SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Bm

QHA - Kırım Haber Ajansı - Bm haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bm haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Erdoğan İşcan: Ukrayna'da öncelik çatışmanın sonlandırılması ve diplomasinin yeniden canlandırılması olmalı Haber

Erdoğan İşcan: Ukrayna'da öncelik çatışmanın sonlandırılması ve diplomasinin yeniden canlandırılması olmalı

Türkiye’nin eski Kıyiv Büyükelçisi (2005-2009) ve Birleşmiş Milletler (BM) İşkenceye Karşı Komite (UNCAT) Başkan Yardımcısı Erdoğan İşcan, Rusya’nın Kırım’ın işgaliyle Ukrayna’ya karşı başlattığı saldırganlığın İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan küresel güvenlik mimarisinin kırılganlığını açığa çıkardığını ifade etti. “GÜÇ DENGESİ DEĞİŞİYOR” Ukrinform’dan Olha Budnık'a verdiği röportajda Erdoğan, mevcut küresel güvenlik sisteminin kapsamlı bir dönüşümden geçtiğini ve çok kutuplu bir dünya düzenine geçişin sancılarının yaşandığını belirterek şu ifadeleri kullandı: Güç dengesi değişiyor. Uluslararası hukukun üstünlüğü kavramı giderek aşınıyor. Yeni küresel aktörlerin ortaya çıkışına tanık oluyoruz. Çok kutuplu bir sistem ve yeni bir güç dengesi şekilleniyor gibi görünüyor. Bu koşullarda, stratejik hedefler ‘reel politikanın’ gereklerini dikkate almalı ve buna göre taktiksel adımlar atılmalıdır. Kırım'ın işgalinden sonra, geniş çaplı bir savaşı önlemek için adımlar atılmasını umuyordum. Böyle bir senaryoyu en kötü senaryo olarak dışlamadım. Şubat 2022'ye kadar yazdığım yazılarda, bunun asla gerçekleşmemesini umarak bu endişemi dile getirmeye çalıştım. Ukrayna ve Batılı müttefiklerin muhtemel bir saldırganlık eylemini önceden görmesi ve bu olasılığı ortadan kaldıracak bir politika izlemesi gerektiğini belirterek, “Gerçekçi bir eylem planı seçmeli ve saldırganı caydırmak için yaratıcı diplomasi araçlarını kullanmalıydılar.” dedi. “RUSYA’NIN UKRAYNA’YA YÖNELİK SALDIRISI ULUSLARARASI HUKUKUN AÇIK BİR İHLALİ” Büyükelçi İşcan Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırganlığının uluslararası hukukun bariz bir ihlali olduğunu vurgulayarak, “Ukrayna'ya yönelik saldırının uluslararası hukukun açık bir ihlali olduğuna şüphe yoktur. Bu, BM Şartı'nın 2(4) maddesinde açıkça yer alan temel bir ilkeye vahşice bir saldırıdır. Devletlerin toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç kullanma tehdidinden veya kullanımından kaçınmak, dünyada barış ve güvenliğin sağlanması için temel bir yükümlülüktür.” şeklinde konuştu. "ÖNCELİK SAVAŞIN DURDURULMASI VE DİPLOMASİNİN YENİDEN CANLANMASI” Ukrayna halkının zor zamanlardan geçtiğini ve milyonlarca insanın yerinden edildiğini