SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Çağrı

QHA - Kırım Haber Ajansı - Çağrı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çağrı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Tayland’da Uygur dramı: 48 tutuklu Türk tehlikede! Haber

Tayland’da Uygur dramı: 48 tutuklu Türk tehlikede!

New York Times, 8 Kasım 2024 yayımladığı özel haberle Tayland’da tutuklu bulunan Uygur Türklerinin dramına dikkat çekti. Tayland cezaevlerinde şu anda 48 Uygur Türkünün bulunduğu, bu kişilerin çoğunun Doğu Türkistan'daki Çin zulümden dolayı kaçtığı ve uluslararası mülteci statüsü arayan bireyler olduğu bildirildi. Çoğu Uygur Türkü, yurt dışında özgürce bir yaşam umuduyla Tayland’a sığınmış ancak burada gözaltına alınmış ve ciddi insan hakları ihlalleriyle karşı karşıya kalmış durumda. BİRÇOK UYGUR, ÇİN’İN BASKISINDAN KAÇTI Doğu Türkistan'da yıllardır süregelen Çin baskılardan kaçan Uygur Türkleri Tayland’a ulaşmayı başarmışlardı. Ancak Tayland, Çin’in baskıları nedeniyle Uygur Türklerinin geri gönderilmesine izin veriyor. 2014 yılından bu yana Tayland’da gözaltına alınan yaklaşık 350 Uygur Türküden 109’u Çin’e geri gönderildi ve o zamandan beri izlerine rastlanamıyor. UYGURLARIN CEZAEVİ DRAMI: İLETİŞİMSİZLİK VE İHMALLER Tayland’daki tutuklular, aileleri ve avukatlarıyla iletişim kurma imkanına sahip olamıyor. Cezaevindeki yaşamları ise korkunç durumda. Uluslararası İnsan Hakları İzleme Örgütü göre, zor cezaevi koşulları ve kötü sağlık durumu nedeniyle birçok tutuklu Uygur Türkü yaşamını yitirdi. Geçen yıl, Abdullah Abdülaziz ve Mettohti Metkurban adında iki Uygur Türkü cezaevinde ölmüştü. PARLAMENTOLAR ARASI İTTİFAK ACİL ÇAĞRI YAPTI Çin'e karşı uluslararası bir kuruluş olan Parlamentolar Arası İttifak 10 Kasım 2024 tarihinde, Birleşmiş Milletlere (BM) kritik bir çağrıda bulundu. BM Göç Yüksek Komiseri Filippo Grandi’ye seslenilen mektupta, Tayland’daki Uygur Türklerinin durumunun çok kötü olduğu ve acil bir müdahale gerektiği vurgulandı. 26 ülkeden 50’ye yakın milletvekilinin imzaladığı açık mektupta, tutukluların insan hakları ihlalleri ve kötü sağlık koşullarının, daha fazla insanın hayatını tehlikeye atacağı uyarısı yapıldı. Parlamenterler, Tayland hükûmetini, insan hakları ihlallerine son vermeye ve Uygur Türklerinin güvenliğini sağlamaya çağırırken, BM'den de uluslararası müdahale talep etti. Bu kritik dönemde, Uygurların özgürlüğüne kavuşabilmesi için tüm dünya devletlerinin bir araya gelip harekete geçmesi gerektiği ifade edildi. UYGUR TOPLUMU İÇİN GİZLİ BİR DÜNYA: SESLERİ DUYULMUYOR Tayland’daki Uygur Türkü tutuklularının durumu, dünya kamuoyunda geniş yankı bulmuş olsa da, birçok kişi için hala yeterince bilinmiyor. Çin’in sistematik baskı ve gözetimi, bu kişilerin hayatta kalmalarını her geçen gün daha zor hale getiriyor. Özgürlük hayalleriyle yola çıkan Uygur Türkleri, şimdi en karanlık köşelerde, Tayland’daki hapishanelerde, yalnızlık ve umutsuzluk içinde hayat mücadelesi veriyor.

