SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Holodomor Soykirimi

QHA - Kırım Haber Ajansı - Holodomor Soykirimi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Holodomor Soykirimi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

100 yaşındaki Ukraynalı kadın Holodomor Soykırımı'nı anlattı Haber

100 yaşındaki Ukraynalı kadın Holodomor Soykırımı'nı anlattı

Ukrayna'nın Jıtomır bölgesinde yaşamını sürdüren Marına Şımanska (Maryna Shymanska) isimli bir kadın, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) eli kanlı lideri Stalin tarafından gerçekleştirilen sunî kıtlık Holodomor Soykırımı'nda tanıklık ettiği olayları Özgür Avrupa Radyosuna (RFREL) anlattı. 100 yaşındaki Ukraynalı kadın, tanıklık ettiği Holodomor Soykırımı'nı anlattı pic.twitter.com/o5yIZbK68D — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) November 25, 2024 "BİR DERİ BİR KEMİK KALDIK" 100 yaşındaki Şımanska, soykırımın yaşandığı 1932-1933 yılları arasında kimsenin yemeğe ve suya ulaşamadığını, bir deri bir kemik kaldıklarını söyledi. Şımanska, "Acıktığımızda ne bulursak onu yiyorduk. Kendimizi kurtarmaya çalıştık. Isırgan otunu ve yaprakları pişirir, yerdik." dedi. Açlıktan kırıldıklarını aktaran yaşlı kadın, o dönemde her gün annesinden yiyecek bir şeyler istediğini belirtti. Şımanksa, "Bazen annem, olursa yumurta veriyordu bana. Ama kendisi bir deri bir kemik kalmıştı." ifadelerini kullandı.  HOLODOMOR SOYKIRIMI 1932-1933 yıllarında Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nde, Sovyet idaresinin uygulamaları nedeniyle toplu açlık meydana geldi, milyonlarca insan bu trajedide hayatını kaybetti. Ukrayna Milli Güvenlik Servisi, Holodomor davasının sorgusu sırasında ortaya çıkan bilgilere göre suni açlıktan 3 milyon 941 bin kişinin öldüğünü açıkladı. Açlığın kasıtlı olarak meydana getirildiği ispat edilirken, Rusya bunları reddederek Ukrayna’daki açlığın 1932-1933 yılında SSCB’de meydana gelen açlığın bir parçası olduğunu ileri sürüyor. 26 Kasım 1998 yılında dönemin Ukrayna Cumhurbaşkanı Leonid Kuçma’nın kararı ile kasım ayının dördüncü cumartesi günü Holodomor Kurbanlarını Anma Günü olarak ilan edildi. 2006 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Viktor Yuşçenko’nun inisiyatifi ile Holodomor’un soykırım olduğunun açık şekilde inkâr edilmesi için ceza öngören yasa kabul edildi. Stalin Rusyası’nın gerçekleştirdiği Holodomor Katliamı, uluslararası kamuoyunun da ilgisini çekti. Günümüzde AB, Kanada, ABD, Avustralya, Portekiz, Almanya, Çekya, Vatikan, Estonya, Belçika, Fransa, Litvanya, Almanya, Letonya, Gürcistan, Polonya, Macaristan, Ekvador, Kolombiya, Meksika, Paraguay ve Peru gibi pek çok ülke, Holodomor’u soykırım olarak tanıdı.