ya da evsiz kaldığını belirten İşcan, hâlâ pek çok kişinin bu acımasız savaşın yıkıcı sonuçlarından muzdarip olduğunu söyledi. İşcan, yaşananları geri döndürme arzusunu dile getirerek, mevcut aşamada önceliğin ne olması gerektiği konusundaki kesin inancını şöyle ifade etti: Bu aşamada, samimiyetle inanıyorum ki, öncelik; askerî çatışmanın derhal sonlandırılması ve Ukrayna halkını tatmin edecek bir çözüme ulaşmayı hedefleyen diplomasinin yeniden canlandırılması olmalıdır. Büyükelçi, bu sürecin uzun ve karmaşık olacağının farkında olduğunu da belirtti. Ayrıca, küresel güvenlik sisteminin dönüşümü bağlamında ortaya çıkabilecek yeni güç dengelerinin gelecekteki müzakereler üzerinde belirleyici bir etkiye sahip olacağını sözlerine ekledi. “İŞKENCE YASAĞI HİÇBİR KOŞULDA SINIRLANAMAZ” BM İşkenceye Karşı Komite Başkan Yardımcısı Erdoğan İşcan, Rusya'nın Ukrayna’da uyguladığı işkence ve kötü muamele vakaları hakkında önemli açıklamalarda bulundu. İşcan, işkence yasağının uluslararası hukukun en temel normu olduğunu vurgulayarak, “İşkence yasağı, uluslararası hukukun jus cogens (emredici) normudur; hiçbir koşulda -hatta savaş ya da çatışma dönemlerinde bile- sınırlandırılamaz.” dedi. İşcan, UNCAT'ın devletlerin sözleşmeye uyumunu düzenli aralıklarla incelemek, bireysel başvuruları değerlendirmek, sistematik işkence uygulamalarına dair güvenilir bilgiler alındığında gizli soruşturma başlatmak gibi üç temel işlevi olduğunu ifade etti. “RUSYA KOMİTE YETKİSİNİ TANIMADIĞI SÜRECE SORUŞTURMA AÇILAMAZ” İşcan, Komitenin, Rusya'nın Ukraynalı savaş esirlerine ve sivillere uyguladığı işkenceleri araştırma yetkisine ilişkin şu açıklamada bulundu: İşkenceye Karşı Sözleşme’nin sistematik işkence soruşturması yetkisi veren 20. maddesi, taraf devletin bu yetkiyi tanıdığını beyan etmesini gerektiriyor. SSCB, İşkenceye Karşı Komitenin Sözleşme'nin 20. maddesi kapsamındaki yetkisini tanımamıştı. Rusya Federasyonu da bu çekinceyi geri çekmemiştir ve bu nedenle Komite, Rusya'ya karşı 20. madde kapsamında bir soruşturma başlatamaz. Yine de uluslararası toplumun diplomatik ve siyasi kanallar üzerinden baskı kurarak devletleri iş birliğine ikna edebileceğini belirten İşcan, “Örneğin, hükümetlerarası BM İnsan Hakları Konseyi ve İnsan Hakları Konseyi tarafından oluşturulan bağımsız özel prosedürler belirli girişimlerde bulunabilir. Ayrıca, Ukrayna'daki BM İnsan Hakları İzleme Misyonu'nun raporları, sahadaki insan hakları durumu hakkında önemli bilgiler sağlamaktadır. Ayrıca, müdahale eden devletler iş birliği yapmaya istekli olursa, BM insan hakları sisteminin bağımsız soruşturmalar başlatabilecek başka organları da bulunmaktadır.” dedi.

