SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Bm

QHA - Kırım Haber Ajansı - Bm haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bm haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Lordlar Kamarası Üyesi Ricketss: Hiçbir barış planı, Ukrayna’nın topraklarını Rusya’ya vermesini talep etmemelidir Haber

Lordlar Kamarası Üyesi Ricketss: Hiçbir barış planı, Ukrayna’nın topraklarını Rusya’ya vermesini talep etmemelidir

İsveç’in başkenti Stockholm’de düzenlenen Uluslararası Kırım Platformu 4. Parlamenter Zirvesi'ne 70’ten fazla ülke ve uluslararası kuruluştan heyet katıldı. Ukrayna Parlamentosu Başkanı Ruslan Stefançuk ve İsveç Parlamentosu Başkanı Andreas Norlen başkanlığında düzenlenen bu yılki zirvenin gündemi, Ukrayna’ya verilen küresel desteğin pekiştirilmesi ve uluslararası toplumun Kırım’ın yasa dışı ilhakını tanımama yönündeki kararlılığının yeniden teyit edilmesi etrafında şekillendi. Katılımcılar, ayrıca Rusya’ya yönelik diplomatik ve siyasi baskının artırılmasına yönelik yeni adımları da değerlendirdi. “UKRAYNA’NIN HAYATİ MENFAATLERİ KORUNMALIDIR” Zirvede konuşan Lordlar Kamarası Avrupa İşleri Komisyonu Başkanı Peter Ricketts, 40 yıl boyunca Birleşik Krallık adına diplomatlık yaptığını ve uluslararası ölçekte bu kadar “tehlikeli ve öngörülemez” bir durumla karşılaşmadığını ifade ederek, “Çok kritik günlerden geçiyoruz; Ukrayna, sadece kendi bağımsızlığı ve onuru için değil, hepimizin güvenliği için savaşıyor” dedi. Rusya’nın 2022’de Ukrayna’ya karşı başlattığı topyekûn işgal girişiminden önce de Birleşik Krallık hükûmetlerinin Ukrayna’yı desteklediğini belirten Ricketss, Birleşik Krallık ile Ukraynalı yetkililerin birlikte çalıştığını, Birleşik Krallık’ın Ukrayna’ya cephane ve ekonomik destek sağlamak için üstün bir çaba gösterdiğini, Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer ve diğer Avrupalı liderlerin Zelenskıy ile sürdürülebilir bir barış inşa etmek için çalıştığını ifade ederek, “Eminim ki hepimiz, Ukrayna’nın şiddet ve yıkımın bitmesini ne kadar istediğini anlamaktayız. Stefançuk’un da dediği gibi, ‘Varılacak anlaşma, Ukrayna’nın onurunu ve bağımsızlığını korumalıdır’. Eğer bir ateşkes sağlanacaksa bu, herhangi bir dış müdahale olmadan Ukrayna ile müzakere edilmelidir ve Ukrayna’nın hayati menfaatleri korunmalıdır; 28 maddelik planın ise buna aykırı olduğu aşikârdır” değerlendirmesini yaptı. “PUTİN, ÇALDIĞI TOPRAKLARIN HUKUKEN TANINMASINI İSTİYOR” Müzakerelerin devam etmesini memnuniyetle karşılayan Ricketss, “(Ukrayna Cumhurbaşkanı) Zelenskıy’ın dediği gibi, ‘Putin, çaldığı toprakların hukuken tanınmasını istiyor’; kanaatimce asıl mesele de budur. Hiçbir barış planı, Ukrayna’nın topraklarını Rusya’ya vermesini talep etmemelidir” ifadelerini kullanarak, Rusya’nın Kırım’dan ve diğer bölgelerden çekilmesinin talep edilerek Birleşmiş Milletler (BM) Sözleşmesi’nin hayati ilkesine uyulduğunu belirtti. BM Sözleşmesi’ne göre, Ukrayna’nın kendi güvenlik politikasını ve müttefiklerini seçmekte tamamen özgür olduğunu hatırlatan Ricketts, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katıldığını hatırlatarak, Rusya’nın Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne yönelik gerçekleştirdiği tam ölçekli işgal ve saldırı girişimlerinin, Avrupa güvenlik mimarisini değiştirdiğini kaydetti. “Hollandalı meslektaşımın da (Derk Boswijk) söylediği gibi, Rusya’nın saldırılarına Avrupa Birliği (AB) olarak karşılık vermekte çok yavaş davrandık fakat şimdi silah üretimimizde ciddi bir artış söz konusudur” şeklinde konuşan Ricketss, Gönüllüler Koalisyonu’nun ateşkesin yürürlüğe girmesinden itibaren Birleşik Krallık’ı aktif olarak desteklemeyi planladığını dile getirdi.

