SON DAKİKA
Hava Durumu

#Doğu Türkistan

QHA - Kırım Haber Ajansı - Doğu Türkistan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Doğu Türkistan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Çin önce kocasını sonra eşini işkenceyle öldürdü Haber

Çin önce kocasını sonra eşini işkenceyle öldürdü

Doğu Türkistan genelinde 2017 yılında sözde yeniden eğitim kamplarına çok sayıda Uygur Türkü, keyfi tutuklama yönetimi ile toplama kamplarına atıldı. Doğu Türkistan'ın Kaşgar şehrinde Çin yönetimi tarafından toplama kampına atılıp öldürülen Mehmettursun Emin'in eşi Nurimangül Haşim de işkenceyle öldürdü. 32 YAŞINDAKİ UYGUR TÜRKÜ GENÇ YAŞTA ÖLDÜRÜLDÜ Kaşgar’ın Yenişehir nahiyesine bağlı Hanérik köyünden 32 yaşındaki Memettursun Emin, internet sansürünü aşarak yabancı web sitelerini ziyaret ettiği bahanesiyle milyonlarca Uygur Türkü gibi 2017-2018 yıllarında suçsuz yere toplama kamplarına atılmıştı.  EŞİNİN KATİLLERİNE KATİL DEDİĞİ İÇİN HAPSE ATILDI Özgür Asya Radyosu (RFA) geçen hafta uydu telefonları aracılığı ile Hanérik köyündeki toplama kampına ulaştı. RFA, toplama kampında çalışan polislerin telefon görüşmesi sırarsında Emin'in cesedinin Nurimangül Haşim'e teslim ettiklerini, Nurimangül Haşim'in o sırada görevlilere "katiller dedikleri için hapse atıklarını itiraf ettiğini bildirdi. UYGUR TÜRKÜ KADIN SORGUDA İŞKENCE EDİLEREK ÖLDÜRÜLDÜ Öte yandan RFA'nın Hanérik köyündeki diğer polis merkezinden edindiği bilgilere göre, Nurimangül Haşim'in 29 yaşında olduğu, hapse atıldıktan sonra sorguya çekildiği ve sorgu sırasında yapılan işkencelerden dolayı vefat ettiği öğrenildi. 