Fidan: Diplomasi Ukrayna'da bir çözüm bulunabilmesinin temelini oluşturmakta Haber

Fidan: Diplomasi Ukrayna'da bir çözüm bulunabilmesinin temelini oluşturmakta

Bu yıl "Küresel Yeniden Kurulum: Eski Düzenden Yeni Gerçeklere" temasıyla İstanbul'da dokuzuncusu düzenlenen TRT World Forum, ikinci gününde devam ediyor. Forumun ikinci gün açılış konuşmacıları içerisinde yer alan Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, önemli açıklamalarda bulundu. "DENGELER DEĞİŞİYOR VE PARAMETRELER BELİRSİZ BİR ŞEKİLDE BÜYÜYOR" Diyalog ve diplomasinin Türk dış politikasının köşe taşlarından biri olarak kalmaya devam edeceğini belirten Bakan Fidan, "Şu anki uluslararası sistemin tanımına bakacak olursak ve tek bir kelimeyle anlatacak olursak bu kelime kesinlikle belirsizlik olur. Halihazırda olan dengeler değişiyor ve parametreler belirsiz bir şekilde büyüyor. Küresel devletler de artık fonksiyonelliğini kaybediyor. Bölgesel stabiliteyi koruyacak olan kurumlar da bu hızla birlikte çalışamıyorlar ve kompleks krizlerle başa çıkamıyorlar." şeklinde konuştu. "Küresel düzende uluslararası kurumlara güven sağlamamız gerekiyor." diyen Hakan Fidan, bu durumun insanları çok kutupluluğa doğru ittiği değerlendirmesinde bulundu. FİDAN: ULUSLARARASI SİSTEMİ TEKRARDAN YAPILANDIRMALIYIZ Bu konuda vizyonlarının net ve kurumlarla birlikte diyalog ve çok yönlülüğe açık olduklarını dile getiren Fidan, "Kolektif aksiyonlarla, paylaşılan sorumluluklarla ve stratejik öngörülerle birlikte ilerleyebiliriz. İlk olarak güçlü bir uluslararası sisteme ihtiyacımız var. Bunu başarmak için de sistemi tekrardan yapılandırmalıyız. Birleşmiş Milletler'in verimliliğini artırmamız gerekiyor." ifadelerini kullandı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gazze'de kalıcı barışın ancak iki devletli çözümle mümkün olacağını belirtti. Fidan, Ukrayna için de İstanbul'da liderleri ağırlamaya hazır olduklarını ve diplomasinin dış politikanın köşe taşı olduğunu vurguladı. "LİDERLERİN İSTANBUL'DA BİR ARAYA GELMESİ NOKTASINDA HAZIRIZ" Türkiye'nin bölgesel ve küresel barışa katkılarına bir başka örnek olarak Ukrayna-Rusya Savaşı'nın çözülmesi için atılan adımları gösteren Fidan, yapıcı diyalog vasıtasıyla Türkiye'nin İstanbul süreci ile tarafları müzakere masasına tekrar getirdiğini kaydetti. Fidan, bu çalışmalar sonucunda esir takası ve doğrudan diyalog tesisi gibi somut sonuçlara ulaşıldığını belirterek, "Diplomasi tüm bu çabalara baktığımız zaman barışçıl bir anlamda Ukrayna'da bir çözüm bulunabilmesinin temelini oluşturmakta. Biz bundan sonrasında da bu görüşmelere ev sahipliği yapmak ve liderlerin İstanbul'da bir araya gelmesi noktasında hazır olduğumuzu bildirmek istiyoruz." şeklinde konuştu. Bölgesel ve uluslararası iş birliğini daha da güçlendirmek istediklerini söyleyen Fidan, "Bu konuda Türkiye diplomasi ve diyaloga açık olmaya devam edecek." ifadelerini kullandı. "DAHA ADİL BİR ULUSLARARASI DÜZEN İÇİN ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ" Çok taraflılık ve bölgesel sahiplenmenin Türkiye'nin ortak vizyonunu şekillendirmeye devam edeceğini kaydeden Fidan, bu ilkelerin sadece kılavuz olmadığını, aynı zamanda değişen uluslararası tabloda istikrar, adalet ve refahın hüküm sürmesini de sağlayacağını söyledi. Yeni ve samimi ortaklıklar kurmanın tek çıkar yol olduğunu vurgulayan Dışişleri Bakanı Fidan, sözlerini şöyle tamamladı: Bu bağlamda Türkiye diyaloğu ve diplomasiyi dış politikasının köşe taşlarından biri olarak tutmaya devam edecektir. Bu vizyonu paylaştığımız ortaklarla birlikte daha adil ve daha temsiliyetçi bir uluslararası düzen için çalışmaya devam edeceğiz. Bu ortak sorumlulukla birlikte ortak çalışmalar ve çabalarımızla birlikte bölgemizde istikrar, işbirliği için çalışacağız tüm dünyada olduğu gibi.

BM’den Kırgızistan’a idam cezası uyarısı: “Uluslararası hukuka aykırı” Haber

BM’den Kırgızistan’a idam cezası uyarısı: “Uluslararası hukuka aykırı”