BM Komitesi, Rusya’nın işgal ettiği Ukrayna topraklarındaki hak ihlallerini kınayan güncellenmiş tasarıyı kabul etti Haber

BM Komitesi, Rusya’nın işgal ettiği Ukrayna topraklarındaki hak ihlallerini kınayan güncellenmiş tasarıyı kabul etti

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunun insan haklarından sorumlu Üçüncü Komitesi, geçici olarak Rus işgali altında bulunan Ukrayna topraklarındaki insan hakları durumuna ilişkin güncellenmiş yıllık karar tasarısını kabul etti. Tasarı; Kırım, Akyar (Sivastopol) ve diğer işgal altındaki bölgelerdeki ağır ihlalleri ayrıntılı şekilde ele alıyor. 19 Kasım 2025 tarihinde onaylanan belgeye göre üye devletler, Rusya’nın Ukrayna topraklarının bir kısmının işgal edilmesini “yasa dışı” olarak nitelendirerek açıkça kınadı. Tasarı, Rusya’nın sistematik insan hakları ve uluslararası insancıl hukuk ihlallerine dikkat çekiyor ve BM dâhil uluslararası izleme mekanizmalarının bu bölgelere tam erişimini talep ediyor. Karar tasarısı; keyfi gözaltılar, işkence vakaları, gazetecilere ve insan hakları savunucularına yönelik baskılar ile özellikle Kırım Tatarlarına karşı yürütülen sistematik baskı politikalarını vurguluyor. Ayrıca bu yılki metinde, Rusya’nın Ukraynalı savaş esirlerine ve yasa dışı olarak alıkonan sivillere yönelik işkence ve kötü muamele uygulamalarına ilişkin bölüm güçlendirildi. Tasarı, Rus makamlarının esirlerin durumu ve nerede tutulduklarına dair ailelere bilgi vermeyi reddetmesini de açık şekilde kınıyor. Bununla birlikte metne, Rusya tarafından kaçırılan Ukraynalı çocukların geri getirilmesini amaçlayan uluslararası koalisyonun rolünü tanıyan yeni bir madde eklendi. Ayrıca, BM Genel Sekreterinin Rusya’nın çatışma bağlantılı cinsel şiddet faillerinin listesine eklenebileceği yönündeki uyarısına yer verildi. Belge, soykırımın önlenmesine ilişkin sözleşmenin önemini hatırlatarak, yaygın ve sistematik insan hakları ihlallerinin soykırım riskine yol açabileceği uyarısını da içeriyor. Tasarının önsözüne, BM Şartı’na uygun barışçıl çözüm çabalarının teşvik edildiğini belirten yeni bir paragraf eklendi. KARAR 2016'DAN BERİ OYLAMAYA SUNULUYOR Üçüncü Komiteden geçen karar tasarısı, aralık ayında BM Genel Kurulunun oylamasına sunulacak. 2016’dan bu yana her yıl yenilenen ve kapsamı genişletilen "Kırım Özerk Cumhuriyeti ve Akyar (Sivastopol) Şehrinde İnsan Hakları Durumu" başlıklı bu karar, 2023’ten itibaren Rus işgali altında bulunan tüm Ukrayna topraklarını kapsayacak şekilde güncellenmişti.

