SON DAKİKA
Hava Durumu

#Bm

QHA - Kırım Haber Ajansı - Bm haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bm haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü Haber

3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü

Etik gazeteciliği ön plana çıkarmak ve dünyada basının sansür edildiği ülkelere mesaj göndermek için her yıl 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü olarak kutlanıyor. Dünya Basın Özgürlüğü Günü, 1993 yılında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunun aldığı bir kararla kabul edildi. Basın özgürlüğünün ve bu özgürlüğe saygının önemine dikkat çekmek için kutlanan bu önemli gün, aynı zamanda basın mensuplarının karşılaştığı zorlukları ve tehlikeleri de gündeme getirmek için bir fırsat olarak biliniyor.  ÖZGÜR, BAĞIMSIZ VE ÇOĞULCU BİR BASIN Dünya Basın Özgürlüğü Günü, BM Genel Kurulunda, BM Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Genel Konferansının tavsiyesi üzerine Aralık 1993’te ilan edildi. Bu gün için 3 Mayıs tarihinin seçilmesinin sebebi ise günümüzde kısaca Windhoek Deklarasyonu olarak bilinen Özgür, Bağımsız ve Çoğulcu Bir Basının Geliştirilmesi için Windhoek Deklarasyonu’nun yayınlanmasının yıl dönümü olmasıydı. Ayrıca 29 Nisan-3 Mayıs 1991 tarihleri ​​arasında Namibya'nın başkenti Windhoek'te bir konferans düzenlenmiş, bu konferansın sonunda yayınlanan deklarasyonla Afrikalı gazeteciler basın özgürlüğünün bir beyanını kamuoyuna sunmuştu. Bundan iki yıl sonra Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü kutlamak için de bu deklarasyonun yayınlandığı 3 Mayıs günü seçildi. 3 Mayıs, o günden bu yana aynı zamanda baskı ve saldırılarla karşı karşıya kalan basın ve çalışanlarına destek vermek ve mesleklerini yaparken saldırıya maruz kalan, hayatını kaybeden gazetecileri anmak için bir vesile oldu. 

BM, Kırımlılara Rus vatandaşlığının dayatılmasını insan hakları ihlâli olarak kabul etti Haber

BM, Kırımlılara Rus vatandaşlığının dayatılmasını insan hakları ihlâli olarak kabul etti

