SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Bm

QHA - Kırım Haber Ajansı - Bm haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bm haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

BM’den Kırım’daki avukatlara yönelik baskılara tepki: Sistematik sindirme giderek artıyor Haber

BM’den Kırım’daki avukatlara yönelik baskılara tepki: Sistematik sindirme giderek artıyor

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Savunucuları Özel Raportörü Mary Lawlor, Rus işgali altındaki Kırım’da işgalci yönetimin baskılarına maruz kalan Ukrain ve Kırım Tatar siyasi tutsakları savunan avukatlara uygulanan baskıdan derin endişe duyduğunu açıkladı. Lawlor, bu eylemlerin işgal altındaki yarımadada insan hakları camiası üzerindeki sistematik baskının giderek arttığını gösterdiğini belirtti. BM Özel Raportörü Mary Lawlor, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Rus işgali altındaki Kırım’da Kırım Tatar avukatlar Emil Kurbedinov, Edem Semedlayev, Nazim Şeyhmambetov, Rüstem Kamilev ve Lilya Gemeci’nin ofislerinde aramalar yapıldığına dikkat çekerek Rus işgal güçlerinin arama sırasında gizli (müvekkil-avukat ayrıcalığı kapsamındaki) materyalleri incelediğini ve bir kısmına el koyduğunu kaydetti. Lawlor avukatların "terörizmle suçlandığını" ancak bu suçlamaların fiili gerekçelerinin bilinmediğini vurguladı. Söz konusu baskınların işgal altındaki Kırım'da insan hakları savunucularının haklarının sistematik olarak ihlal edilmesinin yeni bir göstergesi olduğu kanaatini taşıdığını belirten Özel Raportör, "Kırım'daki insan hakları savunucuları yıllardır artan bir baskıyla karşı karşıya. Onlara yönelik zulüm sona ermeli" diyerek, uluslararası toplumu işgal edilen yarımadadaki insan hakları durumunu yakından izlemeye davet etti. AVUKATLARIN OFİSİNE BASKIN Kremlin rejimi kontrolündeki sözde Aşırılıkla Mücadele Merkezi görevlileri 11 Aralık 2025 tarihinde avukatların ofisine baskın düzenledi. Açıklamaya göre baskın sırasında ofiste siyasi davalarda aktif rol alan avukat Edem Semedlâyev ve hukukçular Nazim Şeyhmambetov, Elvina Semedlâyeva, Rüstem Kamilev, Lilya Gemeci bulunuyordu. Baskın sırasında ofiste olmayan avukat Emil Kurbedinov’un ise içeri alınmadı. İşgal güçlerinin, Kırım Tatar avukatları “terör örgütü faaliyeti yürütmek”, “terörizme yardım etmek” ve “vergi kaçırmak” gibi suçlamalarla hedef aldığı bildirildi. BASKINI İŞ BİRLİKÇİ ŞAMBAZOV KOORDİNE ETTİ Baskının sözde Aşırılıkla Mücadele Merkezinin bölge şefi Ruslan Şambazov’un koordine ettiği bildirildi. İş birlikçi, vatan haini Şambazov'un Kırım'daki birçok aktivistin zulüm ve alıkonulmasında yer aldığını biliniyor. Ayrıca Şambazov, Kırım Tatarlarına karşı duyduğu aşırı nefretle tanınıyor. KIRIM TATARLARINI SAVUNAN AVUKATLAR HEDEF ALINIYOR Baskın, Kırım Tatar avukatlara yönelik yıllardır süren sistematik baskının devamı niteliği taşıyor. Kremlin rejimi kontrolündeki sözde Aşırılıkla Mücadele Merkezi görevlileri, ilk kez 2016 yılında avukatların ofisine zorla girmeye çalışmıştı. Bir yıl sonra aynı ekipler avukatların ofisine yeniden gelerek aynı gün Emil Kurbedinov’un evini de aramıştı. Ardından Kurbedinov, eski bir sosyal medya paylaşımı gerekçe gösterilerek “aşırıcılık” suçlamasıyla 10 gün tutuklanmıştı. 2018 yılında Rus işgal güçleri, Kırım Dayanışması sivil teşkilatının toplantılarına iki kez baskın düzenledi ve avukatlar Gemeci, Semedlayev ve Kurbedinov’a “Rusya’ya karşı aşırılık yanlısı eylemler” düzenledikleri iddiasıyla resmî uyarılar verdi. Aynı yıl Kurbedinov yeniden alıkonuldu; bu kez daha önce ceza aldığı aynı paylaşımın farklı bir sosyal medyada yer alması nedeniyle cezalandırıldı. Öte yandan baskılar yalnızca adli yollarla sınırlı kalmadı. 2018 sonunda kimliği belirsiz bir kişi, avukatların ofisine demir boru ile saldırarak pencereleri kırdı. 2019’da ise Lilya Gemeci, Nazim Şeyhmambetov ve Rüstem Kamilev hakkında disiplin süreçleri başlatılmaya çalışıldı. Gemeci hakkında, Kırım Tatarlarının terör suçlamalarıyla toplu hâlde hedef alınmasına dair verdiği bir röportaj nedeniyle “meslek etiğini ihlal” iddiasıyla soruşturma başlatılma girişiminde bulunuldu. Ardından diğer Kırım Tatar avukatları; Edem Semedlayev, Nazim Şeyhmambetov, Ayder Azamatov ve Emine Avamileva gazetecilere açıklama yaptıkları ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle idari cezalara çarptırıldı. Kırım’daki baro ise avukatların bölgesel kaydını bilinçli olarak geciktirdi ve 2022 yazında Gemeci, Kamilev ve Şeyhmambetov’un avukatlık lisansları, kendilerine haber verilmeden ve savunma hakkı tanınmadan düşürdü. Avukatlar karara itiraz etmeye çalıştılar, ancak başarılı olamadılar.