Trump yönetiminden Ukrayna kararı krizi: BM tasarısından “Ukrayna’nın toprak bütünlüğü” ifadesini kaldırılacak mı? Haber

Trump yönetiminden Ukrayna kararı krizi: BM tasarısından “Ukrayna’nın toprak bütünlüğü” ifadesini kaldırılacak mı?

ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin, Birleşmiş Milletlerin (BM) Kırım'ın işgaline ilişkin yıllık karar tasarısından, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ve Rusya’nın Kırım ile diğer bölgelerdeki işgalini kınayan ifadelerin çıkarılmasını istediği iddia edildi. Ukrayna tarafından her yıl BM Genel Kurulunun Üçüncü Komitesine sunulan “Ukrayna’nın Geçici Olarak İşgal Altında Olan Bölgelerinde İnsan Hakları Durumu” başlıklı karar, uzun süredir ülkenin diplomatik mücadelesinin önemli bir parçası olarak görülüyor. Geçen yıl ABD, 77 ülkeyle birlikte tasarı lehine oy kullanmıştı. Ancak KyivPost’un diplomatik kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Vaşington (Washington) bu yıl karar metninden “toprak bütünlüğü”, “egemenlik” ve “Rusya’nın saldırganlığı” gibi ifadelerin ve işgal altındaki bölgelerdeki kötüleşen insan hakları durumuna dair bilgilerin çıkarılmasını talep ediyor. Bunun yerine metnin “Ukrayna’daki Savaş” başlığı altında, daha genel bir formatta sunulması isteniyor. Avrupalı diplomatlar bu değişikliğin, Rusya’ya “ABD artık Ukrayna’nın çıkarlarını önceliklendirmiyor” şeklinde bir mesaj vereceği endişesini dile getirdi. Bir Avrupalı diplomat, “Bu, Vaşington’un Ukrayna’nın temel çıkarlarından uzaklaştığının bir başka göstergesi olur. Eğer bu ifadeler kaldırılırsa, Moskova’ya çok net bir sinyal verilecek: ABD artık uluslararası düzenin savunucusu değil.” dedi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun insan hakları ve insani meselelerle ilgilenen Üçüncü Komitesinin, karar tasarısını önümüzdeki haftalarda oylaması bekleniyor. Avrupa ülkeleri ise ABD’yi bu pozisyonundan vazgeçmeye ikna etmeye çalışıyor.

Kırım’da işgalin 11. yılında baskılar artıyor: 473 siyasi tutuklu, 268’i Kırım Tatarı Haber

Kırım’da işgalin 11. yılında baskılar artıyor: 473 siyasi tutuklu, 268’i Kırım Tatarı