Çin'e kan kusturan Altay Kartalı: Osman Batur Haber

Çin'e kan kusturan Altay Kartalı: Osman Batur

Çin ve Rus işgalcilerine karşı Doğu Türkistan'ın bağımsızlığı için mücadele eden ve bu uğurda naaşına bile işkence edilen Osman Batur, şehadetinin 74. yıl dönümünde saygı ve rahmetle anılıyor. TÜRK TARİHİNİN BÜYÜK KAHRAMANLARINDAN, ALTAY KARTALI OSMAN BATUR Türk tarihinin gördüğü en büyük kahramanlardan biri, hayatı filmlere konu olacak derecede mücadele ve zorluklar ile geçen bir yiğit bahadır ve Altay Dağlarının hürriyet meşalesi Osman Batur. Asıl adı "Osman İslamoğlu" olan ve gösterdiği kahramanlıkları neticesinde “Batur” namını alan Osman Batur, 1899 yılında Doğu Türkistan’ın Altay vilayetindeki Köktogay beldesinin Öndirkara köyünde dünyaya geldi. Daha çocuk denecek yaşta büyük Kazak Kahramanı ve Osman Batur’un akıl hocası olan Böke Batur’un birliklerinde süvari oldu. Osman Batur, Böke Batur’un arkasında Çinli işgalci askerlerin Altay bölgesinden kovulması için savaştı. ALTAY DAĞLARINDAN ÇİN İŞGALİNE KARŞI BAŞLAYAN MÜCADELE Çok konuşkan birisi değildi. her zaman sakin ve vakarlı bir duruşu vardı. Uzun boyu, esmer teni, kalıplı yapısı ve çatık kaşlarıyla her zaman dikkatleri üzerine çekiyordu. 40 yaşına kadar ailesi ile birlikte çiftçilikle uğraşan Batur, yıl 1934’e gelindiğinde, vatanı Köktogay’daki camilerin bir bir Çinli askerler tarafından yıkılmasına kayıtsız kalamadı ve isyana katıldı. Böke Batur’un Çinliler tarafından yakalanıp idam edilmesinden çok etkilenen Osman Batur, oğlu Şerdiman ve arkadaşı Süleyman’ı yanına alarak altay dağlarına çıktı ve silahlı mücadeleye resmen başladı. ALTAY KAZAKLARININ HANI OSMAN BATUR Tarihler, 10 Mayıs 1941’i gösterdiğinde, Batur’un emriyle Altay’da halkın kanını emen birçok Çinli ve Rus işgalci ortadan kaldırıldı. Ekim 1941’den itibaren milli mücadelenin liderliğini bizzat kendisi üstlendi. Çinliler ve Ruslar bu isyanı bastırmak için bütün güçlerini seferber ettilerse de hiçbir sonuca varamadılar. Osman Batur’un birlikleri, Mart 1942’den Nisan 1943’e kadar Çin  karargahlarına baskın yaparak düşmanlarına büyük zayiat verdirdi. Altay Kazaklarının hanı seçilen Batur, 16 Nisan 1943’ten itibaren Çinli işgalcileri, yurdundan kovmaya ant içti. OSMAN BATUR VE 1944 DOĞU TÜRKİSTAN CUMHURİYETİ Bir süredir Altay bölgesinde Çinlilere karşı başlatılan bağımsızlık savaşı, ülkenin diğer yerlerine de yayıldı. Bunun üzerine Ürümçi’deki Çin idaresi, Altay’a kesin taarruz yapmayı kararlaştırdı. Osman Batur’un birlikleri, Çin askerlerini geri püskürttü. Batur ve askerlerinin başarısı sayesinde Doğu Türkistan’ın diğer bölgelerine de isyan dalgası yayıldı İli’de Ali Han Töre Saguni liderliğinde büyük bir ayaklanma başladı. Bu hareketin başarıya ulaşmasıyla 1944 yılında Gulca’da Doğu Türkistan Cumhuriyeti kuruldu ve Ali Han Töre Saguni cumhurbaşkanlığına getirildi. Osman Batur 7 Ekim 1944’te Doğu Türkistan Cumhuriyeti tarafından Altay valiliğine tayin edildi. BATUR'UN ÇOCUKLARI ÇİN ASKERLERİNCE KATLEDİLDİ Bunun üzerine Çinliler, Osman Batur’dan hınçlarını almak için adeta bir terör dalgası başlattı. Batur’un on sekiz yaşındaki kızı Kabiyra ile on dört yaşındaki oğlu Baydolla, anneleri Mamey’in gözü önünde barbarca katledildi. On bir yaşındaki oğlu Kariy ve dokuz yaşındaki kızı Sapiyan da kuyuya atılarak şehit edildi. Yıllar boyu Doğu Türkistan’ı Çin işgalinden kurtarmak için savaşan Osman Batur bu mücadelesini 1951 yılına kadar sürdürdü. 1951 yılının şubat ayında yine bir Çin hücumu sonrasında Batur’un kızı Azapay ve birçok Türk kadını Çinliler tarafından esir edildi. ÇİN VE RUS İŞGALCİLERE BOYUN EĞMEYEN TÜRK SAVAŞÇISI: OSMAN BATUR   Bu olayın neticesinde Osman Batur, 200 askeri ile Çin ordularının üzerine yürüdü. Askerlerin birçoğunu öldüren Batur, cephanesinin bitmesi nedeniyle 17 Şubat’ı 18 Şubat’a bağlayan gece yakalandı. 29 Nisan 1951’de Çinlilere diz çöktüren bu yiğit Türk savaşçısı, Çinli askerlerce idam edildi. Osman Batur’un ölüsüne bile tahammül edemeyen Çinliler, naaşına işkence yaparak iç organlarını parçaladı. ŞEHADETE YÜRÜRKEN BİLE ÇİNLİLERİN YÜREĞİNE KORKU SALAN: OSMAN BATUR Osman Batur’un naaşını ibret-i alem için sokak sokak dolaştıran Çinliler, Doğu Türkistan halkının yüreğindeki bağımsızlık ateşini bir daha yanmamak üzere söndürmek istiyordu. Fakat, Osman Batur Han’ın yiğitliği ve cesareti sadece Doğu Türkistan’da değil dünya çapında bilindi ve tanındı. Onun kahramanlığı, Türk milleti yaşadıkça anılmaya devam edecek ve idam edilirken söylediği son sözleri halen çınlayacak:   "Siz Çinliler, Taklamakan Çölü'nün kumları kadar dahi olsanız, bir gün sizi Çin Seddi’nin öte tarafına atacağız"

ABD Kongresinde neden Uygur Dostluk Grubu kuruldu? Haber

ABD Kongresinde neden Uygur Dostluk Grubu kuruldu?