Rus işgalindeki Kırım’da çocuklar askerî törenlere dahil ediliyor Haber

Rus işgalindeki Kırım’da çocuklar askerî törenlere dahil ediliyor

Rusya tarafından 2014 yılından bu yana işgal altında tutulan Kırım’ın Akmescit (Simferopol) kentinde, 11 okulda “kadet sınıflarında” (askerî okullarda eğitim gören öğrenci) eğitim gören çocuklar için “kadet balosu” adı altında bir etkinlik düzenlendi. Organizasyonun, Rusya’nın işgal yönetimine bağlı güvenlik kurumlarının himayesinde gerçekleştirildiği bildirildi. RUS GÜVENLİK KURUMLARININ HİMAYESİNDE İşgal yönetiminin sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, etkinliğin “gençliğin vatanseverlik eğitimi” amacıyla düzenlendiği ve Akmescit'teki 11 genel eğitim kurumundan kadet sınıflarını bir araya getirdiği belirtildi. Açıklamaya göre kadet sınıfları, Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB), FSB Sınır Birimleri, Rusya İçişleri Bakanlığı, Acil Durumlar Bakanlığı (MÇS), Ulusal Muhafızlar Servisi (Rosgvardiya) , Federal İcra Memurları Servisi ile çeşitli veteran ve eğitim kuruluşlarının himayesinde faaliyet gösteriyor. Program kapsamında Rusya tarihi, askerî ihtişam ve “vatan hizmeti” temalı dans ve vokal gösterileri sahnelendi. “ÇOCUKLAR PROPAGANDA SİSTEMİNE DAHİL EDİLİYOR” Kırım Tatar Kaynak Merkezi, daha önce sosyal medya üzerinden yaptığı değerlendirmelerde, işgal altındaki Kırım’da uygulanan “kadetlik” sisteminin çocukların fiilen Rusya’nın militarize yapıları içine dahil edilmesi anlamına geldiğini vurgulamıştı. Merkezin açıklamasında, “Çocuklar erken yaştan itibaren militarize yapılara entegre edilmekte ve devlete mutlak sadakat aşılamayı amaçlayan bir propaganda sisteminin parçası haline getirilmektedir. Bu uygulamalar, geçici olarak işgal edilen yarımadada gençlerin sistematik biçimde militarize edilmesinin bir başka örneğidir.” ifadelerine yer verilmişti. BM’DEN RUSYA’YA ÇAĞRI Öte yandan Birleşmiş Milletler İnsan Hakları İzleme Misyonu, 1 Haziran-30 Kasım 2025 dönemini kapsayan raporunda, Rusya’ya işgal altındaki topraklarda yürütülen propaganda ve "askerî vatanseverlik" faaliyetlerine son verme çağrısında bulundu. Raporda, “Okullar ve yaz kamplarında her türlü askerî vatansever eğitim ve propagandaya son verilmeli, eğitim sürecinin çocuk haklarına saygılı olması ve çocukların işgalci devlete sadakate zorlanmaması sağlanmalıdır.” denildi.