Ukrayna ve Kırım'daki Rus zulmü Ankara'da konuşuldu Haber

Ukrayna ve Kırım'daki Rus zulmü Ankara'da konuşuldu

Mustafa KOÇYEGİT QHA Ankara Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi (AHBVÜ) İktisadi İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) 100. Yıl Kültür Merkezi'nde tertip edilen program ile Holodomor Soykırımı, 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı, Kırım'ın 2014'te Rusya tarafından işgali ve Ukrayna'ya yönelik olarak 2022 yılından bu yana devam eden savaş konuşuldu. Kırım Tatar halkının millî lideri ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'nun onur konuğu olarak katıldığı, Karabük Üniversitesi  Dr. Öğr. Üyesi Yuliya Biletska, Kapadokya Üniversitesi  Dr. Öğr. Üyesi Valeriy Morkva ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ)  Dr. Öğr. Üyesi Filiz Tutku Aydın Bezikoğlu'nun panelist olarak yer aldığı; "Ukrayna ve Kırım'da Rus Zulmü: Holodomor, İşgal, Sürgün ve Savaş" başlıklı panelin moderatörlüğünü gazeteci Gönül Şamilkızı yürüttü. Programa; Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkan Yardımcısı, Ukrayna Milletvekili ve Ukrayna-Türkiye Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Eş Başkanı Ahtem Çiygöz, Ukrayna-Türkiye Parlamentolar Arası Dostluk Grubu üyeleri ve Ukrayna milletvekilleri Oleh Sınyutka ile  Mıkola Knyajıtskıy, Kırım Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, KTMM Üyesi ve Şefika Gaspıralı Birliği Başkanı Doç. Dr. Gayana Yüksel, Dünya Kırım Tatar Kongresi (DQTK) Denetleme Kurulu Başkanı, AHBVÜ İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Enver Aydoğan, Kırım Derneği Genel Başkan Yardımcısı İsmet Yüksel ile birlikte AHBVÜ'den çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. "BİR AN ÖNCE BU SAVAŞIN VE HAKSIZ İŞGALİN SONLANMASINI DİLİYORUZ" Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren AHBVÜ İİBF Dekanı Prof. Dr. Fırat Purtaş, Ukrayna halkı içerisinde Kırım Tatarları, Nogaylar ve Azerbaycan Türkleri başta olmak üzere çok sayıda Türk toplulukları olduğuna atıf yaparak, "Bir an önce bu savaşın ve haksız işgalin sonlanmasını diliyoruz. Bu düşüncelerle etkinliğimizin ses getirmesini, başarılı olmasını diliyoruz." dedi. Kendisinin akademik gelişiminde Ukrayna'nın çok önemli bir yeri olduğuna ve geçmişte Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) Genel Sekreter Yardımcılığı görevi yürüttüğü dönemde Kırım'da çeşitli kültürel etkinliklere katılma fırsatına eriştiğini kaydeden Prof. Dr. Purtaş, "Savaş şartlarında maalesef Kıyiv'e doğrudan uçuş mümkün değil, üniversiteler arasındaki iş birliği çok zayıfladı, öğrenci hareketlerimiz maalesef neredeyse yok; aynı şekilde Kırım'daki kültürel zenginliklerimizi, soydaşlarımızı, akrabalarımızı ziyaret etmemiz mümkün değil. Bir an önce Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün tesis edilmesini, barışın tesis edilmesini, üniversiteler arasındaki iş birliğinin yeniden canlandırılmasını temenni ediyorum. Bu çerçevede sayın Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'nun ömrünü adadığı barışın en kısa sürede tesis edileceğine yürekten inanıyorum." ifadelerini kullandı. Purtaş, gerçekleştirdiği açılış konuşması sonrasında Kırımoğlu'nun elini öptü. "RUSYA'NIN ŞOVENİST VE YAYILMACI SİYASETİ DEVAM EDECEKTİR" Panelde onur konuğu olarak yer alan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Ukrayna'dan bir dizi resmî görüşmeler yapmak üzere heyet olarak geldiklerini ancak panel konusunun önemi sebebiyle AHBVÜ tarafından yapılan bu daveti düşünmeden kabul ettiğini belirtti. Kırım Tatarlarının millî lideri Kırımoğlu, Sovyetlerin Ukrayna halkına karşı işlediği Holodomor Soykırımı hakkında değerlendirme yaptı. Kırımoğlu, Rusların o günden bu yana soykırım politikasına devam ettiğine dikkat çekti. "Adı Rusya Federasyonu olan ülkede, rejimler değişebilir, yöneticiler değişebilir, onların adları değişebilir. Ama onların, şovenist ve yayılmacı siyaseti devam edecektir." şeklinde konuşan Kırımoğlu, Kırım Yarımadası'nın 10 yıldır Rusya’nın işgali altında olduğunu ve 3 yıldan beri Rusya ile Ukrayna arasında kanlı bir topyekûn savaşın devam ettiğini anımsattı. Kırım tarihine bakıldığında 3 büyük trajik olay yaşandığını ve bunların hepsinin Rusya'dan kaynaklığını vurgulayan Kırımoğlu, ayrıca şu ifadeleri kullandı: Dünyada şu anda bu savaşı durdurmak için çeşitli şekillerde "insani" temelli barış teklifleri öne sürülüyor. Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskıy'ın barış planı var. Bu barış nasıl gerçekleşirse gerçekleşsin; Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün sağlanması lazım. İşgal edilen tüm topraklar Kırım dahil olmak üzere yeniden Ukrayna’nın kontrolünde olması lazım. Aksi halde, ateşkes olsa dahi daha kanlı, daha dehşetli yeni bir savaş çıkacaktır. "STALİN YÖNETİMİ UKRAYNA MİLLİYETÇİLİĞİNİ BASTIRMAYI AMAÇLADI" Açılış konuşmaları sonrasında başlayan panelde ilk sunumu gerçekleştiren  Dr. Öğr. Üyesi Yuliya Biletska, Holodomor Soykırımı'nı ele alarak, "Holodomor, Ukrayna köyleri hedef alan kasıtlı bir ölüm politikasıydı. Stalin yönetimi Ukrayna milliyetçiliğini bastırmayı ve cezalandırmayı amaçladı. Bu bağlamda Holodomor'u sadece kıtlık değil bilinçli bir soykırım olarak değerlendirmek gerekiyor." diye konuştu. Stalin'in Ukrayna'daki millî hareketi bir tehdit olarak gördüğünü vurgulayan Biletska, gulag olarak adlandırılan varlıklı köylülere karşı mücadele başlattığını belirtti. Holodomor öncesinde ise 1920'li yılların sonu ve 1930'lu yılların başında Ukrayna'nın tüm entelijansiyasının, yazarlarının, müzisyenlerinin, senaristlerinin, elitlerinin öldürüldüğünü söyledi. "Kurşuna dizilen diriliş" olarak adlandırılan bu olaylara köylülerin reaksiyon verdiğini ve Stalin'in politikaları ile Sovyetler Birliği'nin uyguladığı yüksek tahıl kotalarının bu soykırımı ortaya çıkardığının altını çizdi. Holodomor esnasında uygulanan "Beş Başak Yasası" ile köylülerin elinden tüm yiyeceklerin alındığını ve bununla birlikte ablukanın uygulandığını kaydeden Biletska, Sovyet askerlerinin köylere giriş çıkışı da engellediğini belirtti. Ukrayna'nın cezalandırılması amacını taşıyan Holodomor'un sonuçları üzerinde de duran Biletska, kalıcı olarak Ukrayna'da demografik yapının değiştiğine işaret etti. Söz konusu bu dönüşümün günümüzdeki sorunlara temel teşkil ettiğini söyleyen Biletska, ayrıca Holodomor'un Ukrayna millî kimliğinin merkezini oluşturduğunu belirtti. RUSYA'NIN UKRAYNA'YA YÖNELİK TAVRI TARİHİ Panelde bir diğer sunumu gerçekleştiren Dr. Öğr. Üyesi Valeriy Morkva, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik olarak yayılmacı ve şovenist politikasının tarih boyunca aralıksız olarak sürdüğünün altını çizdi. Bu doğrultuda günümüzde devam eden sorunlarının salt olarak Putin'in şahsına indirgenemeyeceğini ve benzer olayların tarihte çok kez tekrar ettiğini belirterek, "Burada bir sistem var. Tüm tarihsel olayları birleştiren ve günümüzde de devam eden bir tutarlılık görüyoruz." dedi. Bu tarihsel bakış açısının günümüze yansımasının önce 2014 yılında ve devam eden süreçte 2022 yılında başlayan topyekûn işgal girişiminde ortaya çıktığına dikkat çeken Morkva, "Rus ordusunun işgal ettiği bölgelerden Ukraynalı çocuklar Rusya'ya götürülüyor ve onlara Rus kimlikleri veriyor. Burada da devam eden sistem ve mantık Ukrayna kimliğinin yok edilmesidir." şeklinde konuştu. Öte yandan Moskova'nın bu tutumunun sadece Ukrayna ile sınırlı olmadığını kaydeden Morkva, Baltık ülkerini, Belarus'u, Moldova'yı, Kafkasya'da yaşanan Çeçenistan savaşlarını, Türkistan coğrafyasındaki Türk devletlerine yönelik politikaları, Sibirya'daki halkları örnek gösterdi. "RUS YAYILMACILIĞI BÜYÜK BİR TARİHİ DEVAMLILIK ARZ EDİYOR" Panelin son konuşmacısı olan Dr. Öğr. Üyesi Filiz Tutku Aydın Bezikoğlu, tarihten bugüne Kırım'da süren Rus zulmünü anlattı. Holodomor gibi bir açlığın 1921 ve 1922 yıllarında Kırım'da yaşandığına dikkat çeken Bezikoğlu, bu konuların akademik bir bakış açısıyla araştırılması ve gündeme taşınması gerektiğini belirtti. "Rus yayılmacılığı büyük bir tarihi devamlılık arz ediyor" diyen Bezikoğlu, şöyle devam etti: Mesela, 1912 yılında Kırım Tatarlarının Savunma Bakanı, Kırım Halk Cumhuriyeti Bolşevikler tarafından ortadan kaldırıldığında Türkiye'ye gelmek zorunda kalıyor. Kendisi daha sonra "Rus Yayılmacılığının Tarihi Kökenleri" kitabını yazıyor. Rus Büyükelçiliği onu hemen Osmanlı hükûmetine şikayet ediyor ve kendisi Paris'e kaçmak zorunda kalıyor. Rus kimliğinin; etnik milliyetçilik ya da ultra milliyetçilik gibi tanımlamalardan ziyade emperyal bir milliyetçilik anlayışına sahip olduğuna dikkat çeken Bezikoğlu, Rus edebiyatının klasik hâline gelmiş yazarlarında dahi bunu görmenin mümkün olduğuna işaret etti.

