Çubarov: Helsinki Nihai Senedi, Kırım Tatarlarına yeni fırsatlar sundu
Soğuk Savaş döneminde bloklar arasında anlaşmazlıkların ve gerginliğin azaltılması amacıyla başlatılan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı sürecinde 1975 yılında imzalanan Helsinki Nihai Senedi, halen geçerliliğini koruyan temel ilkeleriyle Avrupa-Atlantik ve Avrasya coğrafyalarını içeren geniş bir bölgede diyalog ve iş birliğine dayalı bir güvenlik mimarisinin temellerini attı.
Finlandiya, Helsinki Nihai Senedi'nin 50. yıl dönümünü kutlamak amacıyla 31 Temmuz 2025'te üst düzey bir konferans düzenledi. "Helsinki+50 Konferansı" adıyla tertip edilen programda ayrıca, yan etkinlikler düzenlendi.
ZMINA İnsan Hakları Merkezi, Kırım İnsan Hakları Grubu, "Almenda" Yurttaşlık Eğitimi Merkezi ve Bölgesel İnsan Hakları Merkezi tarafından organize edilen yan etkinlikte, geçici olarak işgal altındaki Kırım'da insan hakları ihlallerinin, propagandanın ve uluslararası hukuk ve adalet standartlarının manipüle edilmesinin yıkıcı etkisi örneğini kullanarak, otoriter tehditlerle mücadele etmek ve adaleti ve kalıcı barışı teşvik etmek için AGİT mekanizmalarının güçlendirilmesine odaklanıldı.
Etkinliğe gönderdiği video mesaj ile katılan Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov, Helsinki Nihai Senedi’nin imzalanmasının Kırım Tatar halkı için uluslararası sahnede hak arama mücadelesinde dönüm noktası olduğunu vurgulayarak, tüm dünyayı Sovyetler Birliği tarafından gerçekleştirilen Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanımaya davet etti.
Helsinki Nihai Senedi’nin imzalandığı dönemde otuz yıldır sürgünde olan Kırım Tatar halkının; anayurduna geri dönme ve orada yaşama hakkı için, kendi topraklarında varlığını koruyup geliştirme olanağını sağlayan Kırım’ın özerkliğinin, yeniden kazanılması için Sovyet rejimine karşı amansız bir mücadele verdiğini kaydeden Refat Çubarov, "Helsinki Nihai Senedi, Kırım Tatarlarının haklı davasını uluslararası alanda meşrulaştırmak için yeni fırsatlar sundu. Bu belge, Kırım Tatar halkının mücadelesine dikkat çekilmesini sağladı ve 1980’lerin sonundan itibaren toplu olarak vatanlarına dönme sürecine katkıda bulundu." ifadelerini kullandı.
18 Mayıs 1944 tarihinde Sovyet rejimi tarafından Kırım Tatar halkına karşı işlenen suçun önce Ukrayna, ardından Letonya, Litvanya, Kanada, Polonya, Estonya, Çekya ve Hollanda tarafından soykırım olarak tanındığını anımsatan Çubarov, "Kırım Tatar Millî Meclisi adına, diğer devletleri de Sovyetler Birliği tarafından gerçekleştirilen Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak tanımaya çağırıyorum." dedi.
Rusya’nın 2014’te Kırım’ı işgal etmesiyle başlayan ve 2022’de topyekûn bir savaşa dönüşen Ukrayna-Rusya Savaşı’nın 12 yıldır devam ettiğinin altını çizen Çubarov şöyle devam etti.
Bu süreçte Rusya Federasyonu, Helsinki Nihai Senedi’nin on ilkesinin tamamını açık ve vahim biçimde, -hem de hâlâ telafi edilmemiş şekilde- ihlal etmiştir. Ancak BM, Avrupa Konseyi ve AGİT gibi uluslararası örgütlerin, Rusya’nın bu ihlallerini durdurmasını sağlayamaması ve savaş suçlularını cezalandıramaması bizi umutsuzluğa sevk etmemelidir. Aksine, uluslararası hukukun ve özellikle Helsinki ilkelerinin gücünü yeniden tesis etmek için Rusya’ya karşı kararlı adımlar atılmalıdır. Duygularımı mazur görün. Diplomatik olmaya çalışıyorum ama Rus işgali altında her gün Kırım Tatarları ve diğer etnik grupların maruz kaldığı baskılar, zorla kaybedilmeler ve işkenceler karşısında sessiz kalmak mümkün değil. İnsan onurunu korudukları için esir alınan yüzlerce Kırım Tatarı, Rus hapishanelerinde yavaş yavaş öldürülüyor.
Tüm taraf devletlerin insan haklarına ve temel özgürlüklere -düşünce, vicdan, din ve inanç özgürlüğü dahil- ırk, cinsiyet, dil ya da dine bakmaksızın saygı göstermekle yükümlü olduğunun Helsinki Nihai Senedi’nde açıkça belirtildiğine işaret eden Çubarov, son olarak, "50 yıl önce bu belgeyi hazırlayan ve kabul eden herkese teşekkürlerimi sunuyor, Avrupa’da barışçıl kalkınmaya katkıda bulunan bu sürecin mirasını yaşatmak adına, Rusya’nın saldırganlığını durduracak ve savaş suçlularını yargı önüne çıkaracak kararlı adımlar atılması çağrısında bulunuyorum." diye konuştu.