Lordlar Kamarası Üyesi Ricketss: Hiçbir barış planı, Ukrayna’nın topraklarını Rusya’ya vermesini talep etmemelidir Haber

Lordlar Kamarası Üyesi Ricketss: Hiçbir barış planı, Ukrayna’nın topraklarını Rusya’ya vermesini talep etmemelidir

İsveç’in başkenti Stockholm’de düzenlenen Uluslararası Kırım Platformu 4. Parlamenter Zirvesi'ne 70’ten fazla ülke ve uluslararası kuruluştan heyet katıldı. Ukrayna Parlamentosu Başkanı Ruslan Stefançuk ve İsveç Parlamentosu Başkanı Andreas Norlen başkanlığında düzenlenen bu yılki zirvenin gündemi, Ukrayna’ya verilen küresel desteğin pekiştirilmesi ve uluslararası toplumun Kırım’ın yasa dışı ilhakını tanımama yönündeki kararlılığının yeniden teyit edilmesi etrafında şekillendi. Katılımcılar, ayrıca Rusya’ya yönelik diplomatik ve siyasi baskının artırılmasına yönelik yeni adımları da değerlendirdi. “UKRAYNA’NIN HAYATİ MENFAATLERİ KORUNMALIDIR” Zirvede konuşan Lordlar Kamarası Avrupa İşleri Komisyonu Başkanı Peter Ricketts, 40 yıl boyunca Birleşik Krallık adına diplomatlık yaptığını ve uluslararası ölçekte bu kadar “tehlikeli ve öngörülemez” bir durumla karşılaşmadığını ifade ederek, “Çok kritik günlerden geçiyoruz; Ukrayna, sadece kendi bağımsızlığı ve onuru için değil, hepimizin güvenliği için savaşıyor” dedi. Rusya’nın 2022’de Ukrayna’ya karşı başlattığı topyekûn işgal girişiminden önce de Birleşik Krallık hükûmetlerinin Ukrayna’yı desteklediğini belirten Ricketss, Birleşik Krallık ile Ukraynalı yetkililerin birlikte çalıştığını, Birleşik Krallık’ın Ukrayna’ya cephane ve ekonomik destek sağlamak için üstün bir çaba gösterdiğini, Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer ve diğer Avrupalı liderlerin Zelenskıy ile sürdürülebilir bir barış inşa etmek için çalıştığını ifade ederek, “Eminim ki hepimiz, Ukrayna’nın şiddet ve yıkımın bitmesini ne kadar istediğini anlamaktayız. Stefançuk’un da dediği gibi, ‘Varılacak anlaşma, Ukrayna’nın onurunu ve bağımsızlığını korumalıdır’. Eğer bir ateşkes sağlanacaksa bu, herhangi bir dış müdahale olmadan Ukrayna ile müzakere edilmelidir ve Ukrayna’nın hayati menfaatleri korunmalıdır; 28 maddelik planın ise buna aykırı olduğu aşikârdır” değerlendirmesini yaptı. “PUTİN, ÇALDIĞI TOPRAKLARIN HUKUKEN TANINMASINI İSTİYOR” Müzakerelerin devam etmesini memnuniyetle karşılayan Ricketss, “(Ukrayna Cumhurbaşkanı) Zelenskıy’ın dediği gibi, ‘Putin, çaldığı toprakların hukuken tanınmasını istiyor’; kanaatimce asıl mesele de budur. Hiçbir barış planı, Ukrayna’nın topraklarını Rusya’ya vermesini talep etmemelidir” ifadelerini kullanarak, Rusya’nın Kırım’dan ve diğer bölgelerden çekilmesinin talep edilerek Birleşmiş Milletler (BM) Sözleşmesi’nin hayati ilkesine uyulduğunu belirtti. BM Sözleşmesi’ne göre, Ukrayna’nın kendi güvenlik politikasını ve müttefiklerini seçmekte tamamen özgür olduğunu hatırlatan Ricketts, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katıldığını hatırlatarak, Rusya’nın Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne yönelik gerçekleştirdiği tam ölçekli işgal ve saldırı girişimlerinin, Avrupa güvenlik mimarisini değiştirdiğini kaydetti. “Hollandalı meslektaşımın da (Derk Boswijk) söylediği gibi, Rusya’nın saldırılarına Avrupa Birliği (AB) olarak karşılık vermekte çok yavaş davrandık fakat şimdi silah üretimimizde ciddi bir artış söz konusudur” şeklinde konuşan Ricketss, Gönüllüler Koalisyonu’nun ateşkesin yürürlüğe girmesinden itibaren Birleşik Krallık’ı aktif olarak desteklemeyi planladığını dile getirdi.

