SON DAKİKA
Hava Durumu

#Çin

QHA - Kırım Haber Ajansı - Çin haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çin haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

ABD'den Çin bağımlılığına son verecek hamle! Haber

ABD'den Çin bağımlılığına son verecek hamle!

ABD Kongresi, bu hafta Çin ile rekabetin en yoğun olduğu sektörlere odaklanan bir dizi yasa teklifini gündeme taşıyor. Başta biyo-teknoloji, insansız hava araçları (İHA) ve elektrikli otomobiller olmak üzere, çeşitli alanlarda Çin'e yönelik kısıtlamalar öngören teklifler tartışılacak.  ÇİNLİ ŞİRKETLERE BAĞIMLILIĞI AZALTMA HEDEFİ Görüşülecek kanun teklifleri arasında, ABD'nin Çinli biyo-teknoloji şirketlerine bağımlılığını azaltmayı hedefleyen düzenlemeler dikkat çekiyor. Özellikle sağlık ve tarım gibi kritik sektörlerde, Çinli şirketlerin ABD pazarına erişiminin kısıtlanması amaçlanıyor. Ayrıca Çin vatandaşlarının ABD'de tarım arazisi satın almasını engellemeye yönelik önlemler de masada. ABD'nin ulusal güvenliği için risk olarak görülen Çinli DJI şirketinin ürettiği İHA'lara yönelik bir yasa tasarısı da dikkat çekiyor. DJI İHA'larının veri güvenliği endişeleri nedeniyle yasaklanması ve ABD'nin savunma alanında bu araçların kullanımının tamamen durdurulması hedefleniyor.  KONFÜÇYÜS ENSTİTÜLERİ DE GÜNDEMDE Çin kültürünü ve dilini tanıtmayı amaçlayan Konfüçyüs enstitülerinin ABD’deki faaliyetlerine son verilmesi de tartışılan konular arasında. Kongredeki bazı isimler, bu enstitüleri "yumuşak güç aracı" olarak nitelendiriyor ve ABD'de siyasi etkilerini sınırlandırmak istiyor. ÇİN'DEN TEPKİ Çin Büyükelçiliği ise bu yasa tasarılarına sert tepki gösterdi. Büyükelçilik Sözcüsü Liu Pengyu, yasa tasarılarını "yeni McCarthycilik" olarak nitelendirerek, "Bu düzenlemeler, Çin-ABD ilişkilerine ciddi zarar verecek ve ABD’nin çıkarlarına olumsuz yansıyacak" uyarısında bulundu.

