SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#İstanbul

QHA - Kırım Haber Ajansı - İstanbul haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İstanbul haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Vatan Şairi Namık Kemal, vefatının 137. yılında anılıyor Haber

Vatan Şairi Namık Kemal, vefatının 137. yılında anılıyor

"Ecdâdımızın heybeti ma'rûf-u cihândır, Fıtrat değişir sanma bu kan yine o kandır..." dizeleriyle tanınan; Türk edebiyatının öncü kalemlerinden, "Vatan Şairi" olarak tanınan şair ve yazar Namık Kemal'in vefatının 137. yılı. Namık adını şair Eşref Paşa'dan alan, asıl adı Mehmet Kemal olan usta edebiyatçı, 1 Aralık 1840'ta 2. Abdülhamid'in müneccimbaşısı Yenişehirli Mustafa Asım Bey ile Fatma Zehra Hanım'ın çocukları olarak Tekirdağ'da doğdu. Namık Kemal, 1848'de annesi Fatma Zehra Hanım'ı kaybedince çocukluğunu Tekirdağ Valisi dedesi Abdüllatif Paşa'nın yanında, Rumeli ve Anadolu'da geçirdi. Afyon müftüsü Buharalı Hacı Velid Efendi'den gördüğü eğitimin yanı sıra özel derslerle de Arapça ve Farsça dillerini öğrenen Namık Kemal, Afyon Mevlevi Tekkesi neyzenbaşı Coşkun Dede'den tarikat usullerini öğrendi. İLK ŞİİR DENEMELERİNİ KARS'TA YAZDI Mart 1853'te Kars kaymakamlığına tayin edilen dedesiyle bu şehre taşınan Kemal, 1,5 yılda Karslı şair ve müderris Vaizzade Seyid Mehmet Hamid Efendi'den tasavvuf ilmini, divan edebiyatını öğrendi ve hocasının da teşvik etmesiyle ilk şiir denemelerini kaleme aldı. Kara Veli Ağa adındaki kır serdarından avcılık, atıcılık, cirit oyunu dersleri alan şair, babasının 1855'te Filibe kentine mal müdürü ve dedesinin Sofya Kaymakamlığına atanması ile Sofya'ya gitti ve 16 yaşındayken Niş kadısı Mustafa Ragıp Efendi'nin kızı Nesibe Hanım'la evlendi. Çiftin Feride, Ulviye ve Ali Ekrem adında üç çocuğu olurken, Sofya'da evlerine ziyarete gelen dedesinin arkadaşı şair Binbaşı Eşref Bey, şiirlerini okuduktan sonra bir mahlas düzenleyerek asıl adı "Mehmet Kemal" olan usta edebiyatçıya "Namık" ismini verdi. Sofya'da Fransızca öğrenen ve 1857'de İstanbul'a dönen Namık Kemal, ilk görev yeri Bab-ı Ali Tercüme Odası'nda katip olarak çalıştığı dönemde önemli düşünür ve sanatçılarla tanışma imkanı bularak fikir dünyasını oluşturmaya başladı. Edebiyatta Batılılaşmanın ilk adımlarını atan İbrahim Şinasi ile tanıştı ve Şinasi'nin çıkardığı Tasvir-i Efkar gazetesinde fıkra ve tercüme yazıları yazdı. Kemal, 1865'te Şinasi'nin Fransa'ya gitmesiyle kendisine bıraktığı gazeteyi tek başına çıkarmaya başladı. Namık Kemal, kuruluşu 1865'e dayanan ve daha sonra Yeni Osmanlılar