BM Komitesi, Rusya’nın işgal ettiği Ukrayna topraklarındaki hak ihlallerini kınayan güncellenmiş tasarıyı kabul etti Haber

BM Komitesi, Rusya’nın işgal ettiği Ukrayna topraklarındaki hak ihlallerini kınayan güncellenmiş tasarıyı kabul etti

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunun insan haklarından sorumlu Üçüncü Komitesi, geçici olarak Rus işgali altında bulunan Ukrayna topraklarındaki insan hakları durumuna ilişkin güncellenmiş yıllık karar tasarısını kabul etti. Tasarı; Kırım, Akyar (Sivastopol) ve diğer işgal altındaki bölgelerdeki ağır ihlalleri ayrıntılı şekilde ele alıyor. 19 Kasım 2025 tarihinde onaylanan belgeye göre üye devletler, Rusya’nın Ukrayna topraklarının bir kısmının işgal edilmesini “yasa dışı” olarak nitelendirerek açıkça kınadı. Tasarı, Rusya’nın sistematik insan hakları ve uluslararası insancıl hukuk ihlallerine dikkat çekiyor ve BM dâhil uluslararası izleme mekanizmalarının bu bölgelere tam erişimini talep ediyor. Karar tasarısı; keyfi gözaltılar, işkence vakaları, gazetecilere ve insan hakları savunucularına yönelik baskılar ile özellikle Kırım Tatarlarına karşı yürütülen sistematik baskı politikalarını vurguluyor. Ayrıca bu yılki metinde, Rusya’nın Ukraynalı savaş esirlerine ve yasa dışı olarak alıkonan sivillere yönelik işkence ve kötü muamele uygulamalarına ilişkin bölüm güçlendirildi. Tasarı, Rus makamlarının esirlerin durumu ve nerede tutulduklarına dair ailelere bilgi vermeyi reddetmesini de açık şekilde kınıyor. Bununla birlikte metne, Rusya tarafından kaçırılan Ukraynalı çocukların geri getirilmesini amaçlayan uluslararası koalisyonun rolünü tanıyan yeni bir madde eklendi. Ayrıca, BM Genel Sekreterinin Rusya’nın çatışma bağlantılı cinsel şiddet faillerinin listesine eklenebileceği yönündeki uyarısına yer verildi. Belge, soykırımın önlenmesine ilişkin sözleşmenin önemini hatırlatarak, yaygın ve sistematik insan hakları ihlallerinin soykırım riskine yol açabileceği uyarısını da içeriyor. Tasarının önsözüne, BM Şartı’na uygun barışçıl çözüm çabalarının teşvik edildiğini belirten yeni bir paragraf eklendi. KARAR 2016'DAN BERİ OYLAMAYA SUNULUYOR Üçüncü Komiteden geçen karar tasarısı, aralık ayında BM Genel Kurulunun oylamasına sunulacak. 2016’dan bu yana her yıl yenilenen ve kapsamı genişletilen "Kırım Özerk Cumhuriyeti ve Akyar (Sivastopol) Şehrinde İnsan Hakları Durumu" başlıklı bu karar, 2023’ten itibaren Rus işgali altında bulunan tüm Ukrayna topraklarını kapsayacak şekilde güncellenmişti.