Trump ile Harris münazarasında Ukrayna polemiği Haber

Trump ile Harris münazarasında Ukrayna polemiği

ABD'de kasım ayı yapılacak başkanlık seçimleri uluslararası toplum tarafından dikkatle takip ediliyor. Mevcut Başkan Jeo Biden'in seçimlerden çekilmesi ile başkanlık yarışını devralan Kamala Harris, Cumhuriyetçi aday Donald Trump ile yarışmaya devam ediyor. TRUMP'TAN ÇİN'E YÜKSEK GÜMRÜK VERGİSİ VAADİ Donald Trump 10 Eylül 2024 tarihinde ABC News kanalının düzenlediği başkanlık münazarasında Çin'e karşı sert bir ticaret politikası savundu. Eski başkan, Çin'den "milyarlarca dolar" aldıklarını iddia ederken, bu ülkeden yüksek gümrük vergileri talep etti. Trump, gümrük vergilerinin fiyat artışlarına neden olmayacağını öne sürdü, "Ne olacak ve kim daha yüksek fiyatlara sahip olacak, Çin ve yıllardır bizi soyan diğer ülkeler." dedi. Kamala Harris, Trump yönetiminin Çin'e teknoloji ihracatı konusunda zayıf kaldığını savundu. Harris, Trump'ın döneminde Amerikan çiplerinin Çin'e satıldığını ve bu durumun Çin'in askeri kapasitesini artırmasına yardımcı olduğunu belirtti. Harris, ABD'nin 21. yüzyıldaki rekabet için müttefiklerle güçlü ilişkiler kurması ve yerli teknolojiye yatırım yapması gerektiğini vurguladı. TRUMP'TAN SERT ELEŞTİRİLER, HARRİS'TEN SAVUNMA Trump, ABD ekonomisinin "berbat" durumda olduğunu savunurken, Harris ekonominin dört yıl öncesine göre daha iyi olduğunu iddia etti. Trump, düzensiz göçmenlerin ekonomiyi olumsuz etkilediğini öne sürdü. Harris ise Trump'ın Amerika’yı büyük bir ekonomik krize sürüklediğini ve demokrasiyi zayıflattığını ifade etti. UKRAYNA SAVAŞI: TRUMP’TAN SAVAŞIN SONA ERMESİ ÇAĞRISI, HARRİS’TEN YALAN YANITI Trump, düzensiz göçmenlerin Amerikan vatandaşlarının evcil hayvanlarını yediğini iddia ederek, göçmenlere yönelik sert eleştirilerde bulundu. Bu açıklamalar büyük tepkilere yol açtı. Trump, Ukrayna-Rusya Savaşı'nın durdurulmasını ve barışın sağlanmasını istedi. Harris ise Trump’ın Ukrayna ve Rusya arasındaki barış müzakerelerinde başarısız olduğunu belirterek, Trump’ın açıklamalarının yalan olduğunu ifade etti. Harris, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy (Volodimir Zelenski) ile görüştüğünü ve Amerika'nın uluslararası normları koruması gerektiğini söyledi. MÜNAZARANIN ARDINDAN İLK TEPKİLER Münazaranın ardından Trump’ın seçim kampanya ekibi, Trump’ın bu geceki münazarayı kazandığını öne sürdü. Harris’in kampanya ekibi ise bir ikinci canlı yayın düellosu çağrısı yaptı. Açıklamada, "Kamala Harris ile ileriye gitmek mi, Trump ile geriye gitmek mi? Ekim ayında yapılacak ikinci düelloda bunu tekrar göreceğiz." denildi.

Çin'in küresel sansür terörü: Uygur gazetecilerin ailelerine yönelik baskı Haber

Çin'in küresel sansür terörü: Uygur gazetecilerin ailelerine yönelik baskı

ABD’ye göç eden Uygur Türkü gazeteci Kasım Abdurehim Kaşgar, Çin hükûmetinin sınır ötesinde nasıl bir sansür uyguladığını Reporters sans Frontières (RSF) aracılığıyla gözler önüne serdi. 2017 yılında Çin işgalindeki Doğu Türkistan'da ayyuka çıkan baskılar nedeniyle ABD’ye göç etmek zorunda kalan Kaşgar'ın, ülkesindeki bazı yakınlarının ABD'de yürüttüğü gazetecilik faaliyetlerinden ötürü tutuklandığı ortaya çıktı. AİLEYE YÖNELİK ÇİN'İN CEZA SİSTEMİ Kaşgar, Çin'in kendisini sansürlemeye yönelik baskılarına boyun eğmediğini belirterek, eski iş arkadaşlarının ve çevresinin tutuklanma süreci, Çin'in sansür mekanizmalarının sınır ötesine nasıl uzandığını anlattı. Kaşgar RSF'ye verdiği röportajında, eski arkadaşlarından biri olan Mirkamil Ahmed'in dokuz yıl hapis cezasına çarptırıldığını, diğer 4 eski çalışma arkadaşının ise 7'şer yıl hapis cezası aldığını belirtti.. ULUSLARARASI TOPLUMUN ROLÜ RSF’nin Asya-Pasifik Direktörü Cédric Alviani, Kaşgar'ın yaşadığı travmanın ve tutuklamaların uluslararası toplumun dikkatini çekmesi gerektiğini vurguladı. Alviani, “Kasim Abdurehim Kaşgar'ın korkunç tanıklığı, Çin rejiminin gazetecileri ve onların ailelerini nasıl hedef aldığını gözler önüne seriyor. Uluslararası camianın, sürgündeki gazeteciler ve Çin’de kalan yakınlarının korunması için harekete geçmesi kritik önem taşıyor” dedi. 2024 İTİBARİYLE DOĞU TÜRKİSTAN'DA 79 GAZETECİ TUTUKLU Çin’in Doğu Türkistan'da 2016 yılından bu yana yürüttüğü soykırım politikası, bazı gözlemciler tarafından “soykırım” olarak nitelendiriliyor. 2024 itibariyle, Doğu Türkistan'da 79 gazeteci ve basın özgürlüğü savunucusunun tutuklu olduğu belirtiliyor. Aralarında 2019 Sakharov Ödülü sahibi Prof. Dr. Ilham Tohti’nin de bulunduğu pek çok gazeteci, insan hakları ihlallerini ifşa ettikleri için cezaevinde. ÇİN: DÜNYANIN EN BÜYÜK GAZETECİ HAPİSHANESİ RSF’nin 2024 Dünya Basın Özgürlüğü Sıralaması’nda Çin, 180 ülke ve bölge arasında 172. sırada yer alıyor. Çin, basın özgürlüğü açısından dünyanın en büyük hapishanesi olarak, en az 121 gazeteciye ev sahipliği yapıyor.