Rusya’nın Kırım’ı işgalinin 11. yılında, yarımadada sistematik baskı, keyfi tutuklamalar ve bilgi kontrolü artarak devam ediyor. Kırım Tatar Kaynak Merkezi, Kasım 2025 itibarıyla 473 kişinin siyasi gerekçelerle tutuklandığını, bunların 268’inin Kırım Tatarı olduğunu açıkladı. Merkez, Birleşmiş Milletler Ukrayna İnsan Hakları İzleme Misyonu ile yaptığı görüşmede, işgal altındaki bölgelerdeki insan hakları ihlallerini gündeme taşıdı. SİYASİ TUTSAKLAR: 226 KİŞİ CEZAEVİNDE Kırım Tatar Kaynak Merkezinin verilerine göre, 127’si Kırım Tatarı olmak üzere 226 kişi hüküm giyerek cezaevine gönderildi, 47’si Kırım Tatarı olan 91 kişi ise hâlâ gözaltı merkezlerinde tutuluyor. Ayrıca 56 kişi denetimli serbestlik altında, 63 kişi serbest bırakıldı, 37 kişi ise yargısal baskı altında yaşamaya zorlanıyor. 70’ten fazla vaka ise ailelerin güvenlik endişesi nedeniyle kamuoyuna açıklanmadı. BARİYEV: SINIR DIŞI TEHDİDİ VAR Kırım Tatar Kaynak Merkezi temsilcileri, 4 Kasım’da Birleşmiş Milletler Ukrayna İnsan Hakları İzleme Misyonu ile bir toplantı gerçekleştirdi; toplantının ayrıntıları 7 Kasım’da açıklandı. Kırım Tatar Kaynak Merkezi Başkanı ve Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Üyesi Eskender Bariyev, toplantıda Kırım Tatarları, Karaimler ve Kırımçakların hak ihlallerinin sistematik şekilde belgelenmesi yönündeki çalışmaları ve Rus işgal makamlarının uyguladığı yeni baskı yöntemlerini gündeme taşıdı. Bariyev ayrıca, Rus vatandaşlığının siyasi tutsaklardan alınmasının, Türkistan coğrafyasındaki ülkelere zorla sınır dışı edilme riski doğurduğunu vurguladı. “HİZB-UT TAHRİR DAVASINDA MAHKÛMLAR SERBEST BIRAKILMADI” Kırım Tatar Kaynak Merkezi Müdürü Zarema Bariyeva ise, Kırım Tatarlarının uydurma davalarla topluca yargılandığını belirtti. Bunlar arasında “Hizb-ut Tahrir”, Numan Çelebicihan Taburu’na katılım, “vatana ihanet” ve “casusluk” suçlamaları öne çıkıyor. Zarema Bariyeva, “Hizb-ut Tahrir davasında hüküm giyen hiçbir mahkûm, esir değişimlerinde serbest bırakılmadı. Bu durum, Rusya’nın Kırım Tatarlarına yönelik bilinçli ve ayrımcı politikasının göstergesidir.” ifadelerini kullandı. Toplantıda ayrıca Kırım’daki bilgi kontrolü gündeme geldi; mesajlaşma uygulamalarının engellenmesi, Rus “MAX” uygulamasının dayatılması ve yarımada halkıyla iletişimin zorlaştırılması öne çıktı. ULUSLARARASI TOPLUMA ÇAĞRI Toplantının sonunda Kırım Tatar Kaynak Merkezi, uluslararası topluma Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) bölgesinde yerli halkların durumunu iyileştirmek için Eylem Planı hazırlanması, devletler arası çatışma bölgelerinde yaşayan yerli halklara yönelik BM insani yardım planı oluşturulması ve Kazakistan, Gürcistan ile Azerbaycan gibi ülkelerin arabuluculuk rolüyle Kırım’daki siyasi tutsakların serbest bırakılması için destek sağlanması yönünde önerilerde bulundu.

ABD, Suriye lideri Ahmed Şara’yı terör listesinden çıkardı Haber

ABD, Suriye lideri Ahmed Şara’yı terör listesinden çıkardı

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığı, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın “Özel Olarak Tanımlanmış Küresel Terörist" (SDGT) listesinden çıkarıldığını duyurdu. Açıklamayı yapan Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Tommy Pigott, bu kararın “Suriye’nin yeni bir döneme geçişini tanıyan güçlü bir siyasi mesaj” olduğunu vurguladı. “MUHAMMED EL-CEVLANİ” ADIYLA LİSTELENMİŞTİ Şara, geçmişte El Kaide bağlantılı gruplarla ilişkisi olduğu gerekçesiyle “Muhammed el-Cevlani” adıyla SDGT listesine alınmıştı. Ancak ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun kararıyla bu isim listeden çıkarıldı. Aynı zamanda ABD Hazine Bakanlığı da Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab’ı yaptırım listesinden çıkardı. “YENİ SURİYE” VURGUSU: BARIŞ, İSTİKRAR VE REFORM Pigott, açıklamasında Şara liderliğindeki yeni Suriye yönetiminin kayıp Amerikalıların bulunması, terör ve uyuşturucuyla mücadele, kimyasal silahların ortadan kaldırılması ve bölgesel istikrarın sağlanması gibi konularda ciddi çaba gösterdiğini belirtti. Ayrıca, “Suriye liderliğinde ve Suriye’nin sahiplendiği kapsayıcı bir siyasi süreci destekliyoruz” dedi. BM GÜVENLİK KONSEYİ DE YAPTIRIMLARI KALDIRDI ABD’nin bu adımı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 6 Kasım’da aldığı kararla da örtüşüyor. Konsey, Şara ve Hattab’a yönelik uluslararası yaptırımların kaldırılmasını öngören kararı 14 oyla kabul etti. Çin ise çekimser kaldı.