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, Kırgızistan’da idam cezasının geri getirilmesine yönelik anayasa değişikliği teklifine karşı çıkarak, bu adımın Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme (ICCPR) ve Ek İhtiyari Protokol kapsamında ciddi bir ihlal teşkil edeceğini ifade etti. MUKAŞEVA OLAYI SONRASI REFERANDUM GÜNDEMDE Kırgızistan’da 17 yaşındaki Aysulu Mukaşeva’nın cinsel saldırıya uğrayarak öldürülmesi, kamuoyunda büyük tepki yarattı. Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, bu olayın ardından cinayet ve cinsel suçlar için idam cezasının geri getirilmesini öngören anayasa değişikliği teklifini gündeme taşıdı. Teklifin ilerleyen haftalarda referanduma sunulması, ardından parlamento onayına gitmesi bekleniyor. “İDAM CEZASI CAYDIRICI DEĞİL" BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, “Kırgızistan yetkililerinin idam cezasını geri getirme planı arkasında yatan suçlar elbette dehşet vericidir ve bu suçlar karşısında adalet sağlanmalıdır. Ancak idam cezasının ağır suçları önlediğine dair hiçbir kanıt bulunmamaktadır. Cinsel şiddet dâhil olmak üzere şiddet suçlarına karşı alınacak önlemler mağdur odaklı olmalıdır” ifadelerini kullandı. Volker Türk, Kırgızistan’ı idam cezasını geri getirmek yerine hukukun üstünlüğünü güçlendirmeye, adalete ve adli yardıma etkili erişimi sağlamaya odaklanmaya davet etti. Kırgızistan, 1998 yılında idam cezasını kaldırmış, 2010’da ise ICCPR ile Ek İhtiyari Protokolü’nü imzalayarak yasağı kalıcı hâle getirmişti. Ülkede idam cezasının geri getirilmesine yönelik anayasa tasarısı kamuoyunda tartışılmaya devam ediyor. Kırgızistan'da son idam cezası 1998 yılında uygulandı.

BM, Rusya'nın Kırım'da mülkiyet, sağlık ve millî kimlik haklarını ihlal ettiğini belgeledi Haber

BM, Rusya'nın Kırım'da mülkiyet, sağlık ve millî kimlik haklarını ihlal ettiğini belgeledi

Birleşmiş Milletler (BM) Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi (CESCR), Rusya'nın periyodik raporunu incelemesinin ardından yayımladığı sonuç bildirisinde, Kırım dâhil olmak üzere işgal altında bulunan tüm Ukrayna topraklarındaki durumdan Rusya'nın sorumlu olduğunu teyit etti. BM Komitesi, Rusya'nın bu bölgelerde vatandaşlığa zorlama, mülk gaspları ve Ukrayna kimliğine baskı gibi sistematik hak ihlallerini belgeledi. Ukrayna Cumhurbaşkanının Kırım Özerk Cumhuriyeti Temsilciliği, BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesinin Rusya Federasyonu'nun periyodik raporuna ilişkin değerlendirme sonuçlarını yayımladığını duyurdu. Kırım dâhil olmak üzere işgal altındaki Ukrayna topraklarındaki durumdan Rusya'nın sorumlu olduğu bir kez daha teyit eden BM Komitesi, Rusya'nın işgal altındaki topraklarda gerçekleştirdiği sistematik ihlalleri şu şekilde kayıt altına aldı: Sosyo-ekonomik ve kültürel haklar: Altyapının yıkılması, temel hizmetlerdeki aksaklıklar ve kültürel mirasa verilen zarar. Rus vatandaşlığına zorlama: İstihdam ve ticari faaliyetlerin, yasa dışı "vatandaşlığa kabul" şartına bağlanması. Mülkiyet hakkının ihlali: Yasa dışı mülk müsadereleri ve Ukraynalıların zorla evlerinden çıkarılması. Sağlık hizmetlerine erişim kısıtlaması: Tıbbi hizmet almak için uygulanan ayrımcı "Rus pasaportu filtresi". Kültürel kimliğe baskı: Zorunlu asimilasyon, Kırım Tatar ve Ukrayna dilinin eğitimden uzaklaştırılması, tarihin yeniden yazılması ve millî sembollerin yasaklanması. RUSYA'DAN İHLALLERİ DURDURMASI TALEP EDİLDİ BM Komitesi, Rusya'dan derhal ayrımcı uygulamaları iptal etmesini, ana dillerde eğitime erişimi sağlamasını, yasa dışı el konulan mülkleri iade etmesini ve tıbbi hizmetlere ayrımcılık yapılmaksızın erişimi garanti altına almasını talep etti. Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Temsilciliği, komitenin bu sonuçlarının, Rus işgal rejiminin Kırım başta olmak üzere, işgal altındaki Ukrayna topraklarında uluslararası hukuku sistematik olarak ihlal ettiğini bir kez daha kanıtladığını belirtti. Temsilcilik, “Ukrayna Rusya'yı sorumlu tutmak, mağdurların haklarını iade etmek ve millî kültürel kimliği korumak için uluslararası hukuki mekanizmaları kullanmaya devam edecektir.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Tatar’dan BM’de net mesaj: “Egemen eşitlik vazgeçilmez” Haber