Çin, işgal ettiği Doğu Türkistan'da senelerdir baskı ve zulüm politikasına devam ediyor. 2017 yılından günümüze kadar bölgede, Doğu Türkistanlılar toplama kamplarına alınarak asimilasyon ve soykırıma maruz kalıyor. Bu kapsamda, ABD Kongresinde Doğu Türkistan’ı yakından takip etmeyi amaçlayan Uygur Grubu kuruldu.  Uygur Araştırmaları Merkezi İcra Direktörü Abdulhakim İdris, Kırım Haber Ajansına (QHA) Uygur Dostluk Grubunun önemini anlattı. "DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ BASKI VE ZULÜMLERİ DÜNYAYA DUYURMAK AÇISINDAN ÇOK ÖNEMLİDİR" Uygur Dostluk Grubunun önemi nedir? "Amerikan Kongresinde, 16 Nisan’da Uygur Hareketi’nin öncülüğünde kurulan Uygur Dostluk Grubu, Doğu Türkistan’da yaşanan Uygur soykırımın durdurulması ve uluslararası kamuoyunda yankı bulması için çok önemlidir. Şunu ifade etmek gerekir ki, bugün Ukrayna’daki savaş, Ortadoğu’daki gerilim, gelişmiş ülkelerdeki ekonomik krizler dünya gündeminin ilk sıralarında yer almaktadır. Çin Komünist Partisinin milyarlarca dolar harcayarak kurduğu dezenformasyon sistemi ile birlikte Doğu Türkistan’da milyonlarca insanın zulüm gördüğü Uygur Soykırımı dünyada tam olarak yankı bulamamaktadır. Bu nedenle ABD’de Konrgesinde Uygur Dostluk Grubunun kurulması Doğu Türkistan’daki baskı ve zulümleri dünyaya duyurmak açısından çok önemlidir. Bu grubun en önemli özelliği ise Kongre’de hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi üyelerin ortak desteği ile kurulmasıdır" UYGUR SOYKIRIMINI DURDUMAK İÇİN ADIMLAR ATILACAK ABD Kongresinde kurulan Uygur Dostluk Grubu neyi amaçlıyor? "Uygur Dostluk Grubunun kuruluş amacı, Doğu Türkistan’da yaşanan hadiseler hakkında araştırma yapmak, hadiseleri soruşturmak, gerektiğinde konunun taraflarını davet ederek onları dinlemektir. Böylece Uygur Soykırımı’nın durdurulması için gerekli süreçleri takip edecek, aynı zamanda hem ABD Kongresini hem de uluslararası kamuoyunu bilgilendirecektir. Dostluk Grubu aynı zamanda diğer ülkelerde teşekkül etmiş benzeri kuruluşlar ve dostluk grupları ile de görüşerek, Uygur Soykırımı konusundaki farkındalık çabalarını güçlendirecektir. Uygur Dostluk Grubunun bir diğer amacı, Uygur Soykırımını durdumak için atılacak adımlar kapsamında gerekli araştırmaları ve raporları hazırlayarak, bu soykırım suçuna karışanların yargılanması için belgelendirmektir" "TÜRKİSTAN’DAKİ DEVLETLERİN BÜYÜK BİR KISMI ÇİN’İN EKONOMİK EGEMENLİĞİ ALTINDADIR" ABD Kongresinde kurulan Uygur Dostluk Grubunun diğer Türk devletlerinde kurulamamasının temel sebebi nedir?  "Diğer Türk devletlerinde kurulamamasının temel sebebi, Çin’in ekonomik ve diplomatik olarak bu coğrafyalardaki etkisinden kaynaklanmaktadır. Çünkü, Türkistan’daki devletlerin büyük bir kısmı Çin’in ekonomik egemenliği altındadır. Türkistan’daki enerji kaynaklarının önemli bir kısmı Çin tarafından kullanılmaktadır. Petrol ve doğalgaz üreten Türk devletlerinin en büyük alıcısı Çin ve Çin uzantılı şirketlerdir. Bu durumda da bahse konu devletler Çin’in söylemlerine sahip çıkmakta ve Uygur Dostluk Grubu gibi oluşumlara izin vermemektedirler. Diğer taraftan, Türk devletleri, BM Günvenlik Konseyi Daimi üyesi olan Çin’in uluslararası alanda da desteğini istemektedir. Bu desteğin karşılığında da Uygur Soykırımı karşısında sessiz kalmayı tercih etmektedir. Son olarak üzerinde durulması gereken bir husus ise, Çin’in dezenformasyon mekanizmasının en etkili şekilde Türk devletlerinde kullanmaktadır. Milyarlarca dolar harcanan propaganda mekanizması karşısında mazlum Uygurların sesi çıkamamaktadır. Böylece Türk devletlerindeki siyasi oluşumlarda Doğu Türkistan davasına tam olarak destek olmamaktadır" "BAKIN SİZE KENDİ DİN KARDEŞLERİNİZ BİLE SAHİP ÇIKMIYOR. BU DÜNYADA SAHİPSİZSİNİZ” Son olarak sizce Müslüman devletlerin Çin’e olan sempatisi Doğu Türkistan mücadelesine nasıl zarar veriyor? "Bu soruya cevap vermeden önce, önemli bir hususun altını çizmek gerekmektedir. Doğu Türkistan’da soykırım mağduru, Uygurlar, Kazaklar, Kırgızlar ve diğer topluluklar aynı zamanda Müslüman dünyasının bir parçasıdır. Suudi Arabistan, İran, Birleşik Arap Emirlikleri gibi Müslüman devletlerin liderlerinin din kardeşleridir. Bu açıdan bakıldığında Müslüman devletlerin Çin’e olan sempatisi, Kardeşlerine zulüm yapıldığı halde ses çıkarmayan aynı dine mensupları durumu ortaya çıkmaktadır. Yani kendi din kardeşine sahip çıkmaya Müslüman dünyası ile karşı karşıyayız. Bu durum ise, Komünist Çin rejimi tarafından sonuna kadar sömürülmektedir. Çünkü Çin, Uygur Soykırımı mağduru Doğu Türkistan halkına dolaylı olarak şu mesajı vermektedir: 'Bakın size kendi din kardeşleriniz bile sahip çıkmıyor. Bu dünyada sahipsizsiniz.' Aynı şekilde, Komünist Çin rejimi Uygur Soykırımı’nın duyulmaması için Müslüman dünyasını kullanmaktadır. Bu yöntemle dünyaya 'Benim İslam dini veya Müslümanlarla bir savaşım yok. Bakın benim en büyük ticari ortağım Müslüman ülkelerdir' mesajını vermektedir. Diğer taraftan da sözde aşırılıklarla mücadele ediyorum söylemini Müslüman ülkelere benimsettiği için çok yaygın ve zalim bir propaganda mekanizması yürütmektedir. Bir tarafta soykırım mağduru Müslüman Uygurlar sesini çıkaramazken, diğer taraftan da Çin, Doğu Türkistan’daki baskılarını dünya kamuoyundan gizlemektedir. Bu süreci yönetirken de en büyük müttefiki Müslüman ülkelerdir. Dolayısıyla, Çin’in etkisi altındaki Müslüman ülkeler, kendi dindaşlarının zulme uğramasına ses çıkarmamakta ve zulme ortak olmaktadır"