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komitesi, işgal edilen Kırım'da yaşayan insanlara Rus vatandaşlığının dayatılmasının uyruğa dayalı ayrımcılık teşkil ettiğini ve bu eylemle Rusya'nın insan haklarını ihlâl ettiğini kabul etti. Ukrayna Parlamentosu İnsan Hakları Yetkilisi Dmıtro Lubinets, 30 Nisan 2024 tarihinde yaptığı açıklamada, “Geçici olarak işgal edilen Kırım'da yaşayanlara Rus vatandaşlığının dayatılması, uyruk temelinde ayrımcılıktır ve insan haklarını ihlal etmektedir. Bu, BM İnsan Hakları Komitesi tarafından kabul edildi. Komite ayrıca, Rusya Federasyonu'nun hapis cezalarını çekmeleri için Ukrayna vatandaşlarını yasa dışı bir şekilde Kırım Yarımadası'ndan kendi topraklarına sevk ettiğini ve bunun da insan hakları ihlali olduğunu kabul etti.” ifadelerini kullandı. "RUS VATANDAŞLIĞININ ZORLA VERİLMESİ UYRUĞA DAYALI BİR AYRIMCILIKTIR" BM komitesinin 3 Ukrayna vatandaşının bireysel şikayetlerini değerlendirdiğini belirten Lubinets, bunlardan birinin Yarımada'nın Rusya tarafından işgal edilmeden önce gözaltına alındığını ​​ve ardından Rus yasalarına göre mahkûm edildiğini, diğer ikisinin ise Kırım'ın işgalden önce mahkûm edildiğini, daha sonra cezalarını Rus Ceza Kanunu'na göre değiştirildiğini aktardı. İlgili üç kişiye de Rus vatandaşlığı dayatıldığını ve cezalarını çekmek üzere Rusya Federasyonu topraklarına sevk edildiğini kaydeden İnsan Hakları Yetkilisi şu açıklamada bulundu: “BM Komitesi, Rusya Federasyonu'nun taraf olduğu Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi uyarınca insan haklarını gerçekten ihlal ettiğini kabul etti. Karara göre; Rusya Federasyonu'nun Ukrayna vatandaşlarını gözaltına alması keyfidir; çünkü bu kişiler, Rusya Federasyonu'nun ceza mevzuatını Kırım'ı kapsayacak şekilde genişletmesinden önce işlenen eylemlerden dolayı mahkûm edildiler.  Ukrayna vatandaşlarının cezalarını çekmek üzere Rusya Federasyonu'na nakledilmesi yasa dışıdır.  Rus vatandaşlığının zorla verilmesi aynı zamanda Ukrayna vatandaşlarının haklarını da ihlal etmektedir ve uyruğa dayalı bir ayrımcılıktır." TARİHİ BİR KARAR Komitenin, bir kişinin uyruğunun o kişinin kimliğinin önemli bir bileşeni olduğuna ve özel hayata keyfi veya hukuka aykırı müdahaleye karşı korumanın, yabancı uyrukluğun zorla dayatılmasına karşı korumayı da içerdiğine inandığını vurgulayan Lubinets, “BM İnsan Hakları Komitesinin vardığı sonucu tarihi bir karar olarak adlandırılabilir. Bu şekilde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Kırım'daki benzer davalarda vereceği yeni kararlar için sağlam bir temel oluşturuluyor. Bu sonuç uluslararası arenada bir emsal teşkil ediyor ve Rusya Federasyonu'nun tüm ihlaller konusunda daha fazla sorumluluk almasına zemin oluşturuyor." dedi.

BM, Rusya'nın Harkiv'i Kuzey Kore füzeleriyle vurduğunu doğruladı Haber

BM, Rusya'nın Harkiv'i Kuzey Kore füzeleriyle vurduğunu doğruladı

Birleşmiş Milletler (BM) yaptırım gözlemcileri BM Güvenlik Konseyi komitesi için hazırladıkları bir raporda, işgalci Rus ordusunun 2 Ocak'ta Harkiv’e düzenlediği saldırıdan sonra bulunan füzenin enkazının Kuzey Kore'nin Hwasong-11 tipi balistik füzesine ait olduğunu duyurdu. Uzmanlara göre, ilgili füze enkazının bulunmasının, Kuzey Kore'ye uygulanan silah ambargosunun ihlal edildiği anlamına geliyor. Raporda, üç yaptırım gözlemcisi Nisan ayın başlarında füze enkazını incelemek için Ukrayna'ya gittiği ve füzenin Rusya tarafından yapıldığına dair hiçbir kanıt bulamadığı belirtildi. Ayrıca raporda, Ukraynalı yetkililer tarafından sağlanan füzenin yörüngesine ilişkin bilgiler, füzenin Rusya Federasyonu topraklarından fırlatıldığına işaret ettiği aktarıldı. Kuzey Kore, balistik füze ve nükleer programları nedeniyle 2006'dan bu yana BM yaptırımları altında ve bu önlemler yıllar geçtikçe güçlendirildi. RUSYA İLE KUZEY KORE ASKERİ İŞ BİRLİĞİ DERİNLEŞTİRİYOR Başta ABD olmak üzere Batılı ülkeler, Kuzey Kore'yi Ukrayna'ya karşı savaşta kullanılmak üzere Rusya'ya silah sağlamakla suçluyor. Moskova ve Pyongyang bu iddiaları reddediyor ancak 2023'te ülkelerin hükûmetleri askeri ilişkileri derinleştirme konusunda anlaşmaya vardı. Mart ayında Rusya, 15 yıldır nükleer ve füze programları nedeniyle Kuzey Kore'ye yönelik BM yaptırımlarına uyulup uyulmadığını izleyen BM yaptırım gözlemcilerinin görev süresinin yıllık olarak uzatılmasını veto etti. Mevcut uzman grubunun görev süresi ise 30 Nisan'da sona eriyor.