Erdoğan İşcan: Ukrayna'da öncelik çatışmanın sonlandırılması ve diplomasinin yeniden canlandırılması olmalı Haber

Erdoğan İşcan: Ukrayna'da öncelik çatışmanın sonlandırılması ve diplomasinin yeniden canlandırılması olmalı

Türkiye’nin eski Kıyiv Büyükelçisi (2005-2009) ve Birleşmiş Milletler (BM) İşkenceye Karşı Komite (UNCAT) Başkan Yardımcısı Erdoğan İşcan, Rusya’nın Kırım’ın işgaliyle Ukrayna’ya karşı başlattığı saldırganlığın İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan küresel güvenlik mimarisinin kırılganlığını açığa çıkardığını ifade etti. “GÜÇ DENGESİ DEĞİŞİYOR” Ukrinform’dan Olha Budnık'a verdiği röportajda Erdoğan, mevcut küresel güvenlik sisteminin kapsamlı bir dönüşümden geçtiğini ve çok kutuplu bir dünya düzenine geçişin sancılarının yaşandığını belirterek şu ifadeleri kullandı: Güç dengesi değişiyor. Uluslararası hukukun üstünlüğü kavramı giderek aşınıyor. Yeni küresel aktörlerin ortaya çıkışına tanık oluyoruz. Çok kutuplu bir sistem ve yeni bir güç dengesi şekilleniyor gibi görünüyor. Bu koşullarda, stratejik hedefler ‘reel politikanın’ gereklerini dikkate almalı ve buna göre taktiksel adımlar atılmalıdır. Kırım'ın işgalinden sonra, geniş çaplı bir savaşı önlemek için adımlar atılmasını umuyordum. Böyle bir senaryoyu en kötü senaryo olarak dışlamadım. Şubat 2022'ye kadar yazdığım yazılarda, bunun asla gerçekleşmemesini umarak bu endişemi dile getirmeye çalıştım. Ukrayna ve Batılı müttefiklerin muhtemel bir saldırganlık eylemini önceden görmesi ve bu olasılığı ortadan kaldıracak bir politika izlemesi gerektiğini belirterek, “Gerçekçi bir eylem planı seçmeli ve saldırganı caydırmak için yaratıcı diplomasi araçlarını kullanmalıydılar.” dedi. “RUSYA’NIN UKRAYNA’YA YÖNELİK SALDIRISI ULUSLARARASI HUKUKUN AÇIK BİR İHLALİ” Büyükelçi İşcan Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırganlığının uluslararası hukukun bariz bir ihlali olduğunu vurgulayarak, “Ukrayna'ya yönelik saldırının uluslararası hukukun açık bir ihlali olduğuna şüphe yoktur. Bu, BM Şartı'nın 2(4) maddesinde açıkça yer alan temel bir ilkeye vahşice bir saldırıdır. Devletlerin toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç kullanma tehdidinden veya kullanımından kaçınmak, dünyada barış ve güvenliğin sağlanması için temel bir yükümlülüktür.” şeklinde konuştu. "ÖNCELİK SAVAŞIN DURDURULMASI VE DİPLOMASİNİN YENİDEN CANLANMASI” Ukrayna halkının zor zamanlardan geçtiğini ve milyonlarca insanın yerinden edildiğini ya da evsiz kaldığını belirten İşcan, hâlâ pek çok kişinin bu acımasız savaşın yıkıcı sonuçlarından