Çin ve Rusya'dan ortak askerî tatbikat! Haber

Çin ve Rusya'dan ortak askerî tatbikat!

Çin ve Rusya'ya ait donanma ve hava kuvvetlerinin Batı Pasifik bölgesinde Japon Denizi (Doğu Denizi) ile Ohotsk Denizi'nde ortak askerî tatbikata başlayacağı kaydedildi. Çin Savunma Bakanlığından konuya ilişkin olarak yapılan açıklamada, "Kuzey/Etkileşim-2024" adını taşıyan tatbikatın, Çin ve Rusya orduları arasındaki "stratejik koordinasyonu derinleştirmeyi ve güvenlik tehditlerinde müşterek tepki verme kabiliyetini güçlendirmeyi amaçladığı" belirtildi. Çin ve Rus donanmalarının Pasifik'teki 6'ncı devriye faaliyetini yapacağı belirtilen açıklamada, Çin'in ayrıca Rusya'nın "Okyanus-2024" stratejik tatbikatına da katılacağı aktarıldı. Açıklamada, tatbikatların ve devriye faaliyetinin hangi tarihlerde yapılacağına ilişkin net bir bilgi paylaşılmadı. İki ülke, temmuz ayında Çin'in güneyindeki Guangdong bölgesine bağlı Zhanjiang kenti çevresindeki sularda ve hava sahasında ortak tatbikat düzenlemişti. TATBİKAT JAPONYA'YA GÖZDAĞI MI? Bölgedeki askerî hareketliliğin, Çin ile Japonya arasında hava sahası ve kara suları ihlallerinden kaynaklanan gerilimlerin yaşandığı bir dönemde gerçekleşmesi dikkati çekiyor. Japonya, 26 Ağustos'ta Çin ordusuna ait "Y-9" tipi askeri uçağın, Doğu Çin Denizi'ndeki Danjo Adaları açıklarında Japonya hava sahasına girdiğini bildirmişti. Öte yandan Çin'e ait araştırma gemisinin Japonya'nın güneyindeki Tokara Boğazı'nda yer alan Kuçinoerabu Adası yakınlarında Japon kara sularına girdiği kaydedilmişti. Tokyo yönetimi her iki olayda da Çin'i diplomatik kanallardan protesto etmişti. STOLTENBERG'İN ÇİN'E ÇAĞRISI Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Norveç Başbakanı Jonas Garh Store ile 6 Eylül 2024 tarihinde düzenlediği ortak basın toplantısında, Ukrayna'ya yönelik olarak 24 Şubat 2022 tarihinde başlattığı topyekûn saldırı ve işgal girişiminde Rusya'yı desteklemeyi bırakması için Çin'e çağrı yapmıştı. "Çin, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşında belirleyici bir 'kolaylaştırıcı' haline geldi." diyen NATO Genel Sekreteri, Çin'in Rusya'nın kullandığı birçok silahın üretimini sağlayan ülke olduğunu belirtti.