Kırım Tatar heyeti, BM’de Kırım’ın milli-bölgesel özerkliğe dönüştürülme ihtiyacına vurgu yaptı Haber

Kırım Tatar heyeti, BM’de Kırım’ın milli-bölgesel özerkliğe dönüştürülme ihtiyacına vurgu yaptı

Birleşmiş Milletler (BM) Yerli Halklar Daimi Forumu'nun 23. Genel Oturumu, New York’ta 15-26 Nisan 2024 tarihleri arasında gerçekleşti. Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov, BM Yerli Halklar Daimi Forumu'na katılan Kırım Tatar heyetinin çalışmalarını değerlendirdi. KTMM Başkanı Refat Çubarov, 21 Nisan 2024 tarihinde yaptığı açıklamada, KTMM Başkanı Refat Çubarov, KTMM Üyesi ve Kırım Tatar Kaynak Merkezi Başkanı Eskender Bariyev, BM Yerli Halklar Daimi Forumu üyesi Süleyman Mamutov, Kırım Tatar Kaynak Merkezi Avukatı Ludmıla Korotkıh, Kırım Tatar Milli Meclisinin BM Temsilcisi ve Dünya Kırım Tatar Kongresi Yürütme Konseyi Üyesi Ayla Bakkalı'dan oluşan Kırım Tatar heyetinin BM Yerli Halklar Daimi Forumu'nun 23. Genel Oturumuna katıldığını belirtti. Oturumunun ilk gününde Süleyman Mamutov’un BM Yerli Halklar Daimi Forumu Raportörü olarak seçildiğini hatırlatan Çubarov, “Kırım Tatar heyeti üyeleri, Rusya Federasyonu'nun işgal ettiği Kırım'da yerli Kırım Tatar halkının haklarıyla ilgili durumu, Ukrayna yerli halklarının temsilci organlarının Ukrayna devlet yetkilileriyle, özellikle Ukrayna Hükümeti ile etkileşimi ayrıca KTMM ve Kırım Tatar kamu kuruluşlarının kültür, eğitim ve çevre alanında yaptığı çalışmalar hakkında bilgi vermek için BM Yerli Halklar Daimi Forumu'nun kürsüsünü en iyi şekilde kullanmaya çalıştı. Kırım'ın mevcut özerk statüsünün, yerli Kırım Tatar halkının kendi kaderini tayin etme hakkına dayalı milli-bölgesel özerkliğe dönüştürülmesi ihtiyacı, Kırım Tatar heyeti üyelerinin yaptığı her konuşmada vurgulanan bir konu oldu.” ifadelerini kullandı. Bunun dışında Çubarov, BM Yerli Halklar Daimi Forumu çerçevesinde Kırım Tatar heyetinin bir dizi önemli görüşme gerçekleştiğini aktararak özellikle; Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Sedat Onalan ve BM Yerli Halklar Hakları Özel Raportörü Francisco Cali-Tzay ile yapılan görüşmelere dikkat çekti. Ayrıca Kırım Tatar heyeti, Avrupa Birliği'nin BM'deki Temsilciliğinde, AB üyesi ülkelerin yanı sıra ABD ve Türkiye'nin ulusal delegasyonlarının başkan ve üyelerinin de katıldığı brifingde, "Rusya'nın askerî saldırganlığı ve Kırım'ın geçici işgali: Ukrayna'nın yerli halklarının bugünü ve geleceği üzerinde yıkıcı etki" konulu bir etkinlik düzenledi. Çalışma ziyaretinin son gününde Kırım Tatar heyeti ABD Kırım Tatarları Derneğinin ofisinde, ABD Kırım Tatarları Derneğinin yönetimi ve üyeleriyle bir araya geldi. Toplantıya ABD'deki Çeçen ve Çerkes örgütlerinin temsilcileri de katıldı. KTMM Başkanı Çubarov, yapılan tüm görüşme ve etkinliklerde Rus işgali altında bulunan Kırım’daki durum ve özellikle siyasi tutsakların serbest bırakılmasına yönelik çabaların yoğunlaştırılması ihtiyacı konusunda, Ukrayna-Rusya Savaşının gidişatı hakkında bilgi verildikten sonra, uluslararası toplumun Ukrayna çevresinde daha güçlü bir şekilde birleşmesi ve işgalci Rusya’ya karşı yürütülen mücadelede nihai zafer sağlanana kadar desteğin sürdürülmesi konularının ayrı tartışıldığını ifade etti.