Kırımoğlu'nun katılacağı programda Haber

Kırımoğlu'nun katılacağı programda "Ukrayna'da ve Kırım'da Rus Zulmü" konuşulacak

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesinde (AHBVÜ); Holodomor Soykırımı, 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı, Kırım'ın 2014'te Rusya tarafından işgali ve Ukrayna'daki Rus saldırganlığı konuşulacak.  EFSANEVÎ LİDER KIRIMOĞLU PROGRAMA KATILACAK "Ukrayna ve Kırım'da Rus Zulmü: Holodomor, İşgal, Sürgün ve Savaş" başlıklı panel, 26 Kasım 2024 tarihinde AHBVÜ İktisadi İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) 100. Yıl Kültür Merkezinde tertip edilecek. Kırım Tatar halkının millî lideri, Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'nun da katılacağı program saat 16.00'da gerçekleşecek.  Moderatörlüğünü gazeteci Gönül Şamilkızı'nın yapacağı panelde; Karabük Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Yuliya Biletska, Kapadokya Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Valeriy Morka ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ) Dr. Öğretim Üyesi Filiz Tutku Aydın Bezikoğlu konuşmacı olarak yer alacak.  26 ŞUBAT 2014 KIRIM'IN İŞGALİ  Ukrayna'nın başkenti Kıyiv’de yaşanan Euromeydan protestolarıyla başlayan Onur Devrimi’nin akabinde Kırım’da Rusya çıkarlarına göre hareket eden işbirlikçiler, yarımadanın Rusya tarafından işgali harekete geçti. 25 Şubat 2014 tarihinde Kırım Parlamentosunun olağanüstü toplantı düzenleyip Kırım’ın Ukrayna’dan ayırmayı planladığına dair bilgiler yayımlandı. Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM), Kırım milletvekillerini ve Kırım Parlamentosu Başkanını ikna edemeyince 26 Şubat 2014 tarihinde, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü korumak ve yarımadadaki durumun istikrarsız hale gelmesini önlemek için miting düzenleme kararı aldı. KTMM’nin çağrısıyla 26 Şubat 2014’te, binlerce kişi Kırım Özerk Cumhuri̇yeti̇ Parlamentosu bi̇nasının önünde toplandı. Eylemciler, Ukrayna ve Kırım Tatar bayraklarını açarak,“Yaşasın Ukrayna!”, “Kırım Ukrayna’dır!” sloganları attı. Kremlin güdümündeki Sergey Aksyonov liderliğindeki Kremlin yanlıları ise Ukrayna taraftarı mitinge karşı eylem organize ederek Rus işgaline destek istedi. Ukrayna yanlısı eylemcilerin amacı, Kırım Parlamentosunun Ukrayna egemenliğini ve toprak bütünlüğünü ihlal eden bir karar almasını engellemekti. 26 Şubat 2014 tarihinde Kırım'ın sivil halkı, barışçıl şeki̇lde Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü savundu. Ancak Kırım’daki şi̇ddete dayanamayan toplu direniş, maalesef Kırım'ın Rusya tarafından işgalini önleyemedi̇. 27 Şubat 2014 sabahında savaş suçlusu Puti̇n, Kırım'ın şi̇ddet kullanılarak işgal edi̇lmesi̇ için harekete geçti. Rütbe i̇şaretleri̇ taşımayan silahlı kişiler, i̇dari̇ bi̇naları kontrol altına aldı. İşgalciler, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri̇ne ait üsleri kuşattıi limanları ve havaalanlarını ele geçi̇rdi̇.  Rus işgali 10 yılı aşkın bir süredir devam ederken Kremlin kontrolündeki sözde yönetim Kırım’daki baskı ve zulüm politikasını daha da artırıyor.  Rusya, Kırım’ı işgal ettikten sonra Ukrayna yanlısı açıklamalarda bulunan ve işgalci yönetimi eleştiren insanlara karşı baskı uygulamaya başladı. 26 Şubat 2014’te işgale “hayır” demek için toplu bir miting organize eden Kırım Tatarları ise işgalci Rusya'nın baskılarının odağı haline geldi. Kırım’ın Kremlin kontrolündeki kukla yönetimi, Kırım Tatarlarına zulmetmek için devamlı farklı bahaneler uyduruyor. İşgalin hemen ardından Kırım Tatar halkının milli lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu başta olmak üzere Kırım Tatarlarının siyasi liderlerinin ve kanaat önderlerinin yarımadaya girişleri yasaklandı. Rusya, Nisan 2016’da Kırım Tatar halkının temsilci organı olan Kırım Tatar Milli Meclisinin (KTMM) faaliyetlerini yasaklama kararı aldı. 2014 yılında, Rusya'nın Kırım'ı işgal etmesiyle başlayan bu süreç, uluslararası hukukun çiğnenmesi ve masum insanların acımasızca ezilmesiyle sonlandı. Kırım'ın işgali, sadece bir toprağın kaybı değil aynı zamanda insan hakları ve uluslararası barışın çiğnenmesinin bir sembolüdür. Rusya'nın Ukrayna'nın egemenliğini ihlal ederek Kırım'ı işgal etmesi, bölgedeki barışı ve istikrarı altüst etti. Rusya'nın bu eylemi, uluslararası toplum tarafından geniş çapta kınandı ancak maalesef etkili bir şekilde durdurulamadı. Uluslararası toplumun yeterince tepki göstermemesi işgalci Putin’in iştahını kabarttı ve kanlı diktatör 24 Şubat 2022 tarihinde Rusya Ukrayna’ya karşı topyekun işgal girişimini başlattı. HOLODOMOR SOYKIRIMI 1932-1933 yıllarında Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nde, Sovyet idaresinin uygulamaları nedeniyle toplu açlık meydana geldi, milyonlarca insan bu trajedide hayatını kaybetti. Ukrayna Milli Güvenlik Servisi, Holodomor davasının sorgusu sırasında ortaya çıkan bilgilere göre suni açlıktan 3 milyon 941 bin kişinin öldüğünü açıkladı. Açlığın kasıtlı olarak meydana getirildiği ispat edilirken, Rusya bunları reddederek Ukrayna’daki açlığın 1932-1933 yılında SSCB’de meydana gelen açlığın bir parçası olduğunu ileri sürüyor. 26 Kasım 1998 yılında dönemin Ukrayna Cumhurbaşkanı Leonid Kuçma’nın kararı ile kasım ayının dördüncü cumartesi günü Holodomor Kurbanlarını Anma Günü olarak ilan edildi. 2006 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Viktor Yuşçenko’nun inisiyatifi ile Holodomor’un soykırım olduğunun açık şekilde inkâr edilmesi için ceza öngören yasa kabul edildi. Stalin Rusyası’nın gerçekleştirdiği Holodomor Katliamı, uluslararası kamuoyunun da ilgisini çekti. Günümüzde AB, Kanada, ABD, Avustralya, Portekiz, Almanya, Çekya, Vatikan, Estonya, Belçika, Fransa, Litvanya, Almanya, Letonya, Gürcistan, Polonya, Macaristan, Ekvador, Kolombiya, Meksika, Paraguay ve Peru gibi pek çok ülke, Holodomor’u soykırım olarak tanıdı.