Çin'in eski Dışişleri Bakanı Qin Gang kitapçıda çalışıyor! Haber

Çin'in eski Dışişleri Bakanı Qin Gang kitapçıda çalışıyor!

Çin'de kayıp devlet görevlileri ile ilgili vakalar devam ediyor. Uzun süredir kamuoyu önüne çıkmayan Çin'in bir önceki dönem Dışişleri Bakanı Qin Gang'ın Pekin'deki devlet destekli World Affairs Press adlı bir yayınevinde düşük seviyeli bir görevde çalıştığı ileri sürülüyor. QİN GANG'IN GİZEMLİ GÖREVDEN ALINMA HİKAYESİ Washington Post’a konuşan eski ABD'li yetkililere göre, geçen yıl kamuoyundan kaybolan ve görevden alınan Çin'in eski Dışişleri Bakanı Qin Gang, şu an Pekin'de devlet destekli bir kitapçıda çalışıyor. Qin Gang'ın hızlı bir şekilde yükselip ardından hızla düşüş yaşaması dikkat çekti. Eski bakanın 2023 yazında gizemli bir şekilde ortadan kaybolmasının ardından, çeşitli iddialar ortaya atılmıştı. Bunlar arasında hapse atıldığı veya intihar ettiği gibi söylentiler vardı. Ancak bu iddiaların hiçbiri doğru çıkmadı. Eski bakan hayatta, fakat eski ABD'li yetkililere göre, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’e yakınlığına rağmen pozisyonu ciddi şekilde zayıflamış durumda. PARILTILI KARİYERİ SONA ERDİ Yetkililerin belirttiğine göre, 58 yaşındaki Qin Gang, Çin Dışişleri Bakanlığına bağlı World Affairs Press adlı devlet yayınevinde düşük seviyeli bir pozisyona atanmış durumda. Bu durum, eski bakan için "gözden düşme" olarak değerlendiriliyor, ancak aynı zamanda “paçayı kurtarma” anlamına geliyor. Yetkililer, Qin Gang'ın hapse girmeyeceğini ancak kariyerinin sona erdiğini belirtti. HIZLI YÜKSELİŞ VE DÜŞÜŞ Qin Gang, Şi Cinping’e olan yakınlığı sayesinde rekor bir hızla Dışişleri Bakanlığına terfi etti. 56 yaşında sadece Dışişleri Bakanı olmakla kalmadı, aynı zamanda devlet konseyi üyeliğine de yükseldi. Ancak Qin Gang'ın hızlı yükselişi, özellikle milliyetçi Çin diplomatları arasında dikkat çekti. Eski bir CIA Çin analisti ve China Strategies Group’un Başkanı Christopher K. Johnson, Qin Gang'ın bu tarzının, Şi Cinping'in beğenisini kazandığını ifade ediyor. Qin Gang, Dışişleri Bakanı olarak kendisini Şi'nin diplomatik gündeminin baş uygulayıcısı olarak konumlandırmıştı. GÖREVDE KALDIĞI SÜRE VE OLASI NEDENLER Görevde yalnızca 207 gün kaldıktan sonra, geçen yıl temmuz ayında görevden alındı. Qin’in görevden alınmasının nedenine dair belirsizlikler devam ediyor. Çin’deki bazı analistler, Qin Gang'ın ünlü bir Çinli televizyon gazetecisi olan Fu Xiaotian ile ilişkisi olduğuna ve bu ilişkinin güvenlik açığı yaratmış olabileceğine dair spekülasyonlarda bulunuyor. Ancak bu iddialar doğrulanmamış durumda. "ONU ASLA GÖREMEYECEKSİNİZ" Qin Gang’ın şu an çalıştığı World Affairs Press, Pekin’in merkezindeki bir ara sokakta yer alıyor ve devlet destekli bir kitapçıya ev sahipliği yapıyor. Kitapçı, Çinli diplomatların anıları ve Şi Cinping’in kitaplarıyla dolu küçük bir odadan oluşuyor. Bir muhabirin kitapçıyı ziyaretinde, çalışanlar Qin Gang'ın burada çalıştığını duymadıklarını belirtti. Victor Gao, eski bir Çinli diplomat ve şu anda Center for China and Globalization adlı düşünce kuruluşunun Başkan Yardımcısı. Gao, Qin’in nerede olduğu hakkında ise "Çin'de bir yerlerde. Onu asla göremeyeceksiniz" dedi.

