRENİTSA KATLİAMI NASIL GERÇEKLEŞTİ? 1992’de Yugoslavya’dan ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Bosna Hersek, 3 buçuk yıl süren bir savaşa sahne olacaktı. Birleşmiş Milletler (BM) tarafından güvenli bölge ilan edilen Srebrenitsa’nın, can güvenliği tehlikesi yaşayan 25 bin sığınmacıya yuva olması bekleniyordu. Ancak, burası binlerce insana mezar oldu. Tarihler 11 Temmuz 1995’i gösterdiğinde Srebrenitsa’yı korumakla yükümlü Birleşmiş Milletler Temsilcisi Hollandalı Albay Ton Karremans ve 400 kişilik sözde Hollandalı Barış Gücü askeri, bölgeyi Sırpların eline teslim etti.  Sonradan “Bosna Kasabı” olarak anılacak olan savaş suçlusu Sırp Komutan Ratko Mladiç, bir ilkokulun öğretmenler odasında atılan imza ile Srebrenitsa’da Müslümanların katledilmesi için Sırp güçlerine emir verdi.  Evlerinden “Elleriniz yukarıda dışarı çıkın, bir şey olmayacak” sözleriyle çıkarılan Müslüman Boşnaklar, o gün ölüme yürüdü. Kadınlar ve erkekler birbirinden ayrıldı. Tecavüze uğrayan kadınların çocukları ve eşleri ise dağlarda, ormanlarda kurşuna dizildi. Yaşanan insanlık ayıbını örteceğini düşünen Sırplar katliamın izini silmek için öldürülen Boşnakların kemiklerini toplayıp toplu mezarlara gömdü. Yetmedi, uydu görüntüleriyle toplu mezarları gizlemeye kalktılar. Katledilen Boşnakların ahını duyan mavi kelebekler mezarların başında kanat çırpmaya başladı. Böylelikle katliamın kanıtları bir bir ortaya döküldü.  Lahey Uluslararası Adalet Divanı, Srebrenitsa’da yaşanan katliamı, 2007 yılında soykırım olarak nitelendirdi. Bosna kasabı Mladiç ve katliamdan sorumlu Sırplar, savaş suçlusu olarak müebbet hapis cezasına çarptırıldı.  Müslüman olduğu için katledilen 8 bin 372 kimliği tespit edilen Boşnakın, kemikleri her sene katliamın yıldönümünde Potoçari Anıt Mezarlığı’na defnediliyor.  Katliamın acısı yürekleri kanatsa da bilge lider Aliya İzzetbegoviç’in şu sözleri akıllara geliyor: “Ne yaparsanız yapın soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır”

KKTC Dışişleri Bakanlığı:  BM Barış Gücünün misyonu statüko bekçiliğinden öteye gidememiştir Haber

KKTC Dışişleri Bakanlığı: BM Barış Gücünün misyonu statüko bekçiliğinden öteye gidememiştir

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanlığı, 4 Mart 2024 tarihinde Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücünün adaya konuşlanmasının 60. yılı hakkında yaptığı yazılı açıklamada Barış Gücüne eleştiride bulundu. BM BARIŞ GÜCÜ STATÜKO BEKÇİLİĞİNDEN ÖTEYE GİDEMEDİ KKTC Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada “Kıbrıs Rumlarının kan gölüne çevirdiği Kıbrıs adasında “barışı tesis etmek” ve Kıbrıs Türk halkına karşı uygulanan mezalime son vermek hedefiyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 4 Mart 1964 tarih ve 186 sayılı kararı ile görevlendirilen Birleşmiş Milletler Barış Gücü, 60 yılın ardından dünyadaki en uzun 'Barış Gücü' misyonu olmuş, bu süre zarfında barışı tesis etmek veya taraflar arasında bir uzlaşı sağlamaktan ziyade, statüko bekçiliğinden öteye gidememiştir” ifadeleri yer aldı. BARIŞI KORUYAN VE SAĞLAYAN YEGANE TARAF: ANAVATAN TÜRKİYE CUMHURİYETİ Açıklamada, 103 Kıbrıs Türk köyünün BM Barış Gücü de dahil olmak üzere uluslararası toplumun gözü önünde yok edildiği hatırlatılarak “BM Barış Gücü’nün adadaki varlığının yıldönümü bizim açımızdan övgüyle kutlanılacak bir gün değil, aksine özden gelen ve meşru haklarımızın elimizden alındığı tarihin simgesidir. Kıbrıs Türk halkının 11 yıl boyunca yaşadığı mezalime son veren ve bugün hala barışı sağlayan ve koruyan yegane taraf, 1974 yılında 1960 Uluslararası Antlaşmalarından kaynaklanan meşru hakları çerçevesinde adaya müdahale eden Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’dir”  vurgusu yapıldı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.