Yunan komünistler, Holodomor'u anan Ukraynalılara saldırdı! Haber

Yunan komünistler, Holodomor'u anan Ukraynalılara saldırdı!

Yunanistan'ın Mandra kentinde bir grup komünist, Holodomor kurbanlarının anısına düzenlenen Ukrayna eylemine saldırı yaptı. Yunan basınına yansıyan haberlere göre; 23 Kasım 2024 tarihinde kentteki Taras Şevçenko Anıtı'nın önünde toplanan bir grup Ukraynalı ve Ukrayna halkına destek veren vatandaşlar saldırıya uğradı. Sovyetlerin uyguladığı soykırım ve katliamı savunan Yunanistan Komünist Partisi üyeleri yakındaki bir meydanda karşı eylem için toplandı. Stalin'in soykırımına destek veren şahıslar, Ukrayna karşıtı sloganlar attı ve Ukraynalıları sözde faşist olmakla suçladı. BÜYÜKELÇİLİKTEN ÇİRKİN PROVOKASYONA KINAMA Öte yandan, komünistler ile Ukraynalılar arasında bir arbede yaşandı. Bunun üzerine, polis göz yaşartıcı gaz kullandı. Ukrayna'nın Atina Büyükelçiliği, Komünist Parti üyelerinin uyguladığı şiddeti kınayarak, Ukrayna mitingine yönelik komünist saldırıyı kınadı. Büyükelçilik, "Başta Ukraynalı bir diplomat olmak üzere fiziksel hasara yol açan bu provokatif eylemler kesinlikle kabul edilemez ve uluslararası normların açık bir ihlalidir " değerlendirmesini yaptı. Ayrıca Büyükelçilik, Yunan devlet yetkililerine çağrı yaparak olayın araştırılmasını istedi. Ukrayna Atina Büyükelçiliği, yapılan Holodomor anma töreninin, Ukrayna ile Yunanistan arasındaki ikili ilişkileri güçlendirmeyi amaçladığını kaydetti. HOLODOMOR SOYKIRIMI  1932-1933 yıllarında Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nde, Sovyet idaresinin uygulamaları nedeniyle toplu açlık meydana geldi, milyonlarca insan bu trajedide hayatını kaybetti. Ukrayna Milli Güvenlik Servisi, Holodomor davasının sorgusu sırasında ortaya çıkan bilgilere göre suni açlıktan 3 milyon 941 bin kişinin öldüğünü açıkladı. Açlığın kasıtlı olarak meydana getirildiği ispat edilirken, Rusya Federasyonu bunları reddederek; Ukrayna’daki açlığın 1932-1933 yılında SSCB’de meydana gelen açlığın bir parçası olduğunu ileri sürüyor. 26 Kasım 1998 yılında dönemin Ukrayna Cumhurbaşkanı Leonid Kuçma’nın kararı ile kasım ayının dördüncü cumartesi günü Holodomor Kurbanlarını Anma Günü olarak ilan edildi. 2006 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Viktor Yuşçenko’nun inisiyatifi ile Holodomor’un soykırım olduğunun açık şekilde inkâr edilmesi için ceza öngören yasa kabul edildi. Stalin Rusyası’nın gerçekleştirdiği Holodomor Katliamı, uluslararası kamuoyunun da ilgisini çekti. Günümüzde Avrupa Birliği (AB), Kanada, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Avustralya, Portekiz, Almanya, Çekya, Vatikan, Estonya, Belçika, Fransa, Litvanya, Almanya, Letonya, Gürcistan, Polonya, Macaristan, Ekvador, Kolombiya, Meksika, Paraguay ve Peru gibi pek çok ülke, Holodomor’u soykırım olarak tanıdı.

Holodomor Soykırımı kurbanları Ankara'da anıldı Haber

Holodomor Soykırımı kurbanları Ankara'da anıldı

Eli kanlı Stalin yönetimindeki Sovyetler Birliği'nin tarihin kara sayfalarına eklediği Holodomor Soykırımı dünyanın pek çok yerinde düzenlenen etkinliklerle unutturulmadı. 1932-1933 yıllarında Ukrayna halkını suni açlığa iten eli kanlı Stalin yönetimi, yaklaşık 4 milyon insanın ölümüne neden oldu. Tarih kitaplarından Holodomor Soykırımı'nın ismi sildirilse de acısı hafızlardan silinmedi. Holodomor kurbanları, her sene kasımın son cumartesi günü anılıyor. Ankara Ukrayna Derneği ve Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği ortaklığında bugün başkentteki Ukrayna Parkı'nda saat 14.00'te anma etkinliği düzenlendi. Anma etkinliğine; Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği Elçi Müsteşarı Oleksiy Çernışev, Ukrayna Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Denıs Zolotaryov, Ukrayna Ankara Büyükelçiliği Başkatibi Oleg Bilıy, KTMM Üyesi ve Şefika Gaspıralı Uluslararası Kadın Birliği Başkanı Doç. Dr. Gayana Yüksel, Ukrayna Ankara Derneği Başkanı Irina Amberkütükoğlu, Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, Kırım Derneği Genel Başkan Yardımcısı İsmet Yüksel, Kırım Derneği Genel Merkezi yönetimi, Ukrain ve Kırım Tatar diasporasından pek çok ismin yanı sıra Türk vatandaşları da katıldı.  "UKRAYNA VE KIRIM TATAR HALKINI YOK ETMEYE ÇALIŞTILAR" Oleksiy Çernışev burada yaptığı konuşmada hem Ukrainlerin de Kırım Tatarlarının açlıkla soykırıma maruz bırakıldığını vurguladı. Çernışev şu ifadeleri kullandı: "Mayıs ayında, Ukrayna ve Kırım Tatar halkı için tarihsel olarak çok acı bir gün daha anıldı. 1944 yılında Sovyet Komünist rejimi tarafından gerçekleştirilen sürgünün üzerinden tam 80 yıl geçti. 20. yüzyılda Stalin, 21. yüzyılda ise Putin, Ukrayna halkını zapt edemediği için soykırım faaliyetlerine başvurdu. Gıda ürünlerine el koymak ve yapay açlık gibi yöntemlerle, Ukrayna ve Kırım Tatar halkını yok etmeye çalıştılar. 2014 yılında, Rusya'da Putin iktidara geldiğinde, önce Kırım'ı işgal etti. 2022'de ise tam kapsamlı bir işgal girişimiyle uluslararası hukuku ihlal etti, savaş hukukuna aykırı hareket etti ve uluslararası düzeni tehdit etti. Günümüzde Rusya, gıdayı bir silah olarak kullanmaya devam ediyor. Ukrayna'nın işgal altındaki topraklarından tahıl ürünlerini çalıyor ve kendi amaçları için kullanıyor. Ukrayna’daki tarlaları yakıyor, sivil altyapıları hedef alıyor ve gemi limanlarını yok ediyor. Bu da dünyayı, gıda güvenliği krizi ile baş başa bırakıyor. Rusya, Holodomor, sürgünler ve diğer suçlarla, insanlığa karşı işlediği savaş suçlarıyla en ağır sorumluluğu taşıyacaktır. Son olarak, hava saldırılarında hayatını kaybeden Ukrayna kahramanlarına bir dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum" "UKRAYNA MİLLETİNİN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ" Çernışev'in konuşmasının ardından 1 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Daha sonra Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay katılımcılara hitabında şu cümlelere yer verdi: "Tarihi, insanlık suçları yanında pek çok millete karşı uyguladığı soykırımlar ile anılan Sovyetler Birliği’ndeki en büyük soykırım şüphesiz Holodomor’dur. Gelmiş geçmiş en büyük canilerden biri olan Stalin ile Sovyetler Birliği'nin diğer yöneticileri 1932-1933 yılları arasında Ukrayna’da 4,5 milyon insanı öldürmüştür. Sovyetler Birliği tahıl bolluğundan bir taraftan ihracaat yaparken, diğer taraftan yarattığı suni açlık ile günlerce, aylarca süren ızdıraplar içerisinde milyonlarca insanın ölmesini sağlamıştır. Holodomor kurbanlarının trajedisini tüm benliğimizle hissederek paylaşırken, bugün de vatanlarını kahramanca savunan Ukrayna milletinin yanında olmaya devam edeceğiz. Baskı ve zulme karşı mücadele etmiş olan Ukrain halkının davalarının takipçisi olduğumuzu da Türk ve dünya kamuouyunun dikkatine sunarız"