KTMM Başkanı Çubarov, BM'ye Kırım'ın işgalini anlattı Haber

KTMM Başkanı Çubarov, BM'ye Kırım'ın işgalini anlattı

Amerika Birleşik Devletleri'nin New York kentinde bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Merkezi'nde, 19 Nisan 2024 tarihinde "Rusya'nın askerî saldırganlığı ve Kırım'ın geçici işgali: Ukrayna'nın yerli halklarının bugünü ve geleceği üzerinde yıkıcı etki" konulu bir etkinlik düzenlendi. BM Yerli Halklar Daimi Forumu'nun yıllık oturumunun bir parçası olarak tertip edilen etkinliğe, Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov başkanlığındaki Ukrayna heyeti katıldı. Heyette ayrıca, Ukrayna'nın BM Daimi Temsilcisi Sergey Kislıtsa, KTMM Üyesi ve Kırım Tatar Kaynak Merkezi Başkanı Eskender Bariyev, BM Yerli Halklar Daimi Forumu Raportörü Süleyman Mamutov ve Kırım Tatar Kaynak Merkezi Avukatı Ludmıla Korotkıh yer aldı. KIRIM TATARLARININ RUS İŞGALİ ALTINDA BİR GELECEĞİ YOK KTMM Başkanı Refat Çubarov programda yaptığı konuşmasında, Kırım Tatarlarının Rus işgali altında bir geleceğe sahip olamayacağının altını çizdi. Söz konusu bu duruma kendisinin iyi bir örnek olabileceğini kaydeden Çubarov, "Sadece bana olmamakla birlikte, Rus mahkemesi bana, söylemlerim nedeniyle 6 yıl hapis cezası verdi. Benim 'Kırım Ukrayna'nın ayrılmaz bir parçasıdır' diyerek, Rusya'nın toprak bütünlüğüne tecavüz ettiğim iddia ediliyor." şeklinde konuştu. KTMM Başkanı, konuşmasında ayrıca Kırım'a yönelik olarak işgal sonrasına yapılması gereken dönüşümlere de yer verdi. Çubarov, özerklik hakkında konuşulması gerektiğini belirterek, Yarımada'nın Ukrayna toprak bütünlüğü içinde sahip olduğu özerkliğini korumakla birlikte, "bu özerkliğin öznesinin kim olduğunun" açık ve net bir şekilde tanımlandığı bir dönüşümün gerekli olduğunu vurguladı. "PUTİN UKRAYNA'YI VE KIRIM TATARLARINI YOK ETMEDEN BİR AN ÖNCE DURDURULMALI" Ukrayna'nın BM Daimi Temsilcisi Sergey Kislıtsa gerçekleştirdiği konuşmasında, "Kırım Tatarlarının mücadelesinin, Ukrayna halkının Rus silahlı saldırganlığına karşı genel direnişinin ayrılmaz bir parçası olduğunu" belirtti. Ukrayna'nın yerel halklarının korunmasının, özellikle savaş zamanlarında Ukrayna devleti için bir öncelik olmaya devam ettiğini vurgulayan Kislıtsa, Rus saldırganlığının devam etmesinin hem Ukraynalılar hem de Kırım Tatarları açısından varoluşsal bir tehdit oluşturduğunu söyledi. Kislıtsa ayrıca, "Putin ve emrindekiler, barbarca eylemleri Ukrayna'yı ve onun yerli halklarından biri olan Kırım Tatarlarını yok etmeden, bir an önce durdurulmalı ve Ukrayna'nın egemen topraklarının tamamından çıkarılmalıdır" dedi. "KIRIM TATARLARINI KORUMAK İSTİYORSANIZ, UKRAYNA'YA YARDIM EDİN" KTMM Üyesi ve Kırım Tatar Kaynak Merkezi Başkanı Eskender Bariyev ise, konuşmasında Kırım ve geçici işgal altındaki diğer bölgelerde yaşanan ağır insan hakları ihlalleri, Kırım Tatarlarına yönelik zulüm, keyfi gözaltılar, gizli tutuklamalar ve öldürülme olayları ile çocukların sürgün edilmesi konularını ele aldı. Bariyev, "Tüm uluslararası platformlarda her zaman şunu söylüyorum; Kırım Tatarlarını korumak istiyorsanız, o zaman Ukrayna'ya yardım edin" dedi. BM Yerli Halklar Daimi Forumu'nun 23. Genel Oturumu, New York’ta bulunan BM Merkez Ofisi'nde 15-26 Nisan 2024 tarihleri arasında gerçekleşiyor. Söz konusu forum, ekonomik ve sosyal kalkınma, kültür, eğitim, sağlık ve insan hakları ile ilgili yerel meselelerle ilgilenen en yüksek danışma organı olma hüviyetine sahip.