Cemiyeti adıyla ortaya çıkan "İttifak-ı Hamiyet" adlı gizli derneğe katıldı, "Tasvir-i Efkar" gazetesinde hükümeti eleştiren yazılar kaleme aldı. Gazete, Yeni Osmanlılar Cemiyeti'nin görüşleri doğrultusunda yaptığı yayın sonucu 1867'de kapatıldı. ZİYA PAŞA İLE BİRLİKTE PARİS'E GİTTİ Namık Kemal, İstanbul'dan uzaklaştırılmak için Erzurum'a vali yardımcısı olarak atandı, fakat bu göreve gitmeyi erteleyerek Mustafa Fazıl Paşa'nın çağrısı üzerine Ziya Paşa ile birlikte Paris'e gitti. Fransız hükümetinin Genç Osmanlılara ülkeyi terk etmelerini söylemesi üzerine Londra'ya geçen Namık Kemal ve arkadaşları, 1868'te Mustafa Fazıl Paşa'nın maddi desteğiyle Ali Suavi ile "Muhbir" ve "Hürriyet" gazetelerini çıkardı. Namık Kemal, çeşitli anlaşmazlıklar sonucu, Avrupa'da desteksiz kalınca, 1870'te Zaptiye Nazırı (Güvenlik Bakanı) Hüsnü Paşa'nın çağrısı üzerine İstanbul'a döndü. Sadrazam Ali Paşa'nın ölümünden sonra Ebüzziya Tevfik Bey'le birlikte 1872'de İbret gazetesini çıkaran Namık Kemal'in, muhalif yazılar yazdığı için gazetesi kapatıldı ve mutasarrıf olarak Gelibolu'ya atandı. Namık Kemal, kaymakamlık görevinden azledilince 1873'te İstanbul'a döndü ve sonra tiyatroyla ilgilenmeye başladı. ARKADAŞIYLA BİRLİKTE TUTUKLANDI VE MAGOSA'YA SÜRGÜN EDİLDİ Gedikpaşa Tiyatrosu'nda 1 Nisan 1873'de "Vatan Yahut Silistre" oyununu sahneleyen Kemal, oyunu izleyenlerin galeyana gelip olay çıkarması üzerine birçok arkadaşıyla birlikte tutuklandı ve Magosa'ya sürgün edildi. Sanatı toplumun Batılılaşması için bir araç olarak kullanan şair, eserlerini halkın anlayabileceği sade bir dille yazmayı amaçlarken, Fransız edebiyatını örnek aldı ve romantizmin etkisinde kaldı. Kemal, Birinci Meşrutiyet'in ilanından sonra İstanbul'a dönerek danıştay üyeliği yaptı ve Kanun-ı Esasi'yi hazırlayan kurulda görev yaptı. Sırasıyla, 1879'da Midilli, 1884'te Rodos ve 1887'de Sakız Adası kaymakamlığı yapan şair, yakalandığı zatürre hastalığından kurtulamadı. Namık Kemal, 2 Aralık 1888'deki vefatının ardından Sakız Adası'ndaki bir caminin haziresine defnedildi. Daha sonra cenaze, vasiyetine uyularak Ebüzziya Tevfik'in padişaha müracaatı üzerine Gelibolu'ya nakledildi. Usta edebiyatçı, "Vatan yahut Silistre", "Gülnihal", "Akif Bey", "Zavallı Çocuk", "Kara Bela", "Celaleddin Harzemşah", "İntibah", "Cezmi", "Barika-i Zafer", "Kanije", "Osmanlı Tarihi Medhali", "Bahar-ı Daniş", "Terceme-i Hal-i Nevruz Bey", "Mukaddeme-i Celal", "Vaveyla", "Murabba", "Vatan Mersiyesi", "Osmanlı Tarihi" ve "Büyük İslam Tarihi"nin arasında olduğu pek çok eser kaleme aldı.