Rusya, işgal ettiği bölgelerde Holodomor anıtlarını yıktı! Haber

Rusya, işgal ettiği bölgelerde Holodomor anıtlarını yıktı!

Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine karşı geniş çaplı işgal girişimi başlatan Rusya, senelerce tarih sahnesinden sakladığı Holodomor Soykırımı'nın hafızlardaki izlerini silmeye çalışıyor.  Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Daimî Parlamento Delegasyonu Üyesi, Ukrayna Parlamentosu Verkhovna Rada İnsani Yardım ve Bilgi Politikası Komitesi Başkan Yardımcısı Yevgeniya Kravçuk (Yevgenia Kravchuk), "Savaş ve barış sırasında kültürel kimliğin silinmesine karşı mücadele" kararının onaylanmasının ardından Ukrayna basın servisi Ukrinform'a konuyla ilgili açıklamada bulundu.  GEÇİCİ İŞGAL ALTINDAKİ TOPRAKLARDA HOLODOMOR ANITLARI SÖKÜLDÜ İşgalci Rusya'nın Ukrayna dilini, kültürünü ve tarihini silmeyi amaçladığını vurgulayan Kravçuk, "Ukrayna diline zarar verme, Ukrayna arşivlerine el konulması, kültürel değerlerin müzelerden çalınması... Bunların hepsi Ukrayna'yı yok etmek için yapılıyor." yorumunu yaptı. Kravçuk ayrıca, Rusya'nın Ukrayna'da geçici işgal ettiği topraklarda Holodomor anıtlarının tamamının söküldüğünü açıkladı. Kravçuk, "İşgal altındaki topraklarda bulunan anıtlar yok edildi. Bu arada, geçici işgal altındaki bölgelerde yer alan tüm Holodomor anıtları söküldü." dedi. "RUSYA İNSANLARIN KİMLİKLERİNİ SİLMEYE ÇALIŞIYOR" Kravçuk konuşmasında şu ifadeleri kullandı: "Rusya, insanları fiziksel olarak yok etmekle onlara işkence uygulamakla kalmıyor, aynı zamanda kimliklerini de silmeye çalışıyor. Rusya ve işgal altındaki bölgelere kaçırılan, çeşitli yerlerde tutulan sözde yeniden eğitmeye çalıştıkları, ailelere evlatlık verilen, pasaportları ve soyadları değiştirilen çocuklara ne oluyor? Bu, aynı zamanda soykırım niyetidir" STALİN'DEN ZİRAATİN KOLEKTİFLEŞTİRİLMESİ KANUNU 1924’te Sovyetler Birliği’nde iktidara gelen Josef Stalin, siyasi muhaliflerini ortadan kaldırdıktan sonra, Ukrayna’daki iktisadi ve sosyal hayatı sıkı kontrol altına alarak Ukrayna’yı tamamen Kremlin’e bağladı. 1929’da diktatör Stalin, ziraatin kolektifleştirilmesi için kanun çıkarma emri verdi. Çıkarılan kanun uyarınca Ukrayna’da verimli topraklar, tarlalar devletleştirildi, köylüler, kendi eski topraklarında devletin işçisi hâline getirildi. Gece gündüz köle gibi çalışan köylüler kendileri için bir kilo buğday bile kullanamaz iken devlet bütün buğdayları Avrupa’ya satarak fabrikalar inşa etti. UKRAYNA HALKI, KOMÜNİST REJİMİNİN BASKI POLİTİKASINA KARŞI ÇIKTI Komünist totaliter rejimin politikası, Ukrayna halkının direnişini kışkırttı. Ukrayna’daki köylüler, 1930'ların başında komünist rejiminin kolektifleştirme, vergilendirme politikası, soygun ve terörüne karşı yaklaşık 4 bin büyük çaplı eylem gerçekleştirdi. Ukraynalı köylüleri tehdit olarak gören Stalin, binlerce Sovyet memurunu köylülere baskı kurması için Ukrayna'ya gönderdi. Ukrayna'da yarım milyondan fazla insan rejimin tarım uygulamalarına isyan ettiği için yük trenlerine doldurularak Sibirya'ya sürgün edildi. Sürgün sırasında binlerce Ukraynalı açlıktan, hastalıktan hayatını kaybetti. Bununla birlikte Sovyet Rusyası, Ukrayna'da sun'i kıtlık oluşturmak için bir dizi uygulama işleme koydu. Tüm gıda ürünlerine el koyan Kremlin, Ukrayna halkının bir kısmının yok edilmesini amaçlayan koşulları yarattı. Ukrayna’daki açlık çeken bütün bölgeler askerlerle çevriliydi, kimsenin kurtarılmaması ve bu bölgelere hiçbir yardımın geçmemesi için Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin bütün sınırları kapatılmıştı. Holodomor yılları boyunca Sovyet yönetimi, adeta bir açlık terörü icra etti. Holodomor, Ukrayna halkına karşı başlattığı gerçek bir savaştı. HER BİR DAKİKADA 24 KİŞİ HAYATINI KAYBEDİYORDU 1933 baharında Ukrayna'daki ölüm oranları felaket boyutlarına ulaştı. Haziran 1933'te her gün 34 bin kişinin, saatte bin 440 kişinin ve her dakika 24 kişinin hayatını kaybettiği biliniyor. SADECE RESMİ VERİLERE GÖRE NEREDEYSE 4 MİLYON İNSAN HAYATINI KAYBETTİ Ukrayna Milli Güvenlik Servisi, Holodomor davasının soruşturulması sırasında ortaya çıkan bilgileri kamuoyuyla paylaştı. 1932-1933 yıllarında suni açlıktan 3 milyon 941 bin kişi öldü. Açlığın kasıtlı olarak meydana getirildiği ispat edilirken buna karşı Rusya, hala Ukrayna’daki açlığın 1932-1933 yılında SSCB’de meydana gelen açlığın bir parçası olduğunu ileri sürüyor. Stalin'in kanlı mirasının destekçisi olmaya devam ediyor. RUSYA SUÇUNU ÖRTMEYE ÇALIŞTI Bu suçun boyutları ve sebepleri uzun bir süre boyunca insanlardan ve dünya kamuoyundan saklanmaya çalışıldı. Sovyetler döneminde Holodomor ile ilgili herhangi bir hatırlama durumunda insanlara hapis cezası veriliyordu. Stalin Rusyası’nın gerçekleştirdiği Holodomor Soykırımı, uluslararası kamuoyunun da gündeminde. Günümüzde; Birleşik Krallık, Kanada, Fransa, İtalya ve Almanya başta olmak üzere 30’dan fazla ülke tarafından Holodomor "soykırım" olarak tanındı.