Bariyev: Kırım'ın yerli halkları 240 yıl boyunca zulüm gördü Haber

Bariyev: Kırım'ın yerli halkları 240 yıl boyunca zulüm gördü

Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Üyesi ve Kırım Tatar Kaynak Merkezi Başkanı Eskender Bariyev, Birleşmiş Milletler (BM) Yerli Halklar Daimi Forumu'nda, işgalci Rusya’nın Kırım’ın yerli halkına uyguladığı baskıları anlattı. BM Yerli Halklar Daimi Forumu'nun 23. Genel Oturumu, New York’ta bulunan BM Merkez Ofisi'nde 15-26 Nisan 2024 tarihleri arasında gerçekleşiyor. KTMM Üyesi ve Kırım Tatar Kaynak Merkezi Başkanı Eskender Bariyev, 16 Nisan 2024 tarihinde BM Yerli Halklar Daimi Forumunda konuşma yaptı. İşgalci Rusya’ya karşı mücadele eden Ukrayna’ya yardım eden BM üyeleri ülkelerine teşekkür ederek konuşmasına başlayan Bariyev, Kırım'ın yerli halklarının 240 yıldır zulüm gördüğünü ve yok edildiğini, kültürel miraslarının, dillerinin, kültürlerinin ve yerleşim yerleri adlarının yok edildiğini hatırlattı. Bununla birlikte KTMM Üyesi, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik askerî saldırganlığının bir sonucu olarak, BM Yerli Halkların Hakları Bildirgesi ve BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin sistematik olarak ihlal edildiğini ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin uygulanmadığını vurguladı. KIRIM'IN YERLİ HALKLARININ YAŞAMLARI TEHDİT ALTINDA Bariyev, işgalci Rusya’nın Kırım’ın yerli halklarına karşı uyguladığı ihlalleri şu şekilde sıraladı: -Yerli halkların sağlıkları ve yaşamları tehdit altında, yerli halklardan on binlerce erkek Rus ordusuna zorla seferber edildikleri için topraklarını terk etmek zorunda bırakılıyor; binlerce çocuk asimilasyon için zorla Rusya'ya götürüldü, bu konuda Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin bir kararı açıklandı. -Yerli halkların maddi kültürel mirasına ait eşyalar yağmalanarak Rusya'ya götürülüyor; örneğin Melitopol Müzesi'ndeki İskit Altınlarına el konuldu, Kırım'da ise sürekli yasa dışı kazılar yapılıyor. -Bölgenin işgali ve Rusya'nın askerî saldırganlığı nedeniyle doğa tahrip ediliyor, binlerce hektar arazi mayınlanıyor ve Kırım kıyısı boyunca binlerce kilometre hendek kazılıyor. Rusya’nın Kırım Tatarlarının temsilci organı KTMM’yi yasakladığını, KTMM Başkan Yardımcısı Nariman Celal’in hapse atıldığını, Kırım Tatar Kaynak Merkezini “istenmeyen bir örgüt” olarak tanıdığına dikkat çeken Bariyev, Rusya'ya savaşı sona erdirme ve ordusunu Ukrayna topraklarından çekme çağrısında bulundu. Ayrıca yerli halklardan ve BM üyesi ülkelerden uzmanları, Kırım'ın işgalden kurtarılması ve yeniden entegrasyonuna ilişkin tavsiyeleri tartışmaya davet etti.