UAÖ yıllık raporunda Doğu Türkistan'a dikkat çekti! Haber

UAÖ yıllık raporunda Doğu Türkistan'a dikkat çekti!

Küresel çapta, devletlerdeki insan hakları ihlallerini araştıran Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), 24 Nisan 2024 tarihinde yeni bir rapor yayımladı. Yayımlanan raporda Çin'in işgali altındaki Doğu Türkistan'da yaşanmakta olan insan hakları ihallelerine ve Çin'in soykırım politikalarına dikkat çekildi. 2023 YILINDA 155 ÜLKEDEKİ İNSAN HAKLARI İHALLERİ BELGELENDİ 2023 yılında 155 ülkedeki insan hakları ihallerinin belgelendiği raporda, Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlalinin devamlı olarak kötüye gittiği, Uygur, Kazak ve çoğunluğu Müslüman Türk olan topluluklara karşı hâlâ devam eden ağır insan hakları ihlalleri sıralandı.  DOĞU TÜRKİSTAN'DAKİ AĞIR İNSAN HAKLARI İHLALLERİ Öte yandan Çin'in Doğu Türkistan genelinde Kovid 19 pandemi hastalığını bahane ederek uyguladığı sıkı karantina uygulamaları hatırlatıldı. Orantısız bir şekilde uygulanan karantina politikası kapsamında Ürümçi'deki giriş kapılarına dışardan ve içerden kaynak yapılarak kitlenen apartmanda çıkan yangında yüzlerce masum Uygur Türkünün yanarak vefat ettiği, Çin yönetiminin yangına geç mudahale ettiği ve sorumlulaların hâlâ cezanlandırılmadığı kaydedildi. ÇİN'İN HESAP VERİLEBİLİRLİĞİ YOK Raporda son olarak Çin yönetiminin şeffaf olmadığı, bölgedeki sıkı dijital kontrolü aracılığıyla halk üzerindeki baskıyı arttırdığı ve Doğu Türkistanlılara karşı uyguladığı ağır insan hakları ihalleri için hesap verilebilirliğin olmadığı belirtti.

Avrupa Parlamentosu Uygur Yasasını kabul etti Haber

Avrupa Parlamentosu Uygur Yasasını kabul etti

Avrupa Parlamentosunun 23 Nisan 2024 tarihinde gerçekleştirdiği oturumda, "Uygur Zorunlu İşçiliği ile Üretilen Malların Yasaklanması" başlıklı yasa oylamaya sunuldu. Oylamaya sunulan yasa ezici bir çoğunlukla kabul edildi. Çin Uygur Türklerini zorla çalıştırarak ürettiği malların ithalatını ve dağıtımını önleyen yasa 45 çekimser, 6 ret oyuna karşı 555 oyla onaylandı. ÇİN MALLARINA EL KONULACAK Kabul edilen yasa kapsamında Avrupa pazarlarında, Çin'den ithal edilen Uygur zorunlu işçiler tarafından üretilmiş ürünlere ambargo uygulanacak. Giysi, araba gibi ürünlerin internet üzerinden yapılan ticaret dahil olmak üzere AB'de satılması yasaklanacak. Ayrıca satılan mallara sınırda el konulacak. Öte yandan yasa, Uygur Türklerinin emeğini sömürerek üretilen malların Avrupa'da tüketilmesini engelleyen bir dizi kararı da içeriyor. "ÇİNLİ ŞİRKETLERE DE GÜÇLÜ BİR MESAJ GÖNDERİYOR" Dünya Uygur Kurultayı (WUC) Başkanı Dolkun İsa ise konuya ilişkin, "Bu yasanın kabul edilmesi, Avrupa'da iş yapan ve defalarca yapılan uyarılara rağmen Uygurların zorunlu çalıştırılmasından sürekli olarak yararlanan Çinli şirketlere de güçlü bir mesaj gönderiyor" ifadelerini kullandı.  "UYGURLARA YÖNELİK SOYKIRIMIN DEVAM ETTİĞİNİ KABUL EDİYORUZ" Avrupa Parlamentosunun kabul ettiği yasanın bir benzeri daha önce Fransa Kongresi tarafından kabul edimişti. Fransa Kongre Üyesi Melanie Vogel kabul edilen tasarı ile ilgili, "Uygurlara yönelik soykırımın devam ettiğini kabul ediyoruz. Bu plan eyleme dönüştürülmeli. Bu insan haklarının uluslararası düzeyde korunması yolunda çok önemli bir adım. Fransız hükumeti ve Avrupa Parlamentosu tarafından Çin'e çok güçlü ve net bir mesaj verildi. Mesajımız, Uygur Zorla Çalıştırmayı Önleme Yasası ile aynı mekanizmayı uygulamamız gerektiğidir" ifadelerini kullanmıştı.