Yuliya Biletska: Sovyet rejiminin geçmişindeki korkunç şeyler, gelecekte de rejimden umut olmadığını gösterdi Haber

Yuliya Biletska: Sovyet rejiminin geçmişindeki korkunç şeyler, gelecekte de rejimden umut olmadığını gösterdi

Mustafa KOÇYEGİT QHA Ankara Holodomor kurbanları, her yıl olduğu gibi bu yıl da kasım ayının son cumartesi günü dünya genelinde anıldı. Kırım Haber Ajansı, Sovyet Rusya’nın yarattığı suni kıtlık politikasını irdelemeye; konuyla ilgili uzman görüşlerini kamuoyuyla paylaşmaya devam ediyor. 30’un üzerinde ülke tarafından soykırım olarak kabul edilen Holodomor’u, Ukrayna Derneği Başkanı ve Karabük Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Yuliya Biletska değerlendirdi. Genel bir çerçeve çizmek gerekirse; Stalin tarafından uygulanan Holodomor politikası nedir ve hangi amaçla uygulanmıştır? Bu uygulama tarihsel olarak Uknayna'yı nasıl etkilemiştir? Elbette bu çok geniş bir konu. Bu konuyla ilgili kitaplar yazıldı, podcastler yapıldı, birçok program yapıldı ama kısa bir şekilde açıklamak gerekirse; Holodomor, kasten yapılan açlıkla öldürmedir. Holodomor, Türkiye’de 10 yıl öncesine kadar pek bilinmiyordu. Şu anda birçok araştırma yapıldığını görüyorum, tez görüyorum, kitap görüyorum, kitap bölümleri görüyorum. Çalışmaların bu kadar geç kalmasının sebebi, tarihimizdeki bu sayfaların kapalı olmasıydı. Sovyet döneminde tarihimizden bu sayfalar silindi; gizli bir şekilde tutuluyordu. Bu konu, Ukrayna bağımsız olduktan sonra ancak yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Sovyetler Birliği kurulduğunda, Ukraynalıların bir kısmı bunu elbette destekliyordu ama halk üzerinde Kızıl Ordu ve Bolşeviklerin temsil ettiği fikir yaygın değildi. Bolşevikler, bir şekilde halkın iradesini kırmak istiyordu. Şehirlerde ve entelijansiyada tutuklama, öldürme, Sibirya’ya sürgün etme gibi farklı yöntemlerle gerçekleştirdi çünkü insanlar şehirlerde kompakt bir şekilde yaşıyordu. Köylerde ise bu iradenin kırılması çok zordu çünkü bölge çok geniş ve nüfus çok fazlaydı. Bu yüzden milyonlarca insanı gönderemeyecekleri için bu yöntemi seçtiler. Amaçları yalnızca iradenin kırılması değil aynı zamanda cezalandırmaktı. Çünkü bu fikri tutmadılar ve bu fikre katılmadılar; Ukrayna kimliğinin arkasında durdular. Ukrayna kimliği, Sovyetler Birliği fikrine tamamen aykırı oluyordu. Bu sebepten bu insanları cezalandırmak istiyorlardı. En korkunç yöntemle cezalandırmayı seçtiler: açlıkla öldürme. Rusya tarafından yapılan propagandalara baktığımızda, bunun kasten yapılmadığını; hava şartlarının kötü olduğu için böyle oldu deniliyor. Ancak burada sadece hava şartlarından bahsetmiyoruz. Sovyet ordusu tarafından insanların evine gelip yiyecek ve içecek olarak alınabilecek her şeyi alıyorlardı. Özellikle kış döneminde tablo tüm açıklığıyla ortaya çıktı. Yaz ve bahar aylarında sonuçlar belki tam anlamıyla ortaya çıkmamıştı ama 1933’ün kış aylarında en kötü şekilde halka vurdu. Milyonlarca insan aç bırakılarak öldürüldü. Holodomor, Ukrayna'nın bağımsızlık mücadelesine nasıl etki etmiştir? Glasnost ile birlikte gizlenen bu bilgiler yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Söz konusu bu arşivlerin tamamı günümüzde dahi tümüyle açılmış değil ancak özellikle güvenlik servisine ait arşivlerin önemli bir bölümü açıldı ve korkunç şeyler görüldü. Sovyetler Birliği son yıllarında bağımsızlık fikri ve milliyetçilik duyguları ortaya çıkmıştı; bu bilgilerin yavaş yavaş ortaya çıkmasıyla insanların bu bilgileri öğrenmesi de bağımsızlık isteğini daha fazla arttırdı. Sovyet rejiminin geçmişindeki korkunç şeyler, gelecekte de rejimden umut olmadığını gösterdi. Şimdi de aynı şeyi görüyoruz. Şimdi de bizi tahılla ilgili cezalandırmaya çalışıyor. Şimdi de tüm dünyayı ve Ukraynalıları aç bırakmaya çalışıyor. Elbette, bağımsızlığın ilk yıllarından itibaren bu bilgilerin ışığında millî kimliğe ve millî belleğe aslında çok ciddi bir güçlendirme oldu. Çünkü o yıllarda Ukrayna’nın gelecekle ilgili alacağı pozisyonla ilgili farklı fikirler vardı. “Gelecekte nasıl gelişelim?”, “Rusya ile birlikte mi hareket edelim, yoksa Avrupa Birliği’ne mi katılalım?” Ukrayna halkı ve toplumu, kendisini kesinlikle Avrupalı kimliğiyle tanımlıyor. Tarihteki korkunç olayları hatırlayınca ya da öğrenince de kiminle beraberler olunmayacağı, kiminle birlikte dostluk kurulmayacağı, kiminle birlikte yürümeyeceği ortaya çıkıyor. En kötüsü de buna yapan rejim, bunu inkâr ediyor. Bu konu, doğrudan doğruya Ukrayna kültürüne girmiştir. Benim ailemde de Holodomor’u yaşayan insanlar var. Anneannem örneğin bu uygulamalara doğrudan doğruya maruz kalmış. O suni kıtlık, kültüre taşınmıştır ve yemekler asla israf edilmez, sofradan yemek bitmeden asla kalkılmazdı. Dolayısıyla ortada bilgi olmasa da bu kültürel aktarımla bunları ailede görüyorduk. Son olarak eklemek istediğiniz bir husus var mı? Türk halkı tarafından bu bilgilerin öğrenilmesiyle Rusya’nın bugünkü tavırlarının neden ortaya çıktığı daha iyi anlaşılıyor. Bizler, kesinlikle bu konuda önem vermek istiyoruz. Bu yüzden bu çok önemli bir konu. Bizler her sene bir araya gelip kurbanları anıyoruz. Ayinler ve konferanslarla Holodomor’u hatırlamaya çalışıyoruz. Gelecekte kiminle, nasıl bir ilişki kurulacağını geçmiş bize çok iyi anlatıyor. Bu konuda çok iyi görüyoruz ki, Rusya bugün de bize bu tür şeyler yapıyor. 