muzdarip olduğunu söyledi. İşcan, yaşananları geri döndürme arzusunu dile getirerek, mevcut aşamada önceliğin ne olması gerektiği konusundaki kesin inancını şöyle ifade etti: Bu aşamada, samimiyetle inanıyorum ki, öncelik; askerî çatışmanın derhal sonlandırılması ve Ukrayna halkını tatmin edecek bir çözüme ulaşmayı hedefleyen diplomasinin yeniden canlandırılması olmalıdır. Büyükelçi, bu sürecin uzun ve karmaşık olacağının farkında olduğunu da belirtti. Ayrıca, küresel güvenlik sisteminin dönüşümü bağlamında ortaya çıkabilecek yeni güç dengelerinin gelecekteki müzakereler üzerinde belirleyici bir etkiye sahip olacağını sözlerine ekledi. “İŞKENCE YASAĞI HİÇBİR KOŞULDA SINIRLANAMAZ” BM İşkenceye Karşı Komite Başkan Yardımcısı Erdoğan İşcan, Rusya'nın Ukrayna’da uyguladığı işkence ve kötü muamele vakaları hakkında önemli açıklamalarda bulundu. İşcan, işkence yasağının uluslararası hukukun en temel normu olduğunu vurgulayarak, “İşkence yasağı, uluslararası hukukun jus cogens (emredici) normudur; hiçbir koşulda -hatta savaş ya da çatışma dönemlerinde bile- sınırlandırılamaz.” dedi. İşcan, UNCAT'ın devletlerin sözleşmeye uyumunu düzenli aralıklarla incelemek, bireysel başvuruları değerlendirmek, sistematik işkence uygulamalarına dair güvenilir bilgiler alındığında gizli soruşturma başlatmak gibi üç temel işlevi olduğunu ifade etti. “RUSYA KOMİTE YETKİSİNİ TANIMADIĞI SÜRECE SORUŞTURMA AÇILAMAZ” İşcan, Komitenin, Rusya'nın Ukraynalı savaş esirlerine ve sivillere uyguladığı işkenceleri araştırma yetkisine ilişkin şu açıklamada bulundu: İşkenceye Karşı Sözleşme’nin sistematik işkence soruşturması yetkisi veren 20. maddesi, taraf devletin bu yetkiyi tanıdığını beyan etmesini gerektiriyor. SSCB, İşkenceye Karşı Komitenin Sözleşme'nin 20. maddesi kapsamındaki yetkisini tanımamıştı. Rusya Federasyonu da bu çekinceyi geri çekmemiştir ve bu nedenle Komite, Rusya'ya karşı 20. madde kapsamında bir soruşturma başlatamaz. Yine de uluslararası toplumun diplomatik ve siyasi kanallar üzerinden baskı kurarak devletleri iş birliğine ikna edebileceğini belirten İşcan, “Örneğin, hükümetlerarası BM İnsan Hakları Konseyi ve İnsan Hakları Konseyi tarafından oluşturulan bağımsız özel prosedürler belirli girişimlerde bulunabilir. Ayrıca, Ukrayna'daki BM İnsan Hakları İzleme Misyonu'nun raporları, sahadaki insan hakları durumu hakkında önemli bilgiler sağlamaktadır. Ayrıca, müdahale eden devletler iş birliği yapmaya istekli olursa, BM insan hakları sisteminin bağımsız soruşturmalar başlatabilecek başka organları da bulunmaktadır.” dedi.