Cumhurbaşkanı Tatar’dan BM’de net mesaj: “Egemen eşitlik vazgeçilmez”

Birleşmiş Milletler 80. Genel Kurulu kapsamında New York’ta bulunan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Genel Sekreteri António Guterres ile gerçekleştirdiği ikili görüşmenin ardından BM Genel Merkezi’nde açıklamalarda bulundu. Görüşmenin “yapıcı ve samimi” geçtiğini belirten Tatar, bu yılki Genel Kurul toplantılarını “en kritik buluşmalardan biri” olarak nitelendirdi. Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a KKTC’ye verdiği destek ve Kıbrıs Türk halkına uygulanan insanlık dışı tecridin kaldırılması çağrısı için teşekkür etti. “İŞ BİRLİĞİ KÜLTÜRÜ ŞART, FEDERAL MODEL TÜKENMİŞTİR” Ersin Tatar, mart ve temmuz aylarında Kıbrıs Rum tarafıyla gerçekleştirilen görüşmelere atıfta bulunarak, güven inşa etmek ve yeni girişimlerde bulunmak konusunda mutabakata varıldığını hatırlattı. BM Genel Sekreteri’nin himayesinde yapılacak üçlü toplantıya “iyi niyet ve iyimserlikle” yaklaştığını belirten Tatar, bu görüşmelerin yeni sınır kapıları, ara bağlantılar, elektrik ve su gibi konularda somut ilerlemeye zemin hazırlamasını umduğunu söyledi. Tatar, “Bu adımlar günlük yaşamı iyileştirecek ve ada genelinde halklar arası iletişimi güçlendirecektir. Temel mesajım açıktır: Kıbrıs’taki iki halkın acilen iş birliği kültürü yaratması gerekiyor” dedi. Federal temelli müzakerelerin elli yılı aşkın süredir başarısızlıkla sonuçlandığını vurgulayan Tatar, sahadaki gerçekleri dikkate alan yeni bir yaklaşımın artık zorunlu olduğunu ifade etti. “EGEMEN EŞİTLİK VE ULUSLARARASI STATÜ OLMADAN ÇÖZÜM SÜRDÜRÜLEMEZ” Kıbrıs Adası’nda her biri kendi demokratik kurumlarına, kimliğine ve hedeflerine sahip iki halk bulunduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Tatar, “Herhangi bir çözümün sürdürülebilir olması için, egemen eşitliğimize ve uluslararası statümüze dayanması gerekir” dedi. Ticaret, halk sağlığı, çevre ve kaynak yönetimi gibi alanlarda iş birliğinin ortak öncelik haline gelmesi gerektiğini vurguladı. Tatar ayrıca, iklim değişikliği, salgınlar ve enerji güvenliği gibi küresel zorlukların siyasi çözüme ulaşılana kadar iş birliğini zorunlu kıldığını belirterek, Kıbrıs'ta eşitlik, onur ve karşılıklı saygı temelinde etkileşimi teşvik eden yapıcı düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu sözlerine ekledi.