Fuat Oktay: Kırım Tatarlarının güvenliği için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz Haber

Fuat Oktay: Kırım Tatarlarının güvenliği için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz

Ukrayna’nın öncülüğünde yürütülen Uluslararası Kırım Platformu 4. Parlamenter Zirvesi, 24 Kasım’da İsveç’in başkenti Stockholm’de gerçekleştiriliyor. Bugün açılışı yapılan zirvede, Ukrayna müttefiki ülkelerin parlamento temsilcileri ile uluslararası kuruluşlardan oluşan katılımcılar arasında 70'ten fazla heyet yer aldı. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy’ın çevrim içi olarak katıldığı zirveye; Ukrayna Parlamentosu Başkanı Ruslan Stefançuk ve Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov da katılım sağladı. Türkiye'yi ise Türkiye Büyük Millet Meclisi (KTMM) Dışişleri Komisyonu Başkanı Fuat Oktay temsil etti. OKTAY, TÜRKİYE'NİN KIRIM TATARLARINA VERDİĞİ DESTEĞİN BİR GÖSTERGESİ OLARAK ZİRVEYE KATILDI Oktay zirvedeki konuşmasına; "Türkiye'nin Ukrayna'nın bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve Kırım Tatarlarına verdiği desteğin bir göstergesi olarak" zirveye katılmaktan memnuniyet duyduğunu ifade ederek başladı. "SARSILMAZ KARARLILIĞI, UKRAYNA HALKININ EN YÜKSEK TAKDİRİ HAK ETTİĞİNİ GÖSTERİYOR" Savaşın büyük bir yıkım yaratmaya devam ettiği ve insanî kayıpların sürdüğü ortamda yeni girişimlerin masaya yatırıldığına işaret eden Oktay, "Özgür, demokratik ve müreffeh bir Ukrayna inşa etme konusundaki sarsılmaz kararlılığı, Ukrayna halkının en yüksek takdiri hak ettiğini göstermektedir." dedi. Oktay, Türkiye Cumhuriyeti'nin Rusya'nın 2014 yılındaki yasa dışı ilhâkından bu yana Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün ve Kırım Tatarlarının haklarının en güçlü savunucuları arasında yer aldığını dile getirdi. Oktay, söz konusu yaklaşımın yalnızca dostluktan değil, aynı zamanda uluslararası düzene olan inançtan kaynaklandığını vurguladı. Oktay, Türkiye'de 3 milyondan fazla Kırım Tatar kökenli vatandaşın bulunduğuna da dikkat çektiği açıklamasında, "Türkiye’nin temsilcisi olarak, Kırım Platformu’nun Kırım Tatarlarının haklarının güçlendirilmesine katkıda bulunmasını umuyorum." ifadesine yer verdi. "KIRIM TATARLARININ GÜVENLİĞİ VE REFAHI İÇİN HER ŞEYİ YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ" Ayrıca Kırım Tatarlarının haklarının elinden alınmasına Türkiye olarak izin vermeyeceklerinin altını çizen TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı konuşmasına, "Bugüne kadar yaptığımız gibi, Kırım Tatarı kardeşlerimizin güvenliği ve refahı için elimizden gelen her şeyi yapmaya devam edeceğiz. Ayrıca, cezaevinde bulunan Kırım Tatarlarının serbest bırakılması için çabalarımızı sürdüreceğiz." ifadelerleriyle devam etti. "İSTANBUL’DAKİ MÜZAKERELERE DEVAM EDİLMESİ BÜYÜK ÖNEM TAŞIMAKTADIR" Ukrayna'da adil ve kalıcı barışın sağlanmasının tüm uluslararası toplum için hayati önem taşıdığını da sözlerine ekleyen Oktay, Karadeniz Tahıl Girişimi kapsamında Türkiye'nin ilk kez tarafları bir araya getirdiğini anımsattı. Bu bağlamda Oktay, "Bu yıl İstanbul’da ev sahipliği yaptığımız üç görüşmede, mahkûm takası ve askerlerin cenazelerinin teslimi gibi insani alanlarda ilerleme kaydedilmiştir. Kalıcı barış için gerekli ivmeyi yeniden oluşturmak amacıyla İstanbul’daki müzakerelere devam edilmesi büyük önem taşımaktadır. Yeni girişimleri yakından takip ediyor, adil ve kalıcı barışın sağlanmasına ve bu uzun süren savaşın sona erdirilmesine yönelik çabalara katkıda bulunmak için tüm ilgili taraflarla yakın temas hâlinde olmaya devam ediyoruz." şeklinde konuştu. Öte yandan Oktay, Türkiye'nin Ukrayna'nın yeniden inşa çabalarını desteklediğini de sözlerine ekledi.

Kırımoğlu ve eşi Safinar Cemileva'nın oğlu Eldar Ebubekirov Kırım toprağıyla uğurlandı Haber

Kırımoğlu ve eşi Safinar Cemileva'nın oğlu Eldar Ebubekirov Kırım toprağıyla uğurlandı

Esma KASAR/QHA Ankara Kırım Tatar halkının millî lideri ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve eşi Safinar Cemileva’nın büyük oğlu Eldar Ebubekirov, 22 Ekim 2025 tarihinde hayatını kaybetti. Ebubekirov, 25 Ekim Cumartesi günü İstanbul’da son yolculuğuna uğurlandı. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camisi’nde öğle namazına müteakiben kılınan cenaze namazına eski Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İYİ Parti Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili M. Satuk Buğra Kavuncu, İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Nariman Celâl, Ukrayna'nın İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskıy, İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Yücel Coşkun, Kırım Millî Varlık Vakfı Başkanı Lenur Mambetov, Kırım Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, Özbekistan Kültür-Dayanışma ve İşbirliği Derneği Başkanı Çokay Koçar, İsa Yusuf Alptekin Vakfı Başkanı Cahit Dak, HİKEV Vakfı Başkanı Mehmet Çakırca ve AFAK Düşünce Derneği Başkanı Fuat Çamdibi başta olmak üzere diaspora ve sivil toplum kuruluşlarının çok sayıda temsilcisi katıldı. Katılımcılar, Kırımoğlu ailesine taziyelerini ileterek acılarını paylaştı. KIRIM’DAN GETİRİLEN TOPRAKLA VEDA Namazın ardından Eldar Ebubekirov, İstanbul’un Ümraniye ilçesindeki Ihlamurkuyu Mezarlığı’nda defnedildi. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Rus işgali altındaki Kırım’dan getirilen toprağı oğlunun kabrine koyarak sembolik bir veda gerçekleştirdi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.