Fidan: Diplomasi Ukrayna'da bir çözüm bulunabilmesinin temelini oluşturmakta Haber

Fidan: Diplomasi Ukrayna'da bir çözüm bulunabilmesinin temelini oluşturmakta

Bu yıl "Küresel Yeniden Kurulum: Eski Düzenden Yeni Gerçeklere" temasıyla İstanbul'da dokuzuncusu düzenlenen TRT World Forum, ikinci gününde devam ediyor. Forumun ikinci gün açılış konuşmacıları içerisinde yer alan Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, önemli açıklamalarda bulundu. "DENGELER DEĞİŞİYOR VE PARAMETRELER BELİRSİZ BİR ŞEKİLDE BÜYÜYOR" Diyalog ve diplomasinin Türk dış politikasının köşe taşlarından biri olarak kalmaya devam edeceğini belirten Bakan Fidan, "Şu anki uluslararası sistemin tanımına bakacak olursak ve tek bir kelimeyle anlatacak olursak bu kelime kesinlikle belirsizlik olur. Halihazırda olan dengeler değişiyor ve parametreler belirsiz bir şekilde büyüyor. Küresel devletler de artık fonksiyonelliğini kaybediyor. Bölgesel stabiliteyi koruyacak olan kurumlar da bu hızla birlikte çalışamıyorlar ve kompleks krizlerle başa çıkamıyorlar." şeklinde konuştu. "Küresel düzende uluslararası kurumlara güven sağlamamız gerekiyor." diyen Hakan Fidan, bu durumun insanları çok kutupluluğa doğru ittiği değerlendirmesinde bulundu. FİDAN: ULUSLARARASI SİSTEMİ TEKRARDAN YAPILANDIRMALIYIZ Bu konuda vizyonlarının net ve kurumlarla birlikte diyalog ve çok yönlülüğe açık olduklarını dile getiren Fidan, "Kolektif aksiyonlarla, paylaşılan sorumluluklarla ve stratejik öngörülerle birlikte ilerleyebiliriz. İlk olarak güçlü bir uluslararası sisteme ihtiyacımız var. Bunu başarmak için de sistemi tekrardan yapılandırmalıyız. Birleşmiş Milletler'in verimliliğini artırmamız gerekiyor." ifadelerini kullandı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gazze'de kalıcı barışın ancak iki devletli çözümle mümkün olacağını belirtti. Fidan, Ukrayna için de İstanbul'da liderleri ağırlamaya hazır olduklarını ve diplomasinin dış politikanın köşe taşı olduğunu vurguladı. "LİDERLERİN İSTANBUL'DA BİR ARAYA GELMESİ NOKTASINDA HAZIRIZ" Türkiye'nin bölgesel ve küresel barışa katkılarına bir başka örnek olarak Ukrayna-Rusya Savaşı'nın çözülmesi için atılan adımları gösteren Fidan, yapıcı diyalog vasıtasıyla Türkiye'nin İstanbul süreci ile tarafları müzakere masasına tekrar getirdiğini kaydetti. Fidan, bu çalışmalar sonucunda esir takası ve doğrudan diyalog tesisi gibi somut sonuçlara ulaşıldığını belirterek, "Diplomasi tüm bu çabalara baktığımız zaman barışçıl bir anlamda Ukrayna'da bir çözüm bulunabilmesinin temelini oluşturmakta. Biz bundan sonrasında da bu görüşmelere ev sahipliği yapmak ve liderlerin İstanbul'da bir araya gelmesi noktasında hazır olduğumuzu bildirmek istiyoruz." şeklinde konuştu. Bölgesel ve uluslararası iş birliğini daha da güçlendirmek istediklerini söyleyen Fidan, "Bu konuda Türkiye diplomasi ve diyaloga açık olmaya devam edecek." ifadelerini kullandı. "DAHA ADİL BİR ULUSLARARASI DÜZEN İÇİN ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ" Çok taraflılık ve bölgesel sahiplenmenin Türkiye'nin ortak vizyonunu şekillendirmeye devam edeceğini kaydeden Fidan, bu ilkelerin sadece kılavuz olmadığını, aynı zamanda değişen uluslararası tabloda istikrar, adalet ve refahın hüküm sürmesini de sağlayacağını söyledi. Yeni ve samimi ortaklıklar kurmanın tek çıkar yol olduğunu vurgulayan Dışişleri Bakanı Fidan, sözlerini şöyle tamamladı: Bu bağlamda Türkiye diyaloğu ve diplomasiyi dış politikasının köşe taşlarından biri olarak tutmaya devam edecektir. Bu vizyonu paylaştığımız ortaklarla birlikte daha adil ve daha temsiliyetçi bir uluslararası düzen için çalışmaya devam edeceğiz. Bu ortak sorumlulukla birlikte ortak çalışmalar ve çabalarımızla birlikte bölgemizde istikrar, işbirliği için çalışacağız tüm dünyada olduğu gibi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.