Doğu Türkistan Millî Günü başkentte yankı buldu: Anma toplantısı ve çalıştay düzenlendi
Uygur Akademisi Vakfı ve Doğu Türkistan Araştırmaları Vakfı, 12 Kasım 1933 Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti ve 12 Kasım 1944 Doğu Türkistan Cumhuriyeti'nin yıl dönümünde, "Doğu Türkistan Cumhuriyetlerini Anma Toplantısı" ile "Doğu Türkistan Çalıştayı-4" tertip etti.
Çok sayıda politikacı, gazeteci, yazar ve STK (sivil toplum kuruluşu) temsilcisinin katıldığı program; başta Doğu Türkistan olmak üzere, Türkiye ve Türk dünyasında vatanı uğruna can vermiş şehitler için saygı duruşu, ardından İstiklâl Marşı ile Doğu Türkistan millî marşının okunmasıyla başladı.
TÜRKİYE'DEKİ SİYASÎ PARTİLERDEN DOĞU TÜRKİSTAN'A TAM DESTEK
Uygur Akademisi Vakfı Başkanı Abdülhamit Karahan ve Doğu Türkistan Araştırmaları Vakfı Başkanı Dr. Abdülkerim Buğra açılış konuşması yaptı. Açılış konuşmalarında, Doğu Türkistan Millî Günü'nün Türkiye'deki siyasî parti temsilcilerinin katılımıyla anılmasının Uygurlar açısından büyük bir önem taşıdığı vurgulandı. Türkiye'deki iktidar partisi ile muhalif partilerin Doğu Türkistan meselesinin Türkiye'nin millî meselesi olarak görmelerinin, Çin'in asimilasyon ve soykırım politikasına karşı cesur duruş sergilemelerinin ve Uygur Türklerinin haklı bağımsızlık mücadelesine destek vermelerinin önemine değinildi.
MEDENİ VE ASİL BİR TÜRK KAVMİ: UYGURLAR
Açılış konuşmalarının ardından Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Bursa Milletvekili Osman Mesten, Türkiye'nin gücü yettiğince Uygur kardeşlerini desteklediğini, Uygurların medeni ve asil Türk kavmi olduğunu ifade etti. Ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) Özbekistan Dostluk Grubu Başkanlığı görevini yürüttüğünü belirten Mesten, Özbek ve Uygur Türklerinin kültürünü çok sevdiğini sözlerine ekledi. Mesten, Uygurların yaşadığı zorlukların hafifletilmesi için kendisinin ve partisinin tıpkı diğer zulüm altındaki Türk topluluklarına olduğu gibi yardımcı olmaya çalıştığını söyledi.
MİLLÎ KİMLİĞİN ÖNEMİNE DİKKAT ÇEKTİ
TBMM Yeni Yol Partisi Grup Başkanı Doç. Dr. Selçuk Özdağ, kendisinin ve partisinin Uygurların haklı mücadelesini desteklediğini, bu bağlamda mecliste çok kez konuşma gerçekleştirdiğini kaydetti. Dünya Uygur Kurultayı gibi teşkilatlarda Çin'e karşı yürütülen çalışmalara aktif olarak katıldığını ifade eden Özdağ, Uygurların Çin zulmüne karşı direniş göstermelerindeki en önemli rolün millî kimliği korumak olduğunun altını çizdi.
TÜRKİYE UYGURLARIN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEK
AK Parti Genel Merkezi Türk Devletleri ile İlişkiler Başkan Yardımcısı Dr. Reşide Yüksel ise Türk devletleri ile ilişkileri güçlendirmek adına hükûmetin özel bir başkanlık kurduğunu anımsatarak başladığı konuşmasında, Türk dünyasındaki mazlum soydaşlara, özellikle Uygurlara özel bir ilgi gösterildiğini, Türkiye'nin Uygur Türklerinin yanında olmaya devam edeceğini dile getirdi.
Konuşmalar İYİ Parti eski Milletvekili Fahrettin Yokuş, Zafer Partisi Türk Dünyasından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Eser Türkistanlı, Saka ve Türk Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Filiz Avşar ile devam etti. Konuşmacılar, Doğu Türkistan Millî Günü'nü anarak, Doğu Türkistan'ın yakın zamanda Çin zulmünden kurtarılmasını temenni etti. Türkiye'nin Uygurlar için bir umut kaynağı olduğu vurgulanan konuşmalarda, Uygurların umutsuzluğa kapılmaması gerektiği, Doğu Türkistan'ın bir gün mutlaka özgürlüğüne kavuşacağı belirtildi.
Programın devamında Dünya Uygur Kurultayı Sözcüsü Prof. Dr. Erkin Emet, Doğu Türkistan Cumhuriyetleri'nin kuruluş süreçlerini, Çin’e karşı yürütülen savaşlarda millî ordunun kazandığı zaferler ve bu cumhuriyetlerin yıkılış nedenleri üzerine bir rapor sundu.
12 Kasım'ın Uygurların yeniden ayağa kalkarak, Çin işgalinden kurtulmaları ve bağımsız Doğu Türkistan devletini yeniden kurmaları için ilham kaynağı olduğunu aktaran Emet, Çin'in yakın gelecekte parçalanacağına, Uygurların kendi bağımsız devletlerinde özgür bir şekilde yaşayacaklarına inandığını vurguladı.
Uygur Akademisi Vakfı Başkanı Abdülhamit Karahan, Uygurların tarihini, Doğu Türkistan’ın coğrafi, demografik ve ekonomik özelliklerini tanıtan, Çin’in Uygurlara karşı yürüttüğü asimilasyon ve soykırım politikalarını belgeleyen bir raporu katılımcılarla paylaştı. Uygurların yerleşik ilk Türkler olduğu, en erken medeniyet inşa eden Türk topluluğu olduğu belirtilen raporda Doğu Türkistan'ın coğrafî, tarihî, kültürel, yeraltı ve yerüstü zenginliklerine dikkat çekildi.
Karahan, Türkiye’nin Doğu Türkistan meselesini kendi millî meselelerinden biri olarak görmesinin hem Türkiye’nin Çin karşısında güçlenmesine hem de Uygurların özgürlüğe daha çabuk ulaşmasına katkı sağlayacağını tarihî örneklerle aktardı.
Toplantı, soru cevap ve tartışmalarla devam ederken, Doğu Türkistan'a yönelik bağımsızlık temennileri ve toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.