100 sene nasıl yapıyorlarsa bugün de aynı yöntemleri kullanıyorlar. HOLODOMOR SOYKIRIMI 1932-1933 yılları arasında Sovyetler Birliği’nin egemenliğindeki Ukrayna’da, eli kanlı diktatör Josef Stalin’in emriyle ortaya konulan kıtlık sebebiyle milyonlarca insan açlıktan hayatını kaybetmişti. Sovyetlerin Ukrayna halkına karşı işlediği bu korkunç suça "açlıkla ölüm" anlamında Holodomor adı verildi. Sovyet Rusya yönetiminin milyonlarca Ukraynalıyı ölüme sürüklediği sun'i açlık Holodomor, Ukraynalılara boyun eğdirme amacı taşıyordu. Ukrayna'nın komünist rejime karşı direnişini ve Moskova'dan bağımsız bir Ukrayna devleti kurma girişimlerini nihai olarak ortadan kaldırmak için gerçekleştirildi.  26 Kasım 1998’de dönemin Ukrayna Cumhurbaşkanı Leonid Kuçma’nın kararı ile kasım ayının son cumartesi günü "Holodomor Kurbanlarını Anma Günü" olarak ilan edildi. Daha sonra 2006’da Ukrayna Parlamentosu, kabul ettiği karar ile Holodomor’u Ukrayna halkına karşı yapılan bir soykırım olarak tanıdı. Bugün, Ukrayna halkına karşı Stalin'in işlediği korkunç soykırımın hatırlandığı #Holodomor Kurbanlarını Anma Günü. Sovyet yönetimi, Ukrayna'nın direnişini kırmak için milyonlarca insanı açlık ve kıtlıkla ölüme terk etmişti. #Unutulansoykırımtekrarlanır pic.twitter.com/7aYNhafsxq — QHA - Kırım Haber Ajansı (@qha_kirimhaber) November 25, 2023 STALİN'DEN ZİRAATİN KOLEKTİFLEŞTİRİLMESİ KANUNU 1924’te Sovyetler Birliği’nde iktidara gelen Josef Stalin, siyasi muhaliflerini ortadan kaldırdıktan sonra, Ukrayna’daki iktisadi ve sosyal hayatı sıkı kontrol altına alarak Ukrayna’yı tamamen Kremlin’e bağladı. 1929’da diktatör Stalin, ziraatin kolektifleştirilmesi için kanun çıkarma emri verdi. Çıkarılan kanun uyarınca Ukrayna’da verimli topraklar, tarlalar devletleştirildi, köylüler, kendi eski topraklarında devletin işçisi hâline getirildi. Gece gündüz köle gibi çalışan köylüler kendileri için bir kilo buğday bile kullanamaz iken devlet bütün buğdayları Avrupa’ya satarak fabrikalar inşa etti. UKRAYNA HALKI, KOMÜNİST REJİMİNİN BASKI POLİTİKASINA KARŞI ÇIKTI Komünist totaliter rejimin politikası, Ukrayna halkının direnişini kışkırttı. Ukrayna’daki köylüler, 1930'ların başında komünist rejiminin kolektifleştirme, vergilendirme politikası, soygun ve terörüne karşı yaklaşık 4 bin büyük çaplı eylem gerçekleştirdi. Ukraynalı köylüleri tehdit olarak gören Stalin, binlerce Sovyet memurunu köylülere baskı kurması için Ukrayna'ya gönderdi. Ukrayna'da yarım milyondan fazla insan rejimin tarım uygulamalarına isyan ettiği için yük trenlerine doldurularak Sibirya'ya sürgün edildi. Sürgün sırasında binlerce Ukraynalı açlıktan, hastalıktan hayatını kaybetti. Bununla birlikte Sovyet Rusyası, Ukrayna'da sun'i kıtlık oluşturmak için bir dizi uygulama işleme koydu. Tüm gıda ürünlerine el koyan Kremlin, Ukrayna halkının bir kısmının yok edilmesini amaçlayan koşulları yarattı. Ukrayna’daki açlık çeken bütün bölgeler askerlerle çevriliydi, kimsenin kurtarılmaması ve bu bölgelere hiçbir yardımın geçmemesi için Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin bütün sınırları kapatılmıştı. Holodomor yılları boyunca Sovyet yönetimi, adeta bir açlık terörü icra etti. Holodomor, Ukrayna halkına karşı başlattığı gerçek bir savaştı. HER BİR DAKİKADA 24 KİŞİ HAYATINI KAYBEDİYORDU 1933 baharında Ukrayna'daki ölüm oranları felaket boyutlarına ulaştı. Haziran 1933'te her gün 34 bin kişinin, saatte bin 440 kişinin ve her dakika 24 kişinin hayatını kaybettiği biliniyor. SADECE RESMİ VERİLERE GÖRE NEREDEYSE 4 MİLYON İNSAN HAYATINI KAYBETTİ Ukrayna Milli Güvenlik Servisi, Holodomor davasının soruşturulması sırasında ortaya çıkan bilgileri kamuoyuyla paylaştı. 1932-1933 yıllarında suni açlıktan 3 milyon 941 bin kişi öldü. Açlığın kasıtlı olarak meydana getirildiği ispat edilirken buna karşı Rusya, hala Ukrayna’daki açlığın 1932-1933 yılında SSCB’de meydana gelen açlığın bir parçası olduğunu ileri sürüyor. Stalin'in kanlı mirasının destekçisi olmaya devam ediyor. RUSYA SUÇUNU ÖRTMEYE ÇALIŞTI Bu suçun boyutları ve sebepleri uzun bir süre boyunca insanlardan ve dünya kamuoyundan saklanmaya çalışıldı. Sovyetler döneminde Holodomor ile ilgili herhangi bir hatırlama durumunda insanlara hapis cezası veriliyordu. Stalin Rusyası’nın gerçekleştirdiği Holodomor Soykırımı, uluslararası kamuoyunun da gündeminde. Günümüzde; Birleşik Krallık, Kanada, Fransa, İtalya ve Almanya başta olmak üzere 30’dan fazla ülke tarafından Holodomor "soykırım" olarak tanındı.

Ukrayna'da Holodomor'a ilişkin yeni belgeler ortaya çıktı! Haber

Ukrayna'da Holodomor'a ilişkin yeni belgeler ortaya çıktı!