Doğu Türkistan'da çocuk istismarı: Gizlenen gerçekler Haber

Doğu Türkistan'da çocuk istismarı: Gizlenen gerçekler

Selahaddin Kaşgarlı/QHA Ankara Doğu Türkistan'da çocuk istismarı ve çocuk kaçakçılığı yıllardır dünya kamuoyunun dikkatini çeken ciddi bir sorun olarak biliniyor. Ancak Çin hükûmetinin medya kontrolü ve sansür politikaları, bu konuların geniş çapta tartışılmasını engelliyor. Uluslararası insan hakları örgütleri ve bağımsız araştırmacılar, Çin'in Doğu Türkistan'daki Uygur çocuklara yönelik asimilasyon, çocuk kaçakçılığı ve organ ticareti gibi ciddi suçlar işlediğini belirtiyor. Bu dosya haber, elde edilen veriler ve raporlar ışığında Çin’deki çocuk istismarı ve kaçakçılığına dair önemli noktaları mercek altına alıyor. ÇİN'İN  ASİMİLASYON POLİTİKALARI Çin hükûmetinin Uygur çocuklara yönelik asimilasyon politikaları, kültürel soykırım olarak nitelendirilen uygulamalara dayanıyor. Çin Eğitim Bakanlığının açıkladığına göre, 2017 yılından bu yana yaklaşık 1 milyon Uygur Türkü çocuk, ailelerinden koparılarak devlet destekli yatılı okullara yerleştirildi. Bu okullarda çocuklara, Uygur kültüründen uzaklaşmaları ve Çin kültürünü benimsemeleri teşvik ediliyor. Eğitim programlarının çoğu, çocuklara Uygur Türkçesi yerine Mandarin Çincesi öğretmeyi ve Çin'e sadakat duygusu aşılamayı amaçlıyor. ÇOCUK İSTİSMARLARINA DAİR VERİLER Birleşmiş Milletler'in (BM) raporlarına göre bu uygulamalar, çocukların kültürel kimliklerini kaybetmelerine neden oluyor. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinin 2023 yılı raporunda, bu okullarda çocukların ailelerinden koparıldığı ve zorlu koşullarda eğitim gördüğü belirtiliyor. Öte yandan Doğu Türkistan ve Çin genelinde 68 çalışmadan 18 yaş altı çocukların yüzde 26,6'sının fiziksel istismara, yüzde 19,6'sının duygusal istismara, yüzde 8,7'sinin cinsel istismara ve yüzde 26'sının ihmale maruz kaldığını belirtiliyor. ÇOCUK KAÇAKÇILIĞI: KAYIP ÇOCUKLARIN KARANLIK DÜNYASI Çin, dünya genelinde insan kaçakçılığı sorunuyla bilinen bir ülke. Özellikle çocuk kaçakçılığı, hem yerel hem de uluslararası suç şebekelerinin ilgisini çeken alan olarak biliniyor. Uluslararası İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (HRW) 2022 yılı raporuna göre, Doğu Türkistan'daki Uygur Türkü çocuklar, yasa dışı çocuk kaçakçılığı ve organ ticareti faaliyetlerine maruz kalıyor. 