Caparov'dan ülkedeki milyarderlere çağrı: Yurt dışındaki paralarınızı getirin Haber

Caparov'dan ülkedeki milyarderlere çağrı: Yurt dışındaki paralarınızı getirin

Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, 3 Ekim 2024 tarihinde Kabar haber ajansına verdiği demecinde, ülkedeki iş insanlarına bir çağrı yaptı. Cumhurbaşkanı Caparov, Kırgız milyarder ve milyonerlere, yurt dışındaki tasarruflarını Kırgızistan'da değerlendirme davetinde bulundu. "DEVLET, EKONOMİYE FAYDA SAĞLAYAN HER PROJEYE DESTEK OLMAYA HAZIRDIR" Caparov, Kırgızistan'da 5-6 milyarder ve yaklaşık 200 milyonerin bulunduğunu belirterek, bu kişilerin büyük çoğunluğunun paralarını yurt dışındaki offshore hesaplarda sakladığını ifade etti. Caparov, "Bu nedenle yurt dışına para aktarma işlemini denetleyen yasayı kabul ettik. Ancak hâlâ paralarını ülkeye tamamen geri getirmeyen iş insanlarımız var." ifadelerini kullandı. Caparov ayrıca, iş insanlarını devlet projelerine yatırım yapmaya teşvik ederek, "Devlet, ekonomiye fayda sağlayan her projeye destek olmaya hazırdır" şeklinde konuştu. Ayrıca, eleştirmenlerin ve gazetecilerin yatırımcı bulmalarını ve farklı sektörlerde projelere katılmalarını istedi. LİBERALİZASYON YASASI Caparov 2024 Şubat ayında "varlıklı vatandaşlara" yurtdışındaki mülklerini ve paralarını legalize etme fırsatını verdiklerini hatırlatarak, "Devlet sermayenizin yüzde yüz korunacağını garanti ediyor" dedi. Kendi mülkünü 20 milyon dolara legalize ettiğini belirten Cumhurbaşkanı, bu sürecin Kırgızistan ekonomisi için kritik olduğunu vurguladı. AMAÇ SERMAYEYİ ÜLKEYE ÇEKMEK Cumhurbaşkanlığı tarafından 2023 yılı haziran ayında imzalanan "Gönüllü Legalizasyon ve Kişilerin Varlık Affı" yasası, vatandaşların yurt dışındaki varlıklarını Kırgızistan'a kazandırmayı hedefliyor. Geçtiğimiz yıl, Kırgızisan Yüksek Meclisi, yasadaki düzenlemeleri onaylayarak legalizasyon süresini 2024 sonuna kadar uzatmıştı. Kırgızistan, bu adımlarla ekonomik büyüme ve yurt dışındaki sermayenin ülkeye geri dönüşünü hedefliyor. Caparov'un çağrısı, ülkedeki ekonomik durumu canlandırmak adına önemli bir fırsat sunuyor.