Ukrayna İçişleri Bakanlığı, eli kanlı lider Josef Stalin başkanlığındaki Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) döneminde Ukraynalı insanların açlığa itildiği Holodomor Soykırımı ile ilgili arşivlerdeki belgeleri ortaya çıkardı. Bakanlık, 1932-1933 yılları arasında Holodomor Soykırımı'nda açlıktan yamyam olan Ukraynalı insanların vakalarını içeren belgeleri paylaştı.  UKRAYNA'DA HOLODOMOR ESNASINDA YAMYAMLIKLA İLGİLİ 1.022 CEZA DAVASI KESİLDİ Tarihi belgelerde soykırım esnasında yamyamlıkla ilgili kesilen bin 22 tane ceza davası dosyası Ukrayna İçişleri Bakanlığının arşivinden çıkarıldı. İçişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Inna Yaşuk, konuyla ilgili olarak, "Bugün keşfedilen materyallerin ciddi tarihi, hukuki ve diğer bilimsel araştırmalara ivme kazandıracağını umuyorum. Bu, fizyologlar ve bilim adamları tarafından yapılan araştırmalar için zengin bir kaynaktır. Psikiyatristler soruyor: Bir kişiyi yamyamlığa iten şey nedir? Toplumumuzun bu gerçeklere bu pencereden bakarak kabul etmesini çok isterim. Yamyamlığa başvuran insanlar Holodomor'un kurbanlarıydı" değerlendirmesinde bulundu. Belgelerden birinde Anna Ivanovna Storçeus isimli kadının kocasının ve üç çocuğun açlıktan öldüğü, dördüncü çocuğunu ise öldürüp yediği ifade ediliyor. Bakanlık insanların rejim kaynaklı soykırımdan yamyamlığa itildiğini belirtiliyor. Psikolojik tedavi alan birçok insanın daha sonra Beyaz Deniz-Baltık Kanalı'nın inşasında çalışmak üzere İçişleri Halk Komiserliği'ne (NKVD) bağlı kamplara gönderildiği dile getirildi. HOLODOMOR SOYKIRIMI 1932-1933 yılları arasında Sovyetler Birliği’nin egemenliğindeki Ukrayna’da, eli kanlı diktatör Josef Stalin’in emriyle ortaya konulan kıtlık sebebiyle milyonlarca insan açlıktan hayatını kaybetmişti. Sovyetlerin Ukrayna halkına karşı işlediği bu korkunç suça "açlıkla ölüm" anlamında Holodomor adı verildi. Sovyet Rusya yönetiminin milyonlarca Ukraynalıyı ölüme sürüklediği sun'i açlık Holodomor, Ukraynalılara boyun eğdirme amacı taşıyordu. Ukrayna'nın komünist rejime karşı direnişini ve Moskova'dan bağımsız bir Ukrayna devleti kurma girişimlerini nihai olarak ortadan kaldırmak için gerçekleştirildi.  26 Kasım 1998’de dönemin Ukrayna Cumhurbaşkanı Leonid Kuçma’nın kararı ile kasım ayının son cumartesi günü "Holodomor Kurbanlarını Anma Günü" olarak ilan edildi. Daha sonra 2006’da Ukrayna Parlamentosu, kabul ettiği karar ile Holodomor’u Ukrayna halkına karşı yapılan bir soykırım olarak tanıdı. STALİN'DEN ZİRAATİN KOLEKTİFLEŞTİRİLMESİ KANUNU 1924’te Sovyetler Birliği’nde iktidara gelen Josef Stalin, siyasi muhaliflerini ortadan kaldırdıktan sonra, Ukrayna’daki iktisadi ve sosyal hayatı sıkı kontrol altına alarak Ukrayna’yı tamamen Kremlin’e bağladı. 1929’da diktatör Stalin, ziraatin kolektifleştirilmesi için kanun çıkarma emri verdi. Çıkarılan kanun uyarınca Ukrayna’da verimli topraklar, tarlalar devletleştirildi, köylüler, kendi eski topraklarında devletin işçisi hâline getirildi. Gece gündüz köle gibi çalışan köylüler kendileri için bir kilo buğday bile kullanamaz iken devlet bütün buğdayları Avrupa’ya satarak fabrikalar inşa etti. UKRAYNA HALKI, KOMÜNİST REJİMİNİN BASKI POLİTİKASINA KARŞI ÇIKTI Komünist totaliter rejimin politikası, Ukrayna halkının direnişini kışkırttı. Ukrayna’daki köylüler, 1930'ların başında komünist rejiminin kolektifleştirme, vergilendirme politikası, soygun ve terörüne karşı yaklaşık 4 bin büyük çaplı eylem gerçekleştirdi. Ukraynalı köylüleri tehdit olarak gören Stalin, binlerce Sovyet memurunu köylülere baskı kurması için Ukrayna'ya gönderdi. Ukrayna'da yarım milyondan fazla insan rejimin tarım uygulamalarına isyan ettiği için yük trenlerine doldurularak Sibirya'ya sürgün edildi. Sürgün sırasında binlerce Ukraynalı açlıktan, hastalıktan hayatını kaybetti. Bununla birlikte Sovyet Rusyası, Ukrayna'da sun'i kıtlık oluşturmak için bir dizi uygulama işleme koydu. Tüm gıda ürünlerine el koyan Kremlin, Ukrayna halkının bir kısmının yok edilmesini amaçlayan koşulları yarattı. Ukrayna’daki açlık çeken bütün bölgeler askerlerle çevriliydi, kimsenin kurtarılmaması ve bu bölgelere hiçbir yardımın geçmemesi için Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin bütün sınırları kapatılmıştı. Holodomor yılları boyunca Sovyet yönetimi, adeta bir açlık terörü icra etti. Holodomor, Ukrayna halkına karşı başlattığı gerçek bir savaştı. HER BİR DAKİKADA 24 KİŞİ HAYATINI KAYBEDİYORDU 1933 baharında Ukrayna'daki ölüm oranları felaket boyutlarına ulaştı. Haziran 1933'te her gün 34 bin kişinin, saatte bin 440 kişinin ve her dakika 24 kişinin hayatını kaybettiği biliniyor. SADECE RESMİ VERİLERE GÖRE NEREDEYSE 4 MİLYON İNSAN HAYATINI KAYBETTİ Ukrayna Milli Güvenlik Servisi, Holodomor davasının soruşturulması sırasında ortaya çıkan bilgileri kamuoyuyla paylaştı. 1932-1933 yıllarında suni açlıktan 3 milyon 941 bin kişi öldü. Açlığın kasıtlı olarak meydana getirildiği ispat edilirken buna karşı Rusya, hala Ukrayna’daki açlığın 1932-1933 yılında SSCB’de meydana gelen açlığın bir parçası olduğunu ileri sürüyor. Stalin'in kanlı mirasının destekçisi olmaya devam ediyor. RUSYA SUÇUNU ÖRTMEYE ÇALIŞTI Bu suçun boyutları ve sebepleri uzun bir süre boyunca insanlardan ve dünya kamuoyundan saklanmaya çalışıldı. Sovyetler döneminde Holodomor ile ilgili herhangi bir hatırlama durumunda insanlara hapis cezası veriliyordu. Stalin Rusyası’nın gerçekleştirdiği Holodomor Soykırımı, uluslararası kamuoyunun da gündeminde. Günümüzde; Birleşik Krallık, Kanada, Fransa, İtalya ve Almanya başta olmak üzere 30’dan fazla ülke tarafından Holodomor "soykırım" olarak tanındı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.