Türk vatandaşı olan Uygur Türkü Türkiye'den sınır dışı edildi Haber

Türk vatandaşı olan Uygur Türkü Türkiye'den sınır dışı edildi

Türkiye'de vatandaşlık kanuna uygun ve gerekli işlemlerden geçerek Türk vatandaşlığına geçen Uygur Türkü Abdusemi Ömeroğlu'nun İstanbul Havalimanı'nda hiçbir gerekçe belirtilmeden sınır dışı edildiği bildirildi. TÜRK VATANDAŞI TÜRKİYE'DEN SINIR DIŞI EDİLDİ Uygur Türkünün yakınları, Ömeroğlu'nun Özbekistan'da ticaret için bulunduğunu ve daha sonra Türkiye'ye geri dönmek üzere 17 Nisan 2024 tarihinde İstanbul Havalimanı'na geldiği esnada sınır dışı edildiğini aktarırken, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının bulunduğunu kaydetti. Ömeroğlu’nun arkadaşları, yetkililerin Uygur Türküne Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının iptal edildiği söylendiğini ve bu sebeple geri gönderildiğini iddia etti. Yaşanan olay üzerine devreye giren Uluslararası Mülteci Hakları Derneğinin avukatları, konu ile ilgili herhangi bir resmî yetkiliyle görüşemediklerini belirtti. Doğu Türkistan diasporasının gündeme getirdiği olaya ilişkin olarak şuana kadar resmî bir açıklamada bulunulmadı. DOĞU TÜRKİSTAN'DAKİ GERÇEKLER Çin Halk Cumhuriyeti hükumetinin sistematik baskıları ve asimilasyon politikaları ile Doğu Türkistan’da bir halk topyekûn soykırıma uğradı ve bugün halen uğramaya devam ediyor. Milli, dini, siyasi ve kültürel olarak Doğu Türkistan’da Çinli olmayan tüm Türk kökenli milletler, bu baskının kurbanı oluyor. Doğu Türkistan’da soykırıma varan ağır insan hakları ihlalleri, her geçen gün dünya kamuoyunun daha çok gündemine geliyor. DOĞU TÜRKİSTAN'DA SOYKIRIM YAŞANIYOR! Çin hükûmeti, Doğu Türkistan'da milyonlarca Uygur Türkünü sözde yeniden eğitim politikasıyla toplama kamplarına kapatıyor. BM'nin resmi raporlarında yer alan 500 binden fazla Uygur Türkü çocukların ailelerinin izni olmadan çocuk kamplarına kapatılıyor. Milyonlarca Uygur Türkü genç, Çin'in iç bölgelerindeki fabrikalarda zorla çalıştırılıyor. Uygur Türklerine, sosyolojik, ekenomik, kültürel ve biyolojik soykırım uyguluyor.

ABD Kongresinde Uygur Grubu kuruldu Haber

ABD Kongresinde Uygur Grubu kuruldu

Washington'da faaliyet gösteren Uygur Hareketi'nin çalışma ve uğraşları sonucunda ABD Kongresinde Uygur Grubu kuruldu. Kongrede Uygur Grubu'nun resmen kurulduğu açılış toplantının yapıldığı 16 Nisan 2024 tarihinde duyuruldu. AÇILIŞ TOPLANTISINA ÖNEMLİ KİŞİLER KATILDI Açılış toplantısı Washington Capitol Hill’de gerçekleşti. Açılışa, Kongre Üyesi Chris Smith, Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu Başkanı Nuriy Türkel, Kongre Üyesi Jennifer Wexton, Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Dolkun İsa, Eeski HRW Çin Direktörü Sophie Richardson, NED Vakfı Kıdemli Başkan Yardımcısı Brian Joseph, Büyükelçi ve Komünizm Kurbanlarını Anma Vakfı’nın Başkanı Andrew Bremberg katıldı. "BU GRUBUN KOLEKTİF BİR SES OLMASINA İZİN VERİN" ABD Kongre temsilcileri ve çok sayıda Uygur katıldı. Toplantının açılış konuşmasını Uygur Hareketi kurucusu ve Başkanı Ruşen Abbas yaptı. Abbas konuşmasında, “Mücadele ediyoruz çünkü etmek zorundayız. Bu Grubun kolektif bir ses olmasına izin verin” ifadelerini kullandı.  ABD TEMSİLCİLER MECLİSİ DIŞ İLİŞKİLER KOMİTESİ BAŞKANINDAN DESTEK ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Michael T. McCaul video konferans ile katıldığı toplantıda, “ABD’nin ve uluslararası kuruluşların bu konuda seslerini duyurmalarını sağlamak için gücümü kullanacağım” dedi. "KOLEKTİF EYLEME HER ZAMANKİNDEN DAHA FAZLA İHTİYAÇ VAR" Dünya Uygur Kongresi Başkanı Dolkun İsa ise, Uygur Grubu’nun kuruluşunu memnuniyetle karşıladığını ve kolektif eyleme her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğunu hatırlattı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.