Türk Devletleri Teşkilatı enerji alanında ne durumda?
Dilara Dilşah KAYA / QHA Ankara
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmail Şahin, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) üyelerinin enerji alanında teşkilata katkılarını, entegrasyon sürecini ve uluslararası arenadaki görünürlüğünü Kırım Haber Ajansına (QHA) değerlendirdi.
TEŞKİLAT DÜNYANIN EN ZENGİN ENERJİ REZERVLERİNE SAHİP
Prof. Dr. İsmail Şahin, toplam sekiz devletin oluşturduğu TDT’nin dış ticaretten enerjiye birçok alanda büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirtti. Teşkilatın özellikle enerji konusunda dünyanın en zengin rezervlerine sahip olduğunu vurgulayan Şahin, teşkilat sınırları içerisinde 38,5 milyar varil petrol rezervi ile 26,6 trilyon metreküp doğalgaz rezervi bulunduğunu belirtti. Ayrıca fosil yakıt stokuna yenilenebilir enerji kaynakları ve kıymetli madenler de ilave edildiğinde ortaya büyük bir enerji zenginliğinin çıktığının altını çizdi.
Şahin aynı zamanda Mavi Vatan sınırları içerisinde bulunan kaynakların kullanımının, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) ve TDT’ye farklı alanlarda iş birliği fırsatları doğuracağına değinerek şu ifadeleri kullandı:
Mavi Vatan’daki kaynaklar, TDT ülkeleri arasındaki ticaret ve yatırım ilişkilerini derinleştirerek ekonomik kalkınmayı teşvik edecektir. Ayrıca KKTC'nin üyeliği, TDT'yi Akdeniz'e bağlayarak önemli katkılar sağlayacaktır. Bu durum, TDT'nin stratejik coğrafi konumunu genişleterek, Akdeniz bölgesindeki siyasi ve ekonomik dinamiklerde daha aktif bir rol oynamasını sağlayabilir. KKTC'nin üyeliği, Türk dünyası ile Akdeniz ülkeleri arasında iş birliği fırsatlarını artırarak ticaret, turizm ve enerji alanlarında yeni bağlantılar kurulmasına olanak tanıyacaktır. Ayrıca, bu bağlamda bölgedeki güvenlik iş birlikleri güçlenebilir, böylece Akdeniz’deki istikrarı sağlama çabalarına katkı sunabilir. KKTC'nin Akdeniz'deki konumu, TDT'nin uluslararası platformlarda daha görünür olmasına yardımcı olurken, enerji ve kaynak yönetimi konularında ortak projeler geliştirme fırsatları doğuracaktır. Sonuç olarak, KKTC'nin üyeliği, TDT'nin bölgesel etkisini artırarak, Türk dünyası ile Akdeniz ülkeleri arasında daha güçlü bir iş birliği ağı oluşturacaktır.
“TDT, BAŞTA AVRUPA OLMAK ÜZERE KÜRESEL ENERJİ GÜVENLİĞİNE KATKIDA BULUNMAYI PLANLAMAKTA”
Şahin, teşkilatın üye devletler arasında stratejik ortaklıklar kurmasını vurgularken aynı zamanda yaşanan bölgesel savaşların sadece bölgeyi değil tüm dünyayı etkilediği bir dönemde TDT’nin küresel enerji güvenliğine de katkıda bulunmayı hedeflediğinin altını çizdi. Altyapı projelerine de değinen Şahin "TDT’nin öncelikli hedefi, üye devletler arasında enerji alanında stratejik ortaklık kurmaktır. Bununla birlikte TDT, başta Avrupa olmak üzere küresel enerji güvenliğine katkıda bulunmayı planlamaktadır. Elbette TDT, üye devletlerinin enerji talebinin karşılanması ve onlara alternatif güzergâh sağlamak amacıyla bölgede Bakü-Tiflis-Ceyhan, Bakü-Tiflis-Erzurum, Güney Gaz Koridoru ve bileşenleri TANAP ve TAP gibi stratejik enerji altyapı projeleri geliştirmek istiyor. TDT bu bağlamda üyeleriyle yoğun bir mesai harcıyor." açıklamasında bulundu.
COP29, AZERBAYCAN’IN GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER ARASINDA LİDERLİK KONUMUNU GÜÇLENDİRECEK
Şahin, 11-22 Kasım 2024 tarihlerinde gerçekleşecek Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı-COP29’un Azerbaycan’da yapılmasının önemini hem Azerbaycan açısından hem de uluslararası ve bölgesel açıdan değerlendirdi.
Değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi:
COP 29, 11-22 Kasım 2024'te Azerbaycan-Bakü'de düzenlenecek ve ülkenin iklim değişikliği konusundaki hedeflerini, uluslararası ilişkilerini ve ekonomik potansiyelini olumlu yönde etkileyecek önemli bir etkinlik olacak. Azerbaycan, 2030'a kadar yüzde 30 yenilenebilir enerji hedefiyle karbon emisyonlarını azaltma taahhüdünde bulunarak, gelişmekte olan ülkeler arasında liderlik konumunu güçlendirecek. Bu organizasyon, ülkede yüksek katılımlı turizm faaliyetlerine ve ekonomik çeşitliliğe katkı sağlayarak uluslararası yatırımcıların ilgisini çekme potansiyeli de taşıyor. Ayrıca, Ermenistan'la olan ilişkilerin iyileşmesine yardımcı olarak, bölgedeki siyasi dinamikleri de etkileyecek.
“TDT, COP29 GİBİ BÜYÜK BİR ETKİNLİKTE YER ALARAK İKLİM MESELELERİNDE SESİNİ DUYURMA FIRSATI BULACAK”
Gerçekleşecek olan bu büyük etkinliğin teşkilata üye devletlere fayda sağlayacağını belirten Şahin, teşkilat içinde dayanışmanın da güçleneceğine değindi. Aynı zamanda devletler için proje ve yatırımlar açısından yeni fırsatlar doğacağını vurguladı. Şahin son olarak "COP29'un 11-22 Kasım 2024'te Azerbaycan-Bakü'de düzenlenmesi, TDT için önemli katkılar sağlayacaktır. Bu etkinlik, TDT ülkeleri arasında iklim değişikliğiyle mücadele konusunda iş birliğini artırarak dayanışmayı güçlendirebilir. Ayrıca, yenilenebilir enerji ve yeşil ekonomi konularında bilgi paylaşımı için bir platform sunarak üye ülkelerin bu alanlarda projeler geliştirmesini teşvik edebilir. Uluslararası görünürlük açısından TDT, COP29 gibi büyük bir etkinlikte yer alarak iklim meselelerinde sesini duyurma fırsatı bulacak. Azerbaycan'ın ev sahipliği, TDT ülkeleri arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkilerin derinleşmesine katkı sağlayarak ortak projeler ve yatırımlar için yeni fırsatlar yaratabilir. Son olarak, bu organizasyon, TDT ülkelerinin turizm potansiyelini artıracak ve Azerbaycan’ın tanınırlığını artırarak diğer üye ülkelerin kültürel değerlerini tanıtma imkânı sunacaktır." ifadelerini kullandı.