Trump yönetiminden Ukrayna kararı krizi: BM tasarısından “Ukrayna’nın toprak bütünlüğü” ifadesini kaldırılacak mı? Haber

Trump yönetiminden Ukrayna kararı krizi: BM tasarısından “Ukrayna’nın toprak bütünlüğü” ifadesini kaldırılacak mı?

ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin, Birleşmiş Milletlerin (BM) Kırım'ın işgaline ilişkin yıllık karar tasarısından, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ve Rusya’nın Kırım ile diğer bölgelerdeki işgalini kınayan ifadelerin çıkarılmasını istediği iddia edildi. Ukrayna tarafından her yıl BM Genel Kurulunun Üçüncü Komitesine sunulan “Ukrayna’nın Geçici Olarak İşgal Altında Olan Bölgelerinde İnsan Hakları Durumu” başlıklı karar, uzun süredir ülkenin diplomatik mücadelesinin önemli bir parçası olarak görülüyor. Geçen yıl ABD, 77 ülkeyle birlikte tasarı lehine oy kullanmıştı. Ancak KyivPost’un diplomatik kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Vaşington (Washington) bu yıl karar metninden “toprak bütünlüğü”, “egemenlik” ve “Rusya’nın saldırganlığı” gibi ifadelerin ve işgal altındaki bölgelerdeki kötüleşen insan hakları durumuna dair bilgilerin çıkarılmasını talep ediyor. Bunun yerine metnin “Ukrayna’daki Savaş” başlığı altında, daha genel bir formatta sunulması isteniyor. Avrupalı diplomatlar bu değişikliğin, Rusya’ya “ABD artık Ukrayna’nın çıkarlarını önceliklendirmiyor” şeklinde bir mesaj vereceği endişesini dile getirdi. Bir Avrupalı diplomat, “Bu, Vaşington’un Ukrayna’nın temel çıkarlarından uzaklaştığının bir başka göstergesi olur. Eğer bu ifadeler kaldırılırsa, Moskova’ya çok net bir sinyal verilecek: ABD artık uluslararası düzenin savunucusu değil.” dedi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun insan hakları ve insani meselelerle ilgilenen Üçüncü Komitesinin, karar tasarısını önümüzdeki haftalarda oylaması bekleniyor. Avrupa ülkeleri ise ABD’yi bu pozisyonundan vazgeçmeye ikna etmeye çalışıyor.