Birleşik Krallık’tan BM’de Ukrayna’ya net destek mesajı Haber

Birleşik Krallık’tan BM’de Ukrayna’ya net destek mesajı

Birleşik Krallık, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda yaptığı açıklamada Ukrayna’ya yönelik desteğini bir kez daha teyit etti ve bu tutumun gelecekte de değişmeyeceğini vurguladı. Birleşik Krallık Başbakan Yardımcısı David Lammy, 25 Eylül’de BM Genel Kurul kürsüsünden yaptığı konuşmada, “Ukrayna’ya mesajımız nettir: Bugün, yarın ve 100 yıl sonra da yanınızda olacağız” dedi. Lammy, ülkesinin desteğini sürdürmesinin gerekçesini şu sözlerle açıkladı: Çünkü BM Şartı’nın temel değerlerini; egemenlik, toprak bütünlüğü ve uluslararası hukuka saygıyı, korumak zorundayız. Ayrıca saldırganlık cezasız kalırsa tüm dünya zarar görecektir. Üye ülkelere adil ve kalıcı bir barış için çaba göstermeleri çağrısında bulunan Lammy, “Bu barış, BM Şartı’nın bütünlüğünü korumalı ve Ukrayna’nın Rusya’nın yürüttüğü acımasız savaştan egemen, güvenli ve bağımsız bir devlet olarak çıkmasına imkân tanımalıdır.” ifadelerini kullandı. Başbakan Yardımcısı, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy’ın barışa olan bağlılığını her fırsatta gösterdiğini, buna karşılık Rusya lideri Vladimir Putin’in Ukrayna halkına yönelik füze ve SİHA saldırılarını giderek artırdığını kaydetti. Lammy ayrıca, BM’nin küresel tehditlere karşı daha etkin bir yapı kazanabilmesi için reform yapılması gerektiğinin altını çizdi.

Yaşar Güler: Kırım Tatarlarının sesini duyurmak için kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz Haber

Yaşar Güler: Kırım Tatarlarının sesini duyurmak için kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz

Birleşmiş Milletler 80. Genel Kurulu marjında bugün New York’ta Beşinci Kırım Platformu Zirvesi düzenlendi. 60 ülke ve uluslararası örgütün katılımıyla tertip edilen zirvenin ana odak noktası "özgürlük, egemenlik ve uluslararası hukukun ortak değerlerinin pekiştirilmesi" oldu. Ayrıca Kırım'ın sadece Ukrayna'nın ayrılmaz bir parçası değil, aynı zamanda "dünya güvenliğinin bir kalkanı" olduğu vurgulandı. Katılımcı ülke ve uluslararası örgüt temsilcisi yaptığı konuşmada Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne ve Kırım'ın Rusya tarafından işgaline dikkat çekti. Türkiye'yi temsilen zirveye katılan Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler ise Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy ve Kırım Tatar halkının millî lideri, Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ile katılımcı ülkeleri selamlayarak başladığı konuşmasında Kırım davasını bir kez daha vurguladıklarını dile getirdi. "KIRIM TATARLARI UKRAYNA'NIN AYRILMAZ BİR PARÇASIDIR" "Bizim için, Kırım meselesinin barışçıl bir şekilde çözülmesi, Ukrayna’da adil ve kalıcı bir barış arayışından ayrı tutulamaz. Kırım Tatarları, uzun süredir Ukrayna’nın çok kültürlü dokusunun ayrılmaz bir parçası olmuş ve barış ile istikrara katkıda bulunmuşlardır." cümlelerini sarf eden Bakan Güler, Türkiye'nin Kırım'ın yasa dışı ilhakını hiçbir zaman tanımadığını, 2014 yılından bu yana Kırım dahil olmak üzere Ukrayna'nın bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü güçlü bir şekilde desteklediğini vurguladı. "KIRIM TATARLARININ HAKLARI TÜRKİYE İÇİN YALNIZCA DIŞ POLİTİKA MESELESİ DEĞİL AYNI ZAMANDA TARİHSEL VE AHLAKÎ BİR SORUMLULUKTUR" Kırım Tatarlarının haklarının korunmasının önemine dikkat çeken Güler, "Kırım Tatarlarının hakları, bizim için yalnızca bir dış politika meselesi değil, aynı zamanda tarihsel ve ahlakî bir sorumluluktur. Onların sesini duyurmak, haklarını korumak ve özgürlükleri ile onurlarını sağlamak adına kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz." dedi. Ayrıca Güler, Ukrayna’nın Kırım Tatar halkına yönelik desteğini ve haklarını koruduğunu görmenin umut verici olduğunu belirtti. Güler konuşmasında, "Türkiye, bu yöndeki çabalarını sürdürecektir. Son olarak, Türkiye’nin Kırım Platformu’na olan bağlılığını bir kez daha teyit ediyor ve sadece Kırım davasını değil, aynı zamanda bağımsız, refah içinde ve egemen bir Ukrayna’nın sürekli çıkarlarını da ilerletmeyi umuyoruz." diyerek Türkiye'nin Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne yönelik desteğini yineledi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.