Cevher İlham'dan Çin zindanındaki babası için acil çağrı Haber

Cevher İlham'dan Çin zindanındaki babası için acil çağrı

Komünist lider Şi Cinping yönetimindeki Çin'in Uygur Türklerine yönelik baskı ve soykırım politikası Uygur Türkü aydınları hedef almaya devam ediyor. Çin'in başkenti Pekin'deki en önemli üniversitelerden olan Minzu Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlham Tohti, Doğu Türkistan'daki ırk ayrımcılığı ve hükûmet destekli baskıları açıkça eleştirdiği için Ocak 2014’te önce ortadan kaybolmuş, 23 Eylül 2014 tarihinde göstermelik bir duruşmada sözde "bölücülük" ile suçlanmış ve müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. ÇİN TOHTİ'Yİ DERHAL VE KOŞULSUZ SERBEST BIRAKILMALI Tohti'nin kızı Cevher Tohti, Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) ile birlikte 23 Temmuz 2024 tarihinde babasının serbest bırakılması için uluslararası topluma acil çağrı yaptı. UAÖ konuya ilişkin yaptığı çağrısında uluslararası toplumu başlattığı imza kapamnayasına davet ederek, "İlham Tohti'nin yaklaşımı anlayış ve iş birliğine giden bir yol sundu ve barışçıl bir arada yaşamayı destekledi. Özgürlüğü Çin'de insan haklarını ve adaleti ilerletmek için önemli bir adım olurdu - devam eden tutukluluğu ise Çin'de yaşayan Uygur, Kazak ve diğer Türk Müslüman gruplarının karşı karşıya olduğu devam eden insan hakları krizinin çarpıcı bir hatırlatıcısıdır. Dilekçeyi imzalayın ve Çin makamlarının onun derhal ve koşulsuz serbest bırakılmasını garanti altına almasını talep etmemize katılın" ifadelerini kullandı. "ADALETSİZLİĞİ GÖRDÜĞÜM HER AN DİLE GETİRME HAKKIM VAR" Tohti'nin kızı Cevher, “Çin hükumeti, bir kızın babasını tekrar görebilmesinin tek yolunun Çin'i eleştirmemek olduğunu ima ediyor. Ancak bir kızın babasını görmesi temel hakkı olmalı ve bir insan olarak, adaletsizliği gördüğüm her an dile getirme hakkım var. Uluslararası Af Örgütü'nün başlattığı babamın derhal serbest bırakılması için acil çağrısına imza atın" dedi. İLHAM TOHTİ KİMDİR? Çin işgalindeki Türk toprağı Doğu Türkistan'ın Artuş şehrinde, 1969 yılında dünyaya gelen Tohti o dönem 'Merkez Milliyetler Üniversitesi' olarak bilinen bugünkü adı Kuzeydoğu Normal Üniversitesi ve Ekonomi Okulu olan kurumdan mezun oldu. 2006 yılında 'Uygur Online' adında bir internet sitesi kuran Tohti burada Çin ve Uygur ilişkilerindeki sosyal meseleleri irdeleyen makaleler kaleme aldı. 2008'de Tohti Çinli yetkililer tarafından diasporadaki fanatik Uygurlar ile Çin içindeki Uygurlar arasında bağ oluşturmakla suçlandı ve internet sitesi kapatıldı. BÖLGESEL ETNİK ÖZERKLİK YASASI Daha sonra 2009'da Tohti, Özgür Asya Radyosuna (RFA) verdiği röportajda Çin hükûmetinin Doğu Türkistan'da göçmen işçilerin girmesine izin veren politikasını eleştirirken Uygur kadın işçilerin Çin'in doğusuna iş bulmak için göç etmeye başladığından bahsetti. Röportaj sırasında Uygur Özerk Bölgesi Valisi Nur Bekri'yi de eleştiren Tohti, Bekri'ye Çin'in 1984 yılına ait 'Bölgesel Etnik Özerklik Yasası'nı daha keskin şekilde yorumlaması ve uygulaması için çağrıda bulundu. Tohti bu röportajın ardından gözaltına alındı ve bölücülükle suçlanarak sorgulandı. ÇİN HALK CUMHURİYETİ BÖLGESEL ETNİK ÖZERKLİK YASASI ÇELİŞKELİ Uygurların Mandela'sı olarak anılan Tohti daha önce Çin hükûmetinin bizzat talebi üzerine, henüz hapse girmeden birkaç ay önce taslağını hazırladığı ve doğrudan Doğu Türkistan sorununu ele alan bir rapor Daxiong Gonghui sitesinde yayınlanmıştı. Tohti hazırladığı raporda Uygur kökenli üniversite öğrencilerinin sadece yüzde 17’sinin iş bulabildiğini, tüm Uygur nüfusunun sadece yüzde 10’unun şehirde yaşadığını, nüfusun çoğunun Uygur olmasına rağmen iş bulma konusunda Uygurlar’ın ayrımcılığa uğradığını, Han Çinlileri’nin tercih edildiğini belirtmişti. Öte yandan bu durumların Çin Halk Cumhuriyeti Bölgesel Etnik Özerklik Yasası 23. maddesinde belirtilen ve devlet daireleri ve işletmelerinde yapılan iş alımlarında etnik azınlıklara öncelik verilmesi ibaresiyle çeliştğini açıkça dile getirmişti. 2019 YILINDAN BU YANA NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ'NE ADAY GÖSTERİLDİ Tohti, Çin yönetimi tarafından 23 Eylül 2014 tarihinde göstermelik bir duruşmada sözde "bölücülük" ile suçlanmış ve müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Tohti onlarca hürriyet ve insan hakları ödülüne layık görüldü. Öte yandan Tohti, 2019 yılından bu yana Nobel Barış Ödülü'ne aday gösteriliyor. Tohti, 2020 ve 2023 senelerinde finalistler kategorisinde beş adaydan biri olmuştu. 