BM: Rusya'nın yürüttüğü savaş Ukrayna halkı için varoluşsal bir tehdittir Haber

BM: Rusya'nın yürüttüğü savaş Ukrayna halkı için varoluşsal bir tehdittir

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Yardımcısı Miroslav Jenca, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşın daha da tırmanmasının uluslararası güvenliği tehdit ettiğini ayrıca Ukrayna halkı için "varoluşsal bir tehdit" oluşturduğunu ifade etti. "ADİL, GÜÇLÜ VE KAPSAMLI BİR BARIŞA İHTİYACIMIZ VAR" BM Güvenlik Konseyinde 11 Nisan 2024 tarihinde Ukrayna'daki insani durum ele alındı. Toplantıda konuşan BM Genel Sekreter Yardımcısı Miroslav Jenca, “Bu savaşın mevcut tırmanış yörüngesi, bölgesel istikrar ve uluslararası güvenlik için doğrudan bir tehdittir. Hepsinden önemlisi, Ukrayna halkı için varoluşsal bir tehdittir. Defalarca ifade ettiğimiz üzere, Ukrayna'da BM Tüzüğü, uluslararası hukuk ve Genel Kurul kararları uyarınca, Ukrayna'nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilerek adil, güçlü ve kapsamlı bir barışa ihtiyacımız var." dedi. Ukrayna enerji altyapısının yoğun ve sistematik olarak hedef alınması dahil olmak üzere Rusya'nın Ukrayna şehirlerine yönelik saldırılarının günlük yıkıcı bir model haline geldiğini söyleyen BM Genel Sekreter Yardımcısı, "Bu acımasız saldırılar sonucunda artan sivil kayıplar karşısında dehşete düşüyoruz. Bu kabul edilemez. Sivillere ve sivil altyapıya yönelik saldırılar uluslararası hukuk çerçevesinde yasaklanmıştır. Bu saldırılar derhal durdurulmalı ve nerede olursa olsun bu saldırıları kınamaya devam edeceğiz." şeklinde konuştu.