2019 yılında "ABD Dışişleri Bakanlığının İnsan Kaçakçılığı Raporu", Çin'i en kötü insan kaçakçılığı uygulamalarının görüldüğü ülkeler arasında sınıflandırdı. Çin'de her yıl binlerce çocuğun kaçırıldığı tahmin ediliyor. Çin hükûmeti resmi olarak bu konuda sınırlı bilgi sunarken, sivil toplum örgütleri her yıl yaklaşık 20 bin çocuğun kaçırıldığını bildiriyor. Kaçırılan çocuklar genellikle insan ticareti ağlarına satılıyor; yasa dışı evlat edinme, zorla çalıştırma ya da organ ticareti amacıyla kullanılıyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (HRW) raporlarına göre, bu çocukların büyük bir kısmı iz bırakmadan kayboluyor. Aileler yetkililere başvurduğunda ise genellikle sonuç alamıyor. Polis teşkilatlarının ve yerel yönetimlerin bu suçlarla yeterince mücadele etmemesi, sorunun büyümesine yol açıyor. ÇOCUK ORGAN KAÇAKÇILIĞI VE UYGURLARIN DURUMU The China Tribunal tarafından 2019 yılında yayımlanan bir raporda, zorla organ nakli uygulamalarında Uygurların da hedef alındığı kaydedildi. Rapora göre, Çin’deki organ bağış sistemi, talebi karşılayacak kadar büyük bir gönüllü bağış ağına sahip değil. Bu nedenle, özellikle Uygur ve diğer Türk topluluklarının organları kara borsada satılıyor veya zengin Çinliler ve yabancı alıcılar için kullanılıyor.  2020 yılında yapılan bir araştırmada, Çin'deki yasa dışı organ nakli pazarının yıllık değerinin 1 milyar dolara yaklaştığı belirtildi. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Uygur Türklerinden alınan organların özellikle kalp, böbrek ve karaciğer gibi hayatî organların yasa dışı şekilde ticarete konu olduğunu dile getirdi. VERİLER VE RAPORLAR NE SÖYLÜYOR? Çin’deki Save the Children organizasyonu ve diğer bağımsız araştırmalar, çocukların zorla organlarının alındığını doğrulayan çeşitli kanıtlar ortaya koydu. Bu konuda Çin hükûmetinden açık ve şeffaf veri talep edilmesine rağmen, resmi kaynaklar sınırlı bilgi sağlamakla yetiniyor. China Tribunal’ın raporlarına göre, 2015-2019 yılları arasında Çin'in toplama kamplarında tutulan Uygur Türkerinin organlarının yasa dışı şekilde alındığına dair güçlü kanıtlar mevcut. Bu toplama kamplarında tutulan birçok Uygur Türkü çocuğun da söz konusu ticaretin kurbanı olduğu biliniyor. ULUSLARARASI TEPKİLER VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Uluslararası toplum, Çin'in Doğu Türkistan'daki bu insan hakları ihlallerine karşı tepkisini her geçen gün artırıyor. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres 2024'te yaptığı açıklamada, Çin hükûmetine Doğu Türkistan'daki insan hakları ihlallerini durdurma çağrısında bulundu. Ayrıca Avrupa Birliği (AB) ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Çin'i uluslararası insan hakları normlarına uymaya çağıran yaptırımlar uygulama konusunda çeşitli adımlar atıyor. Sonuç olarak, Doğu Türkistan'daki Uygur Türkü çocuklara yönelik bu ciddi insan hakları ihlalleri, uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmiş durumda. Çin hükûmetinin bu uygulamalara son vermesi, hem bölgedeki çocukların hem de uluslararası toplumun geleceği açısından büyük önem taşıyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.