Doğu Türkistan teşkilatlarından depremin merkez üssüne acil yardım çağrısı! Haber

Doğu Türkistan teşkilatlarından depremin merkez üssüne acil yardım çağrısı!

Çin'in işgalindeki Doğu Türkistan'ın Aksu iline bağlı Aykol kasabasında gece saatlerinde şiddetli bir deprem meydana geldi. ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu (USGS), 22 Ocak 2024 tarihi Türkiye saati ile 21.09'da 7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğini açıkladı. Depremin merkez üssü, ilk olarak Kırgızistan'ın Kızıl-Suu (Kızılsu) bölgesi olarak açıklansa da sonradan Doğu Türkistan'ın Aksu vilayetindeki Üç Turfan bölgesine bağlı Aykol kasabası olarak değiştirildi. Deprem; Kazakistan, Tacikistan, Doğu Türkistan ve Kırgızistan'da şiddetli bir biçimde hissedildi. "TÜRK HÜKUMETİNİ ACİL HAREKETE GEÇMEYE VE BÖLGEYE YARDIM ULAŞTIRMAYA ÇAĞIRIYORUZ" Doğu Türkistan’da meydana deprem dolayısıyla Türkiye’de faaliyet gösteren Uluslararası Doğu Türkistan STK'lar Birliği hükumete ve uluslararası camiaya acil çağrı yaptı.  Birlikten yapılan çağrıda, "Doğu Türkistan'ın Aksu Vilayeti ve Kırgızistan sınırı arasında 7.1 derece büyüklüğünde deprem meydana gelmiştir. Doğu Türkistan uzun senelerdir dünyadan tecrit bir durumdayken, böyle bir büyük felaketin yaşanması bizi derin endişeye sevk etmiştir. Birliğimiz, tüm ülkeleri, uluslararası kuruluşların, ve özellikle Türk hükumetini acil harekete geçmeye ve bölgeye yardım ulaştırmaya çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.  DOĞU TÜRKİSTAN'DA ŞİDDETLİ DEPREM Deprem, Doğu Türkistan'ın Aksu kentinin Üç Turfan kasabasında hissedildi. Sarsıntı, yerin 22 kilometre derinliğinde 7 büyüklüğünde meydana geldi. ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu, depremin merkez üssünü Doğu Türkistan'daki Aykol kasabası olarak değiştirdi. Deprem, Doğu Türkistan'ın birçok şehrinde şiddetli bir şekilde hissedildi. Depremin merkez üssünde yer alan vatandaşlar, sosyal medyada yaşadıkları paniği paylaştı. Birçok insan, panikle sokaklara döküldü. Ancak, Doğu Türkistan’daki sıkı dijital denetim sağlıklı bilgi almayı zorlaştırıyor. Çin yanlısı propaganda medyaları, Çin yönetiminin bölgeye ekip gönderdiğini ifade ettiği belirtiliyor. Ancak, bu bilgiyi teyit edebilecek herhangi bir kanal bulunmuyor. Kırgızistan-Doğu Türkistan sınırında 7 büyüklüğünde deprem! pic.twitter.com/UggcfARHOm — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) January 22, 2024 ÇİN'İN SIKI DİJİTAL DENETİMİ Çin Halk Cumhuriyeti'nin Doğu Türkistan'daki bölge yönetimi, depremle ilgili bir açıklama yayımladı. Aksu Bölge Arama Kurtarma Ofisinden yapılan açıklamada, bölgeye 2 araç ve 10 personelden oluşan ön deprem kurtarma ekibinin incelemelerde bulunmak üzere yola çıktığı aktarıldı. Fakat QHA ekinin bölgeden yayımlanan sosyal medya paylaşımlarına dayandırdığı haberlere göre, depremin yaşandığı bölgeye saatler geçmesine rağmen hiçbir ekip ulaşmadı.