KKTC Cumhurbaşkanı ve BM Genel Sekreteri arasında kritik Kıbrıs görüşmesi Haber

KKTC Cumhurbaşkanı ve BM Genel Sekreteri arasında kritik Kıbrıs görüşmesi

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ile 5 Nisan 2024 tarihinde görüşme gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, New York'taki BM Genel Merkezi’nde yerel saatle 12.00'de gerçekleşen görüşme sonrası açıklamalarda bulundu. KKTC Cumhurbaşkanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Bürosu tarafından açıklanan bilgilere göre, Cumhurbaşkanı Tatar, BM Genel Sekreteri’ne Kıbrıs konusu ile ilgili Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü pozisyonunu anlattığını ifade etti, haksız izolasyon ve ambargoların kaldırılması gerektiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Tatar, müzakerelerin Crans Montana’dan kaldığı yerden başlamasının mümkün olmadığını federasyon zemininin tüketildiğini de söyledi.Kıbrıs’ta iki devlet ve iki halk bulunduğuna işaret eden Tatar, 60 yıldır sürdürülen müzakerelerden bir sonuç elde edilemediğini kaydetti. Ersin Tatar, ortaklık cumhuriyeti Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bozulmasının ardından müzakerelerin yıllarca sürdüğünü, en son Crans Montana’da çözüm bulunamadığı tespiti sonrası da federasyonun tüketildiğini anlattı. Bu süreçte birçok BM temsilcisinin değiştiğini, şimdi de BM Genel Sekreteri'nin Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ın yeni ve resmî bir sürece geçilebilmesi için ortak zemin var mı yok mu araştırması yaptığını ifade eden Cumhurbaşkanı, Kişisel Temsilci’yi görev tanımının belirlediği çizgiler kapsamında destekleyerek uyum içinde çalıştıklarını kaydetti. Kıbrıs Türk halkına yönelik uygulanan doğrudan uçuş, doğrudan ticaret, spor, kültürel ve diğer ambargoların haksızlığına dikkat çeken Tatar, bu ambargoları kabul etmediklerini vurgulayarak uluslararası camiadan bu haksızlığa son vermesini istedi. Cumhurbaşkanı Tatar, Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti’nin statüsünü tek başına kullandığını, adanın tek hükümeti gibi kabul edildiğini, Annan Planı’na “Hayır” demesine rağmen AB’ye kabul edildiğini, ancak Kıbrıs’ta iki ayrı devlet, iki ayrı halk bulunduğunu, bunun da tüm kesimler tarafından bilindiğini vurguladı. Kıbrıs’ta iki devletin iş birliğine dayalı gerçeklerden yola çıkılarak bir çözüm bulunabileceğini işaret eden Tatar, Kıbrıs Türk halkının sonsuza dek bir çözüm için beklemeyeceğini, devleti Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile yola devam edeceğini kaydetti. Ayrıca Cumhurbaşkanı Tatar basından yöneltilen soruya cevaben, Genel Sekreter’e Kıbrıs’taki gerçekleri, Kıbrıs Türk tarafının pozisyonunu anlattığını ifade ederek, görev süresinin sonunda Holguin’in raporunu bekleyip göreceklerini söyledi. Tatar, ambargoların haksızlığına işaret ederek, AB ve diğer uluslararası camia tarafından verilen sözlerin tutulmamasını eleştirdi. Tatar, Kıbrıs sorununun; Rumların Kıbrıs’ın hükümeti gibi kabul edilip, Kıbrıs Türk halkının görmezden gelinmesi ve ambargolar altında tutulması olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı, tüm bunları Genel Sekreter’e anlattığını, Türkiye’nin desteğiyle iki devletli çözüm vizyonunu sürdürdüklerini ifade etti. Kıbrıs Türk halkının çözümden yana olduğunu, bu yönde iradesini sürdürdüğünü Annan Planına “evet” dediğini, ancak verilen sözlere rağmen ambargoların devam etmesinin kabul edilmez olduğunu vurgulayan Ersin Tatar, özellikle doğrudan uçuşlar, doğrudan ticaret, spor gibi alanlardaki ambargoların kabul edilemez olduğunu, 60 yıldır BM tarafından bunların devam ettirilmesinin adanın gerçekleriyle örtüşmediğini anlattı. Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs sorununun devam etmesinin de bundan dolayı olduğunu ifade ederek, BM ve AB’nin Kıbrıs’taki politikasını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini söyledi. Ersin Tatar, yaptığı görüşmelerde bu konuları anlattığını, bir taraf devlet bir taraf toplum muamelesi gördükçe soruna çözüm bulunamayacağını kaydetti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.