Kırım’da işgalin 11. yılında baskılar artıyor: 473 siyasi tutuklu, 268’i Kırım Tatarı Haber

Kırım’da işgalin 11. yılında baskılar artıyor: 473 siyasi tutuklu, 268’i Kırım Tatarı

Rusya’nın Kırım’ı işgalinin 11. yılında, yarımadada sistematik baskı, keyfi tutuklamalar ve bilgi kontrolü artarak devam ediyor. Kırım Tatar Kaynak Merkezi, Kasım 2025 itibarıyla 473 kişinin siyasi gerekçelerle tutuklandığını, bunların 268’inin Kırım Tatarı olduğunu açıkladı. Merkez, Birleşmiş Milletler Ukrayna İnsan Hakları İzleme Misyonu ile yaptığı görüşmede, işgal altındaki bölgelerdeki insan hakları ihlallerini gündeme taşıdı. SİYASİ TUTSAKLAR: 226 KİŞİ CEZAEVİNDE Kırım Tatar Kaynak Merkezinin verilerine göre, 127’si Kırım Tatarı olmak üzere 226 kişi hüküm giyerek cezaevine gönderildi, 47’si Kırım Tatarı olan 91 kişi ise hâlâ gözaltı merkezlerinde tutuluyor. Ayrıca 56 kişi denetimli serbestlik altında, 63 kişi serbest bırakıldı, 37 kişi ise yargısal baskı altında yaşamaya zorlanıyor. 70’ten fazla vaka ise ailelerin güvenlik endişesi nedeniyle kamuoyuna açıklanmadı. BARİYEV: SINIR DIŞI TEHDİDİ VAR Kırım Tatar Kaynak Merkezi temsilcileri, 4 Kasım’da Birleşmiş Milletler Ukrayna İnsan Hakları İzleme Misyonu ile bir toplantı gerçekleştirdi; toplantının ayrıntıları 7 Kasım’da açıklandı. Kırım Tatar Kaynak Merkezi Başkanı ve Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Üyesi Eskender Bariyev, toplantıda Kırım Tatarları, Karaimler ve Kırımçakların hak ihlallerinin sistematik şekilde belgelenmesi yönündeki çalışmaları ve Rus işgal makamlarının uyguladığı yeni baskı yöntemlerini gündeme taşıdı. Bariyev ayrıca, Rus vatandaşlığının siyasi tutsaklardan alınmasının, Türkistan coğrafyasındaki ülkelere zorla sınır dışı edilme riski doğurduğunu vurguladı. “HİZB-UT TAHRİR DAVASINDA MAHKÛMLAR SERBEST BIRAKILMADI” Kırım Tatar Kaynak Merkezi Müdürü Zarema Bariyeva ise, Kırım Tatarlarının uydurma davalarla topluca yargılandığını belirtti. Bunlar arasında “Hizb-ut Tahrir”, Numan Çelebicihan Taburu’na katılım, “vatana ihanet” ve “casusluk” suçlamaları öne çıkıyor. Zarema Bariyeva, “Hizb-ut Tahrir davasında hüküm giyen hiçbir mahkûm, esir değişimlerinde serbest bırakılmadı. Bu durum, Rusya’nın Kırım Tatarlarına yönelik bilinçli ve ayrımcı politikasının göstergesidir.” ifadelerini kullandı. Toplantıda ayrıca Kırım’daki bilgi kontrolü gündeme geldi; mesajlaşma uygulamalarının engellenmesi, Rus “MAX” uygulamasının dayatılması ve yarımada halkıyla iletişimin zorlaştırılması öne çıktı. ULUSLARARASI TOPLUMA ÇAĞRI Toplantının sonunda Kırım Tatar Kaynak Merkezi, uluslararası topluma Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) bölgesinde yerli halkların durumunu iyileştirmek için Eylem Planı hazırlanması, devletler arası çatışma bölgelerinde yaşayan yerli halklara yönelik BM insani yardım planı oluşturulması ve Kazakistan, Gürcistan ile Azerbaycan gibi ülkelerin arabuluculuk rolüyle Kırım’daki siyasi tutsakların serbest bırakılması için destek sağlanması yönünde önerilerde bulundu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.