Doğu Türkistan STK'larından İslam İşbirliği Teşkilatı'na çağrı Haber

Doğu Türkistan STK'larından İslam İşbirliği Teşkilatı'na çağrı

Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği (UDTSB), Çin'in daveti üzerine Doğu Türkistan'a gidecek İşbirliği Teşkilatı (OIC) heyetine, İslam Dini'nin emrettiği adil olma ilkesini hatırlatarak Doğu Türkistan halkının haklarını korumaları hususunda çağrıda bulundu. 25 OIC ÜYE ÜLKESİ, DOĞU TÜRKİSTAN'DA! Çin hükumetinin Doğu Türkistan'a daveti üzerine 17 Ağustos 2023 tarihinde OIC heyeti, Doğu Türkistan'ın Ürümçi şehrine ziyarette bulunacak. Heyette; OIC'ye Daimî Temsilci Büyükelçi Dya-Eddine Bamakhrama, Suudi Arabistan, Moritanya gibi 25 OIC üye ülkesinin temsilcilerinin yanı sıra OIC Genel Sekreterliği yetkilileri de yer alıyor. Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği (UDTSB), Doğu Türkistan'a gidecek heyete çağrıda bulunarak basın bildirisi yayımladı. UDTSB'in yayımladığı basın bildirisinde yer alan ifadelerin tamamı şöyle: ÇİN, DOĞU TÜRKİSTAN'DA SOYKIRIM SUÇU İŞLİYOR! Çin'in 1949'daki Doğu Türkistan işgali sonrasında yoğun bir şekilde uyguladığı kamplar, beyin yıkama, İslam'ın tamamen yasaklanması, zorla kürtaj, ailelerinden zorla alınan çocuklar ve devlet planlı soykırım politikalarını uyguladığı bir gerçektir. Çin, 2012'den bu yana "İslam'ın Çinlileştirilmesi" politikasını uygulayarak İslami uygulamaları kısıtlamış, camileri yıkmış, Müslüman alimleri, ulemaları ve düşünürleri tutuklamış, İslam'a karşı politikalarını meşrulaştırmaya çalışmış ve Doğu Türkistan'daki devam eden soykırımı örtbas etmiştir. Dahası, Çin, iyi diplomatik ilişkiler sürdürdüğü İslam ülkelerinden delegeleri düzenli olarak davet eder ve genellikle yasak olan dini etkinlikleri bu heyetler için özel olarak sahneleyerek onları kandırmaya çalışmıştır. Çin, Doğu Türkistan halkına yönelik insan hakları ihlallerini, "teröre karşı savaşı" ve "aşırılığa karşı mücadele " kisvesi altında meşrulaştırarak üçüncü tarafların bu konuya müdahalesini engellemektedir. "OIC'NİN DOĞU TÜRKİSTAN MESELESİNDEKİ SESSİZLİĞİ ENDİŞE VERİCİ" OIC tüzüğünde belirtildiği gibi OIC, üye devletlerinin ötesinde ümmetin sosyo-ekonomik ve siyasi alanlardaki çıkarlarını koruma rolünü üstlenmektedir. Ancak Müslüman topluluğun davasını savunma görevi olan OIC'nin Doğu Türkistan meselesindeki sessizliği ve karışık tutumu çok endişe vericidir. UDTSB'DEN OIC'YA ÇAĞRI Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği (UDTSB), OIC heyetine Doğu Türkistan halkının haklarını koruma görevlerini yerine getirmeleri çağrısında bulunur ve OIC heyetinden Urumçi ziyaretleri hakkında gerçekleri ve adaleti İslam'da öğretildiği şekilde dürüst bir şekilde rapor etmelerini ve açıklamalarını istemektedir. Ayrıca, UDTSB, OIC heyetinden Çin'e zorla İslam'ın Çinlileştirilmesini ve Doğu Türkistan'ın Müslüman kimliğinin yok edilmesini durdurmaya yönelik adım atmasını önermektedir. Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği, Müslüman alimlerden, İslami kuruluşlardan, hareketlerden, Müslüman ülkelerden ve siyasetçilerden Doğu Türkistan halkının yanında durmalarını ve devam eden soykırımı ve Çin sömürgeciliğini sona erdirmek için harekete